Rapunzel
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 11 Mar 2015
-
- Mesajlar
- 5,320
-
- MFC Puanı
- -445
Erkeğiniz Evlenilecek Birisi mi ?
Annesiyle ilişkisi nasıldır?
Bir erkeğin annesine davranış şekli, kadınlara verdiği değerin bir ön izlemesidir. Etrafınızdaki herkes "anne kuzusu erkekten uzak dur" diyebilir. Siz onları dinlemeyin. Kendi annesine saygısız davranan erkek diğer kadınlara kim bilir neler yapar!
Ne istediğini biliyor mu?
"Büyüyünce ne olacaksın" sorusunu hepimiz defalarca duymuşuzdur. Bu soru büyüdüğümüz zaman da önemini korumaya devam ediyor. Geleceğe dair hedefleri olmayan, hayatıyla ilgili amaçlarını belirlememiş erkekten uzak durun.
Karşılaştığı her sorunda pes edip yıkılıyor mu?
En ufak aksaklıkta bile yüzü düşen, kahrolan karamsar insanlar sizi dibe çeker. Hele bir de bu kişi hayatınızı birleştirmeyi düşündüğünüz insansa ömür boyu kara bulutlarla çevrili bir hayat yaşayacaksınız demektir.
Hayatın iyi yönlerini göremeyen, zorluklarla birlikte göğüs geremeyeceğiniz erkeği hayatınıza sokmayın.
Evlilikten korkuyor mu?
İşte bu koca bir yalan. Aslına bakarsanız hiçbir erkek erkek evlilikten korkmaz. Sadece evliliğin getireceği sorumlulukları taşımaya gücü yoktur ya da işine gelmiyordur. Dışarıdaki yüzlerce çiçekten bal almak varken neden tek bir papatyayla yetineyim diye düşünen bir arıdan farkı yoktur. Aman ha sakın "belki ilişkimiz ilerledikçe fikri değişir" diye düşünmeyin. Tüm erkekler niyetini en baştan belli eder aslında. Biz sadece aşkın verdiği at gözlükleri yüzünden gerçekleri görmek istemeyiz.
Öfkesini kontrol edebiliyor mu?
Ne yazık ki tüm kadınlar duygusal veya fiziksel şiddeti hayatında en az bir kez yaşıyor. Konu ne olursa olsun size elini kaldırdığı an, bir canavar gibi tükürükler saçarak size bağırdığı zaman hemen ama hemen o adamdan olabildiğince uzağa kaçın. "Aslında beni çok seviyor, asla canımı yakmak istemez ama sinirlenince kendine hakim olamıyor işte" cümlesini kurarsınız muhtemelen fakat bu cümlede "ama"dan önceki kısmın hiçbir kıymeti yok. Bu duruma katlanmak zorunda değilsiniz. O adam sizi hak etmiyor.
Hatasını kabul ediyor mu?
Erdemli bir insanın belki de en önemli özelliği, hatasını kabul etme ve özür dileyebilme davranışıdır. Ne yazık ki erkeklerin çoğuna bu özellik yüklenmemiş. Hatalı olduğunu bildiği halde, özür dilemeyi bir zayıflık olarak gördüğü için "özür dilerim" lafını ağzından almak oldukça güçtür. Oysa elinde en sevdiğiniz çikolatayla veya bir demet papatyayla gelip "ben eşeğim" dese, gözünüzde bin kat daha değerli bir insana dönüşecek. Hatasını kabul etmeyen erkeği de almayın hayatınıza. Yakmayın kendinizi bu odunlarla.
Kıyafetlerinize, nereye gittiğinize, ne yaptığınıza karışıyor mu?
İlişkide kıskançlık elbette olması gereken ve ilişkiyi besleyen bir faktördür. Fakat bunun dozunu tutturamayan erkek size ciddi sıkıntılar yaratabilir. "O eteği giyemezsin", "artık o çocukla görüşmeni istemiyorum" , "en geç dokuzda evde ol"... Yazarken bile sinirleniyorum. Siz kimsenin eşyası ya da evcil hayvanı değilsiniz. Size emirler vermesine, hayatınızı yönetmesine izin vermeyin. Siz o yokken de var olan, ondan sonra da var olacak olan bir bireysiniz. Kendinize olan saygınızı kaybettirmesine izin vermeyin.
Değişime açık mıdır?
"Ben buyum beni böyle kabul et" dediği an çantanızı alın ve o erkekle vedalaşın. İnsan denilen canlı, yeniliğe ve değişime açıktır. Yıllar içinde, sevdiğimiz müzik türü, giyim stilimiz, olaylara bakış açımız ve diğer pek çok şey sürekli bir değişim halindedir.
