- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
"20 yıllık evliyiz" dedi kadın. "Eşimin geleceği saatte kal*bim hâlâ çarpar. O da beni görmek için koşarak gelir."
Belki kimilerine garip gelebilir. "Böyle bir şey olabilir mi? Günümüzde sevgi mi kaldı? Deliler gibi seviyorum, diyen nice çiftler, üç-beş ay sonra mahkeme kapısını çalıyor" diye*bilirsiniz.
Peki, bu çift, sevgilerini nasıl korumuş ve canlı tutmayı başarmış olabilir? Bunun sırrı ne?
Evet, sevgi kâinatın mayası olduğu gibi evliliğin de özü*dür. Eğer bir şeyin özüne bakarsanız dış kabuğunun iyi-kötü-çirkin güzel olması, sizi fazla ilgilendirmez.
Mesela cevizin kabuğuna değil, özüne talip olan, ondan faydalanır. Şayet erkek, sevgisini eşinin dış güzelliğinden ziyade iç. gü*zelliğine, yani güzel ahlâkına, şefkatine, nezaketine bina eder ve en önemlisi onu kendisine arkadaşlık edecek latif bir hediye olarak görürse o zaman samimi sevgi ortaya 'çıkar. Eşi de ona ciddi ve samimi hürmet ve sevgiyle karşılık verir.
Yıllar geçip ihtiyarlasalar bile sevgileri eskimez ve eksil*mez, tam tersine taze ve canlı kalır. Önemli bir zattan gelen hediyenin maddî değerinden çok manevî değerine kıymet verilir. Bu hediye, o zatın somut bir iltifatı olduğu için yıllar geçse de o sevgide bir azalma olmaz.
Tam tersine antika bir hediye olarak kıymeti daha da ar*tar. Bir padişahtan gelen elmanın içinde, lezzetinden çok padişahtan gelmesinin zevkinin olması bunun içindir.
Eşler de birbirlerini hayat fırtınaları arasında dayanacak*ları, koruyup kollayacakları, yalnızlıklarını, elem, keder, sı*kıntı ve mutluluklarını paylaşacak bir hediye olarak sevme*lidir.
Eşler birbirini, kırılacak bir vazo, kuruyacak bir çiçek de*ğil, daima canlı, ruhlu, hisli, heyecanlı, zevkli, latif ve eşsiz birer hediye olarak görmelidir ya da kendilerine verilen bir emanet gözüyle bakmalıdırlar.
O zaman bu sevgi, bir nevi ölümsüzlük sırrına erer. Böyle bir arkadaşlık zahirî ve dün*yevî maksatlardan öteye geçer. Menfaatler çerçevesinde ol*madığı ve araya riya girmediğinden halis, canlı ve daimi olur. Çünkü onlar, sevginin eskimeyen boyutunu yakaladık*larından yıllar, onların sevgilerini yıpratmak yerine canlan*dırır.
Belki kimilerine garip gelebilir. "Böyle bir şey olabilir mi? Günümüzde sevgi mi kaldı? Deliler gibi seviyorum, diyen nice çiftler, üç-beş ay sonra mahkeme kapısını çalıyor" diye*bilirsiniz.
Peki, bu çift, sevgilerini nasıl korumuş ve canlı tutmayı başarmış olabilir? Bunun sırrı ne?
Evet, sevgi kâinatın mayası olduğu gibi evliliğin de özü*dür. Eğer bir şeyin özüne bakarsanız dış kabuğunun iyi-kötü-çirkin güzel olması, sizi fazla ilgilendirmez.
Mesela cevizin kabuğuna değil, özüne talip olan, ondan faydalanır. Şayet erkek, sevgisini eşinin dış güzelliğinden ziyade iç. gü*zelliğine, yani güzel ahlâkına, şefkatine, nezaketine bina eder ve en önemlisi onu kendisine arkadaşlık edecek latif bir hediye olarak görürse o zaman samimi sevgi ortaya 'çıkar. Eşi de ona ciddi ve samimi hürmet ve sevgiyle karşılık verir.
Yıllar geçip ihtiyarlasalar bile sevgileri eskimez ve eksil*mez, tam tersine taze ve canlı kalır. Önemli bir zattan gelen hediyenin maddî değerinden çok manevî değerine kıymet verilir. Bu hediye, o zatın somut bir iltifatı olduğu için yıllar geçse de o sevgide bir azalma olmaz.
Tam tersine antika bir hediye olarak kıymeti daha da ar*tar. Bir padişahtan gelen elmanın içinde, lezzetinden çok padişahtan gelmesinin zevkinin olması bunun içindir.
Eşler de birbirlerini hayat fırtınaları arasında dayanacak*ları, koruyup kollayacakları, yalnızlıklarını, elem, keder, sı*kıntı ve mutluluklarını paylaşacak bir hediye olarak sevme*lidir.
Eşler birbirini, kırılacak bir vazo, kuruyacak bir çiçek de*ğil, daima canlı, ruhlu, hisli, heyecanlı, zevkli, latif ve eşsiz birer hediye olarak görmelidir ya da kendilerine verilen bir emanet gözüyle bakmalıdırlar.
O zaman bu sevgi, bir nevi ölümsüzlük sırrına erer. Böyle bir arkadaşlık zahirî ve dün*yevî maksatlardan öteye geçer. Menfaatler çerçevesinde ol*madığı ve araya riya girmediğinden halis, canlı ve daimi olur. Çünkü onlar, sevginin eskimeyen boyutunu yakaladık*larından yıllar, onların sevgilerini yıpratmak yerine canlan*dırır.