Değişik ruh hallerine göre beslenme
Değişik ruh hallerine özel beslenme
Değişik ruh hallerine özel beslenme
Beyler ve kadınlar, bu yazımızda ruh sağlığımızla ilgili yeme içme modellerinden bahsedeceğiz. Vallahi de billahi de ben uydurmadım, artık isviçreli bilim adamları mı yazdı yoksa bisikletçiler konfederasyonu tarafından mı hazırlandı bilemiyorum. Ancak bunların Ruh bilimci olduğunu sanmıyorum. Olsa olsa beslenme uzmanı. Bu verilere nasıl ulaştılar, onu da bilmiyorum. Çokça deney yapıp her ruh halinde bolca sebze meyve tüketerek “Ahaa! Evreka. Vallahi, bu daha iyi geliyor.” diyerek not almış olduğu gibi bir tahmin yürütüyorum sadece…
Şimdi tek tek önerilere geçiyoruz. Sıkı durun, dikkat kesilip ibret biçin. Değişik ruh dengesi bozucularını ve çarelerini inceleyeceğiz.
BEZGİNLİK: Sebze gurubu yiyecekler tercih edilip pişmemiş halde yavaş yavaş yenecek…
Diyelim her şeyden bıkmış vaziyette geziyorsunuz. Canınız bir şey istemiyor. Yalnızca, başınızı yanınıza alıp bir dağ tepesine kaçıp onu dinlendirmek istiyorsunuz. Kimseyle konuşmak zorunda kalmadan ot yolup türkü çığırmak geçiyor içinizden. Durun! Gitmeyin, yorulmayın. Açın buzdolabını, ne bulduysanız sebze namına ( Dolapta yoksa bile, patates soğan vardır bir şeyler kıyıda köşede.) çekin önünüze, geviş getirir modelde yavaş yavaş çiğneyin. Zaten bezgin insanın hızlı yiyecek hali mi olur? Ha! Bir zahmet yıkayıverin yemeden önce. O kadarına da üşenmeyin artık. Yoksa bu bezginlikte doktor elinde örselenmek işten değil. Kolay gelsin…
YORGUNLUK: Çok çalışmışsınız veya parmak kıpırdatmadığınız halde yorgun hissediyorsunuz. Kolunuz bacağınız kıpırdamıyor. Az önce, bezginlik giderici çiğ sebze yeme işleminden geçip iyice perişan olmuşsunuz. Tek isteğiniz yatıp uyumak. Gözleriniz kapanıyor. Durun! Kapamayın. Çaresi var. İki havuç kazıyıp yıkayın. İki avuç da bezelyeyi bir kaseye koyun, bir ondan yiyin bir ötekinden. Birebirmiş… Çeneniz biraz yorulur ama olsun o kadar yan etki. “Yok olmaz.” diyorsanız taze sıkılmış meyve suyu da işe yarıyormuş. “Kim şimdi kalkıp sıkacak?” demeyin canım artık siz de. Yatmadan önce deneyin. Yatağa zinde girin. Kolunuz, bacağınız özgürce savrulma gücü bulsun. Ölü gibi uyumayın…
ÇEKİNGENLİK: Çok kimsede var bu sorun. Konuşmaya, tanışmaya, karşı koymaya, hakkını savunmaya çekinir bazılarımız. Çocukken bir ara ben de öyleydim. İlk yazımı (Merhaba başlıklı.) okuyanlar bilir, önlük provasında koluma toplu iğne sokup çıkarmışlardı da sadece a ve h harflerinden ibaret tek heceyi ağzımdan çıkaramamıştım. Çekingenler, haykırmalara bile can atarlar fakat içlerinde saklarlar, orada patlatırlar bu isteklerini. Dışardan pek sessiz görünürler. Mutlaka nedenleri vardır ama derdimiz o değil. Kim şimdi hipnoza girip çocukluğa gidecek? Boş verin, çözümü kolaymış. Fosfor içeren ne varsa yiyeceksiniz.Kuru baklagiller ve balık çaresiymiş. Bir tabak kuru fasulyeyi mideye indirip gaz olayınızı çözdüğünüz zaman, diliniz sessiz kalsa bile başka yerinize konuşma vekaleti verdiğinizde kim size çekingen diyebilir?
