KARGA İLE TİLKİ
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı
Ona nağme yapmaya başladı:
“-Ooo! Karga cenapları
merhaba!
Ne kadar güzelsiniz
ne kadar şirinsiniz!
Gözüm kör olsun yalanım varsa.
Tüyleriniz gibiyse sesiniz
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın.
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını
düşürdü nevalesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim
Size güzel bir ders vereceğim:
Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir
Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.”
Karga şaşkın
mahcup
biraz da geç ama
Yemin etti gayrı faka basmayacağına.
La Fontaine
TİLKİ İLE KEDİ
Tilki ile kedi sohbet ediyorlarmış.Tilki durmadan ne kadar hilekar ve kurnaz olduğunu anlatıyormuş.Söylediğine göre düşmanları onu alt edemezmiş çünkü onlardan kurtulacak bir sürü oyun ve hile bilirmiş.
Kedi biraz da utanarak;”Ben fazla oyun bilmem ki!” demiş.”Düşmanlarımın elinden kurtulmak için bir tek yol bilirim
o da kaçmaktır.”
Tilki;”Kedi kardeş!” demiş
”Ben her tehlike karşısında başımın çaresine bakabilirim ama senin durumuna üzülüyorum.Korkarım bir gün düşmanların seni çabuk alt edecek.”
Az sonra bir sürü tazının bağrışmalarını duymuşlar.Bir avcı topluluğuna ait olan bu köpekler
bütün hızlarıyla kendilerine doğru koşuyormuş.Kedi hemen
yanındaki bir ağacın dallarına sıçrayarak en üstteki bir yaprak kümesinin içine saklanmış.
Tilki ise;”Acaba şu hileyi mi yapsam
yoksa bu hileyi mi?” diye düşünmeye başlamış.Çünkü o kadar çok hile biliyormuş ki
hangisini uygulamasının daha doğru olacağına karar veremiyormuş.Tam birisini uygulayacakmış ki
tazılar etrafını çevirip tilkinin işini bitirivermişler.
Bütün olanları yukarıdan seyreden kedi
çok hile bilmediğine şükretmiş.
ZALİM ASLAN
Vaktiyle ormanın birinde
canavar mı canavar bir aslan varmış.Çok kan döker
canını yakmadık tek bir hayvan bile bırakmazmış.O yaşadığı sürece
hiçbir hayvan rahat yüzü görmemiş.Bütün hayvanlar ondan nefret eder
ölümünü beklermiş.
Bu zalim aslan sonunda yaşlanmış.Gücü kuvveti kalmamış.Ağzındaki dişler de dökülünce herkesin maskarası olmuş.Hiçbir hayvan ona yardım etmiyor ve onunla konuşmuyormuş.Hayvanlar bir gün oturup karar almışlar;”Gelin hep beraber
bize bunca kötülük eden bu zalim aslanı iyice bir dövelim. Yaptıklarının cezasını
az da olsa gömüş olsun böylece.”
Sonunda bütün hayvanlar aslana saldırmış.iyice bir dövmüşler onu.Birisi boynuz vuruyor
diğeri çifte atıyor
bir başkası ısırıyormuş.Böylece;yaman bir öç almışlar aslandan.
ASLAN İLE FARE
Herkese saygı göstermeli elden geldikçe.
Umulmadık kimselerden fayda görür insan.
İşte bu
gerçeği anlatan bir hikaye
Daha nice bin hikaye arasından.
Pençesi dibinde bir arslanın
Dalgınlıkla bir fare çıkıverdi.
Bu fırsatı kullanmadı sultanı ormanın
Fareye dokunmayıp bir büyüklük gösterdi.
Bu iyiliği boşa gitti sanmayın;
Kimin aklına gelir ki bir an
Fareye işi düşer arslanın?
Ama o da bir gün dışarı çıktı ormandan;
Gitti tutuldu bir ağa.
Ne çırpınma
ne kükreme … Kâr etmez tuzağa.
Bay fare koştu; dişiyle arslanın ağını
Öyle bir kemirdi ki ağ söküldü nihayet.
Sabırla zamanın yaptığını;
Ne kuvvet yapabilir
ne şiddet.
“İyilik eden iyilik bulur.”
“Hizmet et benim için
hizmet edeyim senin için.”
“İyilik iki baştan olur.”
Jean de La Fontaine
( Çev.: O. Veli Kanık )
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı
Ona nağme yapmaya başladı:
“-Ooo! Karga cenapları
Ne kadar güzelsiniz
Gözüm kör olsun yalanım varsa.
Tüyleriniz gibiyse sesiniz
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın.
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim
Size güzel bir ders vereceğim:
Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir
Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.”
Karga şaşkın
Yemin etti gayrı faka basmayacağına.
La Fontaine
TİLKİ İLE KEDİ
Tilki ile kedi sohbet ediyorlarmış.Tilki durmadan ne kadar hilekar ve kurnaz olduğunu anlatıyormuş.Söylediğine göre düşmanları onu alt edemezmiş çünkü onlardan kurtulacak bir sürü oyun ve hile bilirmiş.
Kedi biraz da utanarak;”Ben fazla oyun bilmem ki!” demiş.”Düşmanlarımın elinden kurtulmak için bir tek yol bilirim
Tilki;”Kedi kardeş!” demiş
Az sonra bir sürü tazının bağrışmalarını duymuşlar.Bir avcı topluluğuna ait olan bu köpekler
Tilki ise;”Acaba şu hileyi mi yapsam
Bütün olanları yukarıdan seyreden kedi
ZALİM ASLAN
Vaktiyle ormanın birinde
Bu zalim aslan sonunda yaşlanmış.Gücü kuvveti kalmamış.Ağzındaki dişler de dökülünce herkesin maskarası olmuş.Hiçbir hayvan ona yardım etmiyor ve onunla konuşmuyormuş.Hayvanlar bir gün oturup karar almışlar;”Gelin hep beraber
Sonunda bütün hayvanlar aslana saldırmış.iyice bir dövmüşler onu.Birisi boynuz vuruyor
ASLAN İLE FARE
Herkese saygı göstermeli elden geldikçe.
Umulmadık kimselerden fayda görür insan.
İşte bu
Daha nice bin hikaye arasından.
Pençesi dibinde bir arslanın
Dalgınlıkla bir fare çıkıverdi.
Bu fırsatı kullanmadı sultanı ormanın
Fareye dokunmayıp bir büyüklük gösterdi.
Bu iyiliği boşa gitti sanmayın;
Kimin aklına gelir ki bir an
Fareye işi düşer arslanın?
Ama o da bir gün dışarı çıktı ormandan;
Gitti tutuldu bir ağa.
Ne çırpınma
Bay fare koştu; dişiyle arslanın ağını
Öyle bir kemirdi ki ağ söküldü nihayet.
Sabırla zamanın yaptığını;
Ne kuvvet yapabilir
“İyilik eden iyilik bulur.”
“Hizmet et benim için
“İyilik iki baştan olur.”
Jean de La Fontaine
( Çev.: O. Veli Kanık )