- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
YANIKLARDA İLK YARDIM
Deri, vücudumuzun dış dünya ile temas yüzeyidir. Çevresel etkilere açıktır. Isı değişikliklerine duyarlı olma özelliği nedeniyle yanıkları sık görülür. Çocuklarda en sık kollar, daha sonra baş ve boyun bölgesi yanar. Yanık vakalarının % 94'ü evde meydana gelmektedir. En çok sıcak sıvılarla haşlanma, daha az olarak alev yanığı ve nadiren elektrik yanıkları görülür.
Hekimler, yanığın ciddiyetini belirlerken yanan cilt bölgesinin genişliği ve derinliği yanında yakan maddeyi de göz önünde bulundururlar. Çocuklarda tüm vücut yüzeyinin % 12'sinden fazlası yanmışsa hayati tehlike söz konusu olur.
Deride kızarıklığa yol açan 2-3 santimetrelik küçük ve yüzeysel bir yanık önemli değildir, evde tedavi edilebilir. Bundan daha büyük bir yanık ise yanık yerinden su kaybına ve mikrop kaparak enfeksiyona yol açabileceği için tehlikeli olabilir.
Aman dikkat! Elektrik yanıklarında yanan saha küçük olsa bile derin dokular yanmış olabilir; mutlaka hekime başvurun.
Küçük Yanıklarda İlk Yardım:
Küçük yanıklarda yanık bölgesini basınçsız akan soğuk suyun altına tutmak suretiyle ağrıyı azaltın. Böylece yanan yerin su toplamasını da önleyebilirsiniz.
Yanık su toplarsa üstünü gazlı bezle kapatıp bantlayın. Su toplayan yeri patlatmayın. Burası yeni deri oluşurken yanan bölgeyi koruyarak iyileşmesini kolaylaştırır.
Yanığın üstüne krem, diş macunu ya da yoğurt gibi şeyler sürmeyin.
Çocuğunuz elbiseleriyle yanıyorsa hemen yere yatırın. Yanan yerlere elinizle dokunmayın, kendi giysilerinizi değdirmeyin. Su dökerek üzerine kilim, battaniye ya da kalın perde kapatarak alevleri söndürmeye çalışın. Bunu yaparken çocuğun başını örtmemeye olabildiğince dikkat edin. Alevleri naylon gibi yanıcı maddelerle örterek söndürmeye çalışmayın. Çocuğu dışarı çıkarmaya kalkmayın, çünkü hava alevleri güçlendirir.
Yanığın nedeni elektrikse çocuğun üzerine su dökmeyin.
Alevler söndüğünde büyük yanıklarda yapılacak ilkyardımı uygulayın.
Büyük Yanıklarda İlk Yardım:
Kaynar suyla, kızgın yağ ya da kimyasal maddelerle temas etmiş olan giysileri çocuğun diğer yerlerine değdirmeden makasla keserek üzerinden çıkarın. Yanan deriye yapışmış yanık ve kavruk giysileri çıkarmaya çalışmayın.
Yanık sahasını soğuk suyla serinletin. Çocuğu soğuk su dolu küvete sokun veya soğuk su ile ıslatılmış çarşafla yanık yerleri örtün. Derisini ovalamayın. Yanığa kimyasal maddeler yol açtıysa deriyi bol soğuk su ile iyice yıkayın.
Yanık bölgeyi temiz sargı bezi ile kapatın. (Steril sargı bezi yoksa sıcak ütülenmiş mendil veya yastık kılıfı da aynı işi görür). İlk girişimden sonra çocuğunuzu derhal acil servise götürün.
ATEŞLİ HAVALE [Febril Konvülsiyon]
Ateşin ani olarak yükselmesi bazı çocuklarda ateşli havale denilen bilinç kaybı, katılaşma ve istem dışı kasılmalara yol açabilir. 6 ay - 7 yaş arasındaki çocukların % 2 ile 4 'ünde görülür. Olguların hemen hemen yarısı 1-2 yaşlarındadır. Ateşli havaleye ailevi yatkınlık söz konusu olabilir.
Bir kez ateşli havale geçirmiş olan çocukta tekrar havale görülme olasılığı % 30 kadardır. Üç yıl hiç havale geçirmezse bu sıklık % 10 'a iner. 15 dakikadan kısa süren, gün içinde yinelemeyen havale için "basit ateşli havale" deyimi kullanılır. Çok sayıda ve uzun süren havale nöbetleri "kompleks ateşli havale" olarak adlandırılır. Basit ateşli havale hiçbir araz bırakmazken, kompleks olgularda ileride sara hastalığı görülme sıklığı artarak % 9 'u bulur.
