• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Dini Sohbet

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Kızılderili Atasözleri


Düşmanımı cesur ve kuvvetli yap! Eğer onu yenersem utanç duymayayım. (Apache Kabilesi)

Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli. (Siyu Kabilesi)

Komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü! (Cheyenne Kabilesi)

Ağlamaktan korkma! Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşı ile temizlenir.

Aşkı tanıdığında, Yaratıcı'yı da tanırsın.

Gözlerde yaş yoksa, ruh gökkuşağına sahip olamaz.

Gözün ile değil, yüreğin ile hüküm ver.

Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal.

Her şey halkadır. Her birimiz kendi hareketlerimizden sorumluyuz. Hepsi döner dolaşır, bize geri gelir.

Herbirimizin farklı bir rüya gördüğünü hatırlatmakta fayda var.

İnsanın gözleri öyle kelimelerle konuşur ki dil onları telaffuz edemez.

Nimet de külfet de 'Büyük Ruh' un elindedir. Bazen onun külfeti bizi nimetinden daha fazla akıllandırır.

Yağmur iyilerin üzerine de yağar, kötülerin de..

Yapmamız gereken: her şeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece bozulan düzenimiz yeniden kurulacaktır

Dünya,bize atalarımızdan miras kalmadı,çocuklarımızdan ödünç aldık

Dur, dinle. Hep konuşursan hiç bir şey duyamazsın

Senin vicdanın senden başkasını temsil edemez.
Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder

Tatlı dil oturan boğayı bile kedi gibi miyavlatır

Ya bir yol aç; ya bir yol ver; ya da yoldan çekil.
Uyuyor taklidi yapan bir adamı uyandırmak imkânsızdır.
Taşlı bağın duaya ihtiyacı yoktur. Kazılmaya ihtiyacı vardır.
Karanlık olduktan sonra bütün kediler leopardır.

Bildiklerini anlat, ama akıl vermeye kalkma, anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma. Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır. Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir.

Bizon en asil duygunun öküzüdür.

Doğduğunda sen ağlamıştın, herkes bayram etmişti. öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın, sen bayram et

Unutmayın çocuklarınız sizin değildir. Onu yaratıcıdan ödünç aldınız.

Hayatta 3 şeyi gizleyemezsin;

duman, görgüsüzlük, aşk

Geleceğe bir kaç güzel anı bırakmak için yaşıyorum.

Uzaktaki su, acil susuzluğu gideremez.

Zenginlik gübredir. Yalnızca saçıldığında yararlı olur.​
[BGCOLOR=rgb(0, 0, 0)][/BGCOLOR]
Ay vurunca çatlatır göğsümdeki mahşeri
çünkü kavganın göbeğidir benim yerim
canlarım, kollarında Parti pazubentleri
dik başlar, erkek haykırışlarla
göndere, en yukarlara çekiyorlar
en yukarlara çatlıycak kadar aşkî yüreklerini.
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
EĞER SEN DE, ALLAH'A İNANARAK;

* Hayatın güçlüklerine katlanabilecek kadar İNANÇ,

* Geleceğin daha iyi olacağına inanacak kadar ÜMİT,

* Doğru bildiklerin için mücadele edebilecek kadar CESARET,

* Topluma, ailene, İslam'a faydalı olabilecek kadar SAĞLIK,

* İhtiyaçlarına yetebilecek, zekâtını verebilecek kadar PARA,

* Başkalarının daima iyi yönlerini görebilecek GÖZ,

* Çevrenizdeki insanlara yardım eli uzatacak kadar CÖMERT,

* İnsanlardan karşılık beklemeden yapabileceğin İYİLİK,

* Hayatın zorluklarına karşı hayatı ve insanları kuşatacak SEVGİ,

* Yastık kadar yumuşak ve rahat bir VİCDAN,

* Dili, belini, kalbini, keseni ve gözünü haramdan saklayabilecek İRADE,

* Gördüklerinin, duyduklarının düzelmesini bekleyebilecek kadar SABIR,

* Günahlarını, noksanlarını itiraf edebilecek kadar FAZİLET,

* En kötü halinde bile Allah' dan razı olabilecek kadar ŞÜKÜR varsa,

SEN MUTLUSUN
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
MÜSLÜMAN NASIL OLMALI
ALLAHIN {c.c.} RASÜLÜ ŞÖYLE BUYURDU...
YÜCE ALLAHIN {c.c.} ŞEREFLERİ NE İLE DEĞERLENDİRDİĞİNİ NE İLE YÜKSELTTİĞİNİ SİZE BİLDİREYİMMİ DİYE BUYURMUŞLARDIR...
- EVET YA RASULLALLAH {s.a.v}
1- SANA CAHİLCE DAVRANANA YUMUŞAK OLURSUN.
2- SANA ZULMEDENİBAĞIŞLARSIN.
3- SANA VERMEYENE SEN VERİRSİN.
4- SENDEN ALAKASINI KESENLE SEN İLGİLENİRSİN.
İYİLİĞE İYİLİK HER KİŞİNİN, KÖTÜLÜĞE İYİLİK ER KİŞİNİN YAPACAĞI İŞTİR, BUYURMUŞLARDIR​
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
İncitmeyecek kadar uzak, üşümeyecek kadar da yakın olabilmek…

Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler.

Ama en çok kayıp veren kirpilermiş.

Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var.

Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış.

Tartışa tartışa, nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş.

Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak, aralarındaki hava tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış .

İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler.

Ama başka bir problem çıkmış ortaya.

Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş.

Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş.

Ne var ki, her gece kâh uzaklaşa kâh yakınlaşa, deneye yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak kadar yakın, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayı öğrenmişler.

KISACA ;

Bizim de uzun dikenlerimiz var.

Bunlar hayata karşı filtrelerimiz.

Bazen faydalı, bazen de zararlı.

Çoğu zaman, kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza.

Filtrelerimizden elemeden kimseleri sokmuyoruz özel dünyamıza.

Ne var ki, sıcaklık ancak yakınlaşmakla mümkün.

Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenenlerden olabilmek dileğiyle..
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Evlenecek gençlerin dikkatine!
Her genç hayaller kurarak evlenir. Kimi''kalbine mukabil bir kalp'' ''bularak mutluluğu yakalar, kimi yakalayamaz. Hayat arkadaşına ''İyi ki evlendim.'' diyenler olduğu gibi; ''Ah! Keşke evlenmeseydim..''diye feryad ü figan edenler de vardır...Yeni evlenecek olan gençler sonradan ''keşke'' demek istemiyorlarsa şu noktalara dikkat etmelidirler:

1) KENDİNİZİ TANIYIN
Eşinizi tanımadan önce kendinizi tanıyın. Evlilikten ne bekliyorsunuz? Evlilik sizin için ne ifade ediyor? Neden evleniyorsunuz? Evlilik bir fantezi mi? Yoksa hayat arkadaşlığı mı?

2) RUHEN OLGUNLAŞIN
Belirli bir ruhî olgunluğa gelmeden evliliğe yanaşmayın. Çünkü evlilik, evcilik oyunu değil. ''Biraz oynar usanırsam eşyalarımı alıp eve dönerim.'' diyemezsiniz. Evlenirken her zorluğa ve fedakârlığa katlanmayı göze alın.

3) EĞİTİMİNİZİ TAMAMLAYIN
Mesleki eğitiminizi ya da kariyerinizi tamamlamaya özen gösterin.

4) REALİST OLUN
Gözünüzdeki pembe gözlüğü bir kenara bırakıp, realist olmaya çalışın. Çünkü hayal üzerine kurulan evlilik, ilk hayal kırıklığıyla yıkılabilir.

5) ''DEĞİŞTİRİRİM'' DİYE DÜŞÜNMEYİN
Bazı şeyleri içime katlarım, beğenmediğim huylarını değiştiririm diye düşünmeyin. O zaman evliliğiniz bir şeyleri değiştirme savaşına dönüşür. Sürekli ''Neden öyle yaptın? Niye böyle yapmıyorsun? Ben şundan hoşlanmıyorum. Ama sen yapmaya devam ediyorsun. Şu huyundan vazgeç.'' demekle geçer.

6) İNANÇLARINIZA UYGUN OLANI SEÇİN
Kendi dini inançlarınıza uygun birisini tercih edin. Kadın namaz kılar kocası içki masası hazırlatırsa, ya da erkek namaz kılarken eşi tersini yaparsa mutluluk oranı o ölçüde azalır. Eşler sürekli ''sen yanlış yapıyorsun, ben doğru yapıyorum'' tartışması yapar.

7) HUY, AHLAK VE MİZACA DİKKAT!

Huy, ahlak, mizaç ve hatta zevklerde bile uyum içinde olan kişileri tercih etmek evlilikte mutluluğa bir adım atmış olmak demektir.

8) SEVGİ ÖNEMLİ Aşık olmadan evlenmem demek ne kadar yanlışsa; sevginin sıfır olduğu bir evliliği de mantık evliliği yapıyorum diye yapmak yanlıştır. Sevmediğiniz, içinizin ısınmadığı komşunuzla bile yapamazken hayat arkadaşıyla hiç yapamazsınız.

9) AİLENİZİN GÖRÜŞÜNE ÖNEM VERİN

Sonradan ''Ben nerede yanlış yaptım?'' dememek için ilk anda yanlış yapmayın. Çünkü kimi gençler ailelerin denk görmediği eşlerle evleniyorlar. O an hisleri mantıklarını örtüp aileyi dinlemiyorlar.

Alıntıdır
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Sadece oku…
Aç gözlerini ve sadece okumayı dene. Usanmadan, sıkılmadan, yılmadan sadece oku.
Alemi oku.
Hayatı oku.
Al kitabı eline, gerekirse hiç bırakma.
Sarıl kitaba sadece oku.
Okudukça anlayacaksın sana en luzumlu şeyin okumak olduğunu.



Sonra…

Sonra düşün. Sadece düşünmeyi dene.

Düşünebildiğin kadar düşün…
Hayatı düşün…
Düşündükçe düşün.
Hatta düş bahçelerinde bir gezintiye çık.
Belki düşlerin gerçek olur?…

Kainat kitabını düşün.
Ve hatta alemin sayfalarında bir gezintiye çık.
Kainat, beyninden kat kat büyük ama beynin onu kapsayacak kadar geniş bir kabiliyete mazhar.
Neler okumuştun?
Okuduklarını düşün.

Düşündükleri ise görmeye çalış ve hisset.