Değişimi baştan reddeden, olumsuz özelliklerini ömür boyu değiştirmeyeceğini söyleyen erkek gerçekten doğruyu söylüyordur ve değişmeyecektir. Siz onu o şekilde kabul etmek zorunda değilsiniz.
Bir ilişkide karşılıklı fedakarlıklar olmazsa o ilişkinin ömrü zaten son derece kısa olacaktır. Bırakın değişmesin ve kendi sabit dünyasına yalnız başına yaşasın.
Eğlenilecek bir erkek midir?
Umarım içinizde erkekleri hala "evlenilecek erkek" "eğlenilecek erkek" diye ayıranlar yoktur. Eğlenemeyeceğiniz adamla bir ömrü nasıl geçireceksiniz yahu? Birlikte eğlenemediğiniz, saçma sapan şeylere gülüp, kimi zaman da ufak çılgınlıklar yapamayacağınız bir erkekle sürdüreceğiniz hayatı bir düşünsenize. Sıkıcı, buhran dolu, daha da sıkıcı, bunaltıcı, daha da daha da sıkıcı!
Merhamet ve şefkat sahibi midir?
Kadınların, merhametli, şefkatli, sıcacık bir kalbe sahip olması alıştığımız bir durum. Erkeklerde nadiren görülen bu özellik, dikkat etmemiz gereken önemli şeylerden biri.
Canınız yandığında onun da yüreği parçalanıyorsa, hasta olduğunuz zaman ne yapabilirim diye etrafınızda dört dönüyorsa, bütün mutfağı birbirine katmasına rağmen size sıcak bir ıhlamur yapıyorsa, çok yorulduğunuz zaman çantanızı bile taşıyorsa, sıkı sıkı tutunun adama, sakın elinizden kaçırmayın!
Diğer insanlara nasıl davranıyor?
Bir erkeğin sizi el üstünde tutması, prenses gibi davranması asla tek başına yeterli değildir. Diğer insanlara davranış şekline bakarak bir insanı çok kolay tanıyabilirsiniz. Bir mekana gittiğinizde masaya gelen garsonla nasıl konuşuyor? Nazik ve güler yüzlü mü yoksa kaba ve emirler savurarak mı? Yolda yürürken aniden yanınıza gelen peçete satan çocuğa nasıl davranıyor? Sevecen ve merhametli mi yoksa kaba ve saldırgan mı?
Kalbinde iyilik barındırmayan ve nezaket sahibi olmayan erkeğin sizin hayatınızda yeri olmamalı.
Sizi dinliyor mu?
Mutsuz sonla biten evliliklerin tümünün altında bu sorun yatar: dinlemek. Erkekler dinliyor gibi yapmak konusunda uzmandır. Sizi gerçekten dinlediğinden, fikirlerinizi önemsediğinden, sorunlarınızla ilgilendiğinden ve size destek olduğundan emin olun. İdeal eş aynı zamanda iyi bir arkadaş da olmalıdır. Mutlu bir evliliğin sırrı da karşılıklı saygının ve sağlıklı iletişimin sürdürülebilmesinde gizlidir. Size saygı duymuyorsa, anlattıklarınızla ilgilenmeyip, düşüncelerinizi önemsemiyorsa bırakın ve yolunuza onsuz devam edin.
Sizi başka insanlarla kıyaslıyor mu?
İlişkiyi, başka kadınlarla rekabet etmek için yaşamazsınız. Siz, olduğunuz halle zaten harika bir insansınız. Kusurlarınızla, güzelliklerinizle, doğrularınızla ve yanlışlarınızla varsınız bu dünyada. Sizi sürekli başka kadınlarla kıyaslayan ve kendinizi kötü hissetmenize sebep olan erkeğe hemen çıkışın yerini gösterin ve kendinizi özgür bırakın.
Küçük sürprizler yapıyor mu?
Elbette evin önüne bir kamyon dolusu kırmızı gülle gelsin demiyorum ama arada sırada sizi şaşırtmalı, mutlu etmeli. Yorgun olduğunuz gün, gizlice mutfağa gidip sizin için atıştırmalık bir şeyler hazırlasın, mutsuz uyandığınız gün sizi keyiflendirmek için ufak sevimlilikler yapsın, senede birkaç kez en sevdiğiniz çiçeklerle kapıyı çalsın yeter.
Çocuklarla nasıl bir ilişkisi var?
Bazılarınızın "böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum" dediğini duyar gibiyim. Yine de evin içinde minik ayaklarıyla pat pat yürüyen sevimli bir canavara kim hayır diyebilir ki? Tabi çocuk istiyorsak karşı tarafın da bu konuda ne düşündüğünü bilmemiz lazım. Çocuk istiyor mu? Çocuk olduğu zaman bunun getireceği sorumlulukları yerine getirebilir mi? Hepimiz kendimize iyi bir eş istediğimiz kadar çocuğumuza da iyi bir baba olabilecek erkeği arıyoruz çünkü.
