- Üyelik Tarihi
- 12 Ağu 2018
- Konular
- 817
- Mesajlar
- 3,875
- MFC Puanı
- 190
11. Yagami Light - Death Note
Yagami Light'ın gücü bir defterden gelmekte ancak bu azımsanacak bir miktarda gücü olduğu anlamına gelmiyor. Seçilen bir hedefin ölümü anlamına gelmekte. Bu çok ekstrem bir güç, tek içeriği bu da değil. Aynı zamanda ölmeden önceki eylemlerine de etki edebilmek anlamına geliyor.
Güncel dünyayı yok etmek mi istiyorsunuz. Nükleer füze şifrelerini bir devlet başkanından isteyin ve her yeri bombalayın gitsin denebilecek bir güç. Dünyayı Kaosa sürükleyebilecek hatta kendisini tanrı olarak kabul ettirebilecek bir güç ancak Light bunu kendi ahlakına göre yorumlayıp farklı bir yol seçti.
Death Note fiziksel savaşlardan çok strateji üzerine dayalı bir anime bu nedenle beklenen üzere zeka anlamında Light gerçekten çok etkili bir karakter. Karşısındaki kişi ile bir birlerini kanıtlayamadıkları onca oyuna rağmen sonunda çeşitli ali cengiz oyunları ile bunu başarıyor. Planların vadesinin iki hafta gibi kısa bir süre olması ve odağının sadece belirli bir kitle üzerinde olması ise onun eksik yanıydı.
Light çeşitli bölümlerde yanında tabanca bulundursa da kişisel savunmaya dair hiç bir bilgisi olmayan bir karakter. Dövüş sanatları bir yana kendini düzgünce korumaktan malesef aciz. Onun en güçlü silahı tekrar aklı, zaman zaman da yakışıklılığı.
Özel bir tekniği bulunmasa da Light yaratıcılığını kısa sürede kaybetmiş durumda. Çok geniş çaplı bir yetenek serisi elde etme şansı olsa da maalesef elindekiler ile yetinmeyi seçmesi de başka bir eksisi.
"Simyada eşit takas prensibi geçerlidir." sözünü adeta hiçe sayarak kendi hayatını dahi tehlikeye atmaması ile Light kendi sonunu getirdi ve yaratıcılığını öldürdü. Yapması gereken şey animenin başından beri belliyken uzun vadeyi düşünüyorum diyerek kendini bir ay gibi bir vadeye sokarak hareket etmesi ve kendi bedenini koruyacak her hangi bir güce sahip olamaması nedeniyle ne yazık ki listede on birinci sırada yer alıyor.
10. Yato - Noragami
Yato'nun güçleri aslında çok kısıtlı bir şekilde bize sunuldu. Bunun parça parça olması da hiç yardımcı olan bir bilgi değildi ancak Felaket tanrısı olarak geçen Yato genel olarak öldürmek üzerine ihtisas yapmış denebilir. Saf insan ruhlarını silah yapma ve bu silahlarla kötü ruhları def etme gücüne sahip ancak asıl gücü silahlarından gelmekte.
Yato dövüşürken pek çok şey düşünür demek yanlış bir olgu olur. Rakibini nasıl yeneceğini planlamaması ve gücüyle ezerek hareket etmesi muhtemelen geçmişinden kaynaklı bir durumdur ancak kendisinin pek çok savaşa girmesi ona oldukça iyi bir deneyim kazandırmıştır. Yaklaşık olarak altı yüz yıl savaşmış olan Yato eminim ki pek çok farklı tanrı ile de savaşma durumunda kalmıştır. Bu nedenle strateji eksiğini silahını iyi kullanması kapatıyor.
Yuki: Yuki Yato'nun tek silahıdır en azından gösterilen itibari ile. Asıl gücü silahlardır demiştik, Yuki'nin yeteneği aslında uzun menzilli bir kılıç olması. Hayal ettiği mesafeye erişen bir kılıç ve bu mesafe inanılacak bir uzunluk değil. Aynı zamanda güdümlü gibi kesebilmesi de çok önemli bir özellik. Yuki'nin menzili uzun bir kılıç olduğunu Aragato sezonunun son bölümünde gördük. "Uzanıp kesebileceğini düşün" diyerek en azından 2000 metre yükseklikteki bir büyü halkasını parçaladı.
Nora: Spoiler miktarını minimumda tutmak için nora olarak geçeceğim ismini ancak kendisi de Yuki gibi bir katana. Bu katananın özelliği ise suya hükmetmesi. Suyun korozyon-aşındırma etkisi sayesinde rakiplerinin gücünü bastırabilme gibi pek çok farklı özelliği var; aynı zamanda stratejik düşünebilmesi ile Yato için bulunmaz bir partner her ne kadar bir nora olsa da...
Yato'nun ilahisini söyleyip kesmesi dışında özel bir tekniği yok ancak çok hızlı hareket edebildiğini biliyoruz, aynı zamanda yüksek yerlere sıçrama, insan üstü gücü ve dayanıklılığı da bilinmekte.
Yato Japon mitolojisindeki iki yaratıcı tanrıdan birisinin evinden kaçmayı başarabilecek kadar dayanıklılığa sahip bir karakter. Aynı zamanda temkinli ve uzun süreli dövüşlere de dayanıklı bir karakter olduğunu kanıtlar şekilde bir performans sundu bize. Her ne kadar "Tanrı" kelimesinden beklentimiz yüksek olsa da bize minimal olarak kendi dünyasında ne kadar güçlü olduğunu defalarca sundu. Bu nedenlerden dolayı onuncu sırada Yatogami.
9. Natsu Drageneel - Fairy Tale
Natsu aslında pek çok güce sahip bir karakter ancak mangayı takip etmemiş kişiler için kısıtlayarak bir bilgi vereceğim. Temelde Ejderha Avcısı klansmanında olan Natsu aynı zamanda yıldırım ejderi yeteneklerine de basit şekilde sahiptir. Yetenekleri bununla kısıtlı da değildir, alev yiyerek kendi büyü gücünü tekrar elde edebilme ve ya yeterli miktarda güç topladığında Dragon Force isimli etkiye sahip olması bile onu üstün bir karakter haline getirmekte.
Dövüşürken rakibini saf güç ile yenmeye çalışan karakterlerden birisi de Natsu ne yazık ki. Kas var beyin yok diye tabir ettiğimiz bu karakterlerdeki genel özelliklerin hepsini taşımakta. Dövüşünü plansız bir şekilde yapması ve sonuçlarını hayal bile etmemesi ise ayrı bir komedi unsuru.
Natsu'nun en değerli silahlarından birisi öyle görünmese bile atkısı diğeri ise yumruklarıdır. Epey esnek ve hafiften break dansı andıran dövüş stili ile oldukça esnek bir dövüş çıkartmakta rakipleri karşısında. Pek tabi çoğu saldırısını da alevleri ile desteklemesi saldırı gücünü katlamakta.
Büyücülerin geneli diğer büyülere karşı dayanıklılık göstermekte. Büyü gücünün kendisi bunu sağlamakta diye düşünüyorum net bir şey söylenmemiş olsa bile ancak Natsu'nun dayanıklılığı bir anlamda Ejderha Katili/Avcısı olmasından gelmekte. Pek tabi bedensel dayanıklılığı yanında koku alma, tat alma ve yemek yeme alışkanlıklarında da aşırılıklara sahip.
Asıl gücü ateşe hükmetmek olan Natsu bunu pek çok şekilde kullanabiliyor. Örnek vermek gerekirse kükreme, ellerini ateşe vermek etrafına ateş saçmak şeklinde ancak ona özel denebilecek teknikler Secret Art diye geçen Gizli Sanat teknikleri. Asıl dikkatli olunması gereken teknikleri de bunlar. Sayısı ve nasıl öğrendiği tam bir muamma ancak ejderhanın kullandığı güç Dragon Force ile rakiplerine karşı ezici bir üstünlük kazanmakta.
Natsu dövüş teknikleri açısından çok geride bir karakter. Büyücülük olarak kendini geliştiriyor olsa da yaptıkları önceki karakterler gibi animede kısıtlı şekilde verilmekte. Geniş çaplı saldırılarının olmayışı ve stratejik zekasının eksikliğinden dolayı dokuzuncu sırada.
8. Edward "White Beard" Newgate - One Piece
Beyaz Sakalın gücü aslında bize gösterilenden çok fazla. Yenilmesinin sebebi farklı şekillerde tecrit pilavı gibi sunuldu. Yaşından kaybetti dendi, zaten hastaydı dendi ancak yeni karakterlerin kendini göstermesi için öldürüldü kısa kesersek. Bu ölümün ardındaysa çok güçlü bir meyve bıraktı, Gura Gura. Deprem meyvesi diye düşünülen bu meyvenin tam tercümesi "Titreşim" meyvesidir.