Sonra düşündüklerini yaz…
Bakalım sayfalar, mürekkepler düşüncelerini içine alacak kadar yeterli olacak mı?
Bil ki bundan mürekkep de, kağıt da hoşnut olacaktır.
' Korkmadan yaz.
Yazmaktan korkma…'

Ve paylaş…
Sadece paylaşmayı dene…

Yazdıklarını paylaş insanlarla.
Olur ya birinin aklına kalbine manevi bir yol açmaya vesile olursun.
Olur ya, birinin ruhuna bir huzur damlası sepersin.
Belki bir kapı açarsın huzur iklimine doğru.
Ne dersin olamaz mı?
Belki bu sayede yıkılmayan duvarları yıkarsın!
Taş kalplileri yumuşatırsın.
Söylesene bundan büyük bir mutluluk duymazmısın?
Duyarsın elbette, duyarsın…

Bir de sadece gülümsemeyi dene.
Denemekten korkma.
Küçük bir tebessüm kondur sevdiklerinin kalbine.
Sakın esirgeme onlardan sevgi dolu bir gülümsemeyi…

Ve son…
En son mütevazi ol.
En güzel bir sona erişmek için mütevazi ol.
Oku…

Yaz…

Paylaş…

Şükret…

Zikret…

Sade yaşa hayatı…
Sadece hayırlı yaşamayı iste dualarında.

İstemekten korkma!

Sonsuz merhamet sahibine sığın.
Bil ki, Ona sığınan, inanan, dayanan her iki cihanın en mesut ve bahtiyarıdır.

Sadece ona sığın.

Sadece ondan iste.

Her işin başında onun ismini an.

Ve bil ki, her yolun sonu Ona çıkar.

Sadece Ona…
alıntı
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
HAKİKAT DAMLALARI...
İmanlı bir insanın ümitsizliğe düşmesi söz konusu olamaz.

***

Peygamber Efendimiz'in (aleyhissalâtü vesselâm) hiçbir beyanında en büyük hasımları olan Ebû Cehil'den, Utbe'den vs. şikayet ettiğini göremezsiniz. Biz de Efendimiz'in ahlâkıyla ahlaklanmalı; bize saldıranlarla uğraşma yerine yapmamız gerekli olan işlerle meşgul olmalıyız. Zaten Kur'an da, �Aleyküm enfüseküm-Siz kendinize bakın' demiyor mu!?

***
Izdırar, profesyonel bir muallimdir.

***
İnsan, Allah'a yürekten ihtiyaç hissetmeli, acz u fakrıyla Allah'a yönelmeli ki, Cenâb-ı Hak da ona icabet etsin. Cenâb-ı Allah, Zâtına karşı müstağni davrananlara teveccühte bulunmaz.

***

Allah için olamayacaksak olmanın hiçbir anlamı yoktur; öylesi anlamsız bir mevcûdiyettir.

***
Her mahalle başına bir polis dikeceğinize, her kalbe mehafetullah gibi bir yasakçı koysanız, suça karşı daha caydırıcı bir tedbir almış ve emniyeti daha kolay temin etmiş olursunuz.

* * *
İlminin gereğiyle amel etmeyen ne kadar bilirse bilsin cahildir.

* * *
Namazı hakkıyla duyabilme istikametinde ciddi bir gayretiniz yoksa onu hiçbir zaman duyamayacağınız muhakkaktır.
***
Sağlam duruş önemlidir fakat duruşta temadî (devamlılık) ondan daha önemlidir.
* * *
Mevlâ�nın verdiği şeyleri yine Mevlâ�nın rızası istikametinde kullanmaktan daha güzel ne olabilir ki! Ne güzel söylemişler: �Mevlâ�dan al; Mevlâ�ya ver!�
* * *
Kendimizi başkalarına sevdirme gayreti şeytanın bir oyunudur. Önemli olan Hakk�ın sevmesi ve hoşnut olmasıdır.
* * *
Tevazu, Cenab-ı Allah karşısında hacâletin, yüzü yerde olmanın ifadesidir. İradîlik işin içine girince onu bulandırmış olur. İşte onun içindir ki, tevazua niyet tevazuu izâle eder.ALINTI
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
kuşun nasihati
Adamın biri bir gün tuzak kurarak küçük bir kuş yakalamış.Adam tam
kuşu kesip yemek üzereyken kuş konuşmaya başlamış.

"Bu kadar zamandır pek cok koyun,inek yedin doymadın.Şimdi 50 gramlık
bir kuşu yiyip de mi doyacak mısın sanki? Beni bırakırsan sana üç
nasihatte bulunurum,her zaman işine yarar.Birincisini elinde iken
söylerim,begenirsen bırakırsın ikincisini şu damın üzerinde ve
üçüncüsünü de şu ağcın tepesindeyken sölylerim,ne dersin?"

Adam kuşun teklifini kabul etmiş ve birincisini söylemesini
istemiş.
Kuş:
"Sana her söylenene inanma!"demiş. Adam, bu nasihatı begenmiş ve
kuşu bırakmış.Kuş damın üzerine cıkınca adam"ikincisini söyle bakalım!
demiş.
Kuş:
"Elinden kaçıp giden ve kaybettiğin şeyin arkasından boş yere şikayet
etme!"demiş.Adam bu nasihati de beğenmiş ve bu sırada kuş ağacın
tepesine konup:

