Edebiyatımızın ilk ürünleri sözlü edebiyat geleneğine ait olan masal ve destanlardır. Bu ürünler henüz yazının kullanılmadığı dönemlerde ortaya çıkmış ve dilden dile dolaşarak günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Halk arasında anlatılarak günümüze kadar gelmiş olan bir diğer eserler halk hikayeleridir. Bu eserlerin ilk örnekleri olarak ise Dede Korkut Hikayeleri bilinmektedir. Bu eserlerde 15. Yüzyılda konuşulmuş olan dil özelliklerine rastlanmaktadır. Bu zaman ise Oğuz Türklerinin yaşadığı döneme rastlamaktadır. Halk hikayeleri de sözlü edebiyat döneminde ortaya çıkmış fakat bu eserler 16. Yüzyılda yazıya geçirilebilmiştir.
Mesnevi gibi Divan edebiyatı nazım şekilleri de edebiyatımıza İslamiyetin kabulünden sonra İran edebiyatından geçmiştir. Bizdeki ilk örneği ise Yusuf has Hacip tarafından 11. Yüzyılda kaleme alınmış olan Kutadgu Bilig adlı eserdir.
Roman, hikaye, eleştiri gibi edebiyatımıza Batıdan geçmiş olan türler ise bizim edebiyatımızda ilk olarak Tanzimat Dönemi Türk edebiyatında görülmüştür.
Halk arasında anlatılarak günümüze kadar gelmiş olan bir diğer eserler halk hikayeleridir. Bu eserlerin ilk örnekleri olarak ise Dede Korkut Hikayeleri bilinmektedir. Bu eserlerde 15. Yüzyılda konuşulmuş olan dil özelliklerine rastlanmaktadır. Bu zaman ise Oğuz Türklerinin yaşadığı döneme rastlamaktadır. Halk hikayeleri de sözlü edebiyat döneminde ortaya çıkmış fakat bu eserler 16. Yüzyılda yazıya geçirilebilmiştir.
Mesnevi gibi Divan edebiyatı nazım şekilleri de edebiyatımıza İslamiyetin kabulünden sonra İran edebiyatından geçmiştir. Bizdeki ilk örneği ise Yusuf has Hacip tarafından 11. Yüzyılda kaleme alınmış olan Kutadgu Bilig adlı eserdir.
Roman, hikaye, eleştiri gibi edebiyatımıza Batıdan geçmiş olan türler ise bizim edebiyatımızda ilk olarak Tanzimat Dönemi Türk edebiyatında görülmüştür.