Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Divan Edebiyatı'nın Tarihi gelişimi

diShy

~ یơυℓℓεss ..
Onursal Üye
  • Üyelik Tarihi
    27 Kas 2009
  • Mesajlar
    24,120
  • MFC Puanı
    79
Divân edebiyatının XI. yüzyılda Kutadgu Bilig ile başladığı, ancak klasik kural ve esaslarıyla XIII. yüzyıldan itibaren olgunlaşan sürecine girdiği genel olarak benimsenmiş bir görüştür.Toplumu oluşturan tabakaların daha çok dini (zühdî) bir hayatı yaşamakta oluşu, Ahmed-i Yesevi çizgisinde bir edebiyatın gelişmesine daha müsaitti. Bununlar birlikte büyük medeni şehirlerde, serbest ve geniş bir dünyevi zevk hayatının başladığı ve geliştiği bu hayatı özellikle İran saraylarının teşvik ettiği bilinmektedir.Bu etkileşimlerin sonucunda Büyük Selçukluların saraylarında dünyevî arzuların açılımıyla başka bir hayat tarzı yaşanmaya başlamıştı.

Sosyolojik olarak, kültür hayatının her alanında, iktisadi imkanların ortaya getirdiği refah ortamı, estetik zevki geliştirmiş ve bir tabaka yaratmıştır.Dünyeviliği ilke edinen rindlik felsefesi hayattan haz alma olarak İran edebiyatında benimsenmiş ve zamanla Anadolu'daki hayatı da tesir altına almaya başlamıştır.Bu tabakalaşma sanat faaliyetlerini geliştirmiş ve uygun ortamlar doğmasına yol açmıştır. Yemede, içmede, giyinmede , barınmada faydacılık her şeyi belirlerken yeni hayatın bir gereği olarak her şeyde estetik gaye belirleyici olmaya başlamıştır. Sözgelimi mimari eserlerde başlangıçta basitlik ve kullanışlılık aranırken zamanla sanat kaygısı ile süslü sanatlı ve abidevi binalara inşa edilmeye başlanmıştır. Aynı durum , edebiyat alanında da görülmeye başlanmış; edebi eserler, haklı bilgilendirmek , eğitmek maksatlarına yönelik iken , daha sonra bu sürecin bir gereği olarak yüksek gayeye dönük eserler yazılmaya başlanmıştı. Selçuklu saraylarında Acem edebiyatının model alınışıyla meydana getirilen, rindlik felsefesinin büyük şairi Ömer Hayyam'ın geliştirdiği bu yeni anlayışı model alan din-dışı Divan edebiyatının ilk öncü şairi Hoca Dehhânî'dir. Tasavvufi şiirleriyle de bilinen Şeyyad Hamza'nın bu tarz gazellerinin olduğu bilinmektedir. Bu edebiyatı devreler halinde tasnif etmek mümkündür:

1. Kuruluş Devri: XI. yüzyıldan itibaren bazı yönleriyle başlar. Özellikle XIII. yüzyıldan İstanbul'un fethine (1453) kadar sürer. Dini,tasavvufi,ahlaki,tarihi mesnevilerin yazıldığı ve Anadolu'da yeni kültürün inşa edildiği yoğun bir süreçtir.

2. Geçiş Devri: Fâtih ile II. Bayezid zamanlarını (1451-1512) kapsar. Eski Türkiye Türkçesi'nin Osmanlı Türkçesi'ne dönüştüğü , Ahmet Paşa ve Necati'nin şiirleriyle olgunlaşan bir dönem olup imparatorluğunda kurulul aşamasıdır.

3. Klâsik Devir: Yavuz Sultan Selim ile I. Ahmet arasındaki devri (1512-1603) kapsar. İmparatorluk ve edebiyat klasik bir olgunluğa ulaşmış, mimaride Mimar Sinan, edebiyatta Bakî yetişmiştir.

4. Sebk-i Hindî Devri: XVII-XVIII. yüzyıllar arasını kapsayan süreçte siyasi ve sosyal hayatta yaşanan ve bir asır süren Duraklama devri, edebiyatı etkilememiş, tam tersine edebiyat hayatı, yeni bir edebiyat tarzı olan Hind Üslûbundan (Sebk-i Hindî) etkilenerek Nef'î, Neşâtî, Nâilî, Evliya Çelebi ile verimlilik ve olgunluk sürecini sürdürmüştür.

5. Mahallileşme ve Yeni Edebiyata Geçiş Devri: Sabit ve Nâbî ile başlayarak XVIII. yüzyılda Nedim ile süren ve XIX. yüzyılda Tanzimat edebiyatına dönüşen devri kapsar.
 
Üst Alt