Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

DNA'nın Yapısı Nasıl Çözüldü?

OBERON

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    20 Kas 2016
  • Mesajlar
    3,156
  • MFC Puanı
    41
1950 yılından itibaren DNA yapısının kısa süre içinde çözüleceği kuvvetle tahmin ediliyordu.
Bilimle uğraşanlara göre bu işi başaracak kişi Linus Pauling’ten başkası olamazdı.
Zira Pauling moleküllerin birbirleriyle ilişkisi ve dizilişleri konusunda dünya çapında uzmandı.
Ancak ününe ün katmasını önleyen şeybilimsel yönden sabit fikirliliği oldu.
DNA yapısının üçlü sarmal şeklinde olduğunu kabul etmişti ve bu noktada yoğunlaşmıştı.

Aslında DNA’nın bilim literatürüne girişi 1869 yılında başlar.
İsviçre’li J.F.Mieschermikroskopla yaptığı gözlemlerdeönceden bilmediği bir madde görmüştü.
Bu madde hücrenin çekirdeğinde olduğu için ona nüklein adını verdiama daha öteye gidemedi.
Sonraları bu maddenin kalıtımla olan ilgisi kabul edildiama tam anlamıyla fonksiyonu anlaşılmadı.

1900’lü yılların başında Morganmeşhur sirkesineği deneyleri ile genlerin kalıtımdaki rolünü anladı.
Daha sonra O.Avery DNA’nın kalıtım olayında birinci derede rol oynadığını kesinlikle kanıtladı.
Ancak yapısının ne şekilde olduğu 1953 yılına kadar bilinemeyecekti.

Maurice Wilkinssavaş sırasında atom bombasının tasarlanma aşamasında yardımcı olarak görev almıştı.
Rosalind Franklin kömür madenlerini inceleyerek hükümete yardım eden bayan bilimci idi.
Francis Cricksavaş yıllarını mıknatıslı mayınlar konusundaki çalışmaları ile tamamladı.
Biyokimya dalında resmi öğrenim görmemişti.
James Watson ise doktorasını daha 22 yaşında iken almış bir kişiydi.
Bir yıl sonrayani 1951 ‘de Cavendish Laboratuvarı’nda işe başladı.
Onun da biyokimya ile ilgili resmi öğrenimi yoktu.

Bir DNA molekülü yaptığı işleri nasıl yapar?
Bu sorunun cevabını bulmak için gereken ilk şeyonun şeklini belirlemektir.
Cevabını aradıkları konu hem kimya hem de biyoloji ile doğrudan doğruya ilişkili idi.
Watsonkimyayı kapsamlı olarak bilmiyordu ama kristalografi ihtisası yapmaktaydı.
Crick ise o sıralar X-ışınımı konusunu almıştezini yazmakla meşguldü.
Wilkins ve bayan Franklin bu proje üzerine çalışmakta idiler.
Her ikisi de Watson ve Crick’in rakibi konumundaydılar.

Kristalografiatom ve molekülleri üç boyutlu haliyle dizilişlerini inceler.

X-ışını kullanılarak yapılan bu tekniği Pauling geliştirmişti.
Ancak DNA yapısını ortaya çıkaracak görüntüleri bu teknikle elde eden kişi bayan Franklin oldu.
Üstelik başardığı işmineral kristallerindeki atomların dizilişini görüntülemekten daha zordu.
Ama elde ettiği sonuçları kimseye açıklamıyorkendine saklıyordu.

Wilkins bayan Franklin’in bu tutumundan oldukça rahatsızdı.
Onun bu ketumluğunu çalışmalarındaki ortaklık ilişkisi ile bağdaştıramıyordu.
Diğer taraftan Watson ve Crick çalışmalarında daha uyumlu idiler.
Ama onların da bayan Franklin’in bulgularına ihtiyaçları vardıbu yüzden ona bir nevi baskı yapıyorlardı.
Gelgelelim bayan Franklin’in bildiklerini paylaşmaya niyeti yoktuüstelik DNA’nın sarmal olduğuna inanmıyordu.
1950’li yıllarda İngiltere’de kadın akademisyenler hala gelenekleşmiş şekilde hor görülürlerdi.
Erkek akademisyenlerin odalarına giremezleryemeklerini bile ayrı yerlerde yerlerdi.
Belki de bayan Franklin yirminci yüzyılın ikinci yarısında bile terk edilmeyen bu geleneği protesto ediyordu.

Ama sonraları durum değişti.1953 yılının ocak ayında Wilkins DNA görüntülerini bayan Franklin’den alabildi.
Ve bu görüntüleri Watson’a gösterdi.Tabii o da bu bilgileri hemen Crick ile paylaştı.
Wilkins’in DNA görüntülerini bayan Franklin’in rızasını alarak mı Watson’a gösterdiği şüpheli kalmıştır.
Artık Watson ile Crick’in DNA molekülünün temel biçimine ve boyutlarına ait önemli klavuzu olmuştu.
Çalışmalarını yoğun bir tempo ile sürdürmeye başladılar.
DNA’nın adeninguaninsitozin ve timin olarak adlandırılan 4 tane kimyasal bileşeni olduğu zaten biliniyordu.
Bunlar da belirli çiftler halinde bir aradaydılar.Ama nasıl ve ne şekilde idiler?

Watson ile Crick molekül şekillerine göre kartonlar kestiler.
Tıpkı yapboz oyununda olduğu gibi bu karton parçalarının hangisinin hangisine uygun olduğunu araştırdılar.
Deneye deneye DNA’nın sarmal oluşturacak şekilde modelini yaptılar.
Başlangıçtan o güne dek DNA hakkında bilinen herşey yaptıkları bu modele tıpatıp uygulanabiliyordu.
Bu başarılarını bütün dünyaya ilan ettiler.

DNA’ya ait bilinmeyen özelliklerin ortaya çıkarılışı tümüyle Watson ile Crick’e mal edilmişti.
Aslında yaptıkları buluşrakipleri tarafından yapılan çalışmalar sayesinde olmuştu.
Bilim dünyasında böyle olaylar sık sık görülürbaşarı ödülü tümüyle bir veya iki kişiye verilir.
Ancak Nobel Ödülü’nü düzenleyen yetkililer Wilkins’i ihmal etmediler.
1962 yılı Nobel Tıp Ödülü Watson Crick ve Wilkins arasında paylaştırıldı.
Bayan Franklin ortak edilmedi.1958 yılında ölmüştü.
 
Üst Alt