- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Saip Paşa, İzmirin tanıdığı, sevdiği bir kimsedir. Zaman zamanda Belediye Başkanlığına seçilir. Bir yeğeni vardır: Hüseyin Kenan. Dayısının zoruyla mühendis çıkmıştır. Çocukluğunu Bozkaya bağlarında geçiren Hüseyin Kenan, annesinin dükkanını satıp Avrupaya gittikten sonra, müzikteki kabiliyetini önce Batı dünyasına , sonra, buradaki Batı hayranlarına kabul ettirmiştir. « Şark leyliyyeleri» diye çevrilen «nocturnes orientales» tarzındaki parçalarıyla şöhret yapmıştır. Güzel keman çalar. Dayısının ısrarlarına dayanamayarak birkaç ay için, çocukluğunun geçtiği şehre, İzmire gelir. Dayısı Saip Paşa, vaktiyle haylaz bir oğlan diye bildiği Hüseyin Kenanla şimdi övünmekte, ziyafetler tertip ederek bu genç yaşta tanınmış besteciye yakınlığını göstermekten zevk duymaktadır. Bütün bu şatafatlı alemlerden sıkılan Hüseyin Kenan. Bozkayaya giderek dinlenmek ister. Artık eski sefalet günlerinin yerini nispeten ferahlı bir hayat almıştır. Bozkayada, küçük «kınalı yapıncak»la tanışır. Lamia, hafif çilli yüzünden dolayı Hüseyin Kenanın kınalı yapıncak dediği kız, annesini, babasını kaybedence, oraya, amcasının yanına gelmiştir. Hüseyin Kenan, evli bir kadın olan Nimet Hanıma kur yaparken dedikoducu ve dar bir çevre olan semt insanlarına karşı, Kınalı yapıncağın varlığından epey faydalanır. Her gittikleri yere onu da beraber götürürler ve böylece dedikoduları önlerler. Lamia bu macerayı bilir ve Nimet Hanım evli olduğu için de Hüseyin Kenana acır. Hayalinde çocukça, çok acıklı bir macera yaratır. Bunun alelade bir aşk hikayesi olduğunu anlayınca fena halde kırılır. İnsanlara, hele çok sevdiği ve gizli gizli kemanını dinlediği Hüseyin Kenana karşı bütün güvenini kaybeder bir gece yarısı Hüseyin Kenan, son eserine çalışırken bahçede bir hayal gördüğünü zanneder. Yakaladığı zaman bu beyaz hayaletin, gecelikle dolaşan Lamia olduğunu hayretle görür. Lamia, onun kemanını delice sevmektedir. Böylece, aralarında tuhaf, gizli bir gece arkadaşlığı başlar. Hüseyin Kenan onun gelip çalışmasını dinlemesine müsaade etmiştir.
Yaz bitince, Kenan, İstanbula, Prens Vefik Paşanın Rumelihisarındaki yalısına nakletmiştir. Niyeti kendisine pek bağlı görünen Prenses Cavidanla evlenmektir. Prenses Mısırdayken, Hüseyin Kenan, yeniden İzmire döner. Kınalı yapıncakla, sıcak bir yaz günü, havuz başında buluşurlar. Lamia çok güzel bir kız olmuştur. Kızın duygululuğu Hüseyin Kenana dokunur. Aralarında aşka benzer, sevdaya benzer bir yakınlık hasıl olur. Kınalı yapıncak, geceleri odasını içeriden kilitler, pencereden bahçeye atlayarak Hüseyin Kenanların bahçesine geçer, saatlerce dolaşırlar, uzun uzun konuşurlar. Fakat bir eğlenti gecesi, herkesin dışarıda olduğu bir sırada, bağ köşkünde, Hüseyin Kenan nihayet zayıf davranır, yenilir ve Lamiayı elde eder. Ayrılırlarken ertesi gün annesinin resmen gelip kendisini isteyeceğini bilirdi. Ama ertesi gece, hayatını kendi elleriyle mahvettiğini düşünmekten gelen bir buhranla yatağa düşer. Birkaç gün kendini bilmeden yatar. Lamialar da İzmire inerler. Genç kız Kenanın vazife hissinden gelen evlenme teklifini kesin olarak reddeder. Hamileliği üç ayı bulunca artık durumunu gizleyemeyeceğini düşünerek