Ateş çeşitli enfeksiyon hastalıkları ile ilişkili olarak meydana gelebilir. Ateşin yüksek ya da hafif oluşu her zaman hastalığın ciddiyetiyle bağlantılı değildir. Basit bir viral enfeksiyonda yüksek ateş, belirgin boğaz ya da idrar yolu iltihabında hafif ateş görülebilir. Başlatan faktör her ne olursa olsun ateş, vücudun savunma araçlarından birisidir. Mikroplar en iyi doğal vücut sıcaklığı olan 36.5 - 37.5 santigrat derecede ürerler. Bağışıklık sitemimiz bir enfeksiyon söz konusu olduğunda beyindeki vücut sıcaklığını düzenleyen merkezin termostat ayarını değiştirerek ısıyı yükseltir. Böylece ideal üreme ortam sıcaklığından yoksun kalan mikro organizmalar istedikleri gibi çoğalamazlar. Görüldüğü gibi hafif ateş aslında enfeksiyonla mücadelede başarıyı arttırmaktadır. Yüksek ateş ise istenmeyen bir durumdur. Vücut sıcaklığı gerekli müdahalelerle 39.5 C derecenin altında tutulmalıdır.
Soru: "Çocuğumun ateşi var, ne yapmalıyım?"
Yanıt: Çocuğunuzun üzerinde varsa yorganı kaldırın, kalın giysileri çıkarın. Ateşi 38'in üzerindeyse doktorunuzun önerdiği miktarda "parasetamol" şurubu içirin. İçemiyorsa fitil de kullanabilirsiniz. Ateş düşerken terleme ile sıvı kaybı meydana geldiğinden sık sık su vermeyi ihmal etmeyin. Islak iç çamaşırlarını değiştirin. Ateş 39.5'in üzerindeyse anlatılanlara ek olarak çocuğunuzu tamamen soyun, yatağına bir havlu serin, üzerine yatırın. Islak bir sünger ya da bezle alın, boyun, koltuk altları, bacak araları ve büklüm yerlerini sık sık silin. Bu iş için buzlu, kolonyalı, sirkeli değil sadece ılık su kullanın. Yarım saat içinde ateş düşmezse doktorunuzla görüşün ya da hastaneye başvurun. Hastalığın nedenine yönelik tedavi gerekliliği (antibiyotik vb) mutlaka hekim tarafından verilmesi gereken bir karardır.
Soru: "Ateşi düşürmek için ASPİRİN verebilir miyim?"
Yanıt: Aslında kesinlikle aspirin kullanmayın demek mümkün değildir. Ancak çocuğunuz "viral enfeksiyon" örneğin grip, kızamık ya da su çiçeği geçiriyorsa aspirin kullanıldığında çok nadir olarak "Reye sendromu" sorunuyla karşı karşıya kalınabilir. Reye Sendromu karaciğer hasarı ile seyreden bir hastalık tablosudur. Tek nedeni aspirin kullanımı değildir. Ama viral enfeksiyonlarda aspirin kullanılan olgularda sıklığının arttığına dair yayınlar vardır. Aniden ateşi yükselmiş bir çocukta etken viral midir değil midir diye araştırmaya çoğu kez zaman olmayacağı için aspirin yerine parasetamol kullanmak daha güvenli bir seçenek olmaktadır.
Soru: "Çocuğum havale geçirirken, ne yapmalıyım?"
Yanıt: Yaptığınız tüm müdahalelere rağmen çocuğunuz gözlerini bir noktaya dikip sizinle iletişimini kaybeder, ağzı köpürür, vücudunda kasılmalar meydana gelirse ilk yapılacak şey paniğe kapılmamaktır. Onu hemen yere yatırın, ayıltmaya çalışmayın, sağa sola koşup yalnız bırakmayın, yanında durun. Kusarsa gövdesini ve başını bir yana çevirin. Dişlerinin arasına elinizi ya da bir cismi sokuşturmaya çalışmayın, zorlamayın. Eğer kendiliğinden aralanmış ise bükülmüş bir kumaşı araya hafifçe sokabilirsiniz. Bu uygulamada amaç dilin ısırılmasını önlemektir. Tekrar ediyorum bir şey sokmak için zorlamak yok!
