Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

En Tuhaf 10 Posta

LeGoLaS

ikra
Onursal Üye
Konum
Türkiye
  • Üyelik Tarihi
    1 Ağu 2008
  • Mesajlar
    9,959
  • MFC Puanı
    2,996
En Tuhaf 10 Posta


“Ne kar, ne yağmur, ne sıcak, ne de soğuk kuryelerimizi yavaşlatıp yollarından alıkoyabilir.”
Amerika Birleşik Devletleri Posta Servisinin mottosu. Aslında tam olarak mottosu sayılmasa da New York’taki merkez binanın girişinde bulunan ve Herodot’un Pers Savaşları 8.kitapta geçen bir söz. Bu listede de kuryelerin bugüne kadar ne tuhaf postalarla uğraştıklarını göreceksiniz.

10. Midilli Ekspres

102.jpg

1860’da William H. Russell ve şirketi, Missouri’den Kaliforniya’ya 24 günde gidebilen vagonlu posta arabalarının alternatifini yapmaya karar vermişlerdi. Şirket Missouri’den Kaliforniya’ya kadar her 15 milde bir istasyon kurdu ve her yere ilanlar verdi. İlanda şunlar yazıyordu: “Genç, güçlü, atı iyi süren, postayı ulaştırmak için hayatını riske edebilecek 18 yaşını geçmemiş kişiler aranıyor. Yetimler önceliklidir. Haftalık 25$ maaş”. İlk başvuranlar Johnny Fry ve Sam Hamilton, Kaliforniya’ya 10 saatte vardılar. Yani eski sürenin yarısından bile az bir zamanda. Her istasyonda mümkün olduğunca az durup, sadece atları değiştiriyorlardı.
Midilli Ekspres’le posta göndermek ucuz değildi, 15 gramlık bir posta için 5 dolar. Eğer acele bir postanız varsa başka bir şansınız yoktu. 1861’de dönemin en hızlı postası gerçekleşti. Başkan Lincoln’un bir postası Missouri’den Kaliforniya’ya 7 gün 17 saatte ulaştırıldı. Aynı yıl telgraf sistemi geliştirildi ve 26 Ekim 1861’de Midilli Ekspres’in sonu geldi.

9. Füze Postası

92.jpg

Bugüne kadar insanlar postalarını at, bot, kızak, kayak, kamyon, motorsiklet, otomobil, katır, uçak, hovercraft, paraşüt ve çeşitli kar araçlarıyla göndermişlerdi. Ama en ilginç posta araçlarından biri şüphesiz füzedir. 1936’da New Jersey’den 2 roket fırlatıldı. Donmuş Greenwood Göl’ü üzerinden 700 metre ileriye New York’a doğru gönderilen füze postalar yere çarpıp buzda kaydıktan sonra durdu ve Hewitt isimli alıcı enkazın içinden postasını aldı.
8 Haziran 1959’da Arthur Summerfield tarihte 2.kez bu posta yöntemini kullandı ve “Birgün insanlar İngiltere’den Hindistan’a, Amerika’dan Avusturalya’ya kadar heryere birkaç saat içerisinde füzeyle posta gönderip alabilecekler.” dedi. Yine Amerikan denizaltısı Barbero Florida’daki hava üssüne, 960 km/saat hıza sahip bir füze postası gönderdi.Posta yaklaşık 1 saat 50 dakika sonra alıcıya ulaştı.
Tabi günümüz posta yöntemlerine kıyasla oldukça pahalı olan bu yöntem, Arthur Summerfield’in söylediğinin aksine artık kullanılmamaktadır.

8. Kervan

82.jpg

Arizona’nın Supai kasabasında bir kafenin vitrininde “Posta gönderilmeden et yemeği yok.” yazıyordu. Supai kasabasındakiler katırları posta göndermekten çok yemek için kullanıyorlardı. Fakat buna rağmen katır kervanıyla posta sadece bu kasabada kullanılıyordu. Özellikle büyük kanyon civarı, helikopterler için elverişli olmadığı için bu yöntem daha kullanışlıydı. Haftanın 5 günü 3-5 saat süren katır yolculukları yapılıyordu ve her bir katır 90 kg yük taşıyordu.
7. Milyon Dolarlık Posta

72.jpg

Sahiplerine getirdiği uğursuzluklarla dünyaca ünlenen Umut Elması, en son sahibi Harry Winston tarafından 1791 yılında Smithsonian Müzesi’ne bağışlandı. Winston bu paha biçilemez kötü şöhretli mücevheri New York’tan Washington’a götürmek için bildiğimiz klasik posta yöntemini tercih etti. Sadece 2.44$’lık posta ücreti ve 142.85$ sigorta ücreti ile milyonlarca dolarlık elmas müzeye sevk edilmiş oldu. Postayı müze müdürüne teslim eden kurye James Todd ” Hayatımın en zor postasıydı. Hiç bu kadar gerilmemiştim.” dedi.
6. Bukalemun Postası

