Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Doktora Yapmak ve Akademisyen Olmak İsteyenlere Altın Tavsiyeler

Bahadir

MFC Üyesi
Konum
Ankara
  • Üyelik Tarihi
    17 Nis 2015
  • Mesajlar
    150
  • MFC Puanı
    1
Merhaba sevgili dostlar,

Uzun zamandır yoğunluktan dolayı yazamadım, özür dilerim. Hayatımda önemli değişimler yaşadığım bir dönem yaşadım. Altı seneyi aşkın devam ettiğim McGill Üniversitesi Yönetim Fakültesi Doktora Programını sonunda bitirdim. 23 Kasım 2009 tarihinde "Benevolent Leadership" (Yardımsever Liderlik) konulu tezimi başarıyla savundum. Yani; sonunda Dr. oldum:)

Tez hocam McGill Üniversitesi'nden Prof. Emine Sarıgöllü her aşamada bana çok yardımcı oldu ve müthiş bir ufuk kazandırdı. Onun sayesınde son bir senede hayatımın araştırma açısından en verimli dönemini yaşadım. Her hafta iki kez toplantı yaptık. Somut hedefler koyduk ve adım adım ilerledik. Fikirlerime sonuna kadar sahip çıktı ve bana güvendi. Allah herkese böyle tez danışmanı nasip etsin! Umarım ben de onun kadar iyi, destekleyici, başarılı, ve etkin bir hoca olabilirim. Bu vesileyle Emine Hanım'ın da hocası benim de hocam olan Boğaziçi'nden Prof. Muzaffer Bodur'a saygılarımı sunuyorum. Boğaziçi'ndeki hocalarımdan idealist akademisyenlik adına çok şey öğrendim. Prof. Hayat Kabasakal ile ve Prof. Muzaffer Bodur ile unutulması zor olan çok güzel anılarımız var. Aynı şekilde Koç Üniversitesi'nden beni "Organizational Behavior" (Örgütsel Davranış) alanına teşvik eden Prof. Zeynep Aycan'a şükran borçluyum. Onun teşvikleri ve desteği (geceyarılarına kadar benim için yazdığı referans mektupları dahil) olmasaydı ben bu yolda ilerleyemezdim. Umuyorum ben de onlar kadar öğrenci odaklı, onlar kadar idealist, onlar kadar başarılı, onlar kadar araştırmacı ruhlu olabilirim.

1999’dan beri hayatımdaki en büyük idealim üniversitede hoca olmak ve dünyanın en iyi derslerini açmaktı. Tam on yıl sonra doktorayı bitirerek bu amacıma yaklaştım. Doktoram yaklaşık 6.5 sene sürdü ve bu uzun süreçte pek çok zorluklarla karşılaştım. Ancak bütün bu zorluklara değer. Eğer bir alanı çok seviyorsanız ve o alanda araştırma yaparak dünya çapında etki meydana getirmek ve insanlığa katkıda bulunmak istiyorsanız siz de uzun vadeli düşünerek doktora yolunu seçin. Türkiye’mizi küresel platformda en iyi şekilde temsil edebilecek bilim insanlarına ihtiyacımız var. Genç arkadaşlarıma tavsiyem: Uzun vadeli düşünün, mutlaka üniversiteyi bitirin, okumaya devam edin. Uzmanlaşarak sahanızda dünyada lider olun.

Doktora bitince hayatımda bembeyaz ve yepyeni sayfalar açılıyor. Bu da heyecan verici. Yeni limanlara yolculuk başlıyor! Bir sürü araştırma projem beni bekliyor. Doktoradan sonra yaparım dediğim yüzlerce fikir, ideal, proje beni bekliyor. Kendime ilk iş yeni bir plan proje defteri açtım. İdeallerimi buraya yazıyorum. Kendi kendime mektuplar yazıyorum. Aklıma gelen fikirleri taze taze buraya döküyorum. Türkiyem için düşündüğüm projeleri kayda geçiyorum. Hayatımın bundan sonraki on yılında nerede olmak istediğimi düşünüyorum.