Havale bir kaç dakika içinde kendiliğinden duracaktır. Sabırla bekleyin (bu bekleyiş insana saatler geçiyor hissini veriyor olsa da) .. Havale geçiren çocuğu kapıp soğuk duşun altına sokmayın. Siz duş yaptırsanız da yaptırmasanız da havale duracaktır. Havale durduktan sonra doktorunuza baş vurun. O gereken tedaviyi düzenleyecektir. Eğer havale durmuyorsa vakit yitirmeden acil servisi olan bir hastaneye götürürün.
Soru: "Hastanede neler yapılıyor?"
Yanıt: Hastanede çocuğunuzun solunum yolları aspiratör denilen aletle temizlenecek, oksijen solutulacak, makatından içeriye havale durdurucu madde (diazepam, klonazepam) verilirken bir yandan serum takılacaktır. Havale bu şekilde de sona ermezse damar yolundan havale durdurucu maddeler verilebilir. Çocuğunuz bir süre gözlem altında tutularak gerekli incelemeler yapılacaktır. Ateşin nedeni saptandıktan sonra asıl nedene yönelik tedaviler düzenlenecektir. Kompleks ateşli havale geçiren çocuklara uzunca bir süre (6 ay-2 yıl) havale önleyici ilaç kullanılması gerekebilir.
ZEHİRLENMELER [Genel Bilgiler]
Zehirli maddelerin yanlışlıkla yutulması en sık 1-5 yaş grubu çocuklarda oluşur. Bunun nedeni, çocukların bu devrede çevreye olan ilgisinin artmış olmasıdır. Hareketli ve meraklıdırlar. Eğer ilaçlar ve kimyasal maddeler kolayca erişilebilecek yerlere bırakılırsa dikkatsizlik ve tedbirsizliğin faturası ağır olabilir. Daha büyük çocuklarda zehirlenmeler intihar girişimlerine bağlı ilaç doz aşımlarıyla ilişkilidir.
Genel olarak bakıldığında, zehirlenmelerin çoğu yanlışlık sonucu ve evde meydana gelmektedir (%90). Olguların çoğunda zehirlenme belirtileri yoktur. Ölümle sonuçlanan zehirlenmeler oldukça nadirdir (% 0,01).
Küçük çocuklarda sıklıkla zehirlenmeye yol açan maddeler aile bireylerine ait ilaçlar, temizlik malzemeleri, cila eriyikleri, bazı bitkiler ve kozmetiklerdir. Ölümcül zehirlenmeler karbonmonoksit (~duman), ilaçlar (aspirin, depresyon tedavisi ilaçları, kalp ilaçları, kan yapıcı ilaçlar) ve zararlı hayvanları yok etmek için kullanılan zehirlerle oluşmaktadır. Zehirlenme meydana geldiğinde aile üyelerinin yapabileceği girişimler sınırlıdır. Bu nedenle zehirlenmeye yol açabilecek olumsuz çevre koşullarının ortadan kaldırılması, iyi bir eğitim ve korunma çok önemlidir.
Toksik maddeler evlerde çoğunlukla mutfak ve banyoda bulunur.
Evin bu bölümlerinde ilaç ve kimyasal maddeleri yüksekte ve kilitli dolaplarda bulundurunuz.
Gazyağı ve diğer zehirli sıvıları gazoz vb şişelere koymayınız.
Kimyasal maddeleri mutlaka etiketleyip kaldırınız.
Böcek zehiriyle bulaşmış giysileri çocuklardan uzak tutunuz, elletmeyiniz. Cilde temas söz konusuysa bol sabunlu suyla yıkayınız.
Eski ve kullanılmayan ilaçları atınız. Kullanmakta olduğunuz ilaçları masada ya da çantada bırakmayınız.
Çocuk zehiri alırsa derhal doktorunuzu arayınız ve direktifleri doğrultusunda hareket ediniz.
Her zehirli madde alımında kusturma uygun değildir. Asitli maddeler mideye indikten sonra kusulurken yemek borusunu bir kez daha yakarlar. Bu, istenmeyen bir durumdur. Asitler ve gazyağı gibi maddeler kusma sırasında akciğerlere kaçabilir, ciddi kimyasal zatürre tablosuna yol açabilirler. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da şudur: Bilinci yerinde olmayan çocuk kesinlikle kusturulmaz. Kısaca, kusturup kusturmayacağınızı, gerekliyse nasıl kusturacağınızı doktorunuza sorunuz. Ardından çocuğunuzu hastaneye götürünüz. Kusturma, zehirlenme tedavisinde birinci basamak girişimdir. Bundan sonrası hastanede hekim gözetiminde deneyimli kişilerce gerçekleştirilecektir.
