Deniz Kavimleri
Mısır yazılı kaynaklarına göre MÖ 13. yy sonları ile 12. yy başlarında birçok Yakındoğu devletinin yıkımına neden olan ve "kuzeyden ya da kuzeydeki denizden gelen halklar"ın göçü olarak nitelenen "Kavimler Göçü" olayı gerçekleşmiştir.
Tarihte daha çok "Deniz Halkları Göçü" adıyla tanınan bu göç hareketi
"Deniz Budunları Göçü"
"Deniz Kavimleri Göçü"
"Ege Göçleri"
"Ege Halkları - Budunları
Kavimleri - Göçü" ya da yalnızca "Kavimler Göçü" gibi farklı adlarla da anılırlar. Gerçekte "Sea People" yani "Deniz Halkları" terimi
Fransız bir Mısır tarihi ve dili uzmanı olan Gaton Maspero tarafından ilk kez 1881 yılında ortaya atılmış "yeni" bir adlandırmadır. Mısır yazıtları üzerinde genellikle "adalardan" ya da "denizin ortasından" geldikleri ifade edilen bu halkların tek tek isimleri de verilmiştir.
Adlandırma tartışmaları ne olursa olsun
bu olayın incelenmesi söz konusu olduğunda göçten önce
göç olayının seyri sırasında ve sonrasında
Ege Havzası
Anadolu
Kuzey Suriye ve Doğu Akdeniz'deki ne kadar halk ve devlet adı ve varlığı varsa hepsi işin içine girer ve bunların tarihsel
toplumsal
siyasi
kültürel ve konumlanmalarına (lokalizasyon) ilişkin durum ve tartışmalar da kendiliğinden konuya dahil oluverir.
Toplumların yer değiştirmesi olayına
bir de söz konusu bölgeleri ve çağı ilgilendiren kronolojik
teknolojik değişmeler ve gelişmeler ve toplumlararası ilişkiler boyutu da eklendiğinde
gerçekte çok geniş bir bölge ve karmaşık bir dönemin sorgulandığı açıkça ortaya çıkar.
Bu olayla birlikte Tunç Çağlar'ın bittiği ve Anadolu'nun doğusu hariç tümünde Demir Çağlar'ın başladığı kabul edilir. Demir ya da daha doğru bir deyişle metal işleme teknolojisindeki köklü dönüşümler ve sonucunda meydana gelen savaş aletlerindeki değişim
yeni başlayan dönemin özelliklerini ve önemini gösterir. Tüm bu olgulara ek olarak bu göç olayının
eski ve köklü doğu dünyasının karşısına yeni bir Ege dünyasının doğuşunu hazırlayan etmenleri içinde barındırmış ve Eski Doğu ile Eski Batı arasındaki ilişkileri birbirine daha çok yaklaştırmış olması da
konunun bir çok araştırmacı tarafından ilgiyle incelenmesine neden olmuştur.
Ege Göçleri'nin ve konuyla ilgili çalışmaların bir başka özelliği ise
13. yy sonlarındaki tüm Yakındoğu'nun Tunç Çağ kültürleri ve göçler sırasında adı geçen halk
devlet ve ülke isimleriyle
olayların gerçekleştiği dönemden sonraki gelişmeleri "Karanlık Çağlar" ve hatta 400 500 yıl sonrasındaki Frig
Muşki
Lydia vb. uygarlıkların tarihini ve onlarla ilgili bazı sırları da ilgilendiriyor olmasıdır.
Yukarıda aktarılan tüm bu olguları ortaya koyabilmek için
bu göçlerin nereden ve ne sebeple başladığını
nasıl bir gelişim çizgisi izlediğini ve ne gibi sonuçlan olduğunu ortaya koymak oldukça ayrıntılı ve uzun süren bir araştırma süreci isteyeceği gibi
konuyu aydınlatabilmek için şimdikinden daha güvenilir ve zengin arkeolojik verilere de ihtiyacımız olduğu ortadadır.
Bu nedenle bu çalışmada daha çok göçler öncesi Ege ve Yakındoğu Dünyası ile Göç olaylarına ilişkin bilgi veren yazılı ve arkeolojik kaynaklar ve Göç'lerin etki ve sonuçlan üzerinde genel nitelikleriyle durulacak ve konunun detayları ve özellikle de lokalizasyon tartışmaları üzerinde çok fazla yoğunlaşılmayacaktır.
Alıntıdır...
Mısır yazılı kaynaklarına göre MÖ 13. yy sonları ile 12. yy başlarında birçok Yakındoğu devletinin yıkımına neden olan ve "kuzeyden ya da kuzeydeki denizden gelen halklar"ın göçü olarak nitelenen "Kavimler Göçü" olayı gerçekleşmiştir.
Tarihte daha çok "Deniz Halkları Göçü" adıyla tanınan bu göç hareketi
Adlandırma tartışmaları ne olursa olsun
Toplumların yer değiştirmesi olayına
Bu olayla birlikte Tunç Çağlar'ın bittiği ve Anadolu'nun doğusu hariç tümünde Demir Çağlar'ın başladığı kabul edilir. Demir ya da daha doğru bir deyişle metal işleme teknolojisindeki köklü dönüşümler ve sonucunda meydana gelen savaş aletlerindeki değişim
Ege Göçleri'nin ve konuyla ilgili çalışmaların bir başka özelliği ise
Yukarıda aktarılan tüm bu olguları ortaya koyabilmek için
Bu nedenle bu çalışmada daha çok göçler öncesi Ege ve Yakındoğu Dünyası ile Göç olaylarına ilişkin bilgi veren yazılı ve arkeolojik kaynaklar ve Göç'lerin etki ve sonuçlan üzerinde genel nitelikleriyle durulacak ve konunun detayları ve özellikle de lokalizasyon tartışmaları üzerinde çok fazla yoğunlaşılmayacaktır.
Alıntıdır...