"Hey adam ,benim karnımda tam 300 gram ağırlığında bir elmas parcası
vardı,onu kaçırdın!"deyince adam kendini yerden yere atıp kaçırdıgı
fırsat için dövünmeye başlamış.
Kuş:
Sana her söylenene inanma demiştim,ama nasihatımı tutmadın.Ben 50
gramlık bir kuş iken nasıl karnımda 300 gramlık elmas taşıyabilirim?
Ayrıca elinden kaçan fırsatların arkasından dövünme demiştim"
Bunun üzerine adam "hadi üçüncüsünü söyle "deyince Kuş:

Sanki ilk iki ögüdümü tutmuş gibi üçüncüsünü istiyorsun.Corak topraga
atılan tohum yeşerir mi? Cehalet va ahmaklık yırtıgını hiçbir yama
kapatmaz " diye cevap cerip uçup gitmişş
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
bir gülümseme




Bir gülümseme;sevginin ve insan olmanın anahtarıdır

Bir gülümseme;iç dünyamızın güzelliklerini dısa yansıtır

Bir gülümseme;bir külfeti yoktur,fakat çok şey kazandırır

Bir gülümseme;evde saadet,işyerinde muvaffakiyettir

Bir gülümseme;başkalarına ikramda bulunmak demektir

Bir gülümseme;vereni fakirleştirmeden alanı zenginleştirir

Bir gülümseme;bir an sürer,bazen ise ebediyyen yaşar

Bir gülümseme;yorgun olan insanı dinlendirir

Bir gülümseme;ümitsiz olana neşe bahşeder

Bir gülümseme;karanlık bir çehreyi aydınlatabilir

Bir gülümseme;satın alınmaz,rica ile elde edilmez

Bir gülümseme;ödünç verilmez,çalmakda mümkün değildir

Bir gülümseme;kendiliğinden verilmedikçe işe yaramaz

Bir gülümseme;ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir

Bir gülümseme;sevgi köprülerini sağlamlaştırır

Bir gülümseme;bazen bir hayat kurtarır

Bir gülümseme;bazen savaşıda önler

Bir gülümseme;bazen gülümsemeyeni gülümsetir

Bir gülümseme;sadaka yerine geçer sevap kazandırır

Bir gülümsemeyi gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin

Bir gülümsemeye gülümsemeyenlerin,ihtiyacı olduğunu unutmayın!

Bir gülümseme için hiç kimse,ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir...
alıntı
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
NE ZAMAN DUR DİYECEĞİZ? 90. Sayı
Haziran 2008 (Gülistan dergisi)
"Fasıkça Bir Hayata Ne Zaman Dur Diyeceğiz?"

Sizleri selamların en güzeli, Allah’ın selamıyla selamlıyoruz…
Bizleri günahın karanlığından, sevabın nuruna çıkaran Rabbimize hamdü senalar olsun. Eğer Rabbimiz bizi karanlıkta bıraksaydı, biz kendi gücümüzle tövbe edip o karanlıkları yırtıp nura kavuşamazdık.

O’nun Kutlu Nebi’sine de kelimeler adedince salât ve selam olsun ki; bize doğru yolu tebliğ etti ve Kıyamet Günü biz günahkâr kullara şefaatçi olmayı kabul etti.

İslam’ın son kalesi olan sinelerdeki imanın, günah ve isyan saldırılarına maruz kaldığı, dehşetli bir zaman diliminde yaşıyoruz. Rabbimiz böyle takdir eylemiş. Bizim de bu dönem nesli olarak, imtihanımız manevi işkenceler altında imanını muhafaza eylemeye çalışmakmış.

‘İmanın ateşten bir kor’ olacağını buyurmuştu O Kutlu Nebi. Elhak, doğru imiş! Sadakte Ya Resulallah...

Öyle şiddetli hücumlar var ki iman evimize, artık günah işlemeden gün geçirebilirsek ne mutlu bize...

Sokak, cadde, gazete, TV, internet ve her türlü eğlence/sefalet mekânı…
Birinden kurtarabilirsen kendini, diğerine takılmaman işten bile değil!...

Dağlara kaçalım, toplumdan uzaklaşalım demiyoruz. Ama kimse de günahla hercü merc olan güruhun içine balıklama dalmamızı isteyemez bizden.

Hani bu bizim söylediğimiz de öyle zahidlik, sofuluk falan değil ha! Sıradan bir müslümanın yapması gerekenleri sıralıyoruz.

İlk olarak; gerçek bir iman ile imanımızı temellendireceğiz. Öyle üstünkörü inançların, cılız iman parıltılarının yaşayabileceği bir zaman değil bu zaman.

Hem köklü bir imana sahip olmalı hem de onu tövbe, zikir ve diğer salih amellerle temizlemeli ve güçlendirmeliyiz.

İkinci olarak; farz olan ibadetlerimizi mutlaka en iyi şekilde yerine getirmeye gayret edeceğiz. Eksik kaldığımız yerde, kaza edecek; zararın neresinden dönersek kar bileceğiz.

Yaşadığımız hızlı ve oyalayıcı hayatın akışı içinde, ibadete, nefsi muhasebeye ve kulluğumuzu tefekküre zaman ayıracağız.

Üçüncü ve son olarak; her türlü günah ortamından uzak duracağız. Vücudumuz günah zehirini daha almadan, diğer tabirle, daha günaha uyarılmadan kendimizi geri çekeceğiz. Yoksa, günah hevesi/virüsü kalbe yerleştikten sonra, nefsin başını çevirebilmek, babayiğit ister…

Büyük günahlardan şiddetle kaçınacağız; küçüklerinden de elden geldiğince uzak kalacağız. Kalamadığımız yerde, hemen tövbeye sarılacağız.

