-
- Üyelik Tarihi
- 2 Ağu 2016
-
- Mesajlar
- 11,694
-
- MFC Puanı
- -894
Şu anda geçerli açıklamaya göre, Dünyanın çorba olarak tabir edilen karışımında 3,8 milyar yıl önce RNAnın büyük çoğunlukta olduğu düşünülüyor ve önce RNAnın oluştuğu, ardından DNAnın geldiği ve bizim anladığımız mânâda karmaşık hayata yol açtığına inanılıyor.
Kaliforniyadaki Scripps Araştırma Enstitüsünden bilim insanları, RNAnın DNAya dönüşmediği kanısında, iki molekülün aynı zamanda aynı yerde bulunduklarını düşünüyorlar.
Araştırma ekibinin başındaki isim olan Ramanarayanan Krishnamurthy, şöyle diyor: Yalnızca RNA içeren bir dünyanın varlığına inanıyorsanız bile, onunla beraber bulunan bir şeyin ona yardım ettiğine inanmak zorundasınız. Prebiyotik aşamada bazı fantastik kimyasal reaksiyonlarla RNAnın DNAya dönüşmesinden ziyade, neden DNA ile RNAnın beraber büyüdüğünü düşünmüyoruz?
RNAnın (ribonükleik asit), DNAya (deoksiribonükleik asit) nazaran büyük moleküler kuzen olduğunu burada hatırlatmadan geçmeyelim. Yapıları oldukça benzer olsa da, RNAnın DNAya ait merdivenin bir tarafına benzediği görülüyor RNA, DNAya göre daha kırılgan ve daha az esnek, bu sebepten dolayı genlerimizi oluşturan nükleik asidin DNA olduğu düşünülüyor.
Geniş kabul gören görüşe göre, Dünyada kendini kopyalayabilen ilk molekülün, hatalarına rağmen, RNA olduğuna inanılıyor. Pek çok araştırmacı, RNAyı oluşturan küçük parçacıkların DNAyı oluşturan iskele yapısı ile karıştığını ve özgün sarmalların oluştuğunu düşünüyor. Bu özgün moleküllerin RNAdan DNAya geçen bir ara basamak olduğu ve kimyacıların bu yüzden ilgisini çektiği düşünülüyor.
Araştırmada, RNA ve DNAnın gerçekten aynı iskelet yapısını paylaşıp paylaşmayacağı test edildi ve iki molekül karıştırıldığı zaman çok kararsız bir yapı oluştuğu bildirildi. Bir ihtimalle RNA dünyasındaki bu ara moleküller daha kararlı RNA moleküllerine dönüşümde kendilerini feda ettiler veya birbirleriyle eşleşmeyi başaramadılar.
Günümüz hücrelerinde bile, RNA nükleotidlerinin bir DNA sarmalına kazara eklenmesi sonucunda enzimler derhal olaya müdahale etmektedir 3,8 milyar yıl önce RNAnın bu türden bir korunma mekanizmasına sahip olmadığı düşünülüyor.
Krishnamurthy, RNAdan DNAya geçişte bunları birbirinden ayrı tutacak mekanizmalara ihtiyaç vardı diyor.
Angewandte Chemie isimli çok popüler kimya dergisinde yayınlanan makalelerinde, araştırma ekibi Dünyanın ilk çorba benzeri ortamında muhtemelen benzer içeriğe sahip olacak şekilde, RNA ve DNA aynı zamanda beraber bulundular.
Araştırma ekibinin bulguları onaylanırsa, bu RNAnın DNAya yol açtığı anlamına gelmez ancak düşündüğümüzden daha erken bir vakitte, en azından ilkel bir biçimde, DNAnın var olduğunu söyleyebiliriz.
Kaynak: sciencealert