Titreşim denince gülünç geliyor ancak her madde moleküler düzeyde titreşim gösterir. Öyle ki basit bir aşırılık ve ya azalma dünyada pek çok şeye neden olabilir. Bu nedenle ona dünyayı yok edebilecek adam diye hitap ederler. Yapması gereken şeyin titreşimleri arttırması ve ya sıfıra düşürmesi ancak bunu yapmadı. Gücünün büyüklüğünü biraz daha açmamız gerekirse, Beyaz Sakal dünyayı yok edebilir. Sonra kendisi de ölür ancak yok edebilir. Bir ada, Marine Ford gibi yerler çokta zor yıkılacak yerler değil doğru kullanımında. Öyle ki uzay zamanda kayma bile yaratabilecek bir güçtür bu.
Beyaz Sakal listemizde zeka ve dövüşün bir araya geldiği ilk noktadır. Kendinin hayatının kısa olduğunu düşünerek halef selef ilişkisi ile saldırıya geçmiştir. Plansız bir saldırıdır lakin Marine'lerin kurtulma ihtimali olan Ace'in peşinden gitmesine nazaran daha büyük bir hedef vermiştir, kendini. Bu nedenle ona zeki demek yersiz olmaz. Aynı zamanda pek çok savaşta bulunması da büyük bir deneyim katmıştır ona.
Asıl silahı meyvesiyken aynı zamanda yanında taşıdığı mızrağından da gözleri almak çok zor zira farklı şekillerde kullandığını gördük. Haki'nin muhtemelen her tipini ustalıkla kullandığını da göz önüne alırsak formunda bir beyaz sakalı yenebilecek kişiyi gerçekten çok merak ediyorum doğrusu.
Gura Gura meyvesinin sınırı nedir bilemediğimiz için Newgate gücünü depremler, tsunamiler üzerinde yoğunlaştırdı gördüğümüz kadarıyla. İleri tipte bir saldırı var mı ve ya gerçekten boyutları kıracak kadar güçlü saldırılar yapabilir mi sorusunu cevaplamak şu an için imkansız gözüküyor ancak potansiyeline bakıldığında dünyayı yok edebilir.
Uzun vadeli düşünememe ve geniş bir saldırıyı kontrol altında tutamama durumları nedeniyle Beyaz Sakal iyi bir baba figürü olsa da iyi bir lider olamaz. Gücünün detaylarına da sahip olamadığımız için kendisi sekizinci sırada kalıyor.
7. Amano Yukiteru(Seri Sonu) - Mirai Nikki
Belki listenin en anlamsız gibi görünen karakteri Amano Yukiteru. Anlamsız görünmesi de gayet doğal, nasıl olmasın. Serinin sonundaki farkı ne diye düşündüğümüzde kendisi tanrı oluyor. Bildiğimiz tanrı, yaratıcı gücün kendisi oluyor. Belki birinci sırada bile olabilirdi ancak tanrı ve zaman kavramını bile yaratmıyor. Bu oldukça garip ve çocuksu bir hareket benim gözümde. İstersen ondan binlerce yaratırsın diye gelen öneriyi de elinin tersiyle itiyor ancak her şeyi yapabilecek bir tanrının bu denli çocuk olması ve bilgiyi özümsememesini kavramın gücünün eksikliğine değil animatörün amacının "aşkın gücü" durumuna takılmış olmasına veriyorum.
Elinde binlerce silah olan bir çocuk ne kadar belalı olabilir diye mi düşünüyorsunuz. Tanrının kendisi olsa bile yedinci sıradan yukarı çıkamayacak kadar.
6. Kurosaki İcgiho - Bleach
World Of Warcraft'a aşina olan varsa orada her ırk Troll ırkından türemiştir, burada da Bleach animesinde her ırk İchigo'da birleşmekte. Kendisi bir shinigami, insan, quincy, fullbringer, hollow ve neler neler kim bilir?
Gücüne gelecek olursak kendisi katıksız bir güç. Bunu en net gördüğümüz sahne Unohana Retsu ile beraber Hueco Mundo'dan dönerken Unohana Retsu şunu düşünüyor "Neredeyse bir kaptan kadar ruh gücü var kozumuz olabilir" ancak bir kaç saniye sonra İchigo diyor ki "Gücüm tam değil o yüzden yolu yapamıyorum, kıyafetime baksana o benim reiatsumu da temsil ediyor. Şu anda bu kadar var" dediği anda sadece kol bölümü olan yüzdenin bir kaptan kadar olduğunu fark ediyoruz ve bu bize bir başlangıç noktası veriyor gücü hakkında.
Biraz daha açık bir yanıt ise ileride geliyor, Aizen diyor ki "Benim gücümü hissedememeniz normal, başka bir boyuttayım ben." bunu dünyanın üzerinde durmaya benzetebiliriz. Dünya bizi çeker ancak anlayamayız bile lakin dünyadan küçük olsa da ay bunu anlayabilir. Bu sırada başka bir dövüşte İchigo Gin'e "O kadar reiatsuyla nasıl başa çıkabilirim devasa!?" diyor. Gin o an alıyor ki Aizen'in evrim geçirmiş hali bile ancak İchigo'nun büyük diyebileceği kadar.
İchigo zeki görünmeyen bir karakter ancak yapabileceği başka bir şey olmadığı için böyle gözüküyor. Herkes tarafından reddedilmiş ve sevdiği birisi kaçırılmış mecburen kendisi saldıracak. Kendi gücünü korumak adına uzunca bir süre bedenini de zorladı defalarca. Gücünün kaynağı her bitişe geldiği anda ve ya silahından kaynaklı bir sorun olduğunda bunu çözmeyi başardı. Stratejik olmasa da dövüş anındaki zekası ve savaş içgüdüleri çok iyi bilenmiş durumda.
Zangetsu İchigo'nun ana silahı olmakla beraber pek çok farklı varyasyonla kullanmakta. Bankai, maske, full-hollow, combine-hollow gibi çeşitli varyasyonları var.
İchigo esasen her ırkın her tekniğini kullanmaya elverişli bir karakter. Bu nedenle teknik konusu biraz karışık ancak esas iki tekniği Getsuga ve Mugetsu. Teknik olarak adlandırabileceklerimiz bundan ibaret. Getsuga İngilizceye Lunar Fang, Türkçe'ye ise Ayın dişi ya da ay kesişi olarak çevrildi. Yüksek miktarda enerjiyi yönlendirerek kılıcı ile kesiyor özetle. Mugetsu ise başka bir şey. Sahip olduğu ırksal güçlerden Shinigami gücünü ortaya koyup Aizen'in bile hissedemeyeceği bir güce erişiyor. Yaklaşık iki adet atom bombası gücündeki bir darbeyi durdurabilecek dangai formunda yapılan bu teknik boyutları, zamanı ve uzayı kesebiliyor. Temelde kara delik etkisine sahip olması nedeniyle,ışık bilgi ve ses gibi enerji içeren her aktarımı da yok etmekte. Pek tabi bir çizgi olarak.
İchigo Dangai formunu koruyabilmesi dahilinde en güçlü karakterlerden birisi olacak ancak birden fazla hedefe karşı işe yaramaz bir saldırı ve tekrar kullanımı imkansız. Kullanımının ardından da tüm güçleri yok olmakta bunun yanı sıra saldırı geniş çaplı değil bir çizgi şeklinde ilerliyor saldırı her ne kadar önüne gelen her şeyi kesiyor ve ortadan ikiye bölüyor desekte kesin bir ölüm sunmuyor bize ne yazık ki.
5. Yetişkin Uzumaki Naruto, Uchiha Sasuke - Naruto, Naruto: Shippuden, Boruto Next Generation
Uzumaki Naruto bizim evladımız gibi. Çocukluğundan beri onu biliyoruz ancak asıl gücünü Shippuden serisinde Fuuton: Rasen Shiruken ile geliştirmeye başladı. İlk versiyonu her ne kadar işlevsiz olsa da ileride pek çok varyasyon ve çeşitli çakra modlarının eklenmesi ile gerçek bir güce ulaştı.
Yetişkin olduğu zamanda ise her ne kadar gücünü net bir şekilde göremesekte fiziksel olarak çok daha fazla gelişti. Çakra kontrolü daha fazla artmış ve hızlı yenilenmeye sahip oldu. Sasuke'nin kılıcı midesinin sağ tarafına girdiğinde bile adeta Hashirama hızıyla yenilenmesi gözden kaçmadı.
Beş elemente birden sahip olan Truth Seeker Balls yani etrafında gezinen siyah küreler ve elinde tuttuğu aynı şekilde siyah sopaları unutmayalım. Bunun yanında her bijuu'nun gücüne sahip olması nedeniyle kendi bedenini kullanarak on kuyruklu yaratığı yani Juubi'yi çağırması bile ihtimaller dahilinde. Bu denli güçlü bir karaktere dönüştü.