Özellikle nefislerin gevşediği, günahların, açık-saçıklığın daha da yaygınlaştığı bir yaz mevsimine girerken, durumumuzu şöyle bir gözden geçirmemiz gerekiyor.

Yakında başlayacak olan günah tufanına karşı tedbirimizi aldık mı?...
Kimsenin kınamasına aldırmadan, ‘Millet ne der?’ diye düşünmeden en azından şu tedbirleri alalım;

Dışarıda lüzumsuz dolaşmalarımızı sonlandırdık mı?
Bakışlarımıza daha sıkı bir günah ambargosu başlattık mı?
Sabah namazına kalkamama tehlikesini bertaraf etmek için erken yatmayı başarabiliyor muyuz? (Baharın başlamasıyla birlikte, yaz ortasına kadar bu tehlike devam eder.)

Daha verimli çalışabilmek, ibadet ve hayır hizmetleri yapabilmek maksadıyla tatile çıkmayı düşünebiliriz. Ama asla insi ve cinni şeytanların cirit attığı deniz kenarlarına değil; dağlara, ormanlara, köylerimize, tarihi ve tabii güzelliklerimize…

Artık Müslüman olmayanların bize tavsiye ettiği hayat standartlarını terk etmenin zamanı gelmedi mi! Neyi nasıl yapacağımızı hep başkalarından mı öğreneceğiz? Tatilin bile nasıl yapılacağını, fasıklardan mı öğreneceğiz!...

Yeter artık!...
Biz farklıyız, kardeşim! Biz müslümanız.
Müslümanın kendine göre bir yaşam tarzı olur. Gezmesi tozması, eğlenmesi, oturması-kalkması farklı olur. Neyi nasıl yapacağımızı dizilerden mi öğreneceğiz?

Günaha dayalı, fasıkça bir hayata ne zaman dur diyeceğiz?
Kendi ellerimizle kendi ciğerimizi deşmeyi ne zaman terk edeceğiz?

Allah aşkına…
Ne zaman kendimize geleceğiz?...

