-
- Üyelik Tarihi
- 31 Ocak 2013
-
- Mesajlar
- 1,978
-
- MFC Puanı
- 53
Yazar : Predrag Matvejevic
Çevirmen : Meryem Mine Çilingiroğlu
Açıklama / Özet
Predrag Matvejevic, Ekmeğimiz kitabında buğdayın muhteşem gezintisini, nesilden nesle aktarılan bilgileri derlemekle kalmıyor; ekmeğin bilgelik, şiir, sanat ve inanca dair tarihini de yazıyor. Yazar, ekmeğin destanını anlatırken Tanrıdan ve insanlardan, tarihten ve antropolojiden, açlıktan ve zenginlikten, savaştan ve barıştan, şiddetten ve aşktan da söz ediyor. Bu sayfalarda, herkes, kendi içindeki açlığa hitap eden ekmeği bulacaktır.
Evren ekmekle başlar. Bunlar, Pythagorasın, bilge Laertioslu Diogenes tarafından, sonraki nesillere aktarılmış sözleridir.
Ekmek doğanın ve kültürün ürünüdür. Barış şartı ve savaş nedeni, umut göstergesi ve umutsuzluk sebebi olmuştur. Dinler onu kutsamıştır. Halk onun üzerine yeminler etmiştir. Herkese yetecek kadar ekmeği olmayan ülkeler bahtsızdır. Öte yandan, sadece ekmeği olan ülkeler de mesut değildir.
Asırlar boyunca sadece ekmekle yaşanmaz sözü yinelenmiştir.
Buğday ve ekmekle ilgili bilgiler nesilden nesle aktarılmıştır. Atalar, miras olarak, görünüş ve kullanım bakımından birbirine benzeyen, birbirine yakın araç ve aletler bırakmışlardır: Ekmek teknesinde un yoğrulur ve bu tekne, bebek sallanılan beşiğe, yatılan yatağa, ölümden sonra girilen tabuta, bir kıyıdan diğerine geçmeye yarayan kayığa benzer.
Başkalarının Fotoğrafı ve Öyküler Unutmaz ile adını duyuran Semra Aktunç, yeni öykülerini Yalosta bir araya getiriyor. Yalos (driftwood), akarsularla denizlere ulaşıp dalgalarla kıyılara vuran odun parçalarına deniyor... Aktunçun, doğanın ve zamanın yarattığı bu ağaçtan heykellerin adını kitabına koyması boşuna değil: Kaybolmaya yüz tutmuş incelikler Yalosta ustalıkla öyküleşiyor.
Kitap Hakkında
Yazar : Predrag Matvejevic
Çevirmen : Meryem Mine Çilingiroğlu
Sayfa Sayısı : 184
Yayın Evi : Yapı Kredi Yayınları
Dili : Türkçe
Tür : Edebiyat İnceleme