Çocuktuk;
Sadece tebessüm etmeyi tebessümleri bilirdik,çocukluğumuzda hepimiz masallar içinde yolculuğa çıkardık.
Eskiler çok iyi bilir o güzel çocukluk yıllarını anlatılmaz o altın yıllarını daha dün gibi aklımızdadir.
Hepimiz güzel çocukluk yılları gecirdik gerek zenginlik içinde gerek fakirlik içinde ama huzurluyduk,mutluyduk.
Zamanla teknolojinin ele geçirdiği bu hayatta çocukluk anıları da kopmaya ve tamamen yenilgi içinde çocukluk.
Eskiden çocuk olanlarımız şimdi çocukları zaman ne çabukda geçiyor değil mi?
Bu hayatın her gecen gününde katılasan bir hale dönmesini kendi gözlerimizle görüyoruz ya kaybedersek o ince cocuk yüreğimizi.
Birbirimize karşı şakalar,latifeler yapabilirmiyiz çocuk ruhlu olmasak biz kendimizi görebilir miyiz?Sizce.
Bu teknolojinin,vidansızlığın kendini alıp gittiği bu dünya da elimizde ne kaldi bizim için.Sadece biraz düşünelim.
Çocuk olmak;
Vazgeçmezdik,hedefimize tam eksizlik içinde ilerlerdik.
Yolumuz,çok uzundu hatta öyle uzundu ki düşe kalka düşe kalka ilerlerdik ama çocukluk ruhu ile vazgeçmezdik.
Bizim bizde kalan en güzel değerlerimizden birisi de çocuk olma ruhumuzdur.
Yaşımız ne kadar ilerlemiş olursa olsun bizi en güzel yolda tutan ruhumuzu huzura bir küçük anı ile çocukluk anıları huzura götürür.
Çocuk olmalı;
Çocuk olmak kolay bir iş değildir,büyüğünün sözünü dinlemek,söyleneni sözünü kesmeden dinlemek,büyüklerine karşı edebli olmak,anne babasına en güzel şekilde bakmak edebli konuşmak onlara of bile dememek,böyle çocuk olmalı ki işte diyesin ki ben ’’ÇOCUK’’ dum.
Ne kadar yaşınız ilerlesede siz hala çocuksunuz.
Yeri gelir insanlara gösterirsiniz çocukluğunuzu yeri gelir içinizde saklarsınız sadece siz görürsünüz ama hala çocuksunuz.
Bilinçaltımıza kazınmıştır o altın yıllar biz istesekte bırakmayı o bizi bırakmaz çünkü en güzel yılarımız ordadir.
Her anımızda çocukluğumuzu saklamak açık veya gizli saklayanlar bunu yeni nesil için de göstermek dileğiyle.
Sadece tebessüm etmeyi tebessümleri bilirdik,çocukluğumuzda hepimiz masallar içinde yolculuğa çıkardık.
Eskiler çok iyi bilir o güzel çocukluk yıllarını anlatılmaz o altın yıllarını daha dün gibi aklımızdadir.
Hepimiz güzel çocukluk yılları gecirdik gerek zenginlik içinde gerek fakirlik içinde ama huzurluyduk,mutluyduk.
Zamanla teknolojinin ele geçirdiği bu hayatta çocukluk anıları da kopmaya ve tamamen yenilgi içinde çocukluk.
Eskiden çocuk olanlarımız şimdi çocukları zaman ne çabukda geçiyor değil mi?
Bu hayatın her gecen gününde katılasan bir hale dönmesini kendi gözlerimizle görüyoruz ya kaybedersek o ince cocuk yüreğimizi.
Birbirimize karşı şakalar,latifeler yapabilirmiyiz çocuk ruhlu olmasak biz kendimizi görebilir miyiz?Sizce.
Bu teknolojinin,vidansızlığın kendini alıp gittiği bu dünya da elimizde ne kaldi bizim için.Sadece biraz düşünelim.
Çocuk olmak;
Vazgeçmezdik,hedefimize tam eksizlik içinde ilerlerdik.
Yolumuz,çok uzundu hatta öyle uzundu ki düşe kalka düşe kalka ilerlerdik ama çocukluk ruhu ile vazgeçmezdik.
Bizim bizde kalan en güzel değerlerimizden birisi de çocuk olma ruhumuzdur.
Yaşımız ne kadar ilerlemiş olursa olsun bizi en güzel yolda tutan ruhumuzu huzura bir küçük anı ile çocukluk anıları huzura götürür.
Çocuk olmalı;
Çocuk olmak kolay bir iş değildir,büyüğünün sözünü dinlemek,söyleneni sözünü kesmeden dinlemek,büyüklerine karşı edebli olmak,anne babasına en güzel şekilde bakmak edebli konuşmak onlara of bile dememek,böyle çocuk olmalı ki işte diyesin ki ben ’’ÇOCUK’’ dum.
Ne kadar yaşınız ilerlesede siz hala çocuksunuz.
Yeri gelir insanlara gösterirsiniz çocukluğunuzu yeri gelir içinizde saklarsınız sadece siz görürsünüz ama hala çocuksunuz.
Bilinçaltımıza kazınmıştır o altın yıllar biz istesekte bırakmayı o bizi bırakmaz çünkü en güzel yılarımız ordadir.
Her anımızda çocukluğumuzu saklamak açık veya gizli saklayanlar bunu yeni nesil için de göstermek dileğiyle.