OBERON
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Kas 2016
-
- Mesajlar
- 3,156
-
- MFC Puanı
- 41
Atomler çok küçük taneciklerdir. Bu nedenler tartılamaz gözlenemez duyu organları ile farkedilemezler. Tarih süreci içerisinde atomun yapısı ile ilgili olarak bilim insanları tarafından doğru ya da yanlış birçok fikir ortaya atılmıştır. Bilim ilerledikçe bu fikirlerin doğt-ruları da ya da yanlışları zamanla anlaşılmıştır.
Maddenin küçük bölünemez parçacıklardan oluştuğu düşüncesini ilk olarak Yunanlı filozof Demokritos ( M.Ö. yaklaşık 460-370 ) ortaya atarak bu parçacıklara eski Yunanca ” bölünemez ” karşılığı olam ” atom ” adını verdi. Demokritos her maddenin hep aynı özdeş atomlardan oluştuğunu maddelerin farklı görünmesinin atomların düzeninden ve hareketlerinden ileri geldiğini düşünüyordu. Bundan sonra atomun yapısıyla ilgili tarihsel gelişim süreci devam etmiştir.
a. Dalton Atom Modeli
İngiliz Bilim insanı John Dalton ( 1819 ) atomların içi dolu ve bölünmez olduğu fikrini ortaya attı. Atomdan daha küçük parçacıkların bulunduğunu ise 50 yıl sonra dolaylı yoldan kanıtladı.
Thomson Atom Modeli
1897 yılında Thomson yaptığı deneyler sonucunda atomun yapısında pozitif ve negatif yüklü taneciklerin bulunduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu atom modeline göre atomdaki pozitif ve negatif yükler atomda rastgele dağılmışlardır.
Thomson atom modeline göre atom bir üzümlü keke benzemenktedir. Kek atomdaki pozitif yükleri rastgele dağılmış olan üzüm tanecikleri de elektronları ifade etmektedir.
c. Rutherford Atom Modeli
Alfa ışınlarının metal bir levha üzerine gönderilmesi temeline dayanan deneyi sonucunda elde ettiği verilere göre atomun yapısının Thomson Modelindeki gibi olamayacağı sonucuna ulaştı.
Atomdaki pozitif yüklerin küçük bir hacimde olması gerektiği negatif yüklerin ise bu küçük hacimli çekirdeğin çevresinde ve aralarında büyük boşluklar olacak şekilde olması gerektiği fikrini ortaya attı. Ayrıca pozitif yüklü protonlar ile negatif yüklü elektronlar arasında bir çekim olacağından elektronların çekirdek üzerine düşmemesi için çekirdek çevresinde dönmesi gerektiğini belirtti. Rutherford bu model tasarımı ile kimya nobel ödülünü almıştır.
d. Bohr Atom Modeli
Rutherford Atom Modelinde elektronların çekirdek çevresinde nasıl bulunduğu ile ilgili fikirler yoktu. Bilim insanı Niels Bohr elektronların çekirdek çevresinde istediği gibi dönemeyeceğini belirtti. Her elektronun belirli bir enerji katmanında dönmesi gerektiği fikrini ortaya attı.
Modern Atom Modeli
Elektronlar atom çekirdeğinin çevresinde çok büyük bir hızla döner. Bu nedenle gerçekte elektronun bulunduğu yerin bilinmesi mümkün değildir. Modern Atom Teorisi de bu belirsizlik prensibine göre artaya atılmıştır. Be teoriye göre elektronların bulunduğu bir yerden değil de bulunabileceği bölgelerden bahsedilebilmektedir. Yani bir elektronun gerçekte belirli bir yörüngesi yoktur. Farklı ve kısa zaman aralıklarında farklı bölgelerde bulunabilirler. Bu nedenle elektronların bulunabileceği bölgeler bir elektron bulutu olarak adlandırılırlar.
Maddenin küçük bölünemez parçacıklardan oluştuğu düşüncesini ilk olarak Yunanlı filozof Demokritos ( M.Ö. yaklaşık 460-370 ) ortaya atarak bu parçacıklara eski Yunanca ” bölünemez ” karşılığı olam ” atom ” adını verdi. Demokritos her maddenin hep aynı özdeş atomlardan oluştuğunu maddelerin farklı görünmesinin atomların düzeninden ve hareketlerinden ileri geldiğini düşünüyordu. Bundan sonra atomun yapısıyla ilgili tarihsel gelişim süreci devam etmiştir.
a. Dalton Atom Modeli
İngiliz Bilim insanı John Dalton ( 1819 ) atomların içi dolu ve bölünmez olduğu fikrini ortaya attı. Atomdan daha küçük parçacıkların bulunduğunu ise 50 yıl sonra dolaylı yoldan kanıtladı.
Thomson Atom Modeli
1897 yılında Thomson yaptığı deneyler sonucunda atomun yapısında pozitif ve negatif yüklü taneciklerin bulunduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu atom modeline göre atomdaki pozitif ve negatif yükler atomda rastgele dağılmışlardır.
Thomson atom modeline göre atom bir üzümlü keke benzemenktedir. Kek atomdaki pozitif yükleri rastgele dağılmış olan üzüm tanecikleri de elektronları ifade etmektedir.
c. Rutherford Atom Modeli
Alfa ışınlarının metal bir levha üzerine gönderilmesi temeline dayanan deneyi sonucunda elde ettiği verilere göre atomun yapısının Thomson Modelindeki gibi olamayacağı sonucuna ulaştı.
Atomdaki pozitif yüklerin küçük bir hacimde olması gerektiği negatif yüklerin ise bu küçük hacimli çekirdeğin çevresinde ve aralarında büyük boşluklar olacak şekilde olması gerektiği fikrini ortaya attı. Ayrıca pozitif yüklü protonlar ile negatif yüklü elektronlar arasında bir çekim olacağından elektronların çekirdek üzerine düşmemesi için çekirdek çevresinde dönmesi gerektiğini belirtti. Rutherford bu model tasarımı ile kimya nobel ödülünü almıştır.
d. Bohr Atom Modeli
Rutherford Atom Modelinde elektronların çekirdek çevresinde nasıl bulunduğu ile ilgili fikirler yoktu. Bilim insanı Niels Bohr elektronların çekirdek çevresinde istediği gibi dönemeyeceğini belirtti. Her elektronun belirli bir enerji katmanında dönmesi gerektiği fikrini ortaya attı.
Modern Atom Modeli
Elektronlar atom çekirdeğinin çevresinde çok büyük bir hızla döner. Bu nedenle gerçekte elektronun bulunduğu yerin bilinmesi mümkün değildir. Modern Atom Teorisi de bu belirsizlik prensibine göre artaya atılmıştır. Be teoriye göre elektronların bulunduğu bir yerden değil de bulunabileceği bölgelerden bahsedilebilmektedir. Yani bir elektronun gerçekte belirli bir yörüngesi yoktur. Farklı ve kısa zaman aralıklarında farklı bölgelerde bulunabilirler. Bu nedenle elektronların bulunabileceği bölgeler bir elektron bulutu olarak adlandırılırlar.