Naruto'ya avanak gözüyle bakıldı her zaman ancak kendisinin dövüş noktasında çok zeki olduğunu söylememiz gerekli. Çakra varyasyonları sayesinde rakiplerine karşı seçtiği teknikler ile gerçekten çok iyi dövüşler çıkarttı. Etrafındaki kişileri korumak için kendi çakrasını dağıtmayı akıl etmesi, Sasuke ile olan dövüşünde Ninjutsu'yu minimal olarak kullanması gerçekten takdirlik. Kendisi dışında diğer insanların gücünü bilip kullanması ise ayrı bir yetenek doğrusu.
Kunai ve shiruken dışında Naruto'nun fazla bir silah kullandığını görmedik ancak kılıç gibi farklı silahları kullanmayı bildiğini de Boruto filminde gördük. Aynı zamanda Rikudo'nun verdiği çakra sayesinde kullandığı siyah sopaları da unutmayalım.
Naruto'nun iki tekniği var ve bu tekniğin çeşitli varyasyonlarını görüyoruz. Rasengan ve Gölge Klonu. Bu iki teknik Naruto'yu, Naruto yapan tekniklerdir. Pek tabi Rasen Shiruken ve Bijuu çakralarının da eklenmesi ile varyasyon sayıları arttı. Hokage olduğu dönemde ise toprak ve su elementlerini de kullanmaya başladığı bilgiler dahilinde.
Uchiha Sasuke pek çok farklı teknik ve göz yeteneğine sahip olduğu için bu denli güçlü bir karakter. Asıl gücü öğrenme hızından değil kullanım şeklinden gelmekte. Gözünün gücü her ne kadar pek çok yeteneğe sahip olsa da genel kullanımın dışında genjutsu kullanımı oldukça ilgi çekici. Elektrik ve ateş tekniklerinde usta olması, kısa sürede rinnegan tekniklerini öğrenmesi ve sharinganlarının geniş kullanım alanıyla rakibi tek seferde ve ya uzun bir dövüşte yormak üzere saldıran bir karakter olduğunu gördük.
Sasuke dahi olarak geçmekte animede. Bu konuda haklılar zira kendisi rinneganı o kadar kısa sürede çözdü ki şaşılmaması imkansız. Sharingan tekniklerini öğrenme hızı da oldukça şaşırtıcı bana göre. Dövüşlerinde genjutsuyu bitirici olarak değil de bilgi edinme amacıyla kullanması, bu edindiği bilgilerle genel anlamda baskın ve değişken şekilde dövüşmesi onu tehlikeli bir karakter yapıyor. Çakra kontrolü konusunda oldukça usta olması da bu varyasyonu mükemmel şekilde destekliyor.
Sasuke'nin Kusanagi kılıcı oldukça özel bir kılıçtır, her ne kadar seride yer verilmemiş olsa da Japon efsanelerinde ismi epey geçen bir kılıçtır. Bunun yanı sıra bileklerinde bulunan silah mühürleri ve bu silahların kullanımı noktasında da oldukça usta bir karakter.
Sasuke Naruto'dan farklı olarak limitli bir çakraya sahip ancak uzay zaman içerisinde yer değiştirmenin neredeyse formülünü çözdüğünü defalarca dile getirdi. Bunun yanı sıra tüm rinnegan jutsularını ve sharinganın kotoamatsukami dışındaki jutsularına da hakim olduğunu söylemeliyiz. Hoş sanninler arasında en çok ve çeşitli araştırmayı yapan kişiden eğitim aldığı için eminim ki bilmediğimiz daha çok tekniği vardır.
Tüm bu yetenekler birleşince Sasuke neredeyse Naruto kadar güçlü bir karakter oluyor. Henüz Boruto'da net bir tekniğini göremedik ancak neredeyse dememin tek bir sebebi var. Naruto ve Sasuke dövüşürken Naruto'nun yaptığı üç başlı Kyubi'yi unutamadık. Bunu yaparken inanılmaz miktarda bir çakra harcadı ve sonunda ortaya çıkan şey Sasuke'nin şu anda sahip olmadığı Bijuu'ların toplam saldırı gücüne eşit inanılmaz güçte bir saldırıydı. Bunu hala daha yapabilmesi Naruto'yu Sasuke'den daha güçlü kılıyor.
4. Otsusuki Kaguya , Uchiha Madara - Naruto: Shippuden
Kaguya Naruto serisinin ana düşmanı olarak geçişmiş bir çeşit uzaylı ırka mensup bana göre çokta güzel bir kadın. Kaguya'yı Naruto ve Sasuke'den güçlü kılan özelliği ise tek başına durdurulamaması. İki karakterimiz tek başına güçlerini yetiremiyor. Bu gerçeği göz önüne alırsak Kaguya serinin şu anda gördüğü en güçlü karakter. Yeteneklerinin sınırı ise gerçekten çok üst düzeyde.
Genel olarak onun zekasını anlatmak istersek, deneyimsiz bir dövüşçü olarak başlamasına rağmen kendisini bir anda savunmaya geçirebiliyor. Bunu yapması inanılmaz bir şey, hiç bir şey bilemeyen birisinin bir anda piyano çalabilmesi kadar güçlü bir harekettir. Buna karşılık animede kısa geçilmiş olsa da uzunca bir yolu tek başına kat ediyor ve kendini düşmanlarından mükemmel bir şekilde koruyor lakin eksiği şu, Toneri'nin aksine onun çakrası gayet sınırlıydı ilk gördüğümüzde. Bu sınırlı çakra nedeniyle zaten Hayat Ağacı ya da Kutsal Ağaç olarak geçen devasa ağacın meyvesini yiyor. Bu sayede pek çok iş yapıyor lakin laf altında bir iki defa geçildi. Savaşları bitirerek işe başlıyor, bunu yaparken eminim pek çok teknik öğrenmiştir. Hatta öyle tekniklerden bahsediyoruz ki kişi bilincini tamamen teslim ediyor, Dojutsu'ya sahip olsa bile. Savaşçılık yetenekleri sorgulanacak gibi değil, buna karşın geleceği çok net bir biçimde değerlendirip kendi ırkına karşı Beyaz Zetsu dediğimiz yaratıklardan bir ordu hazırlıyor dünyayı savunabilmek için. İlginç bir gerçek doğrusu.
Teknik varyasyonları ise inanılmaz. Rinnegan ve Byakugan'a aynı anda sahip, bu sayede her türlü tekniği kolaylıkla yapabiliyor ancak asıl özelliği çakranın annesi olarak bizim seride zayıf bir şekilde gördüğümüz özel klan yeteneklerinin üst düzeylerine sahip olması. Kaguya'ların kemik tekniklerini çok başka bir boyuta taşımış ve bunu çürütme haline getirmiş. Buzu ise bir anda var edebiliyor, Gaara'da gördüğümüz kum kullanma tekniğini sadece elini kaldırarak rahatlıkla yapıyor. Bu tekniklere bir daha baktığımızda kendisinin kırılmaz çelik sertliğinde kemikleri, kumdan bir kalkanı ve anlık olarak insanları doldurabilme gücü olduğunu görüyoruz. Sadece bununla da sınırlı değil, Madara'nın ve Naruto'nun sahip olduğu TSB(Truth Seeking Balls) yani her maddeyi parçalayabilecek tüm elementleri barındıran siyah maddenin neredeyse bir meteor büyüklüğünde olanına sahip. Bu gerçekten çok çılgınca bir şey. Kesinlikle normal değil.
Zekası, hızlı kavrayabilmesi, emrinin altındaki ordusu ve de mantıksal düşünce tarzı ile dördüncülüğü madara ile paylaşıyor.
Uchiha Madara çok fena harcanmış karakterlerden birisi. Kendisi Uchiha tarihindeki tüm tekniklere hakim ve kendi söylemi ile "Benim ana klansmanım Tai-Nin jutsu zaten." diyen gerçekten mükemmel bir dövüşçüdür. Kendisinin yetiştiği dönemde söylenen üzere günde yüzlerce bazen binlerce insan ölüyor. İyi dövüşmek zorunda yoksa ölecek. Aynı dönemde yetişen rakibi Hashirama'da onun gelişiminde etkili pek tabi. Yetenekleri her ne kadar geri kalmış olsa da gerçek bir dahi kendisi zira Orochimaru gibi dünyayı araştırmış ancak daha derine inebilmiş ve Gedo-mazo'yu bulabilmiş.
