- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Evrenin Rengi
Resmi olarak bejdir. 2002′de, Johns Hopkins Üniversitesinden Amerikalı bilimciler, Avustralya Kırmızıya Kayan Galaksileri İnceleme Kurumunun topladığı 200.000 galaksi ışığını inceledikten sonra evrenin soluk yeşil renkte olduğu sonucuna vardılar. Evren göründüğü gibi, gümüşi parçalarla siyah değildi. Dulux renk katalogunu standart olarak alırsak, bu renk, Meksika yeşili, yeşim yeşili ve Shangri-La ipek yeşili arasında bir yerde yer alıyordu. Bununla birlikte, Amerikan Astronomi Derneğine yapılan açıklamadan birkaç hafta sonra, hesaplamalarında bir hata yaptıklarını ve evrenin aslında daha çok köstebek derisi renginin kasvetli bir tonu olduğunu itiraf etmek durumunda kaldılar.
17. yüzyıldan bu yana, en büyük ve en meraklı zihinlerin bazıları geceleyin gökyüzünün neden siyah olduğu üzerine kafa yordu. Eğer evren sonsuzsa ve eşit biçimde dağılmış sonsuz Sayıda yıldız içeriyorsa, baktığımız her yerde bir yıldız bulunmalı ve gökyüzü geceleyin gündüz gibi aydınlık olmalıydı.
Bu durum, bu sorunu 1826′da tanımlayan Alman gökbilimci Heinrich Olberse (bunu yapan ilk kişi değildi) atfen, Olbers Paradoksu olarak bilinir.
Şu ana kadar hiç kimse bu soruna gerçekten doyurucu bir cevap sunamadı. Belki yıldızların sayısı sonsuz değildir, belki en uzaktaki yıldızların ışığı bize henüz ulaşmadı. Olbersin çözümü şuydu: Geçmişteki bir zamanda bütün yıldızlar ışık saçmıyordu ve bir şey onların ışık saçmaya başlamalarını sağlamıştı.
En uzaktaki yıldızların ışığının hâlâ yolda olduğunu ilk söyleyen kişi, kehanet gibi şiirsel düzyazısı Eureka (1848) ile Edgar Allan Poeydu.
2003′te Hubble Uzay Teleskopunun Ultra Derin Alan Kamerası, geceleyin gökyüzünün en boş görünen kısmına doğrultuldu ve film bir milyon saniye (yaklaşık 11 gün) boyunca ışıklandı. Ortaya çıkan fotoğraf, her birinde evirenin belirsiz uçlarına uzanan yüz milyonlarca yıldızın bulunduğunu ve bugüne dek bilinmeyen on binlerce galaksiyi gösteriyordu.