Rönesans'ın en önemli simgelerinden olan Leonardo Da Vinci
1452'de İtalya'da Floransa'nın Vinci köyünde doğmuştu. O
yalnızca bir ressam değil; mimar
mühendis
mucit
matematikçi
anatomist
müzisyen ve heykeltraştır. Milano Dükü'nün emriyle yaptığı "Son akşam yemeği" isimli tablosu ile şöhreti yakalamış
1506'da tamamladığı eseri "Mona Lisa" ile de tarihin ötelerine kadar ismini duyurmayı başarmıştır.
İkinci Bayezid'in hükümdarlığı sırasında Osmanlı devleti
Fatih döneminde olduğu kadar genişleme kaydedemedi. Cem Sultan meselesinin sebep olduğu bu pasif dönem içerisinde devletin sistemleşmesi konusunda büyük gelişmeler kaydedilmişti. Babası Sultan Mehmed zamanında Batılı sanatçılara verilen değer II.Bayezid döneminde de sürdü. Bunun farkında olan Leonardo da Vinci de araştırmalarına kaynak sağlamak amacıyla 1500'lü yılların başında Osmanlı Padişahı ile temasa geçti. Sultana yolladığı bir arzuhalinde aklındaki projelerden bahsetmiş
ayrıca Sultan Bayezid'in Galata ile Eminönü arasında bir köprü yapma fikrini duyduğunu ve istenirse bu köprüyü yapabileceğini söylemişti. Yapmayı tasarladığı köprü tek gözlü ve çok yüksek olacak
altından geçecek yelkenli gemilere sorun yaratmayacaktı.
Mektuptaki en ilginç düşünce ise
ancak 1974 yılında yapabildiğimiz Boğaz Köprüsü Projesi idi. Leonardo Da Vinci
talep edildiği taktirde İstanbul'un iki yakası arasında ulaşımı sağlayabilecek bir köprü yapabileceğini bildirdi. Bu tekliflere karşın II.Bayezid'in olumlu ya da olumsuz bir cevap verip vermediğini kaynakların yetersizliği nedeniyle bilemiyoruz. Ancak anlaşıldığı kadarıyla
köprülerin maddi anlamda gereksiz yük oluşturacağı
dönemin nüfusu göz önüne alındığında
düşünülmüş olabilir.
Aradan geçen beş asırın ardından bugün
Da Vinci'nin Haliç köprüsü projesinin yapılacağı konuşulmaya başlandı. Tarihimizin içinde bir uhte olarak kalan bu heyecan verici projenin gerçekleştirilecek olması hiç süphesiz
ülkemiz için büyük bir marka değeri getirecek
ülke turizmine katkıda bulunacaktır.