SÜLEYMAN KARAKAŞ
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
MUHASEBE İNSANI OLARAK SORUMLULUKLARIMIZ

Muhasebe insani : Her gun ve her gece kendisine “gel” denecekmis gibi hareket eder.
*Uzun yolculuk icin,amel sandigi olan kabir icin, donusu olmayan ebedi alem icin hazirlik yapar.
* Her gununu Cuma, her gecesini Kadir ve her ayini Ramazan bilir.
* Istirap dolu bir gonulle Allah’a teveccuh eder ve gunahlarindan dolayi bin pismanlik icinde tevbe ve istigfarda bulunur.
*Allah’a (celle celaluhu) ve Resulullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) olan ahd u peymanina sarsilmazcasina sadakat gosteririr.
* Sahsi kusurlarini bir savci gibi arastirir ve bir daha geri donmemecesine tevbe, af ve rahmet kapisinin tokmagina dokunur.Beri taraftan, ehl-i imana karsi af ve musamaha yolunu secer ve bir avukat gibi onlari mudafa eder.
*Musluman olarak imanla gitmesinin carelerine bakar ve bunun istirabiyla yasar.
*Yapmadigini, yasamadigini soylemez.
* Soylediklerini yasamak icin elinden gelen gayreti gosterir.
* Peygamberlerle temsil edilen bir davanin sorumlulugunu vicdaninin en derininde hisseder.
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Unutulmaz Nasihatlar alkış
--------------------------------------------------------------------------------
"Dünyada iyi insan tükenmez. Her zaman vardır. Onları ara bul. Çekinme! Zira çekingen insan hakiki dost bulamaz."
"Acele etme! Dikkatli hareket et, öfkelenme, sakin ol. Bilmelisin ki, ne iven kişi yol alır, ne de öfkeli muradına erer. Büyük meseldir. Öfke ile kalkan zararla oturur."
"Bayağı insanların mahallesinde oturma. Ayak takımı ile düşüp kalkma. Havai kişiler arasında gezme. Edebsizlerle sohbet etme. Büyük insanların bulunduğu yere taşın, onlarla sohbet et. Aklı başında irfan sahipleri ile konuş."
"Zenginin yükünü herkes yükler. Ağanın paltosunu tutan çok olur. Zatı âlileri yere düşmesin diye herkes koltuklar. Ama asıl hüner, bir zavallıya yardım etmektir. Yollarda sürünen bir biçâreyi elinden tutup kaldırmaktır."
"DÜNYADA BİR BELALI, ŞERLİLER TAKIMI VARDIR. BUNLARIN EN PİSİ ZÂLİME YATAKLIK EDENDİR. BU DURUM ZAVALLILARI ÜZER, KAİNATIN NİZAMINI BOZAR. EĞER ALLAH'A İNANIYORSAN ALÇAĞA YARDIM ETME. KİMSESİZ ZAVALLIYI EZME."
"İftiralar seni mahzun etmesin. Yalancının tezviri seni üzmesin. Eğer iftiracı bir yalancı ise. Ne kadar doğru olursan ol, dili sözünü bulur, söyler, sen haklı da olsan, haksız çıkarmaya çalışır. Fakat üzülme, hakikat birgün geç de olsa meydana çıkar."
"Doğru ol, doğruyu söyle. Üzüntü getiren doğru, sevindiren yalandan iyidir."
"Kibir düşürür, tevazu yükseltir. Cömert insan ölse de şerefi yaşar. Cimri sağlığında da ölüdür, sessiz, şerefsiz yaşar. Derbederlik doğruluk getirmez. Hayatta muvaffakiyetin sırrı intizamdır, üstün karakterdir."
"AYAK TAKIMI BAŞ OLUNCA, FAZİLET SAHİPLERİ AŞAĞIDAN AŞAĞI KALIR."
"Taşı ateş yakar. Taş sert, ateş yumuşaktır. Su taşı deler. Taş katı, su mülayimdir. Kireç taştır, su sudur. Fakat su onu eritir. Sen de yumuşak ol. Sertler geç de olsa önünde diz çöker. Sen iyilik yap. Zaman geçse bile, kötü düşünenler sana karşı mahcup olur."
"Hayasızlığın, edebsizliğin geldiği yerde bela çok olur. Şerir tiplerin hepsi hayasızdır. Onun bunun nâmusu ile oynayanlar, edebden mahrum kimselerdir. Her işte edebli, terbiyeli olmak lâzımdır. Hâyâsızın bir an yıldızı parlasa da aldanma, kâğıt alevine benzer. Külünden bile fayda olmaz. Gittiğin, gezdiğin her yerden bir şeyler öğren. Bu öğrendiklerinden ayrıca faydalan. Gördüklerinden, ahlâkında, rükûnda bulunan hastalıklara ilaç yap."
"Kötülüğü sevme, yapsan da sevme. Sevmeden kötülüğe düşen, bir gün çıkar. Gün olur ki kurtulur. Severek, hoşuna gide gide, keyf ede ede yapan kurtulamaz. Battıkça batar."
"Hak yoluna yardım, bir şereftir. Şerefli insanlar doğruya yardım ederler. Boş, batıl işlerle oyalanmazlar. Bilirler ki sonu yoktur."
"İnsanların en temizi, dünya malı ile fazla meşgul olmayandır. Malı, mülkü kendini Allah'a ibadetten alıkoymayandır."
"İnsanların en cömerdi istenilmeden veren, en asili de, intikama muktedir iken affedendir."
"İnsanların en kötüsü, iyiliği kötülükle karşılayan, insanların en iyisi, kötülüğe karşı iyilik yapandır."
"Dünyaya geldiğin zaman, sen ağlarken çevredekiler gülüyordu. Öyle bir hayat sür ki, öldüğün zaman çevredekiler ağlarken, sen gülümseyerek âhirete gidesin."
"Bir kul Allah yolunu seçerse, ilk önce kalbinde Allah sevgisi peydah olur. Kanaatkâr olur. Anlayışlı olur. Gönlü, gözü tok olur. İrfan sahibi olur. Bilginin çözemediği hikmetleri sezer. Böylece doğru yolu bulur, doğruluğuna inandığı yoldan onu kimse çeviremez, eli darda olsa azla yetinir. Çünkü iffet sahibi olmuştur. Namus perdesine bürünmüştür.
Bir kimse Allah'a inanmazsa, gözlerini hırs perdesi kaplar. Dünyayı emri altına almak ister. Yalnız dünyayı görür. Yalnız dünya malını bilir. Bu haliyle mânen insanlıktan çıkar. Vahşi olur. Fesat küpüne biner. Şer yüklenir. İnsanlara zahmet verir. Hakiki vicdan, hikmet ve irfan sahiplerini üzer."
"Çoğu zaman şeref şöhret uğruna feda edilir. Aklı olan şöhreti atar. Şerefini koru."
"Göz yaşlarını tevbe ile akıt. Tevbesiz ağlamak boştur. Günahlarını itiraf et ağla. En hayırlı göz yaşı, hatadan dolayı akan yaştır."
"Kitapsız din olmayacağı gibi, kitapsız medeniyet de olmaz. Kur'an bugünkü ve yarınki medeniyetin de kitabıdır."
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
selam vermek bir duadır
Bir selam ile selamlandiginiz zaman siz de ondan daha guzeli ile selamlayin; yahut ayni ile karsilik verin. Suphesiz Allah, her seyin hesabini arayandir." [Nisa suresi: 86.ayet]
Selam; karsidaki insanin Allah'in rahmetinden feyizlenmesi icin bir mu'minin, diger mu'min kardesine yapmis oldugu bir duadir. Bu sebeple dinimizde selam vermek cok buyuk sunnetlerdendir. Kur'an-i Kerim'de de bu konuyla alakali bircok ayet vardir. Mu'minler cennete girerken onlarin selamlarla karsilacaklari belirtilmis, Allah'in Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e bircok yerde selam verdigi anlasilmistir.
"Ayetlerimize inananlar sana geldiginde onlara deki: Size selam olsun" (El-En'am, 6/54.)
"Elcilerimiz (melekler) Ibrahim'e mujde getirdiler ve "sana selam olsun" dediler." (Hud, 11/69)
Ahiret hayatinda da selamlasmanin ayni kelimelerle yapilacagi belirtilir. "Melekler: "Sabrettiginize karsilik size selam olsun..." derler." "Iman edip de iyi isler yapanlar, Rablerinin izni ile icinde sonsuza kadar kalacaklari altindan irmaklar akan cennetlere sokulacaklardir. Orada birbirleriyle karsilastikca soyledikleri soz "selam"dir. (Ibrahim, 14/23; bk. Yunus, 10/10)
"Onlar meleklerin "size selam olsun. Yapmis oldugunuz iyi islere karsilik cennete girin" diyerek, tertemiz bir sekilde canlarini aldiklari kimselerdir." (en-Nahl, 16/32)
"...evlere girdiginiz zaman, Allah tarafindan mubarek ve pek guzel bir yasama dilegi olarak kendinize (birbirinize) selam verin. Iste Allah, dusunup anlayasiniz diye size ayetleri boyle aciklar." (Nur suresi: 61)
'Ey inananlar! Evlerinizden baska evlere izin almadan, selam vermeden girmeyiniz. Eger dusunurseniz bu, sizin icin daha iyidir.' (Nur suresi: 27)
Selamin Islam toplumunda yayginlastirilmasini emreden Allah elcisi, bir hadisinde bunun toplumsal sonucunu soyle aciklamistir:
"Ruhumu kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, siz iman etmedikce cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikce de iman etmis olmazsiniz. Yaptiginiz zaman birbirinizi seveceginiz bir ameli size haber vereyim mi? Aranizda selami yayiniz."
hadis-i serifine binaen selam verme dinimizde buyuk bir onem arzetmistir.
Dinimize gore selam vermek "Selamun Aleykum" veya "Selamun Aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu" demektir. Hanefi mezhebine gore selam vermek buyuk bir sunnet olup, selam almak vaciptir. Bir kisi bir zumreye selam vermisse; o zumreden bir kisi selama icabet ederse herkesin uzerinden vacip hukmu kalkmis olur. Ama kimse selami almaz ise herkes yukumlu olmus olur.
Gunumuzde kullanilan "hayirli sabahlar", "hayirli aksamlar", "iyi gunler", "iyi aksamlar", "gunaydin" veya "tunaydin" gibi deyimler, selam verilenler uzerinde huzur, guven ve esenlik meydana getirebilirse de "Islam'a ait selam"in yerini tutmadiginda aciklik vardir. Belki bu deyimler asil selamlasmadan sonra dua ve temenni niteliginde soylenebilir.
Selamlasma dil ile olmalidir. Bu konuda Tirmizi'nin bir rivayetinde Hadis-i Serifte:
'Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin, cunku Yahudilerin selami parmaklarla isarettir, Hristiyanlarin selami da avuclarla isarettir.'
denmistir.
Selam vermek toplumuzda oldugu gibi sadece bir yere girerken degil, ayni zamanda bir yerden cikarken de yapilmasi gereken bir harekettir. Bir yere girerken verilen selamla cikarken verilen selam arasindaki fark bir Hadis-i Serif'te bakin nasil belirtilmis:
'Biriniz bir meclise gelince selam versin. Kalkmak isteyince de selam versin. Birinci selam ikinciden evla degildir. (ikisi de ayni derecede ehemmiyetlidir.) (Tirmizi)
Bos bir yere, eve veya camiye girdigimizde bile selam vermek sunnettir. Umulur ki; orada bulunan melekler veya mu'min cinler bulunur da; selama cevap verirler.Selam bir duadir; boylece hic bilmedigimiz ve gormedigimiz ama varliklarina inandigimiz meleklerin ve cinlerin dualarini uzerimize almis oluruz.

Selamlarin en guzeli Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (sallalahu alehi ve sellem)'in uzerine olsun.
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Sakıp Sabancı'nın 48Öğüdü
1.Nasıl bir “Güç” arıyorsunuz? Onu Bilin. Güce sahip olduktan sonra ise onu iyi kullanın.
2.Başkasından, özellikle politikacıdan medet, ummayın.
3.Birlik ve beraberlik arayışını her işte ve her fırsatta sürdürün.
4.Karşınızdakilerin “İnsan” olduğunu hiçbir zaman unutmayın!
5.İnsanların birer “Makine” olmadıklarını bilin.
6.Terfi, ödüllendirme ve cezalandırma, başarıya yol açar.
7.Adil olun. Her işte, her konuda, her fırsatta ve herkese karşı adil olun.
8.“Vicdan Huzuru” başarılı olabilmenin temel şartıdır.
9.Ayaklarınız her zaman yere bassın. Hiçbir zaman havalarda dolaşmayın. Kendinizi kimseden üstün görmeyin.
10.Hiçbir işi “Kıyısından Köşesinden Tutmayın”. Yapacağınız iş ne ise, küçümsemeden ona sahip çıkın.
11.Hayata uyun.
12.İyilikleri unutmayın. İyilikleri karşılıksız bırakmayın.
13.Aç gözlü olmayın. “Allahıma Şükür” demesini bilin.
14.Şans, kader ve kısmet, yararlanmasını bilenler için vardır.
15.Hiç ölmeyecek gibi çalışın. Yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı olun.
16.Dünyanın sizin etrafınızda kurulduğunu sanmayın.
17.Dostluğa ve arkadaşlığa önem verin.
18.Güler yüzlü ve tatlı dilli olun.
19.Hedefiniz nedir? Onu bilin. Dağılmayın. Lüzumsuz şeylerle uğraşmayın.
20.Sağlıklı olun. Sağlık her şeyin başıdır.
21.Düzenli bir yaşamınız olsun.
22.Manevi dünyanız zengin olsun. Sonra maddi zenginlik gelir.
23.Bilgili olun.
24.Gözünüzü açın.
25.Risk almayı bilin. Cesur olun.
26.Güvenilir insan olun.
27.Hangi işi yapacaksanız, o işi en iyi bilenler ile işbirliği yapın.
28.Yaptığınız iş farklı olsun.
29.Müesseseleşin.
30.İşinizi sevin. İşinize sahip çıkın.
31.Tasarrufa önem verin. Tasarruf yatırım demektir.
32.Borç para vermekte, kefil olmakta dikkatli davranın.
33.“İyiyi” yüreklendirin, alkış verin. “Kötüyü” ayıplayın, ceza verin.
34. Allah herkese “Bölüşmeyi” nasip etmez. “Bölüşmek” ve “Paylaşmak” kutsal ve keyifli bir iştir. Bölüşmesini bilin. Paylaşmasını becerin.
35.Kim akıllı üretir ise onun yanında olun. Kim akılsız tüketir ise ondan uzak durun.
36.Her şeyin bir şeyini, Bir şeyin her şeyini bileceksiniz.
37.Karınıza ve çocuklarınıza vakit ayırın. Ne kadar yoğun programınız olursa olsun, karınıza ve çocuklarınıza zaman ayırmalısınız. Bu bir zorunluluk değil bir zevktir.
38.Adınızı temiz tutmaya özen gösterin. Başarı bir bütündür. İsminizi temiz tutun ki, başarı isminizi taçlandırsın.
39.İşbirliği yapacağınız insanları, birlikte çalışacağınız kişileri ve ortaklarınızı seçerken dikkatli olun. Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı iyi kurun.
40.Çıkar uğruna, menfaat bekleyişi içinde, belli kolaylıklardan veya imkânlardan yararlanmak hesabıyla, uygunsuz kişi veya guruplarla ilişkiye girmeyin.
41.Kişisel çıkar uğruna, geçici kazanç için kimseyi satmayın.
42.Fikirlerinizden ve değer yargılarınızdan fedakârlık etmeyin. Etmeyin ki önce aileniz ve yanınızda çalışanlar, sonra iş yaptıklarınız ve çevreniz size güvensin.
43.Şeyh uçmaz. Onu müritleri uçurur. Başarıyı yakalamak, başarıyı sürdürmek, başarıyı ileriye götürmek isteyenler ayaklarını yerden kesmemeye, uçmamaya özen gösterirler. Çünkü uçan hiçbir şey havada kalmaz.
44.Hırçın olmayın, hem kendinize hem de başkalarına huzur verin. Hırçınlıklarınızı yenmeye çalışın.
45.Dost olun, arkadaş olun. Dostunuz olsun, arkadaşınız olsun. İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur.
46.Yaşamadan ölmeyin. Yaşayarak ölün. Ölümden söz etmek kötü bir şey ama ölüm mukadder son. Her faninin kaderinde var İnsan bu dünyaya bir defa geliyor.
47.İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına pişman olurmuş. Son nefesinizde yapamadığınız şeyler için üzüntü duyun.
48.Eşini iyi seçemeyen, işini de iyi seçemez.
Seyyid KEMERKAYA
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Hiç Kimseyi Hor Görme

KİMSEYİ HOR GÖRME!



Rivâyet edilir ki:
Birgün Îsâ -aleyhisselâm-, İsrailoğullarından sâlîh zannedilen bir kimse ile şehir dışına çıkmıştı. Halk arasında fâsıklıkla meşhûr günahkâr bir adam da büyük bir eziklikle peşlerine takılmıştı. İstirahat için mola verildiğinde bu günahkâr kul, samîmî bir nedâmet ve utanç hâli içinde, gönlü kırık olarak onlardan ayrı bir yere oturdu ve merhametlilerin en merhametlisi olan Hak Teâlâ'nın yüce affına sığınarak:
"- Rabbim! Şu yüce peygamberinin hürmetine beni affet!" diye duâ eyledi.
Salih zannedilen kişi ise, onu fark edince küçümsedi, hakîr gördü ve ellerini semâya kaldırıp:
"Allâh'ım! Yarın kıyâmet günü beni bu adamla birlikte haşreyleme!" diye ilticâda bulundu.
Bunun üzerine Cenâb-ı Hak Îsâ -aleyhisselâm-'a şöyle vahyetti:
"Yâ Îsâ, kullarıma söyle; ikisinin de duâsını kabul ettim. Boynu bükük mücrim kulumu affedip kendisini cennetlik kıldım. Halkın sâlih zannettiği kişiye gelince, onu da, benim affettiğim kulumla beraber olmak istemediği için cennetliklerden kılmadım."
KISSADAN HİSSE:
İlâhî lânet ve gazaba uğrayanların dışında her ne sebeple olursa olsun Allâh'ın kullarını istihkar (hor görmek), kalbin bir cinâyetidir. Bu cinâyeti işleyenlerse, ilâhî muhabbetten uzak, taş kesilmiş nasipsiz kalblerdir. Esasen bir kimse, başkasını küçümseyip hor görmekle onu alçaltmaktan ziyâde, kendini alçaltıp perîşân etmiş olur. Nitekim Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur:

بِحَسْبِ امْرِئٍ مِنَ الشَّرِّ اَنْ يَحْقِرَ اَخَاهُ الْمُسْلِمَ

"Birinin, din kardeşini hor ve hakîr görmesi, ona günah olarak yeter." (Müslim, Birr, 32)
Şâir ne güzel söyler:
Harâbât ehline hor bakma zâhid,
Defîneye mâlik vîrâneler var
 
Üst