Dünyanın en zengin Türklerinin yaşam öyküleri
Dünyanın en zenginleri listesinde 2016 yılına bir ilk yaşandı! Ve bu ilke başarılı Türk iş adamları imza attı. Forbes Dergisi tarafından her yıl hazırlanan listede bu yıl ilk kez dört Türk iş adamı birden yer alıyor. İşte o iş adamları ve ilham alınacak yaşam öyküleri
Dünyanın En Zenginleri Listesine Giren 4 Türk İş Adamı ve Yaşam Öyküleri
Uluslararası Forbes dergisi 2016 yılının en zenginleri listesini bugün açıkladı. Açıklanan verilerde ilgi çekici ayrıntı ise dört Türk iş adamının yer almasıydı. Dünyanın en zenginleri listesine girmeye hak kazanan dört Türk iş adamı ve başarı öykülerini sizin için derledim.
Bugün tarihimizin en gurur verici gelişmelerinden birini yaşıyoruz. Bu tablonun temel nedeni ise dünyanın en zenginleri listesine ilk kez dört Türk iş adamının dahil olması. Bu yazımda sizlere dünyanın en zenginleri listesine girmeyi başaran dört Türk iş adamını ve onların başarılarla dolu hayatlarını tanıtacağım. Ancak öncesinde bilmeyenler için dünyaca ünlü Forbes dergisini kısaca tanıtmakta yarar olacağını düşünüyorum.
1917 yılında İskoçyalı B. C. Forbes tarafından kurulan iş dergisi, her geçen gün hızla büyüdü. Merkezi, New York 5. Cadde üzerinde bulunan Forbes dergisi, kendini dünya iş liderlerinin merkezi olarak tanımlamakta. Bünyesinde; ForbesLife, Forbes Asia, American Heritage, American Legacy ve American Heritage of Invention&Technology gibi dergileri de barındıran kuruluş, İngilizcenin dışında yedi başka yerel dilde daha yayımlanıyor. Kısacası Forbes küresel ekonominin nabzını tutarken, yeryüzündeki tüm zenginlerin vazgeçilmezi haline geliyor. Uluslararası öneme sahip olan Forbesin hazırladığı ve global iş dünyasının dikkatle takip ettiği En zenginler listesi kamuoyuyla paylaşıldı. Hepimizin büyük bir dikkatle okuduğu verilerde ise dört Türk iş adamımızı görmek adeta göğsümüzü kabarttı. Yakından tanıdığımız ve saygın kişilikleriyle iş dünyasına damgasını vuran; Murat Ülker, Hüsnü Özyeğin, Ferit Şahenk ve Rahmi Koç Forbesin en zenginleri listesine girmeye hak kazanan dört Türk iş adamı oldular. Türkiyenin ekonomik gelişiminde büyük pay sahibi olan ve globalleşen dünyanın en zenginleri arasında bulunan dört Türk iş adamımızı gelin, yakından tanıyalım ve onların başarı öykülerini örnek alalım:
Murat Ülker
Forbes dergisinin açıkladığı verilere göre, Türkiyenin en zengini bir kez daha Murat Ülker oldu. Hepimizin çok iyi bildiği üzere, geçen yıl Forbesin açıkladığı listede Türkiyenin en zengini 4,4 milyar dolar servetiyle Murat Ülker olmuştu. Ülkerin bu yılki serveti ise 3 milyar dolar olarak açıklandı. Böylelikle Ülkerin servetinde bir miktar erime açıkça göze çarpsa dahi, Türkiyenin en zengini olduğu gerçeği değişmiyor.
1959 yılında İstanbulda dünyaya gelen Murat Ülker, dönemin şartlarına bakıldığı zaman oldukça eğitimli ve kültürlü bir ailenin en küçük çocuğu olarak hayata başlamıştı. Lise eğitimini İstanbul Erkek Lisesinde tamamlayan Ülker, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlunun sınıf arkadaşıydı. Başarılı bir lise eğitiminin ardından Ülker, Türkiyenin en saygın üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesinde lisans eğitimini tamamladı. Ülkerin iş hayatına atılması ise aslına bakarsanız, aile şirketinin devamı olarak kabul edilebilir. Çünkü Murat Ülkerin babası ve amcası 1940 yılında şekerlemecilik sektörüne adım atmışlar, 1944 yılına gelindiğinde bisküvi üretime geçilmesiyle devam etmişti. Daha sonraları Yıldız Holdinge dönüşen şirket, ülke çapında geniş bir pazara sahip olmuştu. Ülker, iş hayatına atılmadan önce yurt dışında önemli kuruluşlarda eğitimler aldı. AIB College of Business ve ZDS gibi okullarda eğitim gören Ülker, Continental Bakingşirketinde stajını tamamlamasının ardından 1982 yılında iş hayatına atıldı. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, Ülkerin dünyanın çeşitli ülkelerinde 3 yıl boyunca gıda alanında deneyim kazanmış ve incelemelerde bulunmuş olması oldu.
