-
- Üyelik Tarihi
- 2 Ağu 2016
-
- Mesajlar
- 11,694
-
- MFC Puanı
- -894
Dil bilgisi çok eski bilimlerdendir. Grekçeden, Latinceye, oradan diğer dillere yayılmıştır. En eski gramercilerin Hintliler olduğu bilinir. M.Ö. 1. yy'da batıda dil bilgisinin kurucusu Aristoteles kabul edilir. Aristo, grameri, mantığın aynası haline getirmiştir. Dionysos M.Ö. 1. yy'da Dilbilgisi Sanatı adıyla ilk dilbilgisi kitabını yazmıştır. M.S. 4. asırda Romalı Donatus'un yazdığı dilbilgisi kitabı, batıda yıllarca okutulmuştur. Bunların dışında İskenderiye dil okulunun gramer ve sözlük konularında önemli yer tuttuğu görülür. İslami devirde görülen dilbilgisi çalışmaları daha çok bu okulu örnek almıştır. Emeviler'den itibaren İslam dünyasında pek çok gramer kitabı ve sözlük yazılmıştır. Türkiye'de 1858 yılında rüşdiyelerin açılması ile okutulmaya başlanır.
18. yy'a kadar filozofların elinde kalan dil, onlar tarafından şekilci mantığın sözdeki şekli olarak yorumlandığı gibi, düşüncenin de değişmez kanunlarına bağlılığı şeklinde değerlendirilmiştir. Böylece dil bilgisi yalnız gramerin değil, aklın da temsilcisi olmuştur. Fakat 19. yüzyıldan sonra dilin apayrı bir kurum olduğu, kendi kanunlarına bağlı, canlılığa sahip bulunduğu fikri ortaya çıkmıştır. Yine bu dönemde diller arasındaki akrabalıklar saptanırken, dillerin ayrı aileler oluşturduğu keşfedilmiştir. Böylece dilleri inceleyen, karşılaştırmalı dilbilgisi ortaya çıkmıştır. Ayrıca dilbilgisinin; bir dilin tarihini ve zaman içindeki değişme ve gelişmesini inceleyen tarihi dilbilgisinin yanında, bir dilin veya lehçenin belirli bir zamandaki durumunu konu edinen tasviri dilbilgisi gibi çeşitleri vardır. Bunun yanında bütün dilleri karşılaştırarak, sınıflara ayıran, onların iç ve dış kanunlarını araştıran bilim dalına da genellengüistik denmektedir. Ayrıca dillerle uğraşan ve bir dil üzerinde araştırmalar yapan dil bilginine de dilbilimci adı verilmektedir.
Türkçe ilk dilbilgisi kitabı, bugün elde bulunmayan Kaşgarlı Mahmud'un 11. asırda yazdığı Cevahirü'n-Nahv adlı eseridir. Ebu Hayyan'ın Arap diliyle, Arapça dil bilgisi yöntemine göre düzenlenmiş eseri Kitabu'l-İdrak li Lisani'l Etrak (yazılışı 1312 baskı 1931) ilk Türk dilbilgisidir. Osmanlı Türkçesinde yazılmış ilk dil bilgisi kitabı ise; Bergamalı Kadri'nin Müyessiret-ül-Ulum (1530) adlı eseridir.
18. yy'a kadar bütün dil bilgisi kitaplarında Arap dilbilgisi yöntemi izlenmiştir. Türk dilinin yapısı, kaideleri bu usule göre tesbit edilmiştir. Kimisinde Arap, kimisinde Fransız dilbilgisi yöntemine uyularak yazılan, Osmanlıcanın yapısını anlatan eserler şunlardır:
Fransız dilinin yöntemini uygulayan yazarlar ve eserleri:
Meşrutiyet döneminde Tedkikat-ı Lisaniye Encümeni tarafından Maarif Nezaretince Sarf ve Nahv-ı Türki (1930) yayınlanmıştır.
