Melankolik
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 25 Ara 2009
-
- Mesajlar
- 566
-
- MFC Puanı
- -28
Günümüzde ”kilo vermek, kilo korumak amaçlı, yaşam biçimi olarak kabul edilen gıda ve içecek tüketimi” olarak tanımlanan diyet, coğrafi bölgelere, tüketim alışkanlıklarına dayalı yüzlerce farklı seçenekte karşımıza çıkıyor.
Latince kökeni ”günlük gıda tüketimi” anlamına gelmesine karşın, bugün daha çok ”formda kalmak ve sağlıklı olmak için beslenme” anlamına gelen ”diyet” kelimesi, günümüzde artık kadın ve erkek ayrımı olmaksızın herkesin yaşamının içinde yer alıyor.
Günümüzde ”kilo vermek, kilo korumak amaçlı, yaşam biçimi olarak kabul edilen gıda ve içecek tüketimi” olarak tanımlanan diyet, coğrafi bölgelere, tüketim alışkanlıklarına dayalı yüzlerce farklı seçenekte karşımıza çıkıyor.
Atkins diyeti: ABD’li kardiyolog Robert Atkins tarafından geliştirilen Atkins diyeti, vücuttaki insülin oranının ani yükseliş ve düşüşlerini engelleme prensibine dayanıyor.
Atkins diyetinde rafine karbonhidratların vücutta ensülin seviyesinin hızla yükselmesine, sonra da hızla düşmesine neden olduğuna, bu döngünün de kişinin daha çok yeme isteğiyle sonuçlandığına işaret ediliyor.
Bugüne kadar çok sayıda kişinin beslenme düzenine öncülük eden Atkins diyeti, kişiyi normalde tükettiğinden daha fazla protein almasına teşvik ettiği gerekçesiyle kimi diyetisyenler ve beslenme uzmanları tarafından eleştiriliyor.
Diyetin özellikle eleştirilen bir diğer yönü de, uygulayıcıları tarafından bir yaşam biçimi olarak benimsenmesinin zorluğu ve bir süre sonra bırakılması.
Alan diyeti: Dr. Barry Spears tarafından geliştirilen Alan diyeti, beslenme düzeninde yüzde 40 oranda karbonhidrat, yüzde 30 yağ ve yüzde 30 protein tüketimi prensibine dayanıyor.
Rafine edilmemiş karbonhidratlar ve yağların tüketimine ağırlık verilen Alan diyetinde, işlenmiş ürünler yerine karbonhidrat ihtiyacının meyvelerden ve lif bakımından zengin sebzelerden karşılanması tavsiye ediliyor.
Alan diyeti, diğer diyetlerden farklı olarak, alınan kalori miktarının azaltılmasını öngörmüyor, yiyeceklerin ”doğru şekilde bölüştürülmesini” öneriyor. Her öğün, bir porsiyon et, bunun iki katı oranında iyi karbonhidrat ve zeytinyağı, fındık, ceviz gibi ”iyi” yağlar tüketiyorsanız, sağlıklı bir alanda yaşamayı sürdürüyorsunuz demektir.
ABD’de bulunan, internetten de yayın yapan Medicalnews Grubunun yaptığı ve yayımladığı araştırmaya göre, ulaştığı kişi sayısı, alınan olumlu geri bildirimler, basında yer alma sıklığı gibi kriterler göz önünde bulundurulduğunda, zaman zaman başta ABD olmak üzere farklı ülkelerde tartışmalara neden olan Atkins diyeti, hala en popüler diyet olma özelliğini koruyor.
Vejetaryan beslenme: Vejetaryenliğin farklı türleri olmasına karşın, lakto ovo vejetaryenlik en sık görülen tür olarak biliniyor.
Lakto ovo vejetaryenler, yumurta, süt ürünleri ve bal dışında hayvansal gıda tüketmiyorlar.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, vejetaryenlerin daha ince görünümlü olduklarını, metabolik hastalıklara daha nadir yakalandıklarını ve daha uzun yaşadıklarını ortaya koyuyor.
Veganlar: Vegan beslenme, bir diyet yönteminden daha çok, net bir yaşam biçimi, yaşam felsefesi olarak kabul ediliyor.
Veganlar, bal, süt ürünleri ve yumurta dahil, hiçbir hayvansal gıdayı tüketmiyor, bu beslenme biçimini sağlıklı yaşamak kadar, çevresel ve etik gerekçelerle seçiyor.
Tüketilen gıdaların yeterince çeşitlendirilebilmesi durumunda, veganlar, lakto ovo vejetaryenler gibi, sağlık konusunda birçok avantaja sahip oluyorlar.
Kilo avcıları: ABD’de 1960′ların başında kilo veren ve tekrar almaktan korkan bir ev kadını tarafından başlatılan hareketin, 30′dan fazla ülkede taraftarları bulunuyor.
”Kilo avcıları”, internet ortamında, düzenlenen toplantılarda sık sık bir araya gelerek, hem birbirlerine destek oluyor, hem de diğerlerini denetliyor.
”Avcı”lar, diyet ve egzersiz yoluyla vücut kütle endeksini 20-25 aralığında tutma konusunda birbirine destek oluyor.
South Beach diyeti: Bir kardiyolog ve bir beslenme uzmanı tarafından geliştirilen diyet de kandaki şeker oranının düşük tutulması ve özenle seçilmiş karbonhidrat tüketimi prensibine dayanıyor.
Diyet, sürekli çok az yağ tüketimi yerine, iyi yağlar olarak kabul edilenlerin tüketilmesini, aksi takdirde diyetin beslenme alışkanlığına dönemeyeceğini savunuyor.
Çiğ gıda tüketimi: Çiğ beslenme yöntemini seçenler, çoğunluğu organik olmak üzere, tamamen bitkisel temelli ve hiçbir şekilde işlenmemiş gıdaları tüketiyorlar.
Bu beslenme biçiminde, tüketilen gıdaların en az üçte iki pişirilmeden alınıyor. Çiğ gıda tüketenlerin tamamına yakını hayvansal gıdayı diyetine dahil etmiyor.
Akdeniz diyeti: Yapılan değerlendirmede, popüler diyetler arasında tüketilen ürün çeşidi, zenginliği bakımından en sağlıklı ve başarılı beslenme türleri arasında gösteriliyor.
Güney İtalya, özellikle de Yunanistan’ın Girit adasındaki beslenme biçiminin esas alındığı bu diyet, bol miktarda taze sebze ve meyve, tahıl, tohum, peynir, yoğurt, et olarak bol miktarda balık, az miktarda kırmızı et ve bolca zeytinyağı, makul oranda şarap tüketimine dayanıyor.