Kontrol Koordinatörü olarak başladığı iş hayatında, İşletmelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı ve ardından Genel Müdürlük pozisyonlarına kadar yükseldi. İş hayatında hep yenilikçi fikirler ve başarılı stratejiler geliştirmeyi başaran Ülker, 2000 yılına gelindiğinde Yıldız Holding İcra Kurulu Başkanı, 2008 yılında ise Yönetim Kurulu Başkanlığı pozisyonuna yükseldi. Ayrıca Murat Ülkerin hayatıyla ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Murat Ülkerin Türkiyenin en zengin ve en başarılı iş adamı olmasındaki diğer bir faktör ise özel hayatına ayırdığı zamandan geçiyor. Ülker tam bir spor ve deniz tutkunu olarak biliniyor. Sporseverlerin yakından bildiği üzere, Murat Ülker 1993 yılında Ülkerspor Basketbol Kulübünü kurmuş, 2006 yılında ise Fenerbahçe ile birleştirme kararı almıştı.
Hüsnü Özyeğin
Forbes dergisi tarafından Türkiyenin en zengin ikinci iş adamı olmayı başaran Hüsnü Özyeğin, eğitime ve finans sektörüne yaptığı başarılı atılımlarla Türk ekonomisine damga vurmayı başardı. Forbes verilerine göre, 2,5 milyar dolarlık servetiyle Türkiyenin en zengin ikinci iş adamı olan Özyeğin, en zenginler listesine ilk kez 2005 yılında girmiş, 2009 yılında ise 2,9 milyar dolarlık ile Türkiyenin en zengini olmuştu.
1944 yılında İzmirde hayata gözlerini açan Özyeğin, iş hayatına henüz çok küçük yaşlarda atılmıştı. İzmirin tarihini en iyi yansıtan semtlerden olan Kemeraltında dedesinin iş yerinde iş dünyasına ilk adımını atan Özyeğin, o yıllarda çığırtkanlık yapıyordu. Henüz küçücük yaşlarda çığırtkanlık yapan bir çocuğun büyüyünce dünyanın en zenginleri listesine girebileceğini kim bilebilirdi ki Babası doktor olan Özyeğin, ailesinin teşvikiyle eğitim hayatına oldukça önem verdi. Lise öğrenimi için İstanbula giden Özyeğin, Robert Kolejinden 1963 yılında başarıyla mezun oldu. Henüz o yıllarda kıvrak zekasıyla akranlarından ayrılan Özyeğin, hayatının dönüm noktasına gelmişti. Lisans eğitimi için radikal bir karar alan Özyeğin, ABDye gitti ve orada Oregon Eyalet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümünü okudu. Eğitime her daim özen gösteren Özyeğin, kendini daha da geliştirebilmek adına 1969 yılında Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesinde İşletme Yüksek Lisans derecesi aldı.
Böylesine başarılı bir eğitim hayatı geçiren Özyeğin, birçok zorlukla mücadele etti. ABDde yarı burslu olarak eğitim görmek için giden Özyeğinin cüzdanında yalnızca 100 dolar bulunuyordu. Şimdilerde dünyanın en zenginleri listesinde yer alarak hepimizi gururlandıran Özyeğin, o yıllarda balıkçı lokantasında garson olarak çalışıyor, gazete ve çikolata satarak harçlığını kazanıyordu. Hayata karşı her zaman dik duran Özyeğin, bunun mükafatını elbette görecekti. Özyeğin hiç beklemediği bir anda Robert Kolejinden sınıf arkadaşı olan Mehmet Emin Karamehmetten iş teklifi aldı. Bu teklifi değerlendiren Özyeğin, Türkiyeye döndü ve 1974 yılında Pamukbank Yönetim Kurulunda göreve başladı. Başarılı stratejileri ve çalışkanlığı sayesinde kısa süre içerisinde Pamukbank Genel Müdürü olan Özyeğin, 1984 yılında Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü oldu. 1987 yılına kadar yürüttüğü görevinden ayrılan Özyeğin, kendi bankası olan Finansbankı kurdu. 2006 yılına gelindiğinde Finansbankı Yunanistanın en büyük bankasına satma kararı alan Özyeğin, bankacılık sektöründe iş hayatına devam etti. 1994 yılında Amsterdam merkezli yüzde 100 Türk sermayeli Hollanda bankası olan Credit Europe Bankı açan Özyeğin, uluslararası çevrelerin tüm dikkatini üzerine toplamayı başarmıştı. Ayrıca 1989 yılından itibaren Fiba Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Özyeğin, 1999 yılında Fiba Grubu olarak dünyaca ünlü Marks&Spencer mağazasının İngiltereden franchising haklarını satın aldı ve Marka Mağazacılık A.Ş.ni kurdu.