Annesiyle ilişkisi nasıldır?
Bir erkeğin annesine davranış şekli, kadınlara verdiği değerin bir ön izlemesidir. Etrafınızdaki herkes "anne kuzusu erkekten uzak dur" diyebilir. Siz onları dinlemeyin. Kendi annesine saygısız davranan erkek diğer kadınlara kim bilir neler yapar!
Ne istediğini biliyor mu?
"Büyüyünce ne olacaksın" sorusunu hepimiz defalarca duymuşuzdur. Bu soru büyüdüğümüz zaman da önemini korumaya devam ediyor. Geleceğe dair hedefleri olmayan, hayatıyla ilgili amaçlarını belirlememiş erkekten uzak durun.
Karşılaştığı her sorunda pes edip yıkılıyor mu?
En ufak aksaklıkta bile yüzü düşen, kahrolan karamsar insanlar sizi dibe çeker. Hele bir de bu kişi hayatınızı birleştirmeyi düşündüğünüz insansa ömür boyu kara bulutlarla çevrili bir hayat yaşayacaksınız demektir.
Hayatın iyi yönlerini göremeyen, zorluklarla birlikte göğüs geremeyeceğiniz erkeği hayatınıza sokmayın.
Evlilikten korkuyor mu?
İşte bu koca bir yalan. Aslına bakarsanız hiçbir erkek erkek evlilikten korkmaz. Sadece evliliğin getireceği sorumlulukları taşımaya gücü yoktur ya da işine gelmiyordur. Dışarıdaki yüzlerce çiçekten bal almak varken neden tek bir papatyayla yetineyim diye düşünen bir arıdan farkı yoktur. Aman ha sakın "belki ilişkimiz ilerledikçe fikri değişir" diye düşünmeyin. Tüm erkekler niyetini en baştan belli eder aslında. Biz sadece aşkın verdiği at gözlükleri yüzünden gerçekleri görmek istemeyiz.
Öfkesini kontrol edebiliyor mu?
Ne yazık ki tüm kadınlar duygusal veya fiziksel şiddeti hayatında en az bir kez yaşıyor. Konu ne olursa olsun size elini kaldırdığı an, bir canavar gibi tükürükler saçarak size bağırdığı zaman hemen ama hemen o adamdan olabildiğince uzağa kaçın. "Aslında beni çok seviyor, asla canımı yakmak istemez ama sinirlenince kendine hakim olamıyor işte" cümlesini kurarsınız muhtemelen fakat bu cümlede "ama"dan önceki kısmın hiçbir kıymeti yok. Bu duruma katlanmak zorunda değilsiniz. O adam sizi hak etmiyor.
Hatasını kabul ediyor mu?
Erdemli bir insanın belki de en önemli özelliği, hatasını kabul etme ve özür dileyebilme davranışıdır. Ne yazık ki erkeklerin çoğuna bu özellik yüklenmemiş. Hatalı olduğunu bildiği halde, özür dilemeyi bir zayıflık olarak gördüğü için "özür dilerim" lafını ağzından almak oldukça güçtür. Oysa elinde en sevdiğiniz çikolatayla veya bir demet papatyayla gelip "ben eşeğim" dese, gözünüzde bin kat daha değerli bir insana dönüşecek. Hatasını kabul etmeyen erkeği de almayın hayatınıza. Yakmayın kendinizi bu odunlarla.
Kıyafetlerinize, nereye gittiğinize, ne yaptığınıza karışıyor mu?
İlişkide kıskançlık elbette olması gereken ve ilişkiyi besleyen bir faktördür. Fakat bunun dozunu tutturamayan erkek size ciddi sıkıntılar yaratabilir. "O eteği giyemezsin", "artık o çocukla görüşmeni istemiyorum" , "en geç dokuzda evde ol"... Yazarken bile sinirleniyorum. Siz kimsenin eşyası ya da evcil hayvanı değilsiniz. Size emirler vermesine, hayatınızı yönetmesine izin vermeyin. Siz o yokken de var olan, ondan sonra da var olacak olan bir bireysiniz. Kendinize olan saygınızı kaybettirmesine izin vermeyin.
Değişime açık mıdır?
"Ben buyum beni böyle kabul et" dediği an çantanızı alın ve o erkekle vedalaşın. İnsan denilen canlı, yeniliğe ve değişime açıktır. Yıllar içinde, sevdiğimiz müzik türü, giyim stilimiz, olaylara bakış açımız ve diğer pek çok şey sürekli bir değişim halindedir.
Değişimi baştan reddeden, olumsuz özelliklerini ömür boyu değiştirmeyeceğini söyleyen erkek gerçekten doğruyu söylüyordur ve değişmeyecektir. Siz onu o şekilde kabul etmek zorunda değilsiniz.