Gedo sayesinde hayati bir yara almasına rağmen ayakta kalmış ve zıtlığın güzelliği formülünü mükemmel bir şekilde çözümleyerek yaşlılık döneminde rinneganı uyandırmayı başarmış. Vücudunun yarısı parçalanan Obito'yu adeta tekrar hayata döndürmüş ve Zetsu'yu yaşamını koruyacak bir etken olarak hayatta tutabilmiş. Zekası bununla sınırlı değil. Hani Sasuke daha önceden demişti ya "Rinnegana sahibim artık, geri dirilme gibi alternatiflerim de var." sözünü mükemmel bir şekilde gözler önüne sermiş.
Dünyanın değişimine gerekli etkileri yapmış, Rinneganı ile kendisini diriltebilecek bir taşıyıcı seçmiş onun hayatını manipüle etmesi için Obito'yu kullanmış ve tüm bunlar olurken İtachi sadece sezebilmiş. Her ne kadar bu siyah Zetsu'nun oyunu gibi görünse de küçük ve önemli detayları yapan kişi Madara'dan başkası değil. On kuyruklu bile olmadan onca güce sahip olan bu karakter on kuyruklu ile birleşince Kaguya'dan aşağı kalmayacak bir güce erişiyor.Limbo adındaki alternatif bedenlere sahip olması, gibi değişken ve çok sayıda özel tekniği var. Kaguya'dan farklı olarak savaşla büyümüş olması ve rakiplerini tanıyabilmesi onun en büyük güçlerinden birisi. Bu nedenle Kaguya ile dördüncü sırayı paylaşıyor.
3. Goku - Dragon Ball
Goku her zaman animelerin en güçlü karakteri olarak düşünülmüş ancak pek çok defa kaybettiğini gördük. Pek çok zayıflığını da aynı şekilde gördük. Bir ve iki numaradan farklı olarak Goku'yu öldürme yolları mevcut.
Üstün gücü gerçekten tartışılmaz. Saiyan modundaki gücünün sınırı çok kafa karıştırıcı. En küçük gezegenimizi düşünürsek bunu patlatabilecek bir güçten bahsediyoruz. Bu yaklaşık 9.000.000.000.000 N gibi bir güce tekabul etmekte. Meteorları parçalayabilen ve yarı tanrı özelliklerine sahip olabilmesi ile Goku tartışmasız en güçlü karakterlerden ancak! Kas bedene ve beyne sahip karakterler konvoyunda büyük bir yere sahip.
Kendi kendine bir şey öğrenme kabiliyetinden yoksun bir karakter. Gücünün sınırlarını hala daha öğrenemedik lakin kendisinin güneş yüzeyinde yürüyemeyecek kadar güçlü olduğunu biliyoruz. En önemlisiyse ona vurulduğunda canı acıyor. Bu nedenle listede üçüncü sırada.
2. Dante Sparda - Devil May Cry
Dante bu listelerde görmeye alışmadığımız karakterlerden. Kendisinin dünyayı yok edecek kadar gücü yok diye düşünülüyor ancak bu çok yanlış. Dante'nin babası Sparda Cehennemi dünyadan ayırıp mühürleyecek kadar güçlü bir karakterdi. Bu kadar güçlü bir karakterin oğlu da bir o kadar güçlü. Öyle ki ilk oyunlarına baktığımızda kendisi uzay boşluğunda dövüştü.
Goku'nun aksine Dante'yi tamamen yok edebilecek bir yol yok. Animesinde yaralandığını görüyoruz hemde normal olmayacak ağır yaralar. Taşıdığı Claymore tipi kılıcın göğüs kafesinden sokulup çıkarılması, çarmıha gerilme, üzerine bin katlı bir kule düşürme, meteorlar atma hiç birisi işe yaramıyor. Çizik bile atamıyor bunlar Dante'ye. İstese hepsini engelleyebilecek kadar da hızlı bir karakter. Bunu gördüğümüz yer Devil May Cry'ın üçüncü oyununda ikizi ile yaptığı dövüş. Saniyede en azından on altı defa kılıcını savuruyor. Toplam on beş saniye süren bu dövüş boyunca etraftaki yağmur damlaları tamamen yok oluyor. Sağanak yağmurun ortasındaki bu dövüşte kuru bir bölge oluşturuyorlar. Bu on beş saniyelik kılıç dövüşü sırasında toplam 145.000 yağmur damlasını kesiyorlar.
Gerçekten öldürülebilir mi sorusuna henüz hiç bir yerden cevap bulamadım. Kafasını ve vücut parçalarını dünya üzerinde ayrı yerlere atılması öneriliyor ancak bunları tekrar oluşturabileceği noktasında düşünceler de mevcut. Bunu nasıl yapacakları konusu ise muamma zira kendisi ışınlanabiliyor, mükemmel bir nişancı, en iyi kılıç ustalarından, zamanı durdurabiliyor hatta kendi gölge kopyasını yapabiliyor. Tam bir şeytana da dönüşebiliyor, gücünün neredeyse bir sınırı yok. Pek çok silahı da var, bu silahlar basit silahlar da değil. Pandora gibi 666 farklı silahı ve en çok hatırlanır silahı. Kardeşinin silahı olan beyaz katana Yamato. Şeytan dünyasını ayırmak için kullanılan silahın orijinalini de şu an taşımakta. Bu silah boyutlar arası kesiş yapabiliyor aynı mugetsu gibi, uzak mesafeden aynı Yato gibi kesimler yapabiliyor.
Dante oldukça da zeki bir karakter, ölümsüzlüğü sayesinde en pislik yerlerden en değerli eşyaları elde edebiliyor. Dünya'da bilmek isteyip bilemeyeceği neredeyse hiç bir şey yok. Tek sorunu davranış tarzı zira kendisi tam olarak pislik gibi davranmakta. Ölümsüz olan birisine sürekli olarak saldırılmasının sonucu olarak artık kendisi de bıkmış durumda. Kaybettiği bir savaş yok ancak kaybetmeye çok yakın oldukları mevcut, bunun sebebi de söylediğim üzere pislik davranış tarzı.
Yok edilememesi ve listemdeki pek çok karakterin gücünü taşıması nedeniyle Dante bu listede ikinci sırayı alıyor.
1. Saitama
Saitama en güçlü kahraman ancak listelere koymayı istemez kimse bunun sebebi gücünün tam olarak ne miktarda olduğunun bilinmemesi. Ciddi saldırısının bile ne kadar ciddi olduğunu bilemiyoruz. Örnek vermek gerekirse birine tokat atmak kolaydır, tek yumrukta indirmek normal bir insan için ciddi bir saldırıdır ancak profesyonel bir boksörün ciddisi bir kaç seviyede olabilir. Bu nedenle ciddiyetinin miktarını anlayamıyoruz ancak sizi bir miktar matematiksel hesapla boğacağım.
İlk olarak bir başlangıç noktası seçmemiz gerekli. Bunun için ben Meteor'un parçalandığı bölümü aldım. Bir meteoru patlatmak için tüm kinetik enerjisini sıfırlamak ve ardından da merkezine kadar delip geçmek gerekiyor. Bunu yapmak için üç santimlik bir yumruğun 60 metre çapında ve saniyede 17 km/s hızda ilerleyen meteora yapması gereken baskı tam olarak 3.000.000.000.000.000.000 newton anlamına geliyor. Bunu daha iyi anlamak için 90.000.000.000 tane Satürn 5 roketinin suratınıza çarpması olarak düşünün.
Bir diğer hesaplama da aydan atladığı sahne. Animedeki zaman referansını kullanarak dünya ile ayın arasındaki uzaklığı 384.000 km olarak düşünürsek ve animede geçen süre dokuz saniye olarak hesaplandığında saniyedeki hızı 43.000km/s oluyor. Işık hızının yüzde on dördü. Astrofizikçi Ethan Siegel bu sahneyi anlatmak için şu şekilde bir yorum yapıyor cüssesi ve hızı göz önüne alınınca gerçekten ayın bir kısmını yok edecek kadar trilyonlarca g kuvveti uygulaması gerekiyor diyor.
Tüm bu bilgilere dayanarak bir de ekleme yaparsak Saitama'nın gücünün sınırı yok kavramına geliyoruz. Evrim Araştırma Laboratuvarı bölümlerinde bize biyolojik limitten bahsediyorlar. Bu limiti çitalar üzerinden açıklayacağım. Çitalar yük kilometre hıza çıkabilen hayvanlar ancak bunu beş saniye belki de daha az sürdürebiliyorlar. Bunun sebebi vücutlarının aşırı ısınması, bu da onların limiti anlamına geliyor ancak seriye göre Saitama bu limiti aşmayı başarmış. Bu nedenle bedenini istediği bir güç seviyesine çekebiliyor.
Bu bilgilere göre Saitama her hangi bir gezegeni rahatlıkla yok edebilir. Hatta bir teoriye göre evreni tekrar başlatabilir. 3*10^34 GeV gibi bir enerji ile yumruk atması dahilinde ki rakamlara bakılınca çokta zor görünmüyor evren yeniden başlatılabilir. Saitama'nın üst limiti evrendeki kozmik itişi tekrar başlatıp alternatif bir evren yaratabilmek.