Yepyeni bir şehirde, yeni evimizde, yeniliklerin şehri Toronto'da hayatıma beyaz bir sayfa açıyorum. Eşim Sertaç Toronto Üniversitesi'nde Antropoloji Fakültesi'nden yüksek lisans kabulü aldığından bu yana Toronto'dayız. Toronto Üniversitesi'nin apartmanlarında kalıyoruz. Toronto'da şehrin merkezinde bir kafede kremalı kahve eşliğinde bu yazıyı yazıyorum. Dünyanın en uzun caddesi Yonge üzerindeyim. Toronto'da yılın ilk karı atıştırıyor. Şehir birazdan bembeyaz olacak. Toronto'da mevsimler değişiyor. Tıpkı hayatımdaki mevsimler gibi.. Bu mevsim buram buram bilim, araştırma, yenilik, kreatif düşünce, eğitim, idealizm mevsimi olacak.

Toronto, dünyada inovasyonun, kreatif düşüncenin, tasarımın merkezi olma iddiasında bir şehir. Ontario'nun başkenti ve Kanada'nın en büyük şehri. Toronto, kreatif şehir olma iddiasını tamamlamak için "Who is your city?" kitabıyla dünyaca meşhur olan Prof. Richard Florida'yı transfer etmiş bir şehir. Bu kentte yaşayanların yüzde otuzundan fazlası kreatif ekonomi ve sektörlerde çalışıyor.

Toronto, dünyanın en yaşanabilir kentleri arasında ilk beşi zorluyor. Nüfusun yarısı Kanada dışında doğmuş göçmenlerden oluşuyor. Dünyanın 140 ülkesinden gelen insanları ağırlayan ve bu farklılığı zenginliğe dönüştüren bir kent burası. Yani burası adeta Birleşmiş Milletler. Her cadde ayrı bir rengi, her mahalle ayrı bir kültürü yansıtıyor.

Toronto, finans, telekom, medya, tasarım, sanat, sinema, televizyon, bilgisayar teknolojileri, turizm ve spor sektörlerinde New York ile yarışıyor ve dünya çapında rekabet gücüne sahip.

Burada yaşayan yaklaşık 20 bin Türk vatandaşı, özellikle spor dünyasını ve basketbolu yakından takip ediyor. Bunun sebebi Toronto Raptors'un milli gururumuz haline gelen Hidayet Türkoğlu'nu transfer etmiş olması. Buradaki gazetelerde hemen her gün "Hedo"yu manşette görmeniz mümkün. İki hafta önce Hidayet Türkoğlu ile Türk Gecesi düzenlendi ve Türk toplumu omuz omuza kenetlenmiş olarak oradaydı.

Türk Hava Yolları'nın doğrudan Toronto İstanbul seferleri başlattığı, Hidayet Türkoğlu'nun fırtına gibi estiği, Türk büyükelçiliğinin konsolosluk açmaya hazırlandığı, Kanada Türk Ticaret Odası'nın yeni faaliyete geçtiği şu günlerde Toronto, bizim toplumumuz açısından tarihi günler yaşıyor. Toronto'da olmak için doğru bir zaman:)

Konuyu uzattım, özür dilerim. Daha fazla lafı uzatmadan "doktora yapmak isteyen" genç arkadaşlarıma ALTIN ÖNERİLERİMİ sunarak bu yazıyı bitirmek istiyorum:

DOKTORA YAPMAK VE AKADEMİSYEN OLMAK İSTEYENLERE ÖNERİLERİM:

1. Kişisel markanızı oluşturmak için farklılıklarınızı zenginliğe dönüştürün. Beyin fırtınası yapın. Mesleki alanda profesyonel gelişiminiz için her sabah en az iki saatinizi ayırın. Sürekli yeni fikirler geliştirin.

2. Sahanızdaki bütün yenilikleri ve gelişmeleri anında takip edin. Alanınızda dünya lideri olmak için her gün çalışın. Çalışma programınız sürekli ve disiplinli olsun. Kendinizi düzenli okuma ve düzenli yazmaya zorlayın.

3. Bir alanda dünyada en iyi olmak ve usta olmak istiyorsanız o alanı kafanıza takın. Bu işte ustalaşmak ve zirveleşmek için en az 10.000 kaliteli saat ayırın. Bu da neresinden baksanız en az beş sene alacaktır.

4. Kendinizi çok iyi tanıyın. Güçlü ve güçsüz yönlerinizi çok iyi bilin. İlgi alanlarınız neler? Hangi konular ilginizi çekiyor? Nelerden hoşlanıyorsunuz? Sevdiğiniz işi yapın, yaptığınız işi sevin. Üzerine para ödeseniz yine yapmayı tercih edeceğiniz mesleği seçin. O zaman başarılı olmanız kaçınılmaz olacaktır.