Çocuğunuzun neyle zehirlendiğinden emin değilseniz, evde onun erişebileceği her türlü ilaç ve kimyasal maddeyi yanınızda getiriniz. Eğer acilen evden çıkmanız gerekli olduysa arkanızda bu işi yapacak bir kişi bırakınız.
Çocukları, zehirlenme ve olası sonuçlarından korumak birincil olarak ebeveynlerin sorumluluğudur. İhmal, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu hayati tehlike söz konusu olursa ilgililerin yasal girişimlerde bulunması kaçınılmaz olur.
Deri, vücudumuzun dış dünya ile temas yüzeyidir. Çevresel etkilere açıktır. Isı değişikliklerine duyarlı olma özelliği nedeniyle yanıkları sık görülür. Çocuklarda en sık kollar, daha sonra baş ve boyun bölgesi yanar. Yanık vakalarının % 94'ü evde meydana gelmektedir. En çok sıcak sıvılarla haşlanma, daha az olarak alev yanığı ve nadiren elektrik yanıkları görülür.
Hekimler, yanığın ciddiyetini belirlerken yanan cilt bölgesinin genişliği ve derinliği yanında yakan maddeyi de göz önünde bulundururlar. Çocuklarda tüm vücut yüzeyinin % 12'sinden fazlası yanmışsa hayati tehlike söz konusu olur.
Deride kızarıklığa yol açan 2-3 santimetrelik küçük ve yüzeysel bir yanık önemli değildir, evde tedavi edilebilir. Bundan daha büyük bir yanık ise yanık yerinden su kaybına ve mikrop kaparak enfeksiyona yol açabileceği için tehlikeli olabilir.
Aman dikkat! Elektrik yanıklarında yanan saha küçük olsa bile derin dokular yanmış olabilir; mutlaka hekime başvurun.
Küçük Yanıklarda İlk Yardım:
Küçük yanıklarda yanık bölgesini basınçsız akan soğuk suyun altına tutmak suretiyle ağrıyı azaltın. Böylece yanan yerin su toplamasını da önleyebilirsiniz.
Yanık su toplarsa üstünü gazlı bezle kapatıp bantlayın. Su toplayan yeri patlatmayın. Burası yeni deri oluşurken yanan bölgeyi koruyarak iyileşmesini kolaylaştırır.
Yanığın üstüne krem, diş macunu ya da yoğurt gibi şeyler sürmeyin.
Çocuğunuz elbiseleriyle yanıyorsa hemen yere yatırın. Yanan yerlere elinizle dokunmayın, kendi giysilerinizi değdirmeyin. Su dökerek üzerine kilim, battaniye ya da kalın perde kapatarak alevleri söndürmeye çalışın. Bunu yaparken çocuğun başını örtmemeye olabildiğince dikkat edin. Alevleri naylon gibi yanıcı maddelerle örterek söndürmeye çalışmayın. Çocuğu dışarı çıkarmaya kalkmayın, çünkü hava alevleri güçlendirir.
Yanığın nedeni elektrikse çocuğun üzerine su dökmeyin.
Alevler söndüğünde büyük yanıklarda yapılacak ilkyardımı uygulayın.
Büyük Yanıklarda İlk Yardım:
Kaynar suyla, kızgın yağ ya da kimyasal maddelerle temas etmiş olan giysileri çocuğun diğer yerlerine değdirmeden makasla keserek üzerinden çıkarın. Yanan deriye yapışmış yanık ve kavruk giysileri çıkarmaya çalışmayın.
Yanık sahasını soğuk suyla serinletin. Çocuğu soğuk su dolu küvete sokun veya soğuk su ile ıslatılmış çarşafla yanık yerleri örtün. Derisini ovalamayın. Yanığa kimyasal maddeler yol açtıysa deriyi bol soğuk su ile iyice yıkayın.
Yanık bölgeyi temiz sargı bezi ile kapatın. (Steril sargı bezi yoksa sıcak ütülenmiş mendil veya yastık kılıfı da aynı işi görür). İlk girişimden sonra çocuğunuzu derhal acil servise götürün.
ATEŞLİ HAVALE [Febril Konvülsiyon]
Ateşin ani olarak yükselmesi bazı çocuklarda ateşli havale denilen bilinç kaybı, katılaşma ve istem dışı kasılmalara yol açabilir. 6 ay - 7 yaş arasındaki çocukların % 2 ile 4 'ünde görülür. Olguların hemen hemen yarısı 1-2 yaşlarındadır. Ateşli havaleye ailevi yatkınlık söz konusu olabilir.