Cumhuriyet döneminde kurulan Dil Encümeni (1928) abece ve dilbilgisi hakkında da iki rapor hazırlamış; 1928'de Latin harfleri TBMM'de kabul edilmiş, bir süre sonra da 1932'de Türk Dili Tedkik Cemiyeti kurulmuştur. Daha sonra ortaöğretimde kullanılacak dilbilgisi kitabını Tahsin Banguoğlu hazırlamıştır (1940). Bu tarihten sonra dilbilgisi çalışmaları iki kolda gelişir. İlk ve ortaöğretimde kullanılmak üzere yazılan dilbilgisi kitapları ile Türkçe'nin ana grameri vasfında ilim dilbilgileri ve monogrofiler (T.N. Gencan, K. Demiray, A.C. Emre ve Prof. Dr. M. Ergin gibi...) Ayrıca Prof. Dr. Faruk K. Timurtaş, tarihi Türkiye Türkçesi ile ilgili olarak Eski Türkiye Türkçesi ile Osmanlı Türkçesi Grameri III, adlı eserlerini bu dönemde vermiştir.
Avrupa'da Türk dili ve dilbilgisi üzerindeki çalışmaların tarihi çok eskidir. Alman H.Megiser'in (1612) eseri, yazarı bilinmeyen İbrahim Müteferrika baskısı eser (1732) gibi Birinci Dünya Savaşından sonra Türklere karşı duyulan ilgiyle Avrupa üniversitelerinde doğu dilleri ve Türk dili bölümleri açıldı ve pekçok Türkçe dilbilgisi kitapları yazıldı. J.W. Redhouse (1884), J. Deny (1912), J.Nemeth (1916), Ettore Rossi (1939), S.Topalina (1940), A.N.Koronov (1941), A.Tietze, S.G.Lisse (1943), Harbert Jansky (1943), Robert Godel (1945), N. Nitek (1945), Normon A. Mcquown (1946), Heinz Appenzeller (1948), P.H.Rühl (1949), L.Rosony (1960), G.L.Lewis (1967).
Türk dillerinin karlılaltırmalı dilbilgisi yazılmamış olmakla beraber bu alanda yerli ve yabancı birçok bilim adamı çalışmıştır. W.Radloff (1882-1883), A.Cevad Emre (Türk Lehçeleri Mukayeseli Grameri 1949), N.K. Dimitriev (1956-1959, 1961, 1962) gibi.
18. yy'a kadar filozofların elinde kalan dil, onlar tarafından şekilci mantığın sözdeki şekli olarak yorumlandığı gibi, düşüncenin de değişmez kanunlarına bağlılığı şeklinde değerlendirilmiştir. Böylece dil bilgisi yalnız gramerin değil, aklın da temsilcisi olmuştur. Fakat 19. yüzyıldan sonra dilin apayrı bir kurum olduğu, kendi kanunlarına bağlı, canlılığa sahip bulunduğu fikri ortaya çıkmıştır. Yine bu dönemde diller arasındaki akrabalıklar saptanırken, dillerin ayrı aileler oluşturduğu keşfedilmiştir. Böylece dilleri inceleyen, karşılaştırmalı dilbilgisi ortaya çıkmıştır. Ayrıca dilbilgisinin; bir dilin tarihini ve zaman içindeki değişme ve gelişmesini inceleyen tarihi dilbilgisinin yanında, bir dilin veya lehçenin belirli bir zamandaki durumunu konu edinen tasviri dilbilgisi gibi çeşitleri vardır. Bunun yanında bütün dilleri karşılaştırarak, sınıflara ayıran, onların iç ve dış kanunlarını araştıran bilim dalına da genellengüistik denmektedir. Ayrıca dillerle uğraşan ve bir dil üzerinde araştırmalar yapan dil bilginine de dilbilimci adı verilmektedir.
Türkçe ilk dilbilgisi kitabı, bugün elde bulunmayan Kaşgarlı Mahmud'un 11. asırda yazdığı Cevahirü'n-Nahv adlı eseridir. Ebu Hayyan'ın Arap diliyle, Arapça dil bilgisi yöntemine göre düzenlenmiş eseri Kitabu'l-İdrak li Lisani'l Etrak (yazılışı 1312 baskı 1931) ilk Türk dilbilgisidir. Osmanlı Türkçesinde yazılmış ilk dil bilgisi kitabı ise; Bergamalı Kadri'nin Müyessiret-ül-Ulum (1530) adlı eseridir.
