-
- Üyelik Tarihi
- 11 Nis 2008
-
- Mesajlar
- 987
-
- MFC Puanı
- 33
Erkek dediğin sözünün eridir, ağlamaz, yalan söylemez, güçlüdür, kendine güvenir, dürüsttür, boyun eğmez, mücadelecidir, evin reisidir, çalışkandır, merttir, ana kuzusu değildir, babasından korkmaz, her daim iktidardır, adam gibi adamdır. Yani erkek dediğin aslında mükemmel bir varlıktır! Acaba üzerine düşünmeden, peşin hükümlerle kabullendiğimiz gibi midir erkekler?
Erkekteki duygu düzenleyici beyin faaliyeti ile kadındaki,aynı şekilde çalışmaz.Erkekler daha çok hesap ve matematik adamı,kadınlar ise daha çok sanat ve edebiyat insanı olurlar.Duygusal konularda ve duyguların ön planda olduğu konularda kadınlar daha başarılıdır.Erkekler ağlamayı güçsüzlük işareti kabul ettiklerinden ağladıklarında erkek yönü ve kimliğine ters düşecekleri ön kabulüyle hareket ederler."Ağladığında erkek olmazsın" baskısı altındaki biyolojik eğilim toplumsal olarak da desteklenir.Asırlardan beri devam eden bu yaklaşım yalnızca kültürel öğretilerle açıklanamaz.Burada biyolojik ve genetik boyutun varlığı da unutulmamalıdır.Öğretilerle desteklenmiş hatta abartılmış ataerkil ve otoriter kültürlerde erkeğin avcı yönünü üstlenmesi onun mücadele etemesini ve acılara katlanmasını gerektirir, o korkuya karşı daha dirençli olmalıdır.Ağladığında korkuya direnmesi güç olacağından,felsefe olarak erkeğe ağlamaması gerektiği telkin edilir.
Erkekteki duygu düzenleyici beyin faaliyeti ile kadındaki,aynı şekilde çalışmaz.Erkekler daha çok hesap ve matematik adamı,kadınlar ise daha çok sanat ve edebiyat insanı olurlar.Duygusal konularda ve duyguların ön planda olduğu konularda kadınlar daha başarılıdır.Erkekler ağlamayı güçsüzlük işareti kabul ettiklerinden ağladıklarında erkek yönü ve kimliğine ters düşecekleri ön kabulüyle hareket ederler."Ağladığında erkek olmazsın" baskısı altındaki biyolojik eğilim toplumsal olarak da desteklenir.Asırlardan beri devam eden bu yaklaşım yalnızca kültürel öğretilerle açıklanamaz.Burada biyolojik ve genetik boyutun varlığı da unutulmamalıdır.Öğretilerle desteklenmiş hatta abartılmış ataerkil ve otoriter kültürlerde erkeğin avcı yönünü üstlenmesi onun mücadele etemesini ve acılara katlanmasını gerektirir, o korkuya karşı daha dirençli olmalıdır.Ağladığında korkuya direnmesi güç olacağından,felsefe olarak erkeğe ağlamaması gerektiği telkin edilir.