eniştesinin tabancasını alıp intihara kalkışır. Lamiayı ölümden kurtarırlar ve Kütahyada bir akrabanın yanına yollarlar. Hayli ıstırap içinde geçen günlerden sonra, Mebrure adını verdiği kızını orada doğurur. Maceralı günlerden sonra bir binbaşıyla evlenir. Bu sırada kocasının yeğeni doktor Vedat sürgün olarak Kütahyaya gelir. Kenanın Prenses Cavidanla evlenişini Lamia ondan öğrenir. Vedatla aynı odada bir kömür çarpmasına uğramak Lamiaya yeni bir felaket getirir. Kocasından ayrılır. Vedat onu almak isterse de kız reddeder. Kızıyla İstanbula, Beylerbeyine gelir. Kısa bir zaman sonra doktor Vedat da İstanbula döner. Bir gün muayenehanesinde Lamiayla Hüseyin Kenanı birbirlerine tanıştırırken onların zaten tanıştıklarını hatırlar. Hüseyin Kenan, Lamiayı sevdiğini geç fark etmiş, evlilik hayatında mesut olmamıştır. Vedatta misafir olduğu bir gece bütün üzüntüsünü kemanına söyletir. Yine Vedatı muayenehanesinde ziyarete gittiği bir gün onun Lamiayla evleneceğini öğrenir. Vedat Kınalı yapıncakla evlenir. Hüseyin Kenan da intihar eder.
Yaz bitince, Kenan, İstanbula, Prens Vefik Paşanın Rumelihisarındaki yalısına nakletmiştir. Niyeti kendisine pek bağlı görünen Prenses Cavidanla evlenmektir. Prenses Mısırdayken, Hüseyin Kenan, yeniden İzmire döner. Kınalı yapıncakla, sıcak bir yaz günü, havuz başında buluşurlar. Lamia çok güzel bir kız olmuştur. Kızın duygululuğu Hüseyin Kenana dokunur. Aralarında aşka benzer, sevdaya benzer bir yakınlık hasıl olur. Kınalı yapıncak, geceleri odasını içeriden kilitler, pencereden bahçeye atlayarak Hüseyin Kenanların bahçesine geçer, saatlerce dolaşırlar, uzun uzun konuşurlar. Fakat bir eğlenti gecesi, herkesin dışarıda olduğu bir sırada, bağ köşkünde, Hüseyin Kenan nihayet zayıf davranır, yenilir ve Lamiayı elde eder. Ayrılırlarken ertesi gün annesinin resmen gelip kendisini isteyeceğini bilirdi. Ama ertesi gece, hayatını kendi elleriyle mahvettiğini düşünmekten gelen bir buhranla yatağa düşer. Birkaç gün kendini bilmeden yatar. Lamialar da İzmire inerler. Genç kız Kenanın vazife hissinden gelen evlenme teklifini kesin olarak reddeder. Hamileliği üç ayı bulunca artık durumunu gizleyemeyeceğini düşünerek eniştesinin tabancasını alıp intihara kalkışır. Lamiayı ölümden kurtarırlar ve Kütahyada bir akrabanın yanına yollarlar. Hayli ıstırap içinde geçen günlerden sonra, Mebrure adını verdiği kızını orada doğurur. Maceralı günlerden sonra bir binbaşıyla evlenir. Bu sırada kocasının yeğeni doktor Vedat sürgün olarak Kütahyaya gelir. Kenanın Prenses Cavidanla evlenişini Lamia ondan öğrenir. Vedatla aynı odada bir kömür çarpmasına uğramak Lamiaya yeni bir felaket getirir. Kocasından ayrılır. Vedat onu almak isterse de kız reddeder. Kızıyla İstanbula, Beylerbeyine gelir. Kısa bir zaman sonra doktor Vedat da İstanbula döner. Bir gün muayenehanesinde Lamiayla Hüseyin Kenanı birbirlerine tanıştırırken onların zaten tanıştıklarını hatırlar. Hüseyin Kenan, Lamiayı sevdiğini geç fark etmiş, evlilik hayatında mesut olmamıştır. Vedatta misafir olduğu bir gece bütün üzüntüsünü kemanına söyletir. Yine Vedatı muayenehanesinde ziyarete gittiği bir gün onun Lamiayla evleneceğini öğrenir. Vedat Kınalı yapıncakla evlenir. Hüseyin Kenan da intihar eder.