- Konum
- Sen Nerdeysen Ordan
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Kas 2016
-
- Mesajlar
- 809
-
- MFC Puanı
- -19
Dünyada Bilim ve Teknoloji
Bilim ve teknolojinin ortaya çıktığı tarihten itibaren insanlar içinde yaşadıkları dünya ile yetinmemişlerdir. Uzayı merak etmişler, uzayın sırlarını çözmek amacıyla gizemli bir yolculuk, sistemli bir çalışma içerisine girmişlerdir. Sıvı yakıtlı motorların bulunması ile uçaklar ulaşım aracı olarak kullanılmaya başlanmış, insanlara uzak gibi görünen mesafeler artık ortadan kalkmıştır. Bunun sonucunda insanların uzaya gitme isteği iyice artmıştır (Mc.Neill,1989). Uzayı tanımlayacak olursak; güneşi, gezegenleri, uyduları, yıldızları, sayısız galaksiyi içine alan sonsuz bir boşluktur. Bu sınırsız boşluk içerisinde bulunan gök cisimlerin her bir dünya yüzeyindeki toz parçacıkları kadardır. İlk çağ filozoflarından başlayarak bir çok bilim adamı uzayı tanımlama çabası içerisine girmişlerdir. Örneğin, Galilenin gök bilimleri ile ilgili çalışmaları olmuştur. Teleskop ile gözlemler yapmış, şu anki bilim adamlarımızın bile sonucuna ulaşamadıkları bir araştırma çizgisini başlatmıştır. Kepler ise gezegenlerin yörüngeleri üzerine çalışmalar yapmış, elips şeklinde hareketleri saptamayı başarmıştır (Mc. Neill, 1989).
19. yüzyılda çok hızlı uçan uçaklar ve buna takip roketler yapılmıştır. Bu roketler sayesinde aya gidilebileceği fikri ortaya atılmıştır. Böylece gelişmiş ülkeler arasında bir yarış başlamıştır. Artık insanların aklında tek bir soru vardır. O da, insanlarda uzaya gide bilir mi, eğer giderse yaşayabilir mi? idi. Bunun üzerine Alman bilim adamları araştırma yapmaya başladı ve araştırma sonucu olumluydu. Tek sorun uzayda yaşamın sürüp sürmeyeceği idi (Kurtuluş, 1995).
Uzayda yaşamın sürüp sürmeyeceğinde temel üç sözcük vardı: Atmosfer, radyasyon ve yer çekimi. Bunlardan en önemlisi insanların yaşamını sürdürmesi için mutlaka gerekli olan atmosferdir. Solunumun düzenli olması için de bu Atmosfer için de bulunan Gazların doğru miktarda olması gerekir. Uygun atmosfer şartları sağlandıktan sonra radyasyon yalıtımının yapılması gerekir. Uzayda bir de yer çekimi sorunuyla karşılaşılır. Dünyadan uzaklaştıkça yer çekimi azalır. Bu önlemler alındıktan sonra yolculuk yapılmalıdır (Kurtuluş, 1995).1935 yılında Ruslar uzaya gönderilecek olan roketin çalışmalarına başlamışlar ve bu çalışmalar 1957 yılında tamamlanmıştır. 1957 yılında Sputnik 1 uzay aracı, Ruslar tarafından dünya yörüngesine yerleştirildi. Böylece uzay çağı başladı (Ercan, ve diğerleri, 1999).
NASA nın aya yolculuk planlarının başlangıcı Başkan John F. Kenndy nin 25 Mayıs 1961 de Kongredeki bir özel oturumda yaptığı konuşmaya dayanıyordu. önümüzdeki on yıl içinde bir adamın aya gitmeyi ve dünyaya dönmeyi başaracağına inanıyorum . Soğuk savaş döneminde uzay çalışmaları konusunda da Sovyetler Birliği ile yarışan Amerika, uzay harcamaları için büyük bütçeler ayırıyordu.Aya gönderilecek uzay aracı için çalışmalar uzun bir süre devam etti. Bu çalışmalar sırasında yapılan test uçuşlarından birinde NASA üç astronotunu kaybetti.