Yagami Light'ın gücü bir defterden gelmekte ancak bu azımsanacak bir miktarda gücü olduğu anlamına gelmiyor. Seçilen bir hedefin ölümü anlamına gelmekte. Bu çok ekstrem bir güç, tek içeriği bu da değil. Aynı zamanda ölmeden önceki eylemlerine de etki edebilmek anlamına geliyor.
Güncel dünyayı yok etmek mi istiyorsunuz. Nükleer füze şifrelerini bir devlet başkanından isteyin ve her yeri bombalayın gitsin denebilecek bir güç. Dünyayı Kaosa sürükleyebilecek hatta kendisini tanrı olarak kabul ettirebilecek bir güç ancak Light bunu kendi ahlakına göre yorumlayıp farklı bir yol seçti.
Death Note fiziksel savaşlardan çok strateji üzerine dayalı bir anime bu nedenle beklenen üzere zeka anlamında Light gerçekten çok etkili bir karakter. Karşısındaki kişi ile bir birlerini kanıtlayamadıkları onca oyuna rağmen sonunda çeşitli ali cengiz oyunları ile bunu başarıyor. Planların vadesinin iki hafta gibi kısa bir süre olması ve odağının sadece belirli bir kitle üzerinde olması ise onun eksik yanıydı.
Light çeşitli bölümlerde yanında tabanca bulundursa da kişisel savunmaya dair hiç bir bilgisi olmayan bir karakter. Dövüş sanatları bir yana kendini düzgünce korumaktan malesef aciz. Onun en güçlü silahı tekrar aklı, zaman zaman da yakışıklılığı.
Özel bir tekniği bulunmasa da Light yaratıcılığını kısa sürede kaybetmiş durumda. Çok geniş çaplı bir yetenek serisi elde etme şansı olsa da maalesef elindekiler ile yetinmeyi seçmesi de başka bir eksisi.
"Simyada eşit takas prensibi geçerlidir." sözünü adeta hiçe sayarak kendi hayatını dahi tehlikeye atmaması ile Light kendi sonunu getirdi ve yaratıcılığını öldürdü. Yapması gereken şey animenin başından beri belliyken uzun vadeyi düşünüyorum diyerek kendini bir ay gibi bir vadeye sokarak hareket etmesi ve kendi bedenini koruyacak her hangi bir güce sahip olamaması nedeniyle ne yazık ki listede on birinci sırada yer alıyor.
10. Yato - Noragami
Yato'nun güçleri aslında çok kısıtlı bir şekilde bize sunuldu. Bunun parça parça olması da hiç yardımcı olan bir bilgi değildi ancak Felaket tanrısı olarak geçen Yato genel olarak öldürmek üzerine ihtisas yapmış denebilir. Saf insan ruhlarını silah yapma ve bu silahlarla kötü ruhları def etme gücüne sahip ancak asıl gücü silahlarından gelmekte.
Yato dövüşürken pek çok şey düşünür demek yanlış bir olgu olur. Rakibini nasıl yeneceğini planlamaması ve gücüyle ezerek hareket etmesi muhtemelen geçmişinden kaynaklı bir durumdur ancak kendisinin pek çok savaşa girmesi ona oldukça iyi bir deneyim kazandırmıştır. Yaklaşık olarak altı yüz yıl savaşmış olan Yato eminim ki pek çok farklı tanrı ile de savaşma durumunda kalmıştır. Bu nedenle strateji eksiğini silahını iyi kullanması kapatıyor.
Yuki: Yuki Yato'nun tek silahıdır en azından gösterilen itibari ile. Asıl gücü silahlardır demiştik, Yuki'nin yeteneği aslında uzun menzilli bir kılıç olması. Hayal ettiği mesafeye erişen bir kılıç ve bu mesafe inanılacak bir uzunluk değil. Aynı zamanda güdümlü gibi kesebilmesi de çok önemli bir özellik. Yuki'nin menzili uzun bir kılıç olduğunu Aragato sezonunun son bölümünde gördük. "Uzanıp kesebileceğini düşün" diyerek en azından 2000 metre yükseklikteki bir büyü halkasını parçaladı.
Nora: Spoiler miktarını minimumda tutmak için nora olarak geçeceğim ismini ancak kendisi de Yuki gibi bir katana. Bu katananın özelliği ise suya hükmetmesi. Suyun korozyon-aşındırma etkisi sayesinde rakiplerinin gücünü bastırabilme gibi pek çok farklı özelliği var; aynı zamanda stratejik düşünebilmesi ile Yato için bulunmaz bir partner her ne kadar bir nora olsa da...
Yato'nun ilahisini söyleyip kesmesi dışında özel bir tekniği yok ancak çok hızlı hareket edebildiğini biliyoruz, aynı zamanda yüksek yerlere sıçrama, insan üstü gücü ve dayanıklılığı da bilinmekte.
Yato Japon mitolojisindeki iki yaratıcı tanrıdan birisinin evinden kaçmayı başarabilecek kadar dayanıklılığa sahip bir karakter. Aynı zamanda temkinli ve uzun süreli dövüşlere de dayanıklı bir karakter olduğunu kanıtlar şekilde bir performans sundu bize. Her ne kadar "Tanrı" kelimesinden beklentimiz yüksek olsa da bize minimal olarak kendi dünyasında ne kadar güçlü olduğunu defalarca sundu. Bu nedenlerden dolayı onuncu sırada Yatogami.
9. Natsu Drageneel - Fairy Tale
Natsu aslında pek çok güce sahip bir karakter ancak mangayı takip etmemiş kişiler için kısıtlayarak bir bilgi vereceğim. Temelde Ejderha Avcısı klansmanında olan Natsu aynı zamanda yıldırım ejderi yeteneklerine de basit şekilde sahiptir. Yetenekleri bununla kısıtlı da değildir, alev yiyerek kendi büyü gücünü tekrar elde edebilme ve ya yeterli miktarda güç topladığında Dragon Force isimli etkiye sahip olması bile onu üstün bir karakter haline getirmekte.
Dövüşürken rakibini saf güç ile yenmeye çalışan karakterlerden birisi de Natsu ne yazık ki. Kas var beyin yok diye tabir ettiğimiz bu karakterlerdeki genel özelliklerin hepsini taşımakta. Dövüşünü plansız bir şekilde yapması ve sonuçlarını hayal bile etmemesi ise ayrı bir komedi unsuru.
Natsu'nun en değerli silahlarından birisi öyle görünmese bile atkısı diğeri ise yumruklarıdır. Epey esnek ve hafiften break dansı andıran dövüş stili ile oldukça esnek bir dövüş çıkartmakta rakipleri karşısında. Pek tabi çoğu saldırısını da alevleri ile desteklemesi saldırı gücünü katlamakta.
Büyücülerin geneli diğer büyülere karşı dayanıklılık göstermekte. Büyü gücünün kendisi bunu sağlamakta diye düşünüyorum net bir şey söylenmemiş olsa bile ancak Natsu'nun dayanıklılığı bir anlamda Ejderha Katili/Avcısı olmasından gelmekte. Pek tabi bedensel dayanıklılığı yanında koku alma, tat alma ve yemek yeme alışkanlıklarında da aşırılıklara sahip.
Asıl gücü ateşe hükmetmek olan Natsu bunu pek çok şekilde kullanabiliyor. Örnek vermek gerekirse kükreme, ellerini ateşe vermek etrafına ateş saçmak şeklinde ancak ona özel denebilecek teknikler Secret Art diye geçen Gizli Sanat teknikleri. Asıl dikkatli olunması gereken teknikleri de bunlar. Sayısı ve nasıl öğrendiği tam bir muamma ancak ejderhanın kullandığı güç Dragon Force ile rakiplerine karşı ezici bir üstünlük kazanmakta.
Natsu dövüş teknikleri açısından çok geride bir karakter. Büyücülük olarak kendini geliştiriyor olsa da yaptıkları önceki karakterler gibi animede kısıtlı şekilde verilmekte. Geniş çaplı saldırılarının olmayışı ve stratejik zekasının eksikliğinden dolayı dokuzuncu sırada.
8. Edward "White Beard" Newgate - One Piece
Beyaz Sakalın gücü aslında bize gösterilenden çok fazla. Yenilmesinin sebebi farklı şekillerde tecrit pilavı gibi sunuldu. Yaşından kaybetti dendi, zaten hastaydı dendi ancak yeni karakterlerin kendini göstermesi için öldürüldü kısa kesersek. Bu ölümün ardındaysa çok güçlü bir meyve bıraktı, Gura Gura. Deprem meyvesi diye düşünülen bu meyvenin tam tercümesi "Titreşim" meyvesidir.
Titreşim denince gülünç geliyor ancak her madde moleküler düzeyde titreşim gösterir. Öyle ki basit bir aşırılık ve ya azalma dünyada pek çok şeye neden olabilir. Bu nedenle ona dünyayı yok edebilecek adam diye hitap ederler. Yapması gereken şeyin titreşimleri arttırması ve ya sıfıra düşürmesi ancak bunu yapmadı. Gücünün büyüklüğünü biraz daha açmamız gerekirse, Beyaz Sakal dünyayı yok edebilir. Sonra kendisi de ölür ancak yok edebilir. Bir ada, Marine Ford gibi yerler çokta zor yıkılacak yerler değil doğru kullanımında. Öyle ki uzay zamanda kayma bile yaratabilecek bir güçtür bu.
Beyaz Sakal listemizde zeka ve dövüşün bir araya geldiği ilk noktadır. Kendinin hayatının kısa olduğunu düşünerek halef selef ilişkisi ile saldırıya geçmiştir. Plansız bir saldırıdır lakin Marine'lerin kurtulma ihtimali olan Ace'in peşinden gitmesine nazaran daha büyük bir hedef vermiştir, kendini. Bu nedenle ona zeki demek yersiz olmaz. Aynı zamanda pek çok savaşta bulunması da büyük bir deneyim katmıştır ona.
Asıl silahı meyvesiyken aynı zamanda yanında taşıdığı mızrağından da gözleri almak çok zor zira farklı şekillerde kullandığını gördük. Haki'nin muhtemelen her tipini ustalıkla kullandığını da göz önüne alırsak formunda bir beyaz sakalı yenebilecek kişiyi gerçekten çok merak ediyorum doğrusu.
Gura Gura meyvesinin sınırı nedir bilemediğimiz için Newgate gücünü depremler, tsunamiler üzerinde yoğunlaştırdı gördüğümüz kadarıyla. İleri tipte bir saldırı var mı ve ya gerçekten boyutları kıracak kadar güçlü saldırılar yapabilir mi sorusunu cevaplamak şu an için imkansız gözüküyor ancak potansiyeline bakıldığında dünyayı yok edebilir.
Uzun vadeli düşünememe ve geniş bir saldırıyı kontrol altında tutamama durumları nedeniyle Beyaz Sakal iyi bir baba figürü olsa da iyi bir lider olamaz. Gücünün detaylarına da sahip olamadığımız için kendisi sekizinci sırada kalıyor.
7. Amano Yukiteru(Seri Sonu) - Mirai Nikki
Belki listenin en anlamsız gibi görünen karakteri Amano Yukiteru. Anlamsız görünmesi de gayet doğal, nasıl olmasın. Serinin sonundaki farkı ne diye düşündüğümüzde kendisi tanrı oluyor. Bildiğimiz tanrı, yaratıcı gücün kendisi oluyor. Belki birinci sırada bile olabilirdi ancak tanrı ve zaman kavramını bile yaratmıyor. Bu oldukça garip ve çocuksu bir hareket benim gözümde. İstersen ondan binlerce yaratırsın diye gelen öneriyi de elinin tersiyle itiyor ancak her şeyi yapabilecek bir tanrının bu denli çocuk olması ve bilgiyi özümsememesini kavramın gücünün eksikliğine değil animatörün amacının "aşkın gücü" durumuna takılmış olmasına veriyorum.
Elinde binlerce silah olan bir çocuk ne kadar belalı olabilir diye mi düşünüyorsunuz. Tanrının kendisi olsa bile yedinci sıradan yukarı çıkamayacak kadar.
6. Kurosaki İcgiho - Bleach
World Of Warcraft'a aşina olan varsa orada her ırk Troll ırkından türemiştir, burada da Bleach animesinde her ırk İchigo'da birleşmekte. Kendisi bir shinigami, insan, quincy, fullbringer, hollow ve neler neler kim bilir?
Gücüne gelecek olursak kendisi katıksız bir güç. Bunu en net gördüğümüz sahne Unohana Retsu ile beraber Hueco Mundo'dan dönerken Unohana Retsu şunu düşünüyor "Neredeyse bir kaptan kadar ruh gücü var kozumuz olabilir" ancak bir kaç saniye sonra İchigo diyor ki "Gücüm tam değil o yüzden yolu yapamıyorum, kıyafetime baksana o benim reiatsumu da temsil ediyor. Şu anda bu kadar var" dediği anda sadece kol bölümü olan yüzdenin bir kaptan kadar olduğunu fark ediyoruz ve bu bize bir başlangıç noktası veriyor gücü hakkında.
Biraz daha açık bir yanıt ise ileride geliyor, Aizen diyor ki "Benim gücümü hissedememeniz normal, başka bir boyuttayım ben." bunu dünyanın üzerinde durmaya benzetebiliriz. Dünya bizi çeker ancak anlayamayız bile lakin dünyadan küçük olsa da ay bunu anlayabilir. Bu sırada başka bir dövüşte İchigo Gin'e "O kadar reiatsuyla nasıl başa çıkabilirim devasa!?" diyor. Gin o an alıyor ki Aizen'in evrim geçirmiş hali bile ancak İchigo'nun büyük diyebileceği kadar.
İchigo zeki görünmeyen bir karakter ancak yapabileceği başka bir şey olmadığı için böyle gözüküyor. Herkes tarafından reddedilmiş ve sevdiği birisi kaçırılmış mecburen kendisi saldıracak. Kendi gücünü korumak adına uzunca bir süre bedenini de zorladı defalarca. Gücünün kaynağı her bitişe geldiği anda ve ya silahından kaynaklı bir sorun olduğunda bunu çözmeyi başardı. Stratejik olmasa da dövüş anındaki zekası ve savaş içgüdüleri çok iyi bilenmiş durumda.
Zangetsu İchigo'nun ana silahı olmakla beraber pek çok farklı varyasyonla kullanmakta. Bankai, maske, full-hollow, combine-hollow gibi çeşitli varyasyonları var.
İchigo esasen her ırkın her tekniğini kullanmaya elverişli bir karakter. Bu nedenle teknik konusu biraz karışık ancak esas iki tekniği Getsuga ve Mugetsu. Teknik olarak adlandırabileceklerimiz bundan ibaret. Getsuga İngilizceye Lunar Fang, Türkçe'ye ise Ayın dişi ya da ay kesişi olarak çevrildi. Yüksek miktarda enerjiyi yönlendirerek kılıcı ile kesiyor özetle. Mugetsu ise başka bir şey. Sahip olduğu ırksal güçlerden Shinigami gücünü ortaya koyup Aizen'in bile hissedemeyeceği bir güce erişiyor. Yaklaşık iki adet atom bombası gücündeki bir darbeyi durdurabilecek dangai formunda yapılan bu teknik boyutları, zamanı ve uzayı kesebiliyor. Temelde kara delik etkisine sahip olması nedeniyle,ışık bilgi ve ses gibi enerji içeren her aktarımı da yok etmekte. Pek tabi bir çizgi olarak.
İchigo Dangai formunu koruyabilmesi dahilinde en güçlü karakterlerden birisi olacak ancak birden fazla hedefe karşı işe yaramaz bir saldırı ve tekrar kullanımı imkansız. Kullanımının ardından da tüm güçleri yok olmakta bunun yanı sıra saldırı geniş çaplı değil bir çizgi şeklinde ilerliyor saldırı her ne kadar önüne gelen her şeyi kesiyor ve ortadan ikiye bölüyor desekte kesin bir ölüm sunmuyor bize ne yazık ki.
5. Yetişkin Uzumaki Naruto, Uchiha Sasuke - Naruto, Naruto: Shippuden, Boruto Next Generation
Uzumaki Naruto bizim evladımız gibi. Çocukluğundan beri onu biliyoruz ancak asıl gücünü Shippuden serisinde Fuuton: Rasen Shiruken ile geliştirmeye başladı. İlk versiyonu her ne kadar işlevsiz olsa da ileride pek çok varyasyon ve çeşitli çakra modlarının eklenmesi ile gerçek bir güce ulaştı.
Yetişkin olduğu zamanda ise her ne kadar gücünü net bir şekilde göremesekte fiziksel olarak çok daha fazla gelişti. Çakra kontrolü daha fazla artmış ve hızlı yenilenmeye sahip oldu. Sasuke'nin kılıcı midesinin sağ tarafına girdiğinde bile adeta Hashirama hızıyla yenilenmesi gözden kaçmadı.
Beş elemente birden sahip olan Truth Seeker Balls yani etrafında gezinen siyah küreler ve elinde tuttuğu aynı şekilde siyah sopaları unutmayalım. Bunun yanında her bijuu'nun gücüne sahip olması nedeniyle kendi bedenini kullanarak on kuyruklu yaratığı yani Juubi'yi çağırması bile ihtimaller dahilinde. Bu denli güçlü bir karaktere dönüştü.