Bir kez ateşli havale geçirmiş olan çocukta tekrar havale görülme olasılığı % 30 kadardır. Üç yıl hiç havale geçirmezse bu sıklık % 10 'a iner. 15 dakikadan kısa süren, gün içinde yinelemeyen havale için "basit ateşli havale" deyimi kullanılır. Çok sayıda ve uzun süren havale nöbetleri "kompleks ateşli havale" olarak adlandırılır. Basit ateşli havale hiçbir araz bırakmazken, kompleks olgularda ileride sara hastalığı görülme sıklığı artarak % 9 'u bulur.
Ateş çeşitli enfeksiyon hastalıkları ile ilişkili olarak meydana gelebilir. Ateşin yüksek ya da hafif oluşu her zaman hastalığın ciddiyetiyle bağlantılı değildir. Basit bir viral enfeksiyonda yüksek ateş, belirgin boğaz ya da idrar yolu iltihabında hafif ateş görülebilir. Başlatan faktör her ne olursa olsun ateş, vücudun savunma araçlarından birisidir. Mikroplar en iyi doğal vücut sıcaklığı olan 36.5 - 37.5 santigrat derecede ürerler. Bağışıklık sitemimiz bir enfeksiyon söz konusu olduğunda beyindeki vücut sıcaklığını düzenleyen merkezin termostat ayarını değiştirerek ısıyı yükseltir. Böylece ideal üreme ortam sıcaklığından yoksun kalan mikro organizmalar istedikleri gibi çoğalamazlar. Görüldüğü gibi hafif ateş aslında enfeksiyonla mücadelede başarıyı arttırmaktadır. Yüksek ateş ise istenmeyen bir durumdur. Vücut sıcaklığı gerekli müdahalelerle 39.5 C derecenin altında tutulmalıdır.
Soru: "Çocuğumun ateşi var, ne yapmalıyım?"
Yanıt: Çocuğunuzun üzerinde varsa yorganı kaldırın, kalın giysileri çıkarın. Ateşi 38'in üzerindeyse doktorunuzun önerdiği miktarda "parasetamol" şurubu içirin. İçemiyorsa fitil de kullanabilirsiniz. Ateş düşerken terleme ile sıvı kaybı meydana geldiğinden sık sık su vermeyi ihmal etmeyin. Islak iç çamaşırlarını değiştirin. Ateş 39.5'in üzerindeyse anlatılanlara ek olarak çocuğunuzu tamamen soyun, yatağına bir havlu serin, üzerine yatırın. Islak bir sünger ya da bezle alın, boyun, koltuk altları, bacak araları ve büklüm yerlerini sık sık silin. Bu iş için buzlu, kolonyalı, sirkeli değil sadece ılık su kullanın. Yarım saat içinde ateş düşmezse doktorunuzla görüşün ya da hastaneye başvurun. Hastalığın nedenine yönelik tedavi gerekliliği (antibiyotik vb) mutlaka hekim tarafından verilmesi gereken bir karardır.
Soru: "Ateşi düşürmek için ASPİRİN verebilir miyim?"
Yanıt: Aslında kesinlikle aspirin kullanmayın demek mümkün değildir. Ancak çocuğunuz "viral enfeksiyon" örneğin grip, kızamık ya da su çiçeği geçiriyorsa aspirin kullanıldığında çok nadir olarak "Reye sendromu" sorunuyla karşı karşıya kalınabilir. Reye Sendromu karaciğer hasarı ile seyreden bir hastalık tablosudur. Tek nedeni aspirin kullanımı değildir. Ama viral enfeksiyonlarda aspirin kullanılan olgularda sıklığının arttığına dair yayınlar vardır. Aniden ateşi yükselmiş bir çocukta etken viral midir değil midir diye araştırmaya çoğu kez zaman olmayacağı için aspirin yerine parasetamol kullanmak daha güvenli bir seçenek olmaktadır.
Soru: "Çocuğum havale geçirirken, ne yapmalıyım?"
