- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Ölüm için duramadığımdan, / O nazikçe benim için durdu; / Araba yalnızca ikimizi taşıyordu / Ve Ölümsüzlüğü. Emily Dickinson
Because i could not stop for death / He kindly stopped for me/ The carriage held but just ourselves/ And immortality. Emily Dickinson
Emily Elizabeth Dickinson (10 Aralık 1830 15 Mayıs 1886) ABDli kadın şair.
Massachusetts eyaletindeki Amherst kentinde doğdu. Babası kentin önde gelen avukatlarından ve politikacılarındandı. Dedesi de orada birkaç okul kurmuş biriydi. Kendisi de, kızkardeşi de evlenmediler ve aileleriyle birlikte yaşadılar. Emily, yaşamı boyunca pek seyrek olarak Amherstten çıkmıştır. Yakınlardaki bir okula devam etmiş, bir kez Washingtona, ve iki-üç kez de Bostona gitmiştir.1862′de tümüyle eve kapanmış, en yakın arkadaşlarıyla bile ölünceye değin bir daha hiç görüşmemiştir. Kapandığı odasında kendisini yazmaya vermiştir. İlk mektupları ve kendisiyle ilgili betimlemeleri, canlı bir ruha sahip çekici bir kızı yansıtmaktadır. Daha sonra dünyadan elini eteğini çekmesinin nedeninin umutsuz bir aşk deneyimine dayanıyor olabileceği eleştirmenlerce düşünülmektedir. Dış dünyayla olan ilişkisi ve deneyimleri sınırlı olsa da, yazılarında yaratıcı ve imge gücü yüksek bir edebiyatçıdır.
Emily Dickinson ilk şiirlerini yazmaya başladığında, neredeyse hiçbir eğitim almamıştı. Henüz Shakespearei ve klasik mitolojiyi bilmiyordu. İlk başlarda daha çok Elizabeth Browning ve Bronte Kızkardeşler gibi kadın yazarlarla ilgileniyordu. Bu arada, Ralph Waldo Emersonı, Thoreauyu ve Hawthorneu da tanıyordu. Geleneksel anlamda dinle bağlantılı birisi olmasa da, İncili inceledi ve pek çok şiirinde dinsel formlar kullandı.
Yaşamının değişik dönemlerinde ona esin kaynağı olan ya da öğretmenlik yapan insanlar, özellikle erkekler olmuştur. İlki babasının avukatlık bürosunda çalışan genç bir avukat olan Benjamin Newtondır. Kendisi Emily Dickinsonın yazınsal duyarlığının ve kültürünün gelişmesine katkıda bulunmuştur. Dickinson, onunla ilgili olarak daha sonraları, Bana ölümsüzlüğü öğreten bir dost diye yazacaktır.
Emily Dickinsonun sonraki öğretmeni, evli bir din adamı olan Charles Wadsworthtür. Dickinsonun entelektüelliğine katkısı olmuş ve dış dünyayla ilişkisinin artmasını sağlamıştır. Yazdıklarından, ona yönelik karşılık göremediği bazı duygular beslediği anlaşılmaktadır. 1862′de evine geri dönmüş ve Wadsworthü tanımadan önceki haline göre daha içine kapalı bir kişiliğe bürünmüştür. Wadsworthün, şiirlerinde geçen sevgili olduğuna ilişkin yazın çevrelerinde güçlü bir görüş birliği vardır. (Başka bir anlatışla; 23 yaşındayken evli bir şair ve din adamı olan Charles Wadswortha aşık oldu. birbirlerini yalnızca 3 kere görmelerine rağmen çoğu şiirinde bu aşktan izler görebiliriz. Wadsworthun 1861′de Californiaya gitmesiyle en verimli dönemini yaşamış ve yaşamına inen ölüm darbesi zihnine inen bir yaşam-darbesine dönüşmüştü.)
Evine kapandığı için, o sıralarda ABDde sürmekte olan iç savaş onu pek etkilememiştir. İnzivadayken yazdığı şiirlerin bir bölümünü dönemin önde gelen eleştirmenlerinden ve yazarlarından olan Thomas Higginsona göndermiştir. Higginson, şiirlerini okuyarak, beğendiğini, ama serbest bir biçem kullanmak yerine daha geleneksel şiir anlayışına yönelmesi gerektiğini belirten bir yanıt yazmış ve şiirlerini bu öneri doğrultusunda düzeltmesini önermiştir. Dickinson, bu önerileri dikkate almayarak, daha da içine kapanmıştır. Yaşarken yalnızca yedi şiiri basılmıştır.
Yaşamının son yıllarında artık eve pek ziyaretçi de kabul etmemiş, ancak arkadaşlarıyla olan ilişkilerini onlara mektuplar ve küçük hediyeler gönderme yoluyla sürdürmüştür.
1886′daki ölümünden sonra odasına giren kızkardeşi, odasında ondan kalan 1.800 kadar şiir bulmuştur. Ölümünden sonraki dört yılda, yani 1890′a değin, şiirlerinin neredeyse tamamı yayımlanmıştır.
1920′lerde ise, ABDdeki en çok sevilen şairlerden biri olmuş ve ünü bugüne değin sürmüştür.
Şiir Anlayışı
Şiirlerinde patlamalar halinde duygu akımı görülür. Çoğu tek bir imgeye ya da simgeye dayalı olan kısa şiirler yazmıştır. Ancak kısa şiirlerinde, yaşamındaki en önemli şeyleri en etkili biçimde yansıtmaktadır. Şiirlerinde asla yaşayamadığı aşkı ve kavuşamadığı sevgiliyi anlatır. Doğa hakkında şiirleri de vardır. Ulaşamadığı başarıdan ve hep arkadaşı olarak gördüğü başarısızlıktan söz ettiği şiirleri de vardır. Bu tür öğeleri şiirlerinde o denli etkileyici bir dille yansıtır ki, o nedenle ABDde tüm zamanların en iyi şairlerinden sayılmaktadır.
Yaşamını bir çekmeceye sığdırıp yaşarken kendi ağıdını yazmış şair.
ALINTIDIR
Because i could not stop for death / He kindly stopped for me/ The carriage held but just ourselves/ And immortality. Emily Dickinson
Emily Elizabeth Dickinson (10 Aralık 1830 15 Mayıs 1886) ABDli kadın şair.
Massachusetts eyaletindeki Amherst kentinde doğdu. Babası kentin önde gelen avukatlarından ve politikacılarındandı. Dedesi de orada birkaç okul kurmuş biriydi. Kendisi de, kızkardeşi de evlenmediler ve aileleriyle birlikte yaşadılar. Emily, yaşamı boyunca pek seyrek olarak Amherstten çıkmıştır. Yakınlardaki bir okula devam etmiş, bir kez Washingtona, ve iki-üç kez de Bostona gitmiştir.1862′de tümüyle eve kapanmış, en yakın arkadaşlarıyla bile ölünceye değin bir daha hiç görüşmemiştir. Kapandığı odasında kendisini yazmaya vermiştir. İlk mektupları ve kendisiyle ilgili betimlemeleri, canlı bir ruha sahip çekici bir kızı yansıtmaktadır. Daha sonra dünyadan elini eteğini çekmesinin nedeninin umutsuz bir aşk deneyimine dayanıyor olabileceği eleştirmenlerce düşünülmektedir. Dış dünyayla olan ilişkisi ve deneyimleri sınırlı olsa da, yazılarında yaratıcı ve imge gücü yüksek bir edebiyatçıdır.
Emily Dickinson ilk şiirlerini yazmaya başladığında, neredeyse hiçbir eğitim almamıştı. Henüz Shakespearei ve klasik mitolojiyi bilmiyordu. İlk başlarda daha çok Elizabeth Browning ve Bronte Kızkardeşler gibi kadın yazarlarla ilgileniyordu. Bu arada, Ralph Waldo Emersonı, Thoreauyu ve Hawthorneu da tanıyordu. Geleneksel anlamda dinle bağlantılı birisi olmasa da, İncili inceledi ve pek çok şiirinde dinsel formlar kullandı.
Yaşamının değişik dönemlerinde ona esin kaynağı olan ya da öğretmenlik yapan insanlar, özellikle erkekler olmuştur. İlki babasının avukatlık bürosunda çalışan genç bir avukat olan Benjamin Newtondır. Kendisi Emily Dickinsonın yazınsal duyarlığının ve kültürünün gelişmesine katkıda bulunmuştur. Dickinson, onunla ilgili olarak daha sonraları, Bana ölümsüzlüğü öğreten bir dost diye yazacaktır.
Emily Dickinsonun sonraki öğretmeni, evli bir din adamı olan Charles Wadsworthtür. Dickinsonun entelektüelliğine katkısı olmuş ve dış dünyayla ilişkisinin artmasını sağlamıştır. Yazdıklarından, ona yönelik karşılık göremediği bazı duygular beslediği anlaşılmaktadır. 1862′de evine geri dönmüş ve Wadsworthü tanımadan önceki haline göre daha içine kapalı bir kişiliğe bürünmüştür. Wadsworthün, şiirlerinde geçen sevgili olduğuna ilişkin yazın çevrelerinde güçlü bir görüş birliği vardır. (Başka bir anlatışla; 23 yaşındayken evli bir şair ve din adamı olan Charles Wadswortha aşık oldu. birbirlerini yalnızca 3 kere görmelerine rağmen çoğu şiirinde bu aşktan izler görebiliriz. Wadsworthun 1861′de Californiaya gitmesiyle en verimli dönemini yaşamış ve yaşamına inen ölüm darbesi zihnine inen bir yaşam-darbesine dönüşmüştü.)
Evine kapandığı için, o sıralarda ABDde sürmekte olan iç savaş onu pek etkilememiştir. İnzivadayken yazdığı şiirlerin bir bölümünü dönemin önde gelen eleştirmenlerinden ve yazarlarından olan Thomas Higginsona göndermiştir. Higginson, şiirlerini okuyarak, beğendiğini, ama serbest bir biçem kullanmak yerine daha geleneksel şiir anlayışına yönelmesi gerektiğini belirten bir yanıt yazmış ve şiirlerini bu öneri doğrultusunda düzeltmesini önermiştir. Dickinson, bu önerileri dikkate almayarak, daha da içine kapanmıştır. Yaşarken yalnızca yedi şiiri basılmıştır.
Yaşamının son yıllarında artık eve pek ziyaretçi de kabul etmemiş, ancak arkadaşlarıyla olan ilişkilerini onlara mektuplar ve küçük hediyeler gönderme yoluyla sürdürmüştür.
1886′daki ölümünden sonra odasına giren kızkardeşi, odasında ondan kalan 1.800 kadar şiir bulmuştur. Ölümünden sonraki dört yılda, yani 1890′a değin, şiirlerinin neredeyse tamamı yayımlanmıştır.
1920′lerde ise, ABDdeki en çok sevilen şairlerden biri olmuş ve ünü bugüne değin sürmüştür.
Şiir Anlayışı
Şiirlerinde patlamalar halinde duygu akımı görülür. Çoğu tek bir imgeye ya da simgeye dayalı olan kısa şiirler yazmıştır. Ancak kısa şiirlerinde, yaşamındaki en önemli şeyleri en etkili biçimde yansıtmaktadır. Şiirlerinde asla yaşayamadığı aşkı ve kavuşamadığı sevgiliyi anlatır. Doğa hakkında şiirleri de vardır. Ulaşamadığı başarıdan ve hep arkadaşı olarak gördüğü başarısızlıktan söz ettiği şiirleri de vardır. Bu tür öğeleri şiirlerinde o denli etkileyici bir dille yansıtır ki, o nedenle ABDde tüm zamanların en iyi şairlerinden sayılmaktadır.
Yaşamını bir çekmeceye sığdırıp yaşarken kendi ağıdını yazmış şair.
ALINTIDIR