Naruto'ya avanak gözüyle bakıldı her zaman ancak kendisinin dövüş noktasında çok zeki olduğunu söylememiz gerekli. Çakra varyasyonları sayesinde rakiplerine karşı seçtiği teknikler ile gerçekten çok iyi dövüşler çıkarttı. Etrafındaki kişileri korumak için kendi çakrasını dağıtmayı akıl etmesi, Sasuke ile olan dövüşünde Ninjutsu'yu minimal olarak kullanması gerçekten takdirlik. Kendisi dışında diğer insanların gücünü bilip kullanması ise ayrı bir yetenek doğrusu.
Kunai ve shiruken dışında Naruto'nun fazla bir silah kullandığını görmedik ancak kılıç gibi farklı silahları kullanmayı bildiğini de Boruto filminde gördük. Aynı zamanda Rikudo'nun verdiği çakra sayesinde kullandığı siyah sopaları da unutmayalım.
Naruto'nun iki tekniği var ve bu tekniğin çeşitli varyasyonlarını görüyoruz. Rasengan ve Gölge Klonu. Bu iki teknik Naruto'yu, Naruto yapan tekniklerdir. Pek tabi Rasen Shiruken ve Bijuu çakralarının da eklenmesi ile varyasyon sayıları arttı. Hokage olduğu dönemde ise toprak ve su elementlerini de kullanmaya başladığı bilgiler dahilinde.
Uchiha Sasuke pek çok farklı teknik ve göz yeteneğine sahip olduğu için bu denli güçlü bir karakter. Asıl gücü öğrenme hızından değil kullanım şeklinden gelmekte. Gözünün gücü her ne kadar pek çok yeteneğe sahip olsa da genel kullanımın dışında genjutsu kullanımı oldukça ilgi çekici. Elektrik ve ateş tekniklerinde usta olması, kısa sürede rinnegan tekniklerini öğrenmesi ve sharinganlarının geniş kullanım alanıyla rakibi tek seferde ve ya uzun bir dövüşte yormak üzere saldıran bir karakter olduğunu gördük.
Sasuke dahi olarak geçmekte animede. Bu konuda haklılar zira kendisi rinneganı o kadar kısa sürede çözdü ki şaşılmaması imkansız. Sharingan tekniklerini öğrenme hızı da oldukça şaşırtıcı bana göre. Dövüşlerinde genjutsuyu bitirici olarak değil de bilgi edinme amacıyla kullanması, bu edindiği bilgilerle genel anlamda baskın ve değişken şekilde dövüşmesi onu tehlikeli bir karakter yapıyor. Çakra kontrolü konusunda oldukça usta olması da bu varyasyonu mükemmel şekilde destekliyor.
Sasuke'nin Kusanagi kılıcı oldukça özel bir kılıçtır, her ne kadar seride yer verilmemiş olsa da Japon efsanelerinde ismi epey geçen bir kılıçtır. Bunun yanı sıra bileklerinde bulunan silah mühürleri ve bu silahların kullanımı noktasında da oldukça usta bir karakter.
Sasuke Naruto'dan farklı olarak limitli bir çakraya sahip ancak uzay zaman içerisinde yer değiştirmenin neredeyse formülünü çözdüğünü defalarca dile getirdi. Bunun yanı sıra tüm rinnegan jutsularını ve sharinganın kotoamatsukami dışındaki jutsularına da hakim olduğunu söylemeliyiz. Hoş sanninler arasında en çok ve çeşitli araştırmayı yapan kişiden eğitim aldığı için eminim ki bilmediğimiz daha çok tekniği vardır.
Tüm bu yetenekler birleşince Sasuke neredeyse Naruto kadar güçlü bir karakter oluyor. Henüz Boruto'da net bir tekniğini göremedik ancak neredeyse dememin tek bir sebebi var. Naruto ve Sasuke dövüşürken Naruto'nun yaptığı üç başlı Kyubi'yi unutamadık. Bunu yaparken inanılmaz miktarda bir çakra harcadı ve sonunda ortaya çıkan şey Sasuke'nin şu anda sahip olmadığı Bijuu'ların toplam saldırı gücüne eşit inanılmaz güçte bir saldırıydı. Bunu hala daha yapabilmesi Naruto'yu Sasuke'den daha güçlü kılıyor.
4. Otsusuki Kaguya , Uchiha Madara - Naruto: Shippuden
Kaguya Naruto serisinin ana düşmanı olarak geçişmiş bir çeşit uzaylı ırka mensup bana göre çokta güzel bir kadın. Kaguya'yı Naruto ve Sasuke'den güçlü kılan özelliği ise tek başına durdurulamaması. İki karakterimiz tek başına güçlerini yetiremiyor. Bu gerçeği göz önüne alırsak Kaguya serinin şu anda gördüğü en güçlü karakter. Yeteneklerinin sınırı ise gerçekten çok üst düzeyde.
Genel olarak onun zekasını anlatmak istersek, deneyimsiz bir dövüşçü olarak başlamasına rağmen kendisini bir anda savunmaya geçirebiliyor. Bunu yapması inanılmaz bir şey, hiç bir şey bilemeyen birisinin bir anda piyano çalabilmesi kadar güçlü bir harekettir. Buna karşılık animede kısa geçilmiş olsa da uzunca bir yolu tek başına kat ediyor ve kendini düşmanlarından mükemmel bir şekilde koruyor lakin eksiği şu, Toneri'nin aksine onun çakrası gayet sınırlıydı ilk gördüğümüzde. Bu sınırlı çakra nedeniyle zaten Hayat Ağacı ya da Kutsal Ağaç olarak geçen devasa ağacın meyvesini yiyor. Bu sayede pek çok iş yapıyor lakin laf altında bir iki defa geçildi. Savaşları bitirerek işe başlıyor, bunu yaparken eminim pek çok teknik öğrenmiştir. Hatta öyle tekniklerden bahsediyoruz ki kişi bilincini tamamen teslim ediyor, Dojutsu'ya sahip olsa bile. Savaşçılık yetenekleri sorgulanacak gibi değil, buna karşın geleceği çok net bir biçimde değerlendirip kendi ırkına karşı Beyaz Zetsu dediğimiz yaratıklardan bir ordu hazırlıyor dünyayı savunabilmek için. İlginç bir gerçek doğrusu.
Teknik varyasyonları ise inanılmaz. Rinnegan ve Byakugan'a aynı anda sahip, bu sayede her türlü tekniği kolaylıkla yapabiliyor ancak asıl özelliği çakranın annesi olarak bizim seride zayıf bir şekilde gördüğümüz özel klan yeteneklerinin üst düzeylerine sahip olması. Kaguya'ların kemik tekniklerini çok başka bir boyuta taşımış ve bunu çürütme haline getirmiş. Buzu ise bir anda var edebiliyor, Gaara'da gördüğümüz kum kullanma tekniğini sadece elini kaldırarak rahatlıkla yapıyor. Bu tekniklere bir daha baktığımızda kendisinin kırılmaz çelik sertliğinde kemikleri, kumdan bir kalkanı ve anlık olarak insanları doldurabilme gücü olduğunu görüyoruz. Sadece bununla da sınırlı değil, Madara'nın ve Naruto'nun sahip olduğu TSB(Truth Seeking Balls) yani her maddeyi parçalayabilecek tüm elementleri barındıran siyah maddenin neredeyse bir meteor büyüklüğünde olanına sahip. Bu gerçekten çok çılgınca bir şey. Kesinlikle normal değil.
Zekası, hızlı kavrayabilmesi, emrinin altındaki ordusu ve de mantıksal düşünce tarzı ile dördüncülüğü madara ile paylaşıyor.
Uchiha Madara çok fena harcanmış karakterlerden birisi. Kendisi Uchiha tarihindeki tüm tekniklere hakim ve kendi söylemi ile "Benim ana klansmanım Tai-Nin jutsu zaten." diyen gerçekten mükemmel bir dövüşçüdür. Kendisinin yetiştiği dönemde söylenen üzere günde yüzlerce bazen binlerce insan ölüyor. İyi dövüşmek zorunda yoksa ölecek. Aynı dönemde yetişen rakibi Hashirama'da onun gelişiminde etkili pek tabi. Yetenekleri her ne kadar geri kalmış olsa da gerçek bir dahi kendisi zira Orochimaru gibi dünyayı araştırmış ancak daha derine inebilmiş ve Gedo-mazo'yu bulabilmiş.
Gedo sayesinde hayati bir yara almasına rağmen ayakta kalmış ve zıtlığın güzelliği formülünü mükemmel bir şekilde çözümleyerek yaşlılık döneminde rinneganı uyandırmayı başarmış. Vücudunun yarısı parçalanan Obito'yu adeta tekrar hayata döndürmüş ve Zetsu'yu yaşamını koruyacak bir etken olarak hayatta tutabilmiş. Zekası bununla sınırlı değil. Hani Sasuke daha önceden demişti ya "Rinnegana sahibim artık, geri dirilme gibi alternatiflerim de var." sözünü mükemmel bir şekilde gözler önüne sermiş.
