- Konum
- BERTUNA
-
- Üyelik Tarihi
- 2 Haz 2020
-
- Mesajlar
- 5,277
-
- MFC Puanı
- 15,980
Acı eşiği 14 TL: Müdahaleler de çare olmuyor; iktidar köşeye sıkıştı
“Merkez Bankası acı eşiği 14 TL”. Geçen hafta, Merkez Bankası’nın döviz satarak kura müdahale ettiği gün ilk yazımda böyle demiştim.
Banka bugün (Cuma günü) bir kez daha dolar 14 TL’ye yaklaşınca döviz satarak kura müdahale etti. Sonuç? Sıfıra sıfır elde var sıfır. Geçen hafta ilk müdahaleyle 12.50’lere kadar gevşeyen dolar, saatler içinde yeniden 13.30 TL’lere yükselmişti. Bugün de aynısı oldu. Merkez Bankası’nın döviz satışıyla 13.70’lere kadar gerileyen kur neredeyse dakikalar içinde yeniden 13.90’a yükseldi.
Tablo net:
Merkez Bankası doların 14 TL’yi geçmesini istemiyor.
Piyasa bunu anladı, 14 TL’ye çalışıyor. Dolar 14 TL’ye yaklaştığında Merkez Bankası’ndan müdahale geliyor. Müdahaleler alım fırsatı yaratıyor: Düştüğü yerden dolar al, kısa süre sonra yükselince sat, taş atıp kolunu yormadan para kazan. Çakallara gün doğdu…
Merkez Bankası’nın “şakkadanak” sattığı yüz milyonlarca doların işe yaramadığı ortada. Geriye ne kaldı? Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi dolardaki tırmanışı durdurmak için başka ne yapabilir?
İngiliz bankası Barclays Türkiye ekonomisiyle ilgili dünkü raporunda, dolardaki korkutucu tırmanışı kontrol altına almak için iktidarın önünde hangi seçeneklerin olduğunu şöyle sıralıyordu:
Yüksek oranlı faiz artırımı.
Faiz koridorunu kullanarak “arka kapıdan” faiz artırımına gitmek.
Rezerv satışı.
Döviz piyasasını sınırlandırıcı önlemler. Namı diğer sermaye kontrolleri.
Barclays’in sıraladığı seçenekleri sırasıyla gözden geçirelim:
Faiz artırımı mümkün değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan taviz vermeyeceğini defalarca açıkladı. Koskoca Cumhurbaşkanı geri adım atacak değil ya…
İkinci seçenek, yani politika faizine dokunmayıp geç likidite penceresi gibi kanalların faizini artırarak “arka kapıdan” faiz artırma yolu da kapalı. Zira Cumhurbaşkanı bunu da istemiyor. Daha önce, “Ben faizde tavan taban meselesinin kaldırılmasını, sadece politika faizinin kalmasını savunan birisiyim” demişti.
Üçüncü seçenek, yani rezerv satışları da işe yaramıyor çünkü Merkez Bankası’nın kasası 2019 ve 2020’deki 128 milyar dolar satışı sırasında boşaldı. Şimdi sınırlı kaynakla sınırlı müdahalelerde bulunabiliyor.
Geriye iki seçenek kalıyor:
a) Doların 15-16 TL'ye gitmesini izin vermek.
b) Kallavi bir kambiyo vergisi, hatta daha sert “sermaye kontrolü” önlemleri.
Ankara’dan ekonomi yönetiminin ikinci seçeneği kullanmaya yönelik çalışma yaptığı haberleri geliyor.
Yazar : Barış SOYDAN
Kaynak : Halk TV