- Konum
- Karı$ık..
-
- Üyelik Tarihi
- 7 Mar 2013
-
- Mesajlar
- 2,021
-
- MFC Puanı
- 297
David doğmadan altı ay önce, babası ölmüştür. Onu, ince yapılı annesiyle dadısı Pegotty, şefkatli elleriyle büyütmüşlerdir. O, henüz çocukken genç ve güzel annesi, Murdstone adlı sert yaratılışlı biriyle evlenir. Evdeki hava, hele üvey halanın da gelmesi üzerine büsbütün değişir. Sıkı bir baskı altına giren David, gözden düşmüş, sanki kenara itilmiştir. Derslerinde bile başarı gösteremez. Azarlanır, dövülür, nihayet yatılı bir okula verilir. Bir süre sonra, annesi doğum sonucunda çocuğuyla birlikte ölür. Kimsesiz kalan Davidle, dadısı Peggottuyden başka ilgilenen yoktur. O da evlenince, üvey baba ve hala tarafından şaraphanede isçilik yapmak üzere Londraya gönderilir. Orada, yoksul Miscowberlerin evinde kalır. Şaraphaneyi bir türlü sevemez bir gün kaçar, annesinin bazen söz açtığı, büyük teyzesi Tortwoodu (Betsey) bulur; ona sığınır. Büyük teyze, David Copperfield için karar almak üzere, Murdtsona bir mektup yazar; onlar da gelirler. Murdstonelar giderler. David yeni hayatına, okula gönderilerek başlar. Artık iyi bir öğrencidir. Arkadaşları vardır. Meslek seçimi zamanı gelince, teyzesinin de isteğiyle avukat olmak üzere bir büroya devama başlar. Bu arada, teyzesini ölür. Dora adlı güzel bir kızla evlenir. Çok geçmeden roman yazmaya ve yayınlamaya başlar; kısa zamanda tanınır. Ama Dora hastalanır ve ölür. David dostlarıyla avunur; en sonunda okuldan arkadaşlık kurduğu ve anlaştığı, kendini öteden beri seven, Agnes ile evlenir; artık mutludur
Romanda, David Copperfieldden başka, birçok kişi ve ailelerin hayatları ve kişilikleri de yer alır. Bunlardan Steerforth, Davidin okul arkadaşıdır; Emily adlı güzel bir kızla kaçar. İki ailenin çöküntüsüne yol açar. Yoksul Micowberler kendilerine güvenen, fakat bir türlü başarıya ulaşamayan bir ailedir. Sonunda Avusturalyaya göç ederler. Yarmuthtaki Peggoty ailesi, temiz, dürüst bir balıkçı ailesidir. Steerforhun Emilyi kaçırması üzerine birçok kötü durumlarla, felaketlerle karşılaşır; onlar da Avusturalyaya giderler. Nihayet, Uriah Hep ise, bencilliği, Agnesin babasını sömüren iyi yüzlüğü dolayısıyla adaletin pençesine düşer.