Dünyanın değişimine gerekli etkileri yapmış, Rinneganı ile kendisini diriltebilecek bir taşıyıcı seçmiş onun hayatını manipüle etmesi için Obito'yu kullanmış ve tüm bunlar olurken İtachi sadece sezebilmiş. Her ne kadar bu siyah Zetsu'nun oyunu gibi görünse de küçük ve önemli detayları yapan kişi Madara'dan başkası değil. On kuyruklu bile olmadan onca güce sahip olan bu karakter on kuyruklu ile birleşince Kaguya'dan aşağı kalmayacak bir güce erişiyor.Limbo adındaki alternatif bedenlere sahip olması, gibi değişken ve çok sayıda özel tekniği var. Kaguya'dan farklı olarak savaşla büyümüş olması ve rakiplerini tanıyabilmesi onun en büyük güçlerinden birisi. Bu nedenle Kaguya ile dördüncü sırayı paylaşıyor.
3. Goku - Dragon Ball
Goku her zaman animelerin en güçlü karakteri olarak düşünülmüş ancak pek çok defa kaybettiğini gördük. Pek çok zayıflığını da aynı şekilde gördük. Bir ve iki numaradan farklı olarak Goku'yu öldürme yolları mevcut.
Üstün gücü gerçekten tartışılmaz. Saiyan modundaki gücünün sınırı çok kafa karıştırıcı. En küçük gezegenimizi düşünürsek bunu patlatabilecek bir güçten bahsediyoruz. Bu yaklaşık 9.000.000.000.000 N gibi bir güce tekabul etmekte. Meteorları parçalayabilen ve yarı tanrı özelliklerine sahip olabilmesi ile Goku tartışmasız en güçlü karakterlerden ancak! Kas bedene ve beyne sahip karakterler konvoyunda büyük bir yere sahip.
Kendi kendine bir şey öğrenme kabiliyetinden yoksun bir karakter. Gücünün sınırlarını hala daha öğrenemedik lakin kendisinin güneş yüzeyinde yürüyemeyecek kadar güçlü olduğunu biliyoruz. En önemlisiyse ona vurulduğunda canı acıyor. Bu nedenle listede üçüncü sırada.
2. Dante Sparda - Devil May Cry
Dante bu listelerde görmeye alışmadığımız karakterlerden. Kendisinin dünyayı yok edecek kadar gücü yok diye düşünülüyor ancak bu çok yanlış. Dante'nin babası Sparda Cehennemi dünyadan ayırıp mühürleyecek kadar güçlü bir karakterdi. Bu kadar güçlü bir karakterin oğlu da bir o kadar güçlü. Öyle ki ilk oyunlarına baktığımızda kendisi uzay boşluğunda dövüştü.
Goku'nun aksine Dante'yi tamamen yok edebilecek bir yol yok. Animesinde yaralandığını görüyoruz hemde normal olmayacak ağır yaralar. Taşıdığı Claymore tipi kılıcın göğüs kafesinden sokulup çıkarılması, çarmıha gerilme, üzerine bin katlı bir kule düşürme, meteorlar atma hiç birisi işe yaramıyor. Çizik bile atamıyor bunlar Dante'ye. İstese hepsini engelleyebilecek kadar da hızlı bir karakter. Bunu gördüğümüz yer Devil May Cry'ın üçüncü oyununda ikizi ile yaptığı dövüş. Saniyede en azından on altı defa kılıcını savuruyor. Toplam on beş saniye süren bu dövüş boyunca etraftaki yağmur damlaları tamamen yok oluyor. Sağanak yağmurun ortasındaki bu dövüşte kuru bir bölge oluşturuyorlar. Bu on beş saniyelik kılıç dövüşü sırasında toplam 145.000 yağmur damlasını kesiyorlar.
Gerçekten öldürülebilir mi sorusuna henüz hiç bir yerden cevap bulamadım. Kafasını ve vücut parçalarını dünya üzerinde ayrı yerlere atılması öneriliyor ancak bunları tekrar oluşturabileceği noktasında düşünceler de mevcut. Bunu nasıl yapacakları konusu ise muamma zira kendisi ışınlanabiliyor, mükemmel bir nişancı, en iyi kılıç ustalarından, zamanı durdurabiliyor hatta kendi gölge kopyasını yapabiliyor. Tam bir şeytana da dönüşebiliyor, gücünün neredeyse bir sınırı yok. Pek çok silahı da var, bu silahlar basit silahlar da değil. Pandora gibi 666 farklı silahı ve en çok hatırlanır silahı. Kardeşinin silahı olan beyaz katana Yamato. Şeytan dünyasını ayırmak için kullanılan silahın orijinalini de şu an taşımakta. Bu silah boyutlar arası kesiş yapabiliyor aynı mugetsu gibi, uzak mesafeden aynı Yato gibi kesimler yapabiliyor.
Dante oldukça da zeki bir karakter, ölümsüzlüğü sayesinde en pislik yerlerden en değerli eşyaları elde edebiliyor. Dünya'da bilmek isteyip bilemeyeceği neredeyse hiç bir şey yok. Tek sorunu davranış tarzı zira kendisi tam olarak pislik gibi davranmakta. Ölümsüz olan birisine sürekli olarak saldırılmasının sonucu olarak artık kendisi de bıkmış durumda. Kaybettiği bir savaş yok ancak kaybetmeye çok yakın oldukları mevcut, bunun sebebi de söylediğim üzere pislik davranış tarzı.
Yok edilememesi ve listemdeki pek çok karakterin gücünü taşıması nedeniyle Dante bu listede ikinci sırayı alıyor.
1. Saitama
Saitama en güçlü kahraman ancak listelere koymayı istemez kimse bunun sebebi gücünün tam olarak ne miktarda olduğunun bilinmemesi. Ciddi saldırısının bile ne kadar ciddi olduğunu bilemiyoruz. Örnek vermek gerekirse birine tokat atmak kolaydır, tek yumrukta indirmek normal bir insan için ciddi bir saldırıdır ancak profesyonel bir boksörün ciddisi bir kaç seviyede olabilir. Bu nedenle ciddiyetinin miktarını anlayamıyoruz ancak sizi bir miktar matematiksel hesapla boğacağım.
İlk olarak bir başlangıç noktası seçmemiz gerekli. Bunun için ben Meteor'un parçalandığı bölümü aldım. Bir meteoru patlatmak için tüm kinetik enerjisini sıfırlamak ve ardından da merkezine kadar delip geçmek gerekiyor. Bunu yapmak için üç santimlik bir yumruğun 60 metre çapında ve saniyede 17 km/s hızda ilerleyen meteora yapması gereken baskı tam olarak 3.000.000.000.000.000.000 newton anlamına geliyor. Bunu daha iyi anlamak için 90.000.000.000 tane Satürn 5 roketinin suratınıza çarpması olarak düşünün.
Bir diğer hesaplama da aydan atladığı sahne. Animedeki zaman referansını kullanarak dünya ile ayın arasındaki uzaklığı 384.000 km olarak düşünürsek ve animede geçen süre dokuz saniye olarak hesaplandığında saniyedeki hızı 43.000km/s oluyor. Işık hızının yüzde on dördü. Astrofizikçi Ethan Siegel bu sahneyi anlatmak için şu şekilde bir yorum yapıyor cüssesi ve hızı göz önüne alınınca gerçekten ayın bir kısmını yok edecek kadar trilyonlarca g kuvveti uygulaması gerekiyor diyor.
Tüm bu bilgilere dayanarak bir de ekleme yaparsak Saitama'nın gücünün sınırı yok kavramına geliyoruz. Evrim Araştırma Laboratuvarı bölümlerinde bize biyolojik limitten bahsediyorlar. Bu limiti çitalar üzerinden açıklayacağım. Çitalar yük kilometre hıza çıkabilen hayvanlar ancak bunu beş saniye belki de daha az sürdürebiliyorlar. Bunun sebebi vücutlarının aşırı ısınması, bu da onların limiti anlamına geliyor ancak seriye göre Saitama bu limiti aşmayı başarmış. Bu nedenle bedenini istediği bir güç seviyesine çekebiliyor.
Bu bilgilere göre Saitama her hangi bir gezegeni rahatlıkla yok edebilir. Hatta bir teoriye göre evreni tekrar başlatabilir. 3*10^34 GeV gibi bir enerji ile yumruk atması dahilinde ki rakamlara bakılınca çokta zor görünmüyor evren yeniden başlatılabilir. Saitama'nın üst limiti evrendeki kozmik itişi tekrar başlatıp alternatif bir evren yaratabilmek.