Bir ilişkide karşılıklı fedakarlıklar olmazsa o ilişkinin ömrü zaten son derece kısa olacaktır. Bırakın değişmesin ve kendi sabit dünyasına yalnız başına yaşasın.
Eğlenilecek bir erkek midir?
Umarım içinizde erkekleri hala "evlenilecek erkek" "eğlenilecek erkek" diye ayıranlar yoktur. Eğlenemeyeceğiniz adamla bir ömrü nasıl geçireceksiniz yahu? Birlikte eğlenemediğiniz, saçma sapan şeylere gülüp, kimi zaman da ufak çılgınlıklar yapamayacağınız bir erkekle sürdüreceğiniz hayatı bir düşünsenize. Sıkıcı, buhran dolu, daha da sıkıcı, bunaltıcı, daha da daha da sıkıcı!
Merhamet ve şefkat sahibi midir?
Kadınların, merhametli, şefkatli, sıcacık bir kalbe sahip olması alıştığımız bir durum. Erkeklerde nadiren görülen bu özellik, dikkat etmemiz gereken önemli şeylerden biri.
Canınız yandığında onun da yüreği parçalanıyorsa, hasta olduğunuz zaman ne yapabilirim diye etrafınızda dört dönüyorsa, bütün mutfağı birbirine katmasına rağmen size sıcak bir ıhlamur yapıyorsa, çok yorulduğunuz zaman çantanızı bile taşıyorsa, sıkı sıkı tutunun adama, sakın elinizden kaçırmayın!
Diğer insanlara nasıl davranıyor?
Bir erkeğin sizi el üstünde tutması, prenses gibi davranması asla tek başına yeterli değildir. Diğer insanlara davranış şekline bakarak bir insanı çok kolay tanıyabilirsiniz. Bir mekana gittiğinizde masaya gelen garsonla nasıl konuşuyor? Nazik ve güler yüzlü mü yoksa kaba ve emirler savurarak mı? Yolda yürürken aniden yanınıza gelen peçete satan çocuğa nasıl davranıyor? Sevecen ve merhametli mi yoksa kaba ve saldırgan mı?
Kalbinde iyilik barındırmayan ve nezaket sahibi olmayan erkeğin sizin hayatınızda yeri olmamalı.
Sizi dinliyor mu?
Mutsuz sonla biten evliliklerin tümünün altında bu sorun yatar: dinlemek. Erkekler dinliyor gibi yapmak konusunda uzmandır. Sizi gerçekten dinlediğinden, fikirlerinizi önemsediğinden, sorunlarınızla ilgilendiğinden ve size destek olduğundan emin olun. İdeal eş aynı zamanda iyi bir arkadaş da olmalıdır. Mutlu bir evliliğin sırrı da karşılıklı saygının ve sağlıklı iletişimin sürdürülebilmesinde gizlidir. Size saygı duymuyorsa, anlattıklarınızla ilgilenmeyip, düşüncelerinizi önemsemiyorsa bırakın ve yolunuza onsuz devam edin.
Sizi başka insanlarla kıyaslıyor mu?
İlişkiyi, başka kadınlarla rekabet etmek için yaşamazsınız. Siz, olduğunuz halle zaten harika bir insansınız. Kusurlarınızla, güzelliklerinizle, doğrularınızla ve yanlışlarınızla varsınız bu dünyada. Sizi sürekli başka kadınlarla kıyaslayan ve kendinizi kötü hissetmenize sebep olan erkeğe hemen çıkışın yerini gösterin ve kendinizi özgür bırakın.
Küçük sürprizler yapıyor mu?
Elbette evin önüne bir kamyon dolusu kırmızı gülle gelsin demiyorum ama arada sırada sizi şaşırtmalı, mutlu etmeli. Yorgun olduğunuz gün, gizlice mutfağa gidip sizin için atıştırmalık bir şeyler hazırlasın, mutsuz uyandığınız gün sizi keyiflendirmek için ufak sevimlilikler yapsın, senede birkaç kez en sevdiğiniz çiçeklerle kapıyı çalsın yeter.
Çocuklarla nasıl bir ilişkisi var?
Bazılarınızın "böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum" dediğini duyar gibiyim. Yine de evin içinde minik ayaklarıyla pat pat yürüyen sevimli bir canavara kim hayır diyebilir ki? Tabi çocuk istiyorsak karşı tarafın da bu konuda ne düşündüğünü bilmemiz lazım. Çocuk istiyor mu? Çocuk olduğu zaman bunun getireceği sorumlulukları yerine getirebilir mi? Hepimiz kendimize iyi bir eş istediğimiz kadar çocuğumuza da iyi bir baba olabilecek erkeği arıyoruz çünkü.