62.jpg

1954 yılının aralık ayında Orlando’daki bir postane müdürü aşağıdaki mektubu aldı:
Sayın Yetkili,
Size bukalemunumu gönderiyorum. Fostoria Ohio’da yaşıyorum ve burası onun için fazla soğuk. Lütfen ona iyi bakın.
Saygılarımla,
David

7 Aralık 1954’de David’e cevap yazıldı:
Sayın David,
Bukalemununu teslim aldık. Kendisi gayet iyi durumda. Postanenin içinde özgürce geziyor.
Saygılarımla,
L.A.Bryant, Jr
Postane Müdürü

5. Çocuk Postası

52.jpg

1914’de Grangeville’de yaşayan 4 yaşındaki May Pierstorff, Lewiston’daki büyükannesini ziyarete gidecekti. Ailesi ufak bir hesap yaptıktan sonra çocuklarını postayla göndermenin daha ucuz olacağına karar verdiler. May 22 kiloydu ve 23 kilonun altındaki canlı postaları göndermenin kanunen bir sakıncası yoktu ki günümüzde de hala öyle. Böylece May tavuk statüsünde tavuklarla beraber yolculuk yapmış oldu. 1920 yılında ise posta yoluyla insan taşımak yasaklandı.
4. Pnömatik Tüpler

42.jpg

New York şehrini altına kurulmuş olan bu pnömatik sistem, saatte 160 km hızla, trafiğe ve hava koşullarına aldırmaksızın postaları alıcılara ulaştırıyordu. 136 operatörün çalıştığı hava kanalları, 12 saniyede bir tüp gönderiyodu. 1950’lerde New York’taki postaların %55’i bu yöntemle gönderilmişti. Tabi bazı problemler vardı. Mesela bir tüp 2 kg’dan fazla eşya alamıyordu ve her tüpte sadece tek tip materyal bulunması gerekiyordu. Bu yüzden tüpler doldurulmadan önce posta kategorilere ayrılmak zorundaydı. Posta gönderilirken kazanılan zaman, postaları kategorize ederken kaybediliyordu. 1919 yılında kurulan bu sistem, 1953 yılında kullanımdan kalkmıştır.
3. Köylere Ücretsiz Posta Servisi

32.jpg

Postane müdürü John Wanamaker tarafından uygulanan bu sistem, günümüzdeki posta servislerine oldukça benzemektedir. Wanamaker, köyden 50 kişinin gelip postaneden mektubunu alması yerine, 1 kişinin köye gidip bütün postaları dağıtmasının daha mantıklı olduğunu düşünmüş. Önceleri posta dağıtım işini köyü bilen bir çocuk veya köydeki öğretmenler yapardı. Öğretmenler mektupları öğrencilerine verir, onlar da evlerine götürürdü. Postanın doğru adrese ulaşabilmesi için, adresi bilen yani köyden birinin postayı götürmesi gerekiyordu. Bu adres bilinmezliğinden kurtulmak için, üzerinde adresin ve ismin yazdığı posta kutuları ortaya çıktı: karton kutular, konserve kutuları, tahta kasalar…1901 yılında devlet artık bir standart getirmeye karar verdi. Her evde aynı posta kutusu kullanılıyordu. Tanesi 50 sent olan bu posta kutularının, kilitli olanları daha pahalıydı. 1920’lerde boyutu biraz daha büyütülerek günümüzde kullanılan standart posta kutusu halini aldı.
2. Havayolu Postası

22.jpg

Tarihin ilk havayolu postası, 1859’da sıcak hava balonu Jüpiter’le gerçekleştirildi.17 Ağustos’ta John Wise, Indianapolis’ten aldığı 123 mektubu New York şehrine götürmek üzere yola çıktı.Wise, seyahatinde rüzgarı kullanabilmek için yaklaşık 4.5 km yükselmek zorundaydı. Fakat tahmin edilenin aksine bu rüzgar onu New York yerine, güneye doğru sürükledi ve 5 saat boyunca sadece 50 km yol gidebildikten sonra yere inmek zorunda kaldı. Mektupları trenle New York’a gönderildi.
1. Özgürlük Postası

12.jpg

29 Mart 1849’da Henry Brown isimli bir köle, kendini Philadelphia’daki James Miller McKim’e postaladı. Karısı ve çocukları köle tacirlerine satılıp kendisinden uzaklaştırılan Henry, 90x80x60 cm’lik bir kutuyla ve sadece bir matara su ile yolculağa çıktı. 172cm boyunda ve 90 kg ağırlığındaki Henry, 27 saat boyunca vagonlarda, feribotta, buharlı vapurda seyahat ettikten sonra McKim’in evine vardı.Devlet bu olaydan haberi olduktan sonra, 1850 Köle Yasasını çıkardı ve kaçan kölelerin sahiplerine derhal teslim edilmesini öngördü.Kanun yürürlüğe girince Amerika’yı terkeden Henry, İngiltere’ye gidip orda yaşamaya başladı.
 
Üst Alt