18. yy'a kadar bütün dil bilgisi kitaplarında Arap dilbilgisi yöntemi izlenmiştir. Türk dilinin yapısı, kaideleri bu usule göre tesbit edilmiştir. Kimisinde Arap, kimisinde Fransız dilbilgisi yöntemine uyularak yazılan, Osmanlıcanın yapısını anlatan eserler şunlardır:
- Ahmed Cevdet ve Fuad paşaların Medhal-i Kavaid (1851),
- Kavaid-i Osmaniye (1865),
- Kavaid-i Türkiye (1875),
- Abdullah Ramiz Paşanın Lisan-ı Osmani'nin Kavaidini Havi Emsile-i Türki (1866),
- Ali Nazmi'nin Lisan-ı Osmani (1880),
- Selim Sabit'in Nahv-ı Osmani (1881),
- Abdurrahman Fevzi'nin Mikyasül-Lisan Kırtasü'l-Beyan (1881),
- Manastırlı Rıfat'ın Külliyat-ı Kavaid-i Osmaniye (1885),
- Şemseddin Sami'nin Nev-Usul Sarf-ı Türki (1892),
- Necib asım'ın Osmanlı Sarfı (1894).
Fransız dilinin yöntemini uygulayan yazarlar ve eserleri:
- Şeyh Vasfi, Mufassal Yeni Sarf-ı Osmani (1901),
- Mufassal Nahv-ı Osmani (1901);
- Hüseyin Cahid Türkçe Sarf u Nahv (1908);
- Ahmed Cevad, Lisan-ı Osmani (1912);
- Anton Tıngır; Türk Dilinin Sarf-ı Tahlisi.
Meşrutiyet döneminde Tedkikat-ı Lisaniye Encümeni tarafından Maarif Nezaretince Sarf ve Nahv-ı Türki (1930) yayınlanmıştır.
Cumhuriyet döneminde kurulan Dil Encümeni (1928) abece ve dilbilgisi hakkında da iki rapor hazırlamış; 1928'de Latin harfleri TBMM'de kabul edilmiş, bir süre sonra da 1932'de Türk Dili Tedkik Cemiyeti kurulmuştur. Daha sonra ortaöğretimde kullanılacak dilbilgisi kitabını Tahsin Banguoğlu hazırlamıştır (1940). Bu tarihten sonra dilbilgisi çalışmaları iki kolda gelişir. İlk ve ortaöğretimde kullanılmak üzere yazılan dilbilgisi kitapları ile Türkçe'nin ana grameri vasfında ilim dilbilgileri ve monogrofiler (T.N. Gencan, K. Demiray, A.C. Emre ve Prof. Dr. M. Ergin gibi...) Ayrıca Prof. Dr. Faruk K. Timurtaş, tarihi Türkiye Türkçesi ile ilgili olarak Eski Türkiye Türkçesi ile Osmanlı Türkçesi Grameri III, adlı eserlerini bu dönemde vermiştir.
Avrupa'da Türk dili ve dilbilgisi üzerindeki çalışmaların tarihi çok eskidir. Alman H.Megiser'in (1612) eseri, yazarı bilinmeyen İbrahim Müteferrika baskısı eser (1732) gibi Birinci Dünya Savaşından sonra Türklere karşı duyulan ilgiyle Avrupa üniversitelerinde doğu dilleri ve Türk dili bölümleri açıldı ve pekçok Türkçe dilbilgisi kitapları yazıldı. J.W. Redhouse (1884), J. Deny (1912), J.Nemeth (1916), Ettore Rossi (1939), S.Topalina (1940), A.N.Koronov (1941), A.Tietze, S.G.Lisse (1943), Harbert Jansky (1943), Robert Godel (1945), N. Nitek (1945), Normon A. Mcquown (1946), Heinz Appenzeller (1948), P.H.Rühl (1949), L.Rosony (1960), G.L.Lewis (1967).
Türk dillerinin karlılaltırmalı dilbilgisi yazılmamış olmakla beraber bu alanda yerli ve yabancı birçok bilim adamı çalışmıştır. W.Radloff (1882-1883), A.Cevad Emre (Türk Lehçeleri Mukayeseli Grameri 1949), N.K. Dimitriev (1956-1959, 1961, 1962) gibi.