Yanıt: Yaptığınız tüm müdahalelere rağmen çocuğunuz gözlerini bir noktaya dikip sizinle iletişimini kaybeder, ağzı köpürür, vücudunda kasılmalar meydana gelirse ilk yapılacak şey paniğe kapılmamaktır. Onu hemen yere yatırın, ayıltmaya çalışmayın, sağa sola koşup yalnız bırakmayın, yanında durun. Kusarsa gövdesini ve başını bir yana çevirin. Dişlerinin arasına elinizi ya da bir cismi sokuşturmaya çalışmayın, zorlamayın. Eğer kendiliğinden aralanmış ise bükülmüş bir kumaşı araya hafifçe sokabilirsiniz. Bu uygulamada amaç dilin ısırılmasını önlemektir. Tekrar ediyorum bir şey sokmak için zorlamak yok!
Havale bir kaç dakika içinde kendiliğinden duracaktır. Sabırla bekleyin (bu bekleyiş insana saatler geçiyor hissini veriyor olsa da) .. Havale geçiren çocuğu kapıp soğuk duşun altına sokmayın. Siz duş yaptırsanız da yaptırmasanız da havale duracaktır. Havale durduktan sonra doktorunuza baş vurun. O gereken tedaviyi düzenleyecektir. Eğer havale durmuyorsa vakit yitirmeden acil servisi olan bir hastaneye götürürün.
Soru: "Hastanede neler yapılıyor?"
Yanıt: Hastanede çocuğunuzun solunum yolları aspiratör denilen aletle temizlenecek, oksijen solutulacak, makatından içeriye havale durdurucu madde (diazepam, klonazepam) verilirken bir yandan serum takılacaktır. Havale bu şekilde de sona ermezse damar yolundan havale durdurucu maddeler verilebilir. Çocuğunuz bir süre gözlem altında tutularak gerekli incelemeler yapılacaktır. Ateşin nedeni saptandıktan sonra asıl nedene yönelik tedaviler düzenlenecektir. Kompleks ateşli havale geçiren çocuklara uzunca bir süre (6 ay-2 yıl) havale önleyici ilaç kullanılması gerekebilir.
ZEHİRLENMELER [Genel Bilgiler]
Zehirli maddelerin yanlışlıkla yutulması en sık 1-5 yaş grubu çocuklarda oluşur. Bunun nedeni, çocukların bu devrede çevreye olan ilgisinin artmış olmasıdır. Hareketli ve meraklıdırlar. Eğer ilaçlar ve kimyasal maddeler kolayca erişilebilecek yerlere bırakılırsa dikkatsizlik ve tedbirsizliğin faturası ağır olabilir. Daha büyük çocuklarda zehirlenmeler intihar girişimlerine bağlı ilaç doz aşımlarıyla ilişkilidir.
Genel olarak bakıldığında, zehirlenmelerin çoğu yanlışlık sonucu ve evde meydana gelmektedir (%90). Olguların çoğunda zehirlenme belirtileri yoktur. Ölümle sonuçlanan zehirlenmeler oldukça nadirdir (% 0,01).
Küçük çocuklarda sıklıkla zehirlenmeye yol açan maddeler aile bireylerine ait ilaçlar, temizlik malzemeleri, cila eriyikleri, bazı bitkiler ve kozmetiklerdir. Ölümcül zehirlenmeler karbonmonoksit (~duman), ilaçlar (aspirin, depresyon tedavisi ilaçları, kalp ilaçları, kan yapıcı ilaçlar) ve zararlı hayvanları yok etmek için kullanılan zehirlerle oluşmaktadır. Zehirlenme meydana geldiğinde aile üyelerinin yapabileceği girişimler sınırlıdır. Bu nedenle zehirlenmeye yol açabilecek olumsuz çevre koşullarının ortadan kaldırılması, iyi bir eğitim ve korunma çok önemlidir.
Toksik maddeler evlerde çoğunlukla mutfak ve banyoda bulunur.
Evin bu bölümlerinde ilaç ve kimyasal maddeleri yüksekte ve kilitli dolaplarda bulundurunuz.
Gazyağı ve diğer zehirli sıvıları gazoz vb şişelere koymayınız.
Kimyasal maddeleri mutlaka etiketleyip kaldırınız.
Böcek zehiriyle bulaşmış giysileri çocuklardan uzak tutunuz, elletmeyiniz. Cilde temas söz konusuysa bol sabunlu suyla yıkayınız.
Eski ve kullanılmayan ilaçları atınız. Kullanmakta olduğunuz ilaçları masada ya da çantada bırakmayınız.
Çocuk zehiri alırsa derhal doktorunuzu arayınız ve direktifleri doğrultusunda hareket ediniz.
Her zehirli madde alımında kusturma uygun değildir. Asