-
- Üyelik Tarihi
- 14 Ocak 2014
-
- Mesajlar
- 1,409
-
- MFC Puanı
- 354
Toplantılar, raporlar, telefon trafikleri...Yöneticilerin en büyük sorunlarından birisi de iş hayatının rutinlerini yerine getirmekten düşünmeye vakit bulamamalarıdır. Bir şirketin hedeflerini gerçekleştirebilmesi için yöneticilerin günlük rutinlerden sıyrılıp düşüncelerini işlerine odaklamaları gerekir. Peki siz düşünmeye ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
Gün İçinde Düşünme Lüksü
Bize hep öğretilen, insanoğlunu diğer canlılardan ayıran en büyük özelliğin düşünmek olduğudur. Düşün, taşın ve karar ver sözüne hepimiz aşinayız. Teknolojinin yoğunluğumuzu arttırdığı, sürekli kaliteli/kalitesiz bilgi akışının olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Günlük, haftalık, aylık hazırlanması gereken onlarca rapor, gün içinde katılınması gereken toplantılar... Acil çıkan işler, yönetim kurulu toplantılarına hazırlıklar ve halka açık bir şirketseniz ek detaylı işler, takipler... Tabii ki işin vazgeçilmez parçası denetimler. Bütün bu yoğunluğun içinde, asıl işimiz olan düşünmek için nasıl zaman ayırmamız ya da ön araştırma yapmamız beklenebilir? Bir sorunla karşılaştığımızda, tecrübelerimize ve bilgi birikimimize güvenerek, hızlı bir inceleme yapmamız ve karar vermemiz gerekli.
Karar verme süreçlerine etkin katılıp katılmamamız, genellikle pozisyonumuzla ilgili oluyor. Maalesef kendi alanımız dışında kalan konulara neredeyse hiç vakit ayıramıyoruz. Oysa zaman denilen konuda zenginleşmemiz de pek mümkün görünmüyor. Peki, biz diğer bölümlerde kendimizi geliştirmeden kariyerimizde nasıl ilerleyeceğiz? Farklı konularda derinleşmeden yukarıları hedeflemek oldukça zor.
Vakit kıtlığının olduğu bu dünyada bölüm şefi, müdürü ya da direktörü olarak yapmamız gereken düşünmek için zaman ayırmak. Şirkete ilk başladığımız yıllarda bize şirketin stratejisi, vizyonu, misyonu gösterilir, anlatılır. Ancak bu o dönemlerde bize laf kalabalığı gibi gelir. Bunların şirket için ne kadar hayati konular olduğunu ve dikkatle izlenmesi gerekliliğini ancak 20 yılı aşkın bir tecrübe edindikten sonra anlıyoruz. Her kelimenin anlamını derinlemesine yakalayabilmek için gayet uzun bir süre gerekiyor. Maalesef bilgi birikimi olmadan ve belirli üst düzey pozisyonlara gelmeden, tecrübe biriktirmeden bunlara anlam vermek pek olası değil.
Düşünce seanslarımızda önemle dikkat etmemiz gereken sadece günlük operasyonel konular değil, daha geniş bir çerçevede zihin egzersizi yapmak ve şu soruları cevabını hem kendiniz hem de diğer bölümler için aramak:
- Şirket için saptanan stratejinin gerçekleştirilmesinde neredeyim, neyi eksik yapıyorum, daha neler yapabilirim? Bu konuda değerlemeleriniz şahsi kariyeriniz açısından ekstra önemli.
- Size bağlı bölümlerde insan kaynakları konusunda ve operasyonel noktalarda sağlayacağım hızlandırmalar ya da gereksiz işler var mı?
- Meşhur 360 derece değerlendirme çerçevesinde diğer bölümlerle ilişkiler ve geliştirilecek alanlar neler?
- Mali disiplin olarak şirketin satış ve pazarlama alanındaki faaliyetlerini arttırmaya yönelik nasıl bir destek verebiliriz? Sadece engelleyici pozisyondan destekleyici ve geliştirici yere nasıl konumlanabiliriz?
Analiz ve riskte daha değişik yaklaşımlar ne olabilir? Eldeki hazır programlara yapılacak eklemelerle, kendimize has ayırt edici sistemleri nasıl oluşturabiliriz?
Bu ve benzeri sorulara cevaplar arayarak düşünce gücümüzü devreye almanın, işimizi daha severek yapmamızı sağlayacağı düşüncesindeyim.
Tecrübe, sürekli bilgiyle desteklendiğinde, hem yaptığımız işin kalitesini arttıracak hem de karar verme süre ve süreçlerimizi kısaltacaktır. Sağlıklı karar oluşumunda bilgi ve tecrübenin payı oldukça yüksek.
Ünlü Rus yazar Tolstoy demiş ki Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmüyor. Düşünmek ve onları belirli bir süreçte uygulayabilmek bizde de bir değişim yaratacak. Böylesine inovasyon ve yaratıcılık odaklı, sürekli değişimlerin içerisinde ilerlemek için tek şansımız aslında düşünmek ve uygulanabilir yaklaşımlar geliştirmek.
Maalesef coğrafyamızın kültüründe hız ve düşünme birbirinin zıttı gibi algılanıyor. Fakat bugün düşünmek, ilerideki karar alma süreçlerinde bize hız kazandırıp alternatifler yöntemler oluşturmamıza yardımcı oluyor.
Düşünme konusundaki tavsiyem, günün işlerini bitirdikten sonra 10-15 dakika boyunca operasyon dışı meselelere kafa yormak. Uzun dönemli muhtemel senaryoları, stratejileri ve alternatifleri düşünmenin, sizi tecrübe ve bilgileriniz çerçevesinde değişik açılımlara yönlendireceğine kuvvetle inanıyorum.
Metin Pişkinoğlu