2005 yılına gelindiğinde ise Özyeğin turizm ve eğitim alanlarına önemli yatırımlarda bulunacaktı. İstanbulda bulunan Swissotel The Bosphorusu yaklaşık 100 milyon dolar gibi rekor bir fiyata satın alan Özyeğin, turizm sektörüne güçlü bir giriş yaptı. Ayrıca yine aynı yıl Özyeğin, iş adamlarına örnek olacak bir girişimde bulanarak eğitime verdiği önemi gösterdi. 2005 yılında yapımına başlanan Özyeğin Üniversitesi, 2007 yılında hayata geçirildi. Kısacası İzmir Kemeraltında çığırtkan olarak başlayan iş hayatı Özyeğini bugün dünyanın en zenginleri listesine taşıdı.
Ferit Şahenk
Forbes dergisi tarafından dünyanın en zenginleri listesine giren Ferit Şahenk, 2,4 milyar dolarlık servetiyle Türkiyenin en zengin üçüncü iş adamı olmayı başardı. Medya ve gıda sektörüne yaptığı yatırımlarla adından sıkça söz ettiren Şahenkin hayatını yakından inceleyelim:
Ayhan ve Deniz çiftinin tek erkek çocuğu olan Ferit Şahenk 1964 yılında Niğdede dünyaya geldi. Bir kız kardeşi olan Şahenki diğer zengin iş adamlarından ayıran özelliği ise aile desteğiyle henüz lise yıllarında yurt dışında eğitimler görmeye başlamasıydı. İlk ve orta okulu Türkiyede tamamlamasının ardından Şahenk, lise eğitimi için dünyanın köklü eğitim sistemlerinden birine sahip olan İsviçreye gitmişti. Liseyi başarıyla tamamlayan Şahenk, üniversite eğitimi için ise yine yurt dışını seçmeye karar vermişti. 1987 yılında Lisans eğitimi için ABDye giden Şahenk, Boston Collegede Pazarlama ve İnsan Kaynakları bölümünü okudu. ABDdeki eğitim hayatına her geçen gün daha da ısınan Şahenk, eğitim hayatını Harvard Üniversitesinde Owner/President yönetici programıyla sonlandırdı. 1988 yılına gelindiğinde ise Şahenk, staj için Manufacturers Hannoveri seçmişti. Staj eğitiminin sonlandırmasının ardından Türkiyeye dönüş kararı alan Şahenk, babası tarafından oldukça önemli şirketlerin yönetim kurullarında görevlendirildi. 1991 yılı ise Şahenk için yeni bir dönemin başlangıcıydı. Garanti Menkul Kıymetler Şirketini kuran Şahenk, kısa sürede oldukça başarılı işlere imza attı ve Türkiyedeki en büyük menkul kıymetler şirketi konumuna tırmandı. 1994 yılında ise şirket, Doğuş Grubununun yatırım bankası haline gelmiş ve yeni kurulan bu bankanın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına Şahenk getirilmişti.
Hepimizin çok iyi bildiği üzere başarılı insanların hayatlarında birçok zorluk ve kırılma noktaları vardır. Ferit Şahenk için kırılma noktası ise 2001 yılıydı. Babası Ayhan Şahenkin vefatı üzerine henüz 37 yaşındayken Türkiyenin en büyük kuruluşlarından biri olan Doğuş Holdingin başına gelen Şahenki oldukça zor günler bekliyordu. 2001 yılında aniden patlak veren kriz döneminde Şahenk, 7 sektörde tam 60 şirket yönetiyordu. Kriz yıllarında Türkiyede birçok büyük şirket iflas bayrağını çekerken Şahenk, başarılı bir girişimcilik hamlesi yaptı ve Osmanlı Bankası, Körfezbank ve Garanti Bankasını tek bir çatı altında Garanti Bankası adıyla birleştirdi. Şahenkin vermiş olduğu bu radikal karar, başarılarla dolu iş hayatının önünü açtı. İlerleyen yıllarda medya sektörüne dev yatırımlar gerçekleştiren Şahenk, Kral Tv, NTV Spor, Star TV, Virgin Radio, Capital Radyo, Radyo Eksen gibi kuruluşları çatısı altında toplamayı başardı. Bunların yanı sıra Şahenk, televizyon dünyasının parlayan yıldızı Acun Ilıcalının sahibi olduğu TV8 kanalına ortak oldu. Şahenkin CNBC-Eyi satarak Ilıcalı ile kurduğu ortaklığın haberine buradan ulaşabilirsiniz. Şahenk ayrıca gıda sektöründe de önemli yatırımlarda bulundu. Nusr-et, Kitchenette ve Kahve Dünyası bunlardan bazıları olarak önümüze çıkıyor.