5. Zorlu idealler uzun maraton gerektirir. Yılmak yok. Yola devam edin. Engellere rağmen vazgeçmeyin. Gecenin en karanlık kısmı şafağın başlangıcıdır.

6. Çalışmak, odaklanmak ve okumak çok zordur. Ciddi disiplin gerektirir. Kendinizi zorlamayı öğrenmelisiniz. Zamanınızı çok iyi yönetin. Internet, TV ve bilgisayar dünyasında kaybolmasın. Önceliklerinize odaklanın. Hedeflerinizi yazın. Defteriniz olsun. Kendi kendinizi motive edin. Kendi yoğurt yiyişinizi bulun. Güçlü yönlerinizi arayın, bulun, geliştirin ve kullanın. Kuvvetli yönlerinizi avantaja dönüştürün.

7. Zekanızı işletin, nadasa bırakmayın. İlgi alanları geliştirin ve bol bol okuyun.

8. Yaptığınız işte dünyada en iyi siz olmayı hedefleyin. Bir farklılık oluşturun. Kimsenin yapamayacağı mükemmellikte bir alan bulun, niş yakalayın. Ya bulunduğunuz kategoride dünya lideri olun, ya da dünya lideri olabileceğiniz kategorinizi siz oluşturun. Rekabetin yoğun olduğu sularda yüzmek yerine "mavi okyanus"lara açılın (INSEAD Profesörleri Kim & Melbourne'un kaleme aldıkları dünyada rekorlar kıran strateji kitabı "Blue Ocean"ı okuyun. Kafanızdaki duvarları yıkın, kafanızdaki sınırları aşın.

9. Hayal kurun. Beş yıl sonra nerede olacaksınız? On yıl sonra nerede olmak istersiniz? Vizyonunuz ne?

10. Sabah erken kalkın ve güne erken başlayın. Sabahın bereketini yakalayın. Sabah 5 ile 10 saatleri arası altın saatlerdir. Bu saatlerde uyumak yerine geleceğiniz için çalışın ve bilgi üretin.

11. Sizin alanınızda dünya çapında tanınan ve sahasında lider olan isimleri takip edin. Onların hayat hikayelerini okuyun, röportajlarını takip edin. Mümkünse onlarla tanışın. Onları rol modeli olarak takip edin. Ancak kendi tarzınızı bulun.

12. Dünyaya sunacağın katma değerin ne olacak? Hedef kitlen kimler? Onlara pratik olarak ne fayda sağlamayı düşünüyorsun? Sunacağın hizmet niçin önemli? Hangi boşluğu dolduracaksın? Hangi problemi çözeceksin?

13. Ortaya koyduğun işi ve projeyi önce kendin sorgula. Kendi kendinin sorgulayıcısı önce sen ol. Yaptığın işi önce sen eleştir. Hatalarını önce sen fark et. Sonra yakın çevrende güvendiğin ve alanında uzman olan kişilerle projeni paylaş ve onların görüşlerini al. Olumsuz bile olsa eleştiriler topla ve bu eleştirilere cevaplar hazırla. Bu eleştiriler ışığında projeni geliştir ve daha kaliteli hale getir. Unutma ki projen ilk yazıldığında mükemmel olmaz. Defalarca iyileştirmen gerekebilir. Bir çok uzmanın ve profesyonelin fikrini almalısın. Geri besleme ve eleştiriler seni ve projeni uzun vadede güçlendirecektir.

14. Çevrendeki güvendiğin insanlara ideallerinden, hedeflerinden, ve projelerinden bahset. Onların fikirlerini al. Konuştukça ve anlattıkça hedeflerinin daha kristalleştiğini göreceksin.

15. Uzun, orta ve kısa vadeli planların olsun. Pusulan belli olsun. Rüzgarlar nereden eserse essin, senin gideceğin yönün az çok belli olsun. İdeallerinden vazgeçme.

16. İçinizden hiç çalışmak gelmediği zamanlarda kendinizi zorlayın ve işinizin başında oturun. Kendinizi çalışmanızla ilgili bir şeyler yapmak için uğraşın. Her gün yazabilmek için disiplinli bir şekilde en az 3 saat ayırın. Çok zor geliyorsa ve bir satır dahi yazamıyorsanız, en azından fikirlerinizi yazıya geçirin ve notlar çıkarın.

17. Sabah güne başladığınızda size en zor gelen ve en önemli olan işiniz neyse ona odaklanın. O korkutucu işi bitirmeye çalışın (EAT THAT FROG! - Brian Tracy). İşi parçalara bölün. Planlama yapın. Bir yerinden girip başlayın. Bir an önce sonuca ulaşmak için uğraşın. Gerekirse okumalar yapın. Projenizin içine girmeniz zaman alacaktır. Ancak bir süre sonra projenin içine girdiğinizi hissedeceksiniz. Bir momentum yakalayacaksınız. İşte o zaman iş daha kolay akacak. Projeyi bir dağa tırmanma olarak düşünürsek, dağın zirvesi bir süre sonra görünür hale gelecek ve bu da sizi daha fazla cesaretlendirecek. Ufak parçaları başardıkça adım adım ilerlediğinizi göreceksiniz. İşte artık Momentumu yakaladınız. Ufak molalar verin ama projeden kopmayın. Uzun zaman harcayarak projenin içine girebildiniz. Çalışabildiğiniz kadar çalışın ve ilerleyebildiğiniz kadar ilerleyin. Ancak aşırı yorgun düşmeden önce çalışmayı bırakın ve ertesi gün için yarım saat plan yapın. Mümkün ise, en severek yaptığınız ve heyecanlandığınız yerde bırakın. Böylece yarın işin içine girmeniz daha kolay ve çabuk olacaktır.

18. ILHAM IÇIN ALTIN KURAL: Ilham gelmesini bekleme! Hemen işe ve okumaya koyul. İlham gelince de sonuna kadar kullanmasını bil ve gelen ilhamı kayda geçir. Zaman kaybetme. Kaybettigin her dakika icin sorumlusun. Her gün baslarken ne yapacagini bilerek basla. En ZOR isi hallet sabahtan, hemen iradeni zorla. Sonra isler kolaylasacaktir.
Güne bir sey basararak kucuk zaferler elde ederek basla, e-mail veya gazette okuyarak degil. Her gün yemek, hava, su gibi araştırma ve okuma yap ve yazmaya çalış. Senin imtihanın bugun. Bugünü kazanırsan her seyi kazanabilirsin. Icinde bulundugun dakikayı kazanmaya bak.

Çok hızlı yazıldığı için sen-ler siz-ler karıştı. Kusura bakmayın lütfen:)

Yukarıdaki tavsiyeler sadece akademisyen olmak isteyenler için değil, hayatta herhangi bir alanda dünya çapında başarıya ulaşmak isteyen herkes için altın niteliğinde tavsiyelerdir.

21. yüzyılda ben inanıyorum ki bir Türk Rönesansı yaşanacak. Türkler olarak her alanda, özellikle de bilim, eğitim, teknoloji ve inovasyon alanlarında ciddi bir sıçrama rampasındayız. Bizim bilimsel alanda başarı öykülerimiz henüz yazılmadı. 21. yüzyılın Türk bilim tarihi halen yazılmayı bekliyor. Yakın gelecekte dünyanın en iyi bilim insanlarından bazıları bizim ülkemizden çıkacak. Bu tavsiyeler geleceğin ve gelecek neslin bilim insanlarına benim küçük bir hediyem, selamım ve mektubum olsun.

Gelecek neslin hayaller kuran, hayallerinin peşinden giden idealist bilim insanlarına seslenmek istiyorum: Bu destanı sen yazacaksın! Bu şiirin kafiyesini sen koyacaksın. Canından çok sevdiğin Türkiye’nin adını ve bayrağını teknolojide, bilimde, eğitimde, inovasyonda, tasarımda, sanatta en yüksek küresel burçlara sen taşıyacaksın. Tarihin çarklarında Türkiye’nin sıçrama rampasında Türk Bilim Rönesansı’nı sen gerçekleştireceksin. Teknolojik, bilimsel, sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda yeniliklerin öncüsü sen olacaksın! Sayende bir gün gelecek bizim de evrensel olarak güçlü bir ekonomimiz, teknoloji üretimi yapan özel sektörümüz, dünya çapında bilim üreten üniversitelerimiz olacak. Sayende bir gün gelecek Türkiyem 21. yüzyılda dünyanın gözbebeği ve göz kamaştıran ayyıldızı olacak. Seni hasretle kucaklıyorum.


POSTED BY FAHRI KARAKAS
 
Üst Alt