Ya da diyelim ki, pek hoşlandığınız bir kız veya erkekle ilk buluşmaya gideceksiniz. Hemen 1 kg. hamsi alın. ( Çok demeyin garantili olsun.) Neden hamsi? Ucuz da ondan. Başka balık da olur tabii. Yarısını yiyin ön hazırlık olarak. Yarısını da bir kaba koyun, her zorlandığında yutun bir tane. Bülbül kesilir misiniz bilmem ama karşıdaki çekip giderse emin olabilirsiniz ki çekingen olduğundan değil. Gönlünüzü ferah tutun…
AGRESİFLİK: Bu da var bende. Fünyesi karşı etkilerin elindeki bomba gibi geziyorum. Çekildi mi tamam! Çeken, saldırı modelini seçip beğenecek artık. Tabii sonuç incitici, kırıcı olabiliyor. Bu durum da zaman zaman üzüyor beni. Abarttım mı kuşkusuna kapılıyorum. Kısacası, ayıp oluyor galiba biraz ama bomba bu, patlayınca çare yok…
Meğer ne kolaymış sakinleşmek. Yağlı tohum, özellikle fındık, fıstık, ceviz yiyecekmişiz. Agresifdaşlarım, bundan böyle ceplerimizde bunlarla geziyoruz. Poşete koyun ama yağlı tohumları. Sonra, oluşan yağ lekesini çıkaramayınca agresifleşip giysiyi yakmak durumunda kalabilirsiniz…
ENDİŞE: Bir dostunuz, yakınınız için, sağlığınız için, işiniz, okulunuz için endişelisiniz. Durum ciddi. Kendinizi yiyip bitiriyorsunuz. Sakın ha! Yazık size. Başka şeyler yiyin. Endişe giderici yiyecekler de varmış. Bu durumda, vücutta sıvı kaybı oluyormuş. Onun için sıvı alacaksınız. Önerilenler, çorba, komposto, meyve suyu. Endişelendiğiniz şeyin önüne geçemezsiniz nasılsa, salın siz kendinizi. Kaşıklayın çorbayı hoşafı, dikin kafanıza meyve suyu şişesini. Ohhh… Dünya yansın, umurunuz olmasın, çorbalar soğumasın…
HAYAL KIRIKLIĞI: Planladığınız bir işiniz olmadı. Arkadaşınız ummadığınız bir davranış gösterdi. Sevgiliniz terk etti. Hayalleriniz çatır çatır kırıldı. Çok üzgünsünüz, darmadağınıksınız… Durun yahu! Değmez. Bunun da çaresi varmış. Pek romantik değil ama bir baş enginar veya kereviz öneriyor sevgili Yrd. Doç. Dr.umuz.
Sizi terk etmesi muhtemel sevgili ile son buluşmaya giderken cebinize irice bir kereviz koyun. Mevsimi değilse marketlerde kavanoz içinde satılan enginarlardan alın. Sevgiliniz her öldürücü darbeyi attığında, örneğin; “Çok iyi birisin ama…” bir diş atın. “Ben sana layık değilim…”Hemen duruma layık kocaman bir diş daha. “Ayrılmak ikimiz için de daha hayırlı…” Kavanozu boşaltın ağzınıza ya da kalan kerevizi tıkın, tepin, olayı bitirin. Sevgiliniz bakakalırken siz hayal kırıklığınızı yutup yürüyün gidin elinizi kolunuzu sallaya sallaya…
YALNIZLIK: Çok yalnızsınız. Sıkılıyorsunuz. Birilerini ya da sadece birini istiyorsunuz. Boş verin insanları. Şimdi bir laf eder, canınız sıkılır. Yalnızlığınızın da çıkar yolunu bulmuş yiyeceklerle bilim adamımız. Domates, biber, patlıcan, patates yalnızlık duygusunu hafifletirmiş.
Patatesi alın önce. Bıçak yardımı ile güzelce kaş, göz, ağız açarak insan kafası şekline sokup biber ve domatesi yiyerek onunla saatlerce konuşun. Hem itiraz etmez hem de yalnızlığınız ağırlık vermez(miş). Patlıcana bulaşmayın bence. Onunla yalnızlık giderme durumu şaibeli. Adınız falan çıkar…
ÖZGÜVENSİZLİK HALİ: C vitamini içeren yiyecekler salık veriliyor. Kendine güvenmeyen kardeşlerimiz, bunu yenme çabası, yardım alma girişimleri ile vakit kaybetmek yerine portakal, limon serası gibi gezinirse, sabah, öğlen, akşam ve gece yatmadan önce veya 6 saatte bir, 1 tane yutarlarsa aslan kesilebilirlermiş.