Rahmi Koç
Forbes dergisi tarafından Türkiyenin en zengin dördüncü iş adamı olarak gösterilen Rahmi Koç, 2,2 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zenginleri listesinde boy gösteriyor. Türkiyenin en önemli iş adamlarından biri olan Koç, renkli kişiliğiyle her kesimden kişinin büyük ilgi ve saygısını kazanarak, unutulmazlar arasında yer aldı.
1930 yılında Ankarada Türkiyenin en önemli iş adamlarından biri olan Vehbi Koçun oğlu olarak hayata ilk adımı atan Rahmi Koç, ilköğrenimini Ankarada tamamladı. Başarılarla dolu eğitim hayatının ilk adımı için ortaokulda Robert Kolejini seçen Koç, lise öğrenimi de burada tamamladı. Üniversite yıllarına gelindiğinde ise babasının desteğiyle yurt dışını seçen Koç, ABDde Hopkins Üniversitesinde Endüstriyel Sevk ve İdare Bölümünü okudu. Lisans eğitiminin ardından Türkiyeye dönme kararı alan Koç, iş hayatına atılmadan önce 1958 yılında İstanbulda Harp Akademilerinde yedek subay olarak askerliğini yaptı. Askerliğini tamamlamasının ardından ise Koç, Koç Şirketler Topluluğunda iş hayatına ilk adımını atarak, Ankarada bulunan Otokoç Şirketinde çalışmaya başladı. 1964 yılına kadar Koç Şirketler Grubunun çeşitli kademelerinde büyük bir titizlikle çalışan Koç, o yıl Koç Holdingin şirket merkezini İstanbula taşıma kararına büyük bir destek verdi ve kendisi de İstanbula taşındı.
İstanbul macerası, Rahmi Koçun başarılarla dolu iş hayatının dönüm noktası olacak ve birçok şirketin bulunduğu o büyük rekabet pazarına adım atacaktı. 1970 yılına gelindiğinde yedi kişiden oluşan İcra Komitesinin Başkanı olan Koç, beş yılın ardından İdare Meclisi Başkan Yardımcılığı pozisyonunda çalışmaya başladı. Koç o yıllarda başarılı stratejileriyle babasının da ilgisini çekiyordu. 1980 yılında dört kişiden oluşan Üst Düzey Yöneticiler Kurulu pozisyonuna seçilen Koç, yurt dışında edindiği tüm bilgileri eksiksiz bir şekilde hayata geçiriyor ve şirketi büyük İstanbul pazarında her geçen gün ileriye taşıyordu. 1984 yılına gelindiğinde ise Vehbi Koçun İdare Meclisi Başkanlığını kendisine devretmesinin ardından Rahmi Koç, yıllarca hayalini kurduğu ve her kademesinde alın teri döktüğü Koç Holdingin Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilmişti. Başkanlığı döneminde Koç Holdingi en iyi şekilde temsil eden ve başarılarına başarı ekleyen Rahmi Koç, 1994 yılına gelindiğinde ICC toplantısında ICC Başkanı olarak seçilerek tüm dünyanın ilgisini çekti. 2001 yılında ise Koç, İtalya ile Türkiye arasındaki başarılı ticari anlaşmalara imza atmasından dolayı İtalyan Cumhuriyeti Yüksek Liyakat Nişanına layık görüldü. Başarılı iş hayatını 2003 yılında sonlandırma kararı alan Rahmi Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığını oğlu Mustafa Koça devretti. Ancak Koç, ülke ekonomisinden hiçbir zaman uzaklaşmadı ve gelişmeleri hep yakından takip etti. Geçtiğimiz aylarda Türkiye ekonomisini yorumlayan Koç, önemli mesajlar vermişti.
Rahmi Koç yalnızca iş dünyasında değil, aynı zamanda renkli kişiliğiyle de Türkiyenin en önemli isimlerinden biri olmayı başardı. 2004 yılında Nazenin IV yelkenlisiyle denize açılan Koç, yaklaşık iki yıl boyunca dünyanın çeşitli sularında geziler gerçekleştirdi. Tam 28 bin 250 deniz mili yol yapan Koç, 5 kıtaya ulaştı. Yolculuğunun ardından ise basın açıklaması gerçekleştiren Koç, dünyayı başka türlü görmeye başladığını ve Türkiyenin fevkalade bir ülke olduğunu dile getirmişti.
