Eylülde Gel
Eylül vuslattir.
Kürkçü dükkanidir Eylül, tilkilerin istilasinda
Güzel kokar, tadi eşsizdir, islakliginda akil yitirir insan
Tenin tene özlemini en iyi Eylül bilir.
Onun bakişlari altinda sevişilir.
Baş başa kalan ilk sözün şahididir.
Eylülde gel.
Bu solgun renge
Bu şehir Eylüle kadar anca dayanir.
Yoksa işgal... dag çiçekleri sürgün
Ellerim avucuna açar mahremini
Ellerim Eylüle kadar anca dayanir
Yoksa yanar... odamin rengi kül
Eylül anlar dilinden ayriligin
En onulmaz yaranin merhemini
Eylül çalar gögsüme
Yoksa kanar... gögsüm nefese küskün
Eylül başkadir, Temmuza benzemez
Kan-ter içinde açar mevsim çiçekleri
Aşka feda edip gövdelerini
Yok olurlar ilahi bir varligin ellerinde
Eylül aşiklarin mevsimi, benim mevsimim
Eylül...
Şehrin surlarinda yatan
Divane ordusunun mevsimi, tek kişilik
Zafer şarkilarinin özleminde degil,
Fethedilme arzusunda bekleyen bu vakur ordunun
Umudu Eylül...
Eylülde gel
Bu şiir bitsin...
Yeni dizeler dökülsün bedenimden
Eylülde gelirsen barişir gögsüm nefesle
Tenim teninle buluşursa Eylülde
Selamlarini savip daglarin
Şehirde başlayan hikaye
Kuytularinda sürer yine şehrin
Başkadir Eylül
Benzemez Temmuza.
Benzetme Eylülü Temmuza
Bu hikaye bitsin gözde şehrin kuytularinda
Yeni cümlelere gebe kalalim
Yikip bekaretimizi...
Eylüldür umudum
Sensin umudum
Tenindir, dilindir, gülüşün ve kokuşundur umudum
Umudum Eylüldür
Eylül narindir, kirilgandir
Ince olacaksin yaşarken Eylülü
Parmak ucunda yürüyeceksin...
Eylülde gel ki
Sarayim seni
Incitmeden ölü yapraklari
Aglatmadan hazin sonbahar havasini
Kavuşmamizla neşe bulsun
Gögsü yarali Eylül agaçlari
Eylül vuslattir.
Kürkçü dükkanidir Eylül, tilkilerin istilasinda
Güzel kokar, tadi eşsizdir, islakliginda akil yitirir insan
Tenin tene özlemini en iyi Eylül bilir.
Onun bakişlari altinda sevişilir.
Baş başa kalan ilk sözün şahididir.
Eylülde gel.
Bu solgun renge
Bu şehir Eylüle kadar anca dayanir.
Yoksa işgal... dag çiçekleri sürgün
Ellerim avucuna açar mahremini
Ellerim Eylüle kadar anca dayanir
Yoksa yanar... odamin rengi kül
Eylül anlar dilinden ayriligin
En onulmaz yaranin merhemini
Eylül çalar gögsüme
Yoksa kanar... gögsüm nefese küskün
Eylül başkadir, Temmuza benzemez
Kan-ter içinde açar mevsim çiçekleri
Aşka feda edip gövdelerini
Yok olurlar ilahi bir varligin ellerinde
Eylül aşiklarin mevsimi, benim mevsimim
Eylül...
Şehrin surlarinda yatan
Divane ordusunun mevsimi, tek kişilik
Zafer şarkilarinin özleminde degil,
Fethedilme arzusunda bekleyen bu vakur ordunun
Umudu Eylül...
Eylülde gel
Bu şiir bitsin...
Yeni dizeler dökülsün bedenimden
Eylülde gelirsen barişir gögsüm nefesle
Tenim teninle buluşursa Eylülde
Selamlarini savip daglarin
Şehirde başlayan hikaye
Kuytularinda sürer yine şehrin
Başkadir Eylül
Benzemez Temmuza.
Benzetme Eylülü Temmuza
Bu hikaye bitsin gözde şehrin kuytularinda
Yeni cümlelere gebe kalalim
Yikip bekaretimizi...
Eylüldür umudum
Sensin umudum
Tenindir, dilindir, gülüşün ve kokuşundur umudum
Umudum Eylüldür
Eylül narindir, kirilgandir
Ince olacaksin yaşarken Eylülü
Parmak ucunda yürüyeceksin...
Eylülde gel ki
Sarayim seni
Incitmeden ölü yapraklari
Aglatmadan hazin sonbahar havasini
Kavuşmamizla neşe bulsun
Gögsü yarali Eylül agaçlari