Sonunda 16 Temmuz 1969 da Neill Armstrong, Edwın Aldrin Jr ve Michael Collins adlı üç astronotu taşıyan Apollo 11 tarihe geçecek Ay yolculuğuna çıktı. Apollo 11 , 19 Temmuzda ay yörüngesine girdi. Ertesi gün uzay aracından ayrılan Kartal (Eagle) adlı modül ay yüzeyine başarıyla indi ve Armstrong ayaAyak basan ilk insan olarak tarihe geçti Armstrog un ardından Edwın Aldrın de yüzeye indi. Ay toprağından örnekler alan, bazı bilimsel deneyler yapan ve Amerikan bayrağını aya diken iki Astronotgörevlerini başarı ile tamamlayarak dünyaya döndüler (Yahya, 2004, İnternet II).
Armstrong, insanlığın uzun zamandır üzerinde çalıştığı efsanevi yolculuğu başarı ile tamamlayarak aya ulaştı. Armstrong, hem ay yüzeyine attığı ilk adım ile hem de o adımı atarken sarf ettiği sözler ile tarihe geçti: bu, bir insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım (Yahya.2004,İnternet II).Uzayın keşfi ile birlikte insanoğlunun hayatında önemli değişiklikler oldu. Bu değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz:
a) Uzay bilimi demek olan Astronomi sadece gözlemlere dayalı iken deneysel bir bilim haline geldi.
b) Güneş, gezegenler ve diğer gök cisimleri hakkında daha gerçekçi bilgiler elde edildi.
c) Uzaydan çekilen uydu fotoğrafları ile dünyanın gerçek boyutları ölçüldü.
d) Uydu fotoğraflarından yararlanılarak meteorolojide Hava tahminleri doğru olarak yapılmaya başlandı.
e) İletişim ve ulaşım teknolojilerinde büyük gelişme ve kolaylıklar sağlandı(Ercan ve diğerleri,1999,s:58-60).
Bilim ve teknolojinin ortaya çıktığı tarihten itibaren insanlar içinde yaşadıkları dünya ile yetinmemişlerdir. Uzayı merak etmişler, uzayın sırlarını çözmek amacıyla gizemli bir yolculuk, sistemli bir çalışma içerisine girmişlerdir. Sıvı yakıtlı motorların bulunması ile uçaklar ulaşım aracı olarak kullanılmaya başlanmış, insanlara uzak gibi görünen mesafeler artık ortadan kalkmıştır. Bunun sonucunda insanların uzaya gitme isteği iyice artmıştır (Mc.Neill,1989). Uzayı tanımlayacak olursak; güneşi, gezegenleri, uyduları, yıldızları, sayısız galaksiyi içine alan sonsuz bir boşluktur. Bu sınırsız boşluk içerisinde bulunan gök cisimlerin her bir dünya yüzeyindeki toz parçacıkları kadardır. İlk çağ filozoflarından başlayarak bir çok bilim adamı uzayı tanımlama çabası içerisine girmişlerdir. Örneğin, Galilenin gök bilimleri ile ilgili çalışmaları olmuştur. Teleskop ile gözlemler yapmış, şu anki bilim adamlarımızın bile sonucuna ulaşamadıkları bir araştırma çizgisini başlatmıştır. Kepler ise gezegenlerin yörüngeleri üzerine çalışmalar yapmış, elips şeklinde hareketleri saptamayı başarmıştır (Mc. Neill, 1989).
19. yüzyılda çok hızlı uçan uçaklar ve buna takip roketler yapılmıştır. Bu roketler sayesinde aya gidilebileceği fikri ortaya atılmıştır. Böylece gelişmiş ülkeler arasında bir yarış başlamıştır. Artık insanların aklında tek bir soru vardır. O da, insanlarda uzaya gide bilir mi, eğer giderse yaşayabilir mi? idi. Bunun üzerine Alman bilim adamları araştırma yapmaya başladı ve araştırma sonucu olumluydu. Tek sorun uzayda yaşamın sürüp sürmeyeceği idi (Kurtuluş, 1995).
Uzayda yaşamın sürüp sürmeyeceğinde temel üç sözcük vardı: Atmosfer, radyasyon ve yer çekimi. Bunlardan en önemlisi insanların yaşamını sürdürmesi için mutlaka gerekli olan atmosferdir. Solunumun düzenli olması için de bu Atmosfer için de bulunan Gazların doğru miktarda olması gerekir. Uygun atmosfer şartları sağlandıktan sonra radyasyon yalıtımının yapılması gerekir. Uzayda bir de yer çekimi sorunuyla karşılaşılır. Dünyadan uzaklaştıkça yer çekimi azalır. Bu önlemler alındıktan sonra yolculuk yapılmalıdır (Kurtuluş, 1995).1935 yılında Ruslar uzaya gönderilecek olan roketin çalışmalarına başlamışlar ve bu çalışmalar 1957 yılında tamamlanmıştır. 1957 yılında Sputnik 1 uzay aracı, Ruslar tarafından dünya yörüngesine yerleştirildi. Böylece uzay çağı başladı (Ercan, ve diğerleri, 1999).
NASA nın aya yolculuk planlarının başlangıcı Başkan John F. Kenndy nin 25 Mayıs 1961 de Kongredeki bir özel oturumda yaptığı konuşmaya dayanıyordu. önümüzdeki on yıl içinde bir adamın aya gitmeyi ve dünyaya dönmeyi başaracağına inanıyorum . Soğuk savaş döneminde uzay çalışmaları konusunda da Sovyetler Birliği ile yarışan Amerika, uzay harcamaları için büyük bütçeler ayırıyordu.Aya gönderilecek uzay aracı için çalışmalar uzun bir süre devam etti. Bu çalışmalar sırasında yapılan test uçuşlarından birinde NASA üç astronotunu kaybetti.
Sonunda 16 Temmuz 1969 da Neill Armstrong, Edwın Aldrin Jr ve Michael Collins adlı üç astronotu taşıyan Apollo 11 tarihe geçecek Ay yolculuğuna çıktı. Apollo 11 , 19 Temmuzda ay yörüngesine girdi. Ertesi gün uzay aracından ayrılan Kartal (Eagle) adlı modül ay yüzeyine başarıyla indi ve Armstrong ayaAyak basan ilk insan olarak tarihe geçti Armstrog un ardından Edwın Aldrın de yüzeye indi. Ay toprağından örnekler alan, bazı bilimsel deneyler yapan ve Amerikan bayrağını aya diken iki Astronotgörevlerini başarı ile tamamlayarak dünyaya döndüler (Yahya, 2004, İnternet II).
Armstrong, insanlığın uzun zamandır üzerinde çalıştığı efsanevi yolculuğu başarı ile tamamlayarak aya ulaştı. Armstrong, hem ay yüzeyine attığı ilk adım ile hem de o adımı atarken sarf ettiği sözler ile tarihe geçti: bu, bir insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım (Yahya.2004,İnternet II).Uzayın keşfi ile birlikte insanoğlunun hayatında önemli değişiklikler oldu. Bu değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz:
a) Uzay bilimi demek olan Astronomi sadece gözlemlere dayalı iken deneysel bir bilim haline geldi.
b) Güneş, gezegenler ve diğer gök cisimleri hakkında daha gerçekçi bilgiler elde edildi.
c) Uzaydan çekilen uydu fotoğrafları ile dünyanın gerçek boyutları ölçüldü.
d) Uydu fotoğraflarından yararlanılarak meteorolojide Hava tahminleri doğru olarak yapılmaya başlandı.
e) İletişim ve ulaşım teknolojilerinde büyük gelişme ve kolaylıklar sağlandı(Ercan ve diğerleri,1999,s:58-60).