Forbes dergisi tarafından dünyanın en zenginleri listesine girmeyi başaran dört Türk iş adamını ve başarılarla dolu yaşam öykülerini birlikte inceledik. Hayat karşısında dimdik durmayı başaran ve eğitime verdikleri önemle ufkumuzu açan iş adamlarımıza, yaptıkları yatırımlar ve bizi global arenada en iyi şekilde temsil ettikleri için sonsuz teşekkür ediyorum.
paratic
Dünyanın en zenginleri listesinde 2016 yılına bir ilk yaşandı! Ve bu ilke başarılı Türk iş adamları imza attı. Forbes Dergisi tarafından her yıl hazırlanan listede bu yıl ilk kez dört Türk iş adamı birden yer alıyor. İşte o iş adamları ve ilham alınacak yaşam öyküleri
Dünyanın En Zenginleri Listesine Giren 4 Türk İş Adamı ve Yaşam Öyküleri
Uluslararası Forbes dergisi 2016 yılının en zenginleri listesini bugün açıkladı. Açıklanan verilerde ilgi çekici ayrıntı ise dört Türk iş adamının yer almasıydı. Dünyanın en zenginleri listesine girmeye hak kazanan dört Türk iş adamı ve başarı öykülerini sizin için derledim.
Bugün tarihimizin en gurur verici gelişmelerinden birini yaşıyoruz. Bu tablonun temel nedeni ise dünyanın en zenginleri listesine ilk kez dört Türk iş adamının dahil olması. Bu yazımda sizlere dünyanın en zenginleri listesine girmeyi başaran dört Türk iş adamını ve onların başarılarla dolu hayatlarını tanıtacağım. Ancak öncesinde bilmeyenler için dünyaca ünlü Forbes dergisini kısaca tanıtmakta yarar olacağını düşünüyorum.
1917 yılında İskoçyalı B. C. Forbes tarafından kurulan iş dergisi, her geçen gün hızla büyüdü. Merkezi, New York 5. Cadde üzerinde bulunan Forbes dergisi, kendini dünya iş liderlerinin merkezi olarak tanımlamakta. Bünyesinde; ForbesLife, Forbes Asia, American Heritage, American Legacy ve American Heritage of Invention&Technology gibi dergileri de barındıran kuruluş, İngilizcenin dışında yedi başka yerel dilde daha yayımlanıyor. Kısacası Forbes küresel ekonominin nabzını tutarken, yeryüzündeki tüm zenginlerin vazgeçilmezi haline geliyor. Uluslararası öneme sahip olan Forbesin hazırladığı ve global iş dünyasının dikkatle takip ettiği En zenginler listesi kamuoyuyla paylaşıldı. Hepimizin büyük bir dikkatle okuduğu verilerde ise dört Türk iş adamımızı görmek adeta göğsümüzü kabarttı. Yakından tanıdığımız ve saygın kişilikleriyle iş dünyasına damgasını vuran; Murat Ülker, Hüsnü Özyeğin, Ferit Şahenk ve Rahmi Koç Forbesin en zenginleri listesine girmeye hak kazanan dört Türk iş adamı oldular. Türkiyenin ekonomik gelişiminde büyük pay sahibi olan ve globalleşen dünyanın en zenginleri arasında bulunan dört Türk iş adamımızı gelin, yakından tanıyalım ve onların başarı öykülerini örnek alalım:
Murat Ülker
Forbes dergisinin açıkladığı verilere göre, Türkiyenin en zengini bir kez daha Murat Ülker oldu. Hepimizin çok iyi bildiği üzere, geçen yıl Forbesin açıkladığı listede Türkiyenin en zengini 4,4 milyar dolar servetiyle Murat Ülker olmuştu. Ülkerin bu yılki serveti ise 3 milyar dolar olarak açıklandı. Böylelikle Ülkerin servetinde bir miktar erime açıkça göze çarpsa dahi, Türkiyenin en zengini olduğu gerçeği değişmiyor.
1959 yılında İstanbulda dünyaya gelen Murat Ülker, dönemin şartlarına bakıldığı zaman oldukça eğitimli ve kültürlü bir ailenin en küçük çocuğu olarak hayata başlamıştı. Lise eğitimini İstanbul Erkek Lisesinde tamamlayan Ülker, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlunun sınıf arkadaşıydı. Başarılı bir lise eğitiminin ardından Ülker, Türkiyenin en saygın üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesinde lisans eğitimini tamamladı. Ülkerin iş hayatına atılması ise aslına bakarsanız, aile şirketinin devamı olarak kabul edilebilir. Çünkü Murat Ülkerin babası ve amcası 1940 yılında şekerlemecilik sektörüne adım atmışlar, 1944 yılına gelindiğinde bisküvi üretime geçilmesiyle devam etmişti. Daha sonraları Yıldız Holdinge dönüşen şirket, ülke çapında geniş bir pazara sahip olmuştu. Ülker, iş hayatına atılmadan önce yurt dışında önemli kuruluşlarda eğitimler aldı. AIB College of Business ve ZDS gibi okullarda eğitim gören Ülker, Continental Bakingşirketinde stajını tamamlamasının ardından 1982 yılında iş hayatına atıldı. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, Ülkerin dünyanın çeşitli ülkelerinde 3 yıl boyunca gıda alanında deneyim kazanmış ve incelemelerde bulunmuş olması oldu.
