- Konum
- Cennet Şelaleleri. ♡
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 4,143
-
- MFC Puanı
- 312
Doğum kontrol hapları yaklaşık 40 yıldan beri kadında gebeliği önlemede kullanılan ve gebeliği önleme başarı oranları oldukça yüksek olan ilaçlardır. Gebeliği önlemedeki başarı oranı spiral, prezervatif, takvim yöntemi, geri çekme gibi yöntemlerle karşılaştıramayacak kadar yüksektir.
1960 yılında ilk kullanıma sunulduklarında oldukça yüksek dozda hormon içeren bu ilaçlar zaman geçtikçe değişime uğramışlar, ilk kullanılan östrojen dozu olan 50 mikrogram daha sonra 35 ve hatta 30 mikrograma kadar düşürülmüştür. Östrojen dozundaki azalmanın gebelikten koruyucu etkiyi azaltmadığının gözlenmesi üzerine araştırmalar hapların içindeki dozun daha da azaltılıp azaltılamayacağı üzerine yoğunlaştırılmıştır.
Günümüzde en yeni jenerasyon doğum kontrol haplarının içinde artık 20 mikrogram östrojen bulunmakta ve bu dozu içeren hapların koruyuculukları daha yüksek doz içerenlerle eşit bulunmaktadır.
Ülkemizde şu anda hem 50 mikrogram, hem 35, hem 30 hem de 20 mikrogram östrojen içeren ilaçların tümü bulunmaktadır. 50 mikrogramlıklar artık doğum kontrol amacıyla değil başka amaçlara yönelik olarak kullanılırken diğer dozlar kadının bünyesel özelliklerine göre doktorlar tarafından gebelikten korunmak isteyen kadınlara reçete edilmektedir.
Doktordan doktora değişmekle beraber doğum kontrol amacıyla reçete edilen bu ilaçlarda çoğu doktor en düşük doz içeren ilaçları reçete etmektedir. Bazı durumlarda önceden daha yüksek doz ilaçla korunan kadınlara da daha düşük dozlu haplara geçiş imkanı sunulabilmektedir.
En düşük dozu içeren hapların daha yüksek doz içerenlere göre çok sayıda avantajı vardır:
Bunlar arasında en önemlileri bulantı, baş ağrısı, kilo alma, ruh hali gibi değişikliklerin daha düşük oranda gözlenmesidir. Ancak düşük doz haplar yüksek dozlulara göre daha yüksek oranda lekelenme tarzında kanamalara yol açabilmektedir. Bu yan etki ise genellikle 4 kutuluk kullanımdan sonra ortadan kalktığından büyük bir dezavantaj olarak görülmeyebilir.
Çocuk doğurmamış genç bir kadının gebelikten korunması için günümüzde en etkili ve en uygun yöntem doğum kontrol hapıdır. Jinekolojik değerlendirme sonucunda kadının düşük doz ilaçlardan fayda görüp görmeyeceği anlaşılacak (ki bu büyük bir olasılıktır) ve yan etki profili daha az olan bu haplarla etkili bir korunma yöntemi sağlanabilecektir.
Unutmayın:
Doğum kontrol haplarının muhtemel olumsuz etkileri konusunda halk arasında söylenenlerin çoğu yüksek doz östrojen içeren haplar zamanında üretilmiş hurafelerdir.
Tek bir istenmeyen gebeliğin bile kadın üzerindeki ruhsal ve bedensel olumsuz etkileri, yıllar boyu doğum kontrol hapı kullanımında oluşması muhtemel (ve çoğu hurafe olan) istenmeyen etkilerden muhtemelen çok daha fazladır...
1960 yılında ilk kullanıma sunulduklarında oldukça yüksek dozda hormon içeren bu ilaçlar zaman geçtikçe değişime uğramışlar, ilk kullanılan östrojen dozu olan 50 mikrogram daha sonra 35 ve hatta 30 mikrograma kadar düşürülmüştür. Östrojen dozundaki azalmanın gebelikten koruyucu etkiyi azaltmadığının gözlenmesi üzerine araştırmalar hapların içindeki dozun daha da azaltılıp azaltılamayacağı üzerine yoğunlaştırılmıştır.
Günümüzde en yeni jenerasyon doğum kontrol haplarının içinde artık 20 mikrogram östrojen bulunmakta ve bu dozu içeren hapların koruyuculukları daha yüksek doz içerenlerle eşit bulunmaktadır.
Ülkemizde şu anda hem 50 mikrogram, hem 35, hem 30 hem de 20 mikrogram östrojen içeren ilaçların tümü bulunmaktadır. 50 mikrogramlıklar artık doğum kontrol amacıyla değil başka amaçlara yönelik olarak kullanılırken diğer dozlar kadının bünyesel özelliklerine göre doktorlar tarafından gebelikten korunmak isteyen kadınlara reçete edilmektedir.
Doktordan doktora değişmekle beraber doğum kontrol amacıyla reçete edilen bu ilaçlarda çoğu doktor en düşük doz içeren ilaçları reçete etmektedir. Bazı durumlarda önceden daha yüksek doz ilaçla korunan kadınlara da daha düşük dozlu haplara geçiş imkanı sunulabilmektedir.
En düşük dozu içeren hapların daha yüksek doz içerenlere göre çok sayıda avantajı vardır:
Bunlar arasında en önemlileri bulantı, baş ağrısı, kilo alma, ruh hali gibi değişikliklerin daha düşük oranda gözlenmesidir. Ancak düşük doz haplar yüksek dozlulara göre daha yüksek oranda lekelenme tarzında kanamalara yol açabilmektedir. Bu yan etki ise genellikle 4 kutuluk kullanımdan sonra ortadan kalktığından büyük bir dezavantaj olarak görülmeyebilir.
Çocuk doğurmamış genç bir kadının gebelikten korunması için günümüzde en etkili ve en uygun yöntem doğum kontrol hapıdır. Jinekolojik değerlendirme sonucunda kadının düşük doz ilaçlardan fayda görüp görmeyeceği anlaşılacak (ki bu büyük bir olasılıktır) ve yan etki profili daha az olan bu haplarla etkili bir korunma yöntemi sağlanabilecektir.
Unutmayın:
Doğum kontrol haplarının muhtemel olumsuz etkileri konusunda halk arasında söylenenlerin çoğu yüksek doz östrojen içeren haplar zamanında üretilmiş hurafelerdir.
Tek bir istenmeyen gebeliğin bile kadın üzerindeki ruhsal ve bedensel olumsuz etkileri, yıllar boyu doğum kontrol hapı kullanımında oluşması muhtemel (ve çoğu hurafe olan) istenmeyen etkilerden muhtemelen çok daha fazladır...