- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Erkeklerin gözüyle 'evlilik'
Erkekler için, "birini daha kaybettik" gözüyle bakılan olay, bağlılık yemini, prangalar, sürekli beraber geçirilecek günler, özgürlüğün kısıtlanması vb.
Biz kadınlara kalırsa da "hayatlarını kolaylaştırdıkları seçim". Yoksa biz mi böyle zannediyoruz?
Evlilik, erkeğin teklif etmesiyle başlanan bir süreç olduğu için, evlilik süresinin, devamlılığın, mutluluğun, mutsuzluğun, çocuk sahibi olma kararının, kısacası evliliğe dair her şeyin erkek tarafından yönetildiğini zannediyoruz. Çoğu zaman kendi aralarındaki esprilerden, toplumsal konuşmalardan dolayı mutsuz tarafın erkekler olduğunu, bir esaret altında olduklarını düşünüyoruz. En büyük yanılgı!
Evlilik erkek için hayat kolaylaştıran bir olaydır, bunu düşünen bütün kadınlar haklıdır, tebrikler! Bunu bilerek evliliklerini sürdüren çiftler ise çok daha mutludur. Erkek evlendikten sonra beklentilerini çoğaltmaz, aksine evlenmiştir, kendi deyimiyle bir sürü de masraf etmiştir, elle tutulur bir sebep olmadıkça düzenini de bozmak istemeyecektir. Yani öyle kadının düşündüğü gibi her gün nasıl bir esaret altında olduğunu falan düşünmemektedir.
Kadınsa erkeğin her an kendisini yenilemesini, nişanlılık süresindeki süprizlerin sürekliliğini, hayatın onun etrafında döndüğünü hissettirmesini bekler. Oysa hayat hiçbir zaman kadının etrafında dönmemiştir. O bir evlilik sürecidir ve sonuca giden yolda erkekler ne öğrendiyse onu uygulamaya çalışmıştır. Bu, kimi zaman nişanlılığını bir prens olarak geçirmek olur, kimi zamansa ev mobilyalarının tamamının kararını müstakbel eşe bırakmak olur.
Bunların hepsi erkek için düzenin kurulma sürecidir. Düzen kurulduğu an görev tamamlanır ve erkek, kadının neden mutsuz olduğunu anlamadan kurdukları düzende devam etmelerini ister.
Erkeğin gözüyle evlilik yalındır, sadedir. İki insan bir yola girer. O yolda sonuçta bir imza atılır, kendisiyle dalga geçen arkadaşların düğünlerine, nişanlarına gidilmek üzere iki kişilik bir hayat başlar. Kadınlar içinse evlilik her daim heyecanlı kalma, sürekli ilk günkü gibi sevgili olma, "Ay ne güzel, her gün beraberiz" deme sürecidir. Yani asıl evlilikten çok fazla beklentisi olan kadındır.
İyisi mi siz, kendi beklentilerinizle, eşinizin görevi tamamlama sürecini karıştırıp ortaya harika bir evlilik çıkarın. Onun arkasındaki gizli güç olun. "Neden eskisi gibi değilsin?" demek yerine, birlikte eski günlere dönün ve unutmayın, erkekler bizden çok daha kolay yönlendirilebilir ve çok daha kolay uyum sağlayabilir.
Bugünlere de onu siz getirmediniz mi?
Erkekler için, "birini daha kaybettik" gözüyle bakılan olay, bağlılık yemini, prangalar, sürekli beraber geçirilecek günler, özgürlüğün kısıtlanması vb.
Biz kadınlara kalırsa da "hayatlarını kolaylaştırdıkları seçim". Yoksa biz mi böyle zannediyoruz?
Evlilik, erkeğin teklif etmesiyle başlanan bir süreç olduğu için, evlilik süresinin, devamlılığın, mutluluğun, mutsuzluğun, çocuk sahibi olma kararının, kısacası evliliğe dair her şeyin erkek tarafından yönetildiğini zannediyoruz. Çoğu zaman kendi aralarındaki esprilerden, toplumsal konuşmalardan dolayı mutsuz tarafın erkekler olduğunu, bir esaret altında olduklarını düşünüyoruz. En büyük yanılgı!
Evlilik erkek için hayat kolaylaştıran bir olaydır, bunu düşünen bütün kadınlar haklıdır, tebrikler! Bunu bilerek evliliklerini sürdüren çiftler ise çok daha mutludur. Erkek evlendikten sonra beklentilerini çoğaltmaz, aksine evlenmiştir, kendi deyimiyle bir sürü de masraf etmiştir, elle tutulur bir sebep olmadıkça düzenini de bozmak istemeyecektir. Yani öyle kadının düşündüğü gibi her gün nasıl bir esaret altında olduğunu falan düşünmemektedir.
Kadınsa erkeğin her an kendisini yenilemesini, nişanlılık süresindeki süprizlerin sürekliliğini, hayatın onun etrafında döndüğünü hissettirmesini bekler. Oysa hayat hiçbir zaman kadının etrafında dönmemiştir. O bir evlilik sürecidir ve sonuca giden yolda erkekler ne öğrendiyse onu uygulamaya çalışmıştır. Bu, kimi zaman nişanlılığını bir prens olarak geçirmek olur, kimi zamansa ev mobilyalarının tamamının kararını müstakbel eşe bırakmak olur.
Bunların hepsi erkek için düzenin kurulma sürecidir. Düzen kurulduğu an görev tamamlanır ve erkek, kadının neden mutsuz olduğunu anlamadan kurdukları düzende devam etmelerini ister.
Erkeğin gözüyle evlilik yalındır, sadedir. İki insan bir yola girer. O yolda sonuçta bir imza atılır, kendisiyle dalga geçen arkadaşların düğünlerine, nişanlarına gidilmek üzere iki kişilik bir hayat başlar. Kadınlar içinse evlilik her daim heyecanlı kalma, sürekli ilk günkü gibi sevgili olma, "Ay ne güzel, her gün beraberiz" deme sürecidir. Yani asıl evlilikten çok fazla beklentisi olan kadındır.
İyisi mi siz, kendi beklentilerinizle, eşinizin görevi tamamlama sürecini karıştırıp ortaya harika bir evlilik çıkarın. Onun arkasındaki gizli güç olun. "Neden eskisi gibi değilsin?" demek yerine, birlikte eski günlere dönün ve unutmayın, erkekler bizden çok daha kolay yönlendirilebilir ve çok daha kolay uyum sağlayabilir.
Bugünlere de onu siz getirmediniz mi?