Kontrol Koordinatörü olarak başladığı iş hayatında, İşletmelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı ve ardından Genel Müdürlük pozisyonlarına kadar yükseldi. İş hayatında hep yenilikçi fikirler ve başarılı stratejiler geliştirmeyi başaran Ülker, 2000 yılına gelindiğinde Yıldız Holding İcra Kurulu Başkanı, 2008 yılında ise Yönetim Kurulu Başkanlığı pozisyonuna yükseldi. Ayrıca Murat Ülkerin hayatıyla ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Murat Ülkerin Türkiyenin en zengin ve en başarılı iş adamı olmasındaki diğer bir faktör ise özel hayatına ayırdığı zamandan geçiyor. Ülker tam bir spor ve deniz tutkunu olarak biliniyor. Sporseverlerin yakından bildiği üzere, Murat Ülker 1993 yılında Ülkerspor Basketbol Kulübünü kurmuş, 2006 yılında ise Fenerbahçe ile birleştirme kararı almıştı.
Hüsnü Özyeğin
Forbes dergisi tarafından Türkiyenin en zengin ikinci iş adamı olmayı başaran Hüsnü Özyeğin, eğitime ve finans sektörüne yaptığı başarılı atılımlarla Türk ekonomisine damga vurmayı başardı. Forbes verilerine göre, 2,5 milyar dolarlık servetiyle Türkiyenin en zengin ikinci iş adamı olan Özyeğin, en zenginler listesine ilk kez 2005 yılında girmiş, 2009 yılında ise 2,9 milyar dolarlık ile Türkiyenin en zengini olmuştu.
1944 yılında İzmirde hayata gözlerini açan Özyeğin, iş hayatına henüz çok küçük yaşlarda atılmıştı. İzmirin tarihini en iyi yansıtan semtlerden olan Kemeraltında dedesinin iş yerinde iş dünyasına ilk adımını atan Özyeğin, o yıllarda çığırtkanlık yapıyordu. Henüz küçücük yaşlarda çığırtkanlık yapan bir çocuğun büyüyünce dünyanın en zenginleri listesine girebileceğini kim bilebilirdi ki Babası doktor olan Özyeğin, ailesinin teşvikiyle eğitim hayatına oldukça önem verdi. Lise öğrenimi için İstanbula giden Özyeğin, Robert Kolejinden 1963 yılında başarıyla mezun oldu. Henüz o yıllarda kıvrak zekasıyla akranlarından ayrılan Özyeğin, hayatının dönüm noktasına gelmişti. Lisans eğitimi için radikal bir karar alan Özyeğin, ABDye gitti ve orada Oregon Eyalet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümünü okudu. Eğitime her daim özen gösteren Özyeğin, kendini daha da geliştirebilmek adına 1969 yılında Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesinde İşletme Yüksek Lisans derecesi aldı.
Böylesine başarılı bir eğitim hayatı geçiren Özyeğin, birçok zorlukla mücadele etti. ABDde yarı burslu olarak eğitim görmek için giden Özyeğinin cüzdanında yalnızca 100 dolar bulunuyordu. Şimdilerde dünyanın en zenginleri listesinde yer alarak hepimizi gururlandıran Özyeğin, o yıllarda balıkçı lokantasında garson olarak çalışıyor, gazete ve çikolata satarak harçlığını kazanıyordu. Hayata karşı her zaman dik duran Özyeğin, bunun mükafatını elbette görecekti. Özyeğin hiç beklemediği bir anda Robert Kolejinden sınıf arkadaşı olan Mehmet Emin Karamehmetten iş teklifi aldı. Bu teklifi değerlendiren Özyeğin, Türkiyeye döndü ve 1974 yılında Pamukbank Yönetim Kurulunda göreve başladı. Başarılı stratejileri ve çalışkanlığı sayesinde kısa süre içerisinde Pamukbank Genel Müdürü olan Özyeğin, 1984 yılında Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü oldu. 1987 yılına kadar yürüttüğü görevinden ayrılan Özyeğin, kendi bankası olan Finansbankı kurdu. 2006 yılına gelindiğinde Finansbankı Yunanistanın en büyük bankasına satma kararı alan Özyeğin, bankacılık sektöründe iş hayatına devam etti. 1994 yılında Amsterdam merkezli yüzde 100 Türk sermayeli Hollanda bankası olan Credit Europe Bankı açan Özyeğin, uluslararası çevrelerin tüm dikkatini üzerine toplamayı başarmıştı. Ayrıca 1989 yılından itibaren Fiba Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Özyeğin, 1999 yılında Fiba Grubu olarak dünyaca ünlü Marks&Spencer mağazasının İngiltereden franchising haklarını satın aldı ve Marka Mağazacılık A.Ş.ni kurdu.
