- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Erkeklerin Evlilik üzerine konuşmaları
Evlilik üzerine...
- Benimle evlenecek misin?
- Evet. (Ne yapıyorsun, çıldırdın mı? Bak bu işin şakası yok, hayır de, hayır de, lütfen!)
- Gerçekten doğruyu mu söylüyorsun!
- Evet hayatım. (İnan bilmiyorum, hiç istemiyorum ama...)
Evlendikten sonra...
- Burun kıllarını alma zamanı!
- Yarın yapsak karıcığım? (Ne bugün, ne yarın, ne de sonraki gün. Senin için değil. Artık evlendiğimize göre, ne önemi var burun kıllarımın. Zaten seninim. Hem de tamamen. Çünkü sen öyle istedim. O zaman burun kıllarımla senin olacağım. Anladın mı? Hem, şu Allahın cezası uzaktan kumanda nerede?)
- Evliyim evet. Mutluyum da... Peki o zaman neden hala başka kadınları çekici buluyorum? Tanrım, ben neden iflah olmuyorum...
- Sence kadınlar ve erkekler seks işin içine karışmadan ilişki kurabilirler mi? Yani demek istiyorum ki, sence arkadaş olabilirler mi? İlla sevişmeleri mi gerekiyor?
- Hayır karıcığım nereden çıkardın elbette ki, sevişmeden de arkadaş olabilirler! (Sen öyle zannet. Bu mümkün değil hayatım. Bunu senin anlaman da!)
- Sevgilim...
- Zzzzzzz. (Uyuyorum, beni rahat bırak!)
- Sen kocamsın, seni seviyorum ve ben sadece mutlu olmak istiyorum.
- Hı hı. (Bense para kazanmak istiyorum!)
Kendi gerçeklerine dair...
- Keşke penisim daha büyük olsaydı!
- Ne dedin?
- Bir şey yok. (Pardon, sadece sesli düşünüyordum!)
- Kadınların penis kıskançlığı olduğu söylenir!
- Evet, öyle derler... (Derler ama benimkinin ne kadar küçük olduğunu bilseler, demekten vazgeçerler!)
- Bak, seni kız arkadaşımla tanıştırayım, bu da kocam...
- Merhaba eşim sizden çok söz etti. (Tanrım kalçaları ne kadar güzel!)
Evde...
- Bulaşıkları makineye koyacağım, sonra biraz ütü yapacağım... Sonra da akşam yemeğini hazırlarım, tamam mı? Sen de yardım edersin?
- Tabii (Hayır, hayır, hayır! Sadece ayaklarımı uzatıp televizyon seyretmek istiyorum ve senin beni beslemeni, beslerken de susmanı diliyorum. Allahım lütfen konuşmasın!)
Sevişirken...
- Bu zevk veriyor mu?
- Elbette hayatım, devam et. (O gördüğüm otomobili bir alabilsem. Benimkini satsam, birazını peşin versem. Vade yaparlar mı acaba?)
- Çok güzeldi değil mi?
- Evet canım. (Sırtımı dönüp televizyon seyretmek istediğimi niye anlamıyor! Niye yaptığımız işin bile teorisini yapmamız gerekiyor? Niye kadınlar böyle? Neden işim bitince, o işle işimin tamamen bittiği, benim de bittiğimi anlamak bu kadar zor. Nedeeeen?)
İçsel...
- Kimse beni anlamıyor...
- Ben de kendimi anlamıyorum.
- Başka bir gezegenden gelmiş bir yaratığım ben!
- Bazen karımı öldürmenin nasıl bir şey olacağını düşünüyorum.
- Mesela cesedini nereye gömerdim? Aslında öldürmek değil de, nasıl desem, bazen onun buharlaşmasını istiyorum. Biraz nefes alabilmek için, onun olmadığı bir havayı tenefüs etmek için. Ama buharlaşsa bile içime çekeceğim oksijende olur biliyorum. Ondan kurtulmak mümkün değil. Peki ben bunları kime anlatacağım. Onsuz, yeni bir heyecan nasıl yaşayacağım?
- Başka erkeklerin de benim gibi düşünüp düşünmediğini merak ediyorum. Ama böyle şeyler konuşulmaz ki!
Ekstrem durumlar...
- Şu borsadaki düşüşlerden söz etsek... (Aslında umrumda bile değil, içimde arkası ipli bir külot var, karım giydirdi, canım acıyor!)
- Evet haklısınız, durum kritik, bir şeyler yapmalıyız! (Umarım bugün bir trafik kazası filan geçirmem, pantolonumun altında kırmızı bir külot olduğunu anlaşılırsa bütün kariyerim mahfolur! Ne yapmam gerektiğini biliyorum, bir an önce gidip onu değiştirmeliyim!)
Bir itiraf anında...
- Karım birkaç saat geç kaldı. Şu an nerede bilmiyorum. Galiba yoldadır, onu bekliyorum. Evet, evet ben de onu merak etmeye başladım (Yalan! Belki kaçırılmış, ya da öldürülmüştür. Elbette ki üzülürüm. Hatta ağlarım. Ama onsuz bir hayat. Düşünsene... Bütün problemlerim çözülür, üstelik herşey, benim herhangi bir dahlim olmadan gerçekleşmiş olur!)
Ve son olarak...
- Sen neler düşünüyorsun?
- Ben mi... Hiiiç. (Bunlar erkeklerin gizli düşünceleri!)
Evlilik üzerine...
- Benimle evlenecek misin?
- Evet. (Ne yapıyorsun, çıldırdın mı? Bak bu işin şakası yok, hayır de, hayır de, lütfen!)
- Gerçekten doğruyu mu söylüyorsun!
- Evet hayatım. (İnan bilmiyorum, hiç istemiyorum ama...)
Evlendikten sonra...
- Burun kıllarını alma zamanı!
- Yarın yapsak karıcığım? (Ne bugün, ne yarın, ne de sonraki gün. Senin için değil. Artık evlendiğimize göre, ne önemi var burun kıllarımın. Zaten seninim. Hem de tamamen. Çünkü sen öyle istedim. O zaman burun kıllarımla senin olacağım. Anladın mı? Hem, şu Allahın cezası uzaktan kumanda nerede?)
- Evliyim evet. Mutluyum da... Peki o zaman neden hala başka kadınları çekici buluyorum? Tanrım, ben neden iflah olmuyorum...
- Sence kadınlar ve erkekler seks işin içine karışmadan ilişki kurabilirler mi? Yani demek istiyorum ki, sence arkadaş olabilirler mi? İlla sevişmeleri mi gerekiyor?
- Hayır karıcığım nereden çıkardın elbette ki, sevişmeden de arkadaş olabilirler! (Sen öyle zannet. Bu mümkün değil hayatım. Bunu senin anlaman da!)
- Sevgilim...
- Zzzzzzz. (Uyuyorum, beni rahat bırak!)
- Sen kocamsın, seni seviyorum ve ben sadece mutlu olmak istiyorum.
- Hı hı. (Bense para kazanmak istiyorum!)
Kendi gerçeklerine dair...
- Keşke penisim daha büyük olsaydı!
- Ne dedin?
- Bir şey yok. (Pardon, sadece sesli düşünüyordum!)
- Kadınların penis kıskançlığı olduğu söylenir!
- Evet, öyle derler... (Derler ama benimkinin ne kadar küçük olduğunu bilseler, demekten vazgeçerler!)
- Bak, seni kız arkadaşımla tanıştırayım, bu da kocam...
- Merhaba eşim sizden çok söz etti. (Tanrım kalçaları ne kadar güzel!)
Evde...
- Bulaşıkları makineye koyacağım, sonra biraz ütü yapacağım... Sonra da akşam yemeğini hazırlarım, tamam mı? Sen de yardım edersin?
- Tabii (Hayır, hayır, hayır! Sadece ayaklarımı uzatıp televizyon seyretmek istiyorum ve senin beni beslemeni, beslerken de susmanı diliyorum. Allahım lütfen konuşmasın!)
Sevişirken...
- Bu zevk veriyor mu?
- Elbette hayatım, devam et. (O gördüğüm otomobili bir alabilsem. Benimkini satsam, birazını peşin versem. Vade yaparlar mı acaba?)
- Çok güzeldi değil mi?
- Evet canım. (Sırtımı dönüp televizyon seyretmek istediğimi niye anlamıyor! Niye yaptığımız işin bile teorisini yapmamız gerekiyor? Niye kadınlar böyle? Neden işim bitince, o işle işimin tamamen bittiği, benim de bittiğimi anlamak bu kadar zor. Nedeeeen?)
İçsel...
- Kimse beni anlamıyor...
- Ben de kendimi anlamıyorum.
- Başka bir gezegenden gelmiş bir yaratığım ben!
- Bazen karımı öldürmenin nasıl bir şey olacağını düşünüyorum.
- Mesela cesedini nereye gömerdim? Aslında öldürmek değil de, nasıl desem, bazen onun buharlaşmasını istiyorum. Biraz nefes alabilmek için, onun olmadığı bir havayı tenefüs etmek için. Ama buharlaşsa bile içime çekeceğim oksijende olur biliyorum. Ondan kurtulmak mümkün değil. Peki ben bunları kime anlatacağım. Onsuz, yeni bir heyecan nasıl yaşayacağım?
- Başka erkeklerin de benim gibi düşünüp düşünmediğini merak ediyorum. Ama böyle şeyler konuşulmaz ki!
Ekstrem durumlar...
- Şu borsadaki düşüşlerden söz etsek... (Aslında umrumda bile değil, içimde arkası ipli bir külot var, karım giydirdi, canım acıyor!)
- Evet haklısınız, durum kritik, bir şeyler yapmalıyız! (Umarım bugün bir trafik kazası filan geçirmem, pantolonumun altında kırmızı bir külot olduğunu anlaşılırsa bütün kariyerim mahfolur! Ne yapmam gerektiğini biliyorum, bir an önce gidip onu değiştirmeliyim!)
Bir itiraf anında...
- Karım birkaç saat geç kaldı. Şu an nerede bilmiyorum. Galiba yoldadır, onu bekliyorum. Evet, evet ben de onu merak etmeye başladım (Yalan! Belki kaçırılmış, ya da öldürülmüştür. Elbette ki üzülürüm. Hatta ağlarım. Ama onsuz bir hayat. Düşünsene... Bütün problemlerim çözülür, üstelik herşey, benim herhangi bir dahlim olmadan gerçekleşmiş olur!)
Ve son olarak...
- Sen neler düşünüyorsun?
- Ben mi... Hiiiç. (Bunlar erkeklerin gizli düşünceleri!)