2005 yılına gelindiğinde ise Özyeğin turizm ve eğitim alanlarına önemli yatırımlarda bulunacaktı. İstanbulda bulunan Swissotel The Bosphorusu yaklaşık 100 milyon dolar gibi rekor bir fiyata satın alan Özyeğin, turizm sektörüne güçlü bir giriş yaptı. Ayrıca yine aynı yıl Özyeğin, iş adamlarına örnek olacak bir girişimde bulanarak eğitime verdiği önemi gösterdi. 2005 yılında yapımına başlanan Özyeğin Üniversitesi, 2007 yılında hayata geçirildi. Kısacası İzmir Kemeraltında çığırtkan olarak başlayan iş hayatı Özyeğini bugün dünyanın en zenginleri listesine taşıdı.
Ferit Şahenk
Forbes dergisi tarafından dünyanın en zenginleri listesine giren Ferit Şahenk, 2,4 milyar dolarlık servetiyle Türkiyenin en zengin üçüncü iş adamı olmayı başardı. Medya ve gıda sektörüne yaptığı yatırımlarla adından sıkça söz ettiren Şahenkin hayatını yakından inceleyelim:
Ayhan ve Deniz çiftinin tek erkek çocuğu olan Ferit Şahenk 1964 yılında Niğdede dünyaya geldi. Bir kız kardeşi olan Şahenki diğer zengin iş adamlarından ayıran özelliği ise aile desteğiyle henüz lise yıllarında yurt dışında eğitimler görmeye başlamasıydı. İlk ve orta okulu Türkiyede tamamlamasının ardından Şahenk, lise eğitimi için dünyanın köklü eğitim sistemlerinden birine sahip olan İsviçreye gitmişti. Liseyi başarıyla tamamlayan Şahenk, üniversite eğitimi için ise yine yurt dışını seçmeye karar vermişti. 1987 yılında Lisans eğitimi için ABDye giden Şahenk, Boston Collegede Pazarlama ve İnsan Kaynakları bölümünü okudu. ABDdeki eğitim hayatına her geçen gün daha da ısınan Şahenk, eğitim hayatını Harvard Üniversitesinde Owner/President yönetici programıyla sonlandırdı. 1988 yılına gelindiğinde ise Şahenk, staj için Manufacturers Hannoveri seçmişti. Staj eğitiminin sonlandırmasının ardından Türkiyeye dönüş kararı alan Şahenk, babası tarafından oldukça önemli şirketlerin yönetim kurullarında görevlendirildi. 1991 yılı ise Şahenk için yeni bir dönemin başlangıcıydı. Garanti Menkul Kıymetler Şirketini kuran Şahenk, kısa sürede oldukça başarılı işlere imza attı ve Türkiyedeki en büyük menkul kıymetler şirketi konumuna tırmandı. 1994 yılında ise şirket, Doğuş Grubununun yatırım bankası haline gelmiş ve yeni kurulan bu bankanın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına Şahenk getirilmişti.
Hepimizin çok iyi bildiği üzere başarılı insanların hayatlarında birçok zorluk ve kırılma noktaları vardır. Ferit Şahenk için kırılma noktası ise 2001 yılıydı. Babası Ayhan Şahenkin vefatı üzerine henüz 37 yaşındayken Türkiyenin en büyük kuruluşlarından biri olan Doğuş Holdingin başına gelen Şahenki oldukça zor günler bekliyordu. 2001 yılında aniden patlak veren kriz döneminde Şahenk, 7 sektörde tam 60 şirket yönetiyordu. Kriz yıllarında Türkiyede birçok büyük şirket iflas bayrağını çekerken Şahenk, başarılı bir girişimcilik hamlesi yaptı ve Osmanlı Bankası, Körfezbank ve Garanti Bankasını tek bir çatı altında Garanti Bankası adıyla birleştirdi. Şahenkin vermiş olduğu bu radikal karar, başarılarla dolu iş hayatının önünü açtı. İlerleyen yıllarda medya sektörüne dev yatırımlar gerçekleştiren Şahenk, Kral Tv, NTV Spor, Star TV, Virgin Radio, Capital Radyo, Radyo Eksen gibi kuruluşları çatısı altında toplamayı başardı. Bunların yanı sıra Şahenk, televizyon dünyasının parlayan yıldızı Acun Ilıcalının sahibi olduğu TV8 kanalına ortak oldu. Şahenkin CNBC-Eyi satarak Ilıcalı ile kurduğu ortaklığın haberine buradan ulaşabilirsiniz. Şahenk ayrıca gıda sektöründe de önemli yatırımlarda bulundu. Nusr-et, Kitchenette ve Kahve Dünyası bunlardan bazıları olarak önümüze çıkıyor.
Rahmi Koç
Forbes dergisi tarafından Türkiyenin en zengin dördüncü iş adamı olarak gösterilen Rahmi Koç, 2,2 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zenginleri listesinde boy gösteriyor. Türkiyenin en önemli iş adamlarından biri olan Koç, renkli kişiliğiyle her kesimden kişinin büyük ilgi ve saygısını kazanarak, unutulmazlar arasında yer aldı.
1930 yılında Ankarada Türkiyenin en önemli iş adamlarından biri olan Vehbi Koçun oğlu olarak hayata ilk adımı atan Rahmi Koç, ilköğrenimini Ankarada tamamladı. Başarılarla dolu eğitim hayatının ilk adımı için ortaokulda Robert Kolejini seçen Koç, lise öğrenimi de burada tamamladı. Üniversite yıllarına gelindiğinde ise babasının desteğiyle yurt dışını seçen Koç, ABDde Hopkins Üniversitesinde Endüstriyel Sevk ve İdare Bölümünü okudu. Lisans eğitiminin ardından Türkiyeye dönme kararı alan Koç, iş hayatına atılmadan önce 1958 yılında İstanbulda Harp Akademilerinde yedek subay olarak askerliğini yaptı. Askerliğini tamamlamasının ardından ise Koç, Koç Şirketler Topluluğunda iş hayatına ilk adımını atarak, Ankarada bulunan Otokoç Şirketinde çalışmaya başladı. 1964 yılına kadar Koç Şirketler Grubunun çeşitli kademelerinde büyük bir titizlikle çalışan Koç, o yıl Koç Holdingin şirket merkezini İstanbula taşıma kararına büyük bir destek verdi ve kendisi de İstanbula taşındı.
İstanbul macerası, Rahmi Koçun başarılarla dolu iş hayatının dönüm noktası olacak ve birçok şirketin bulunduğu o büyük rekabet pazarına adım atacaktı. 1970 yılına gelindiğinde yedi kişiden oluşan İcra Komitesinin Başkanı olan Koç, beş yılın ardından İdare Meclisi Başkan Yardımcılığı pozisyonunda çalışmaya başladı. Koç o yıllarda başarılı stratejileriyle babasının da ilgisini çekiyordu. 1980 yılında dört kişiden oluşan Üst Düzey Yöneticiler Kurulu pozisyonuna seçilen Koç, yurt dışında edindiği tüm bilgileri eksiksiz bir şekilde hayata geçiriyor ve şirketi büyük İstanbul pazarında her geçen gün ileriye taşıyordu. 1984 yılına gelindiğinde ise Vehbi Koçun İdare Meclisi Başkanlığını kendisine devretmesinin ardından Rahmi Koç, yıllarca hayalini kurduğu ve her kademesinde alın teri döktüğü Koç Holdingin Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilmişti. Başkanlığı döneminde Koç Holdingi en iyi şekilde temsil eden ve başarılarına başarı ekleyen Rahmi Koç, 1994 yılına gelindiğinde ICC toplantısında ICC Başkanı olarak seçilerek tüm dünyanın ilgisini çekti. 2001 yılında ise Koç, İtalya ile Türkiye arasındaki başarılı ticari anlaşmalara imza atmasından dolayı İtalyan Cumhuriyeti Yüksek Liyakat Nişanına layık görüldü. Başarılı iş hayatını 2003 yılında sonlandırma kararı alan Rahmi Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığını oğlu Mustafa Koça devretti. Ancak Koç, ülke ekonomisinden hiçbir zaman uzaklaşmadı ve gelişmeleri hep yakından takip etti. Geçtiğimiz aylarda Türkiye ekonomisini yorumlayan Koç, önemli mesajlar vermişti.
Rahmi Koç yalnızca iş dünyasında değil, aynı zamanda renkli kişiliğiyle de Türkiyenin en önemli isimlerinden biri olmayı başardı. 2004 yılında Nazenin IV yelkenlisiyle denize açılan Koç, yaklaşık iki yıl boyunca dünyanın çeşitli sularında geziler gerçekleştirdi. Tam 28 bin 250 deniz mili yol yapan Koç, 5 kıtaya ulaştı. Yolculuğunun ardından ise basın açıklaması gerçekleştiren Koç, dünyayı başka türlü görmeye başladığını ve Türkiyenin fevkalade bir ülke olduğunu dile getirmişti.
Forbes dergisi tarafından dünyanın en zenginleri listesine girmeyi başaran dört Türk iş adamını ve başarılarla dolu yaşam öykülerini birlikte inceledik. Hayat karşısında dimdik durmayı başaran ve eğitime verdikleri önemle ufkumuzu açan iş adamlarımıza, yaptıkları yatırımlar ve bizi global arenada en iyi şekilde temsil ettikleri için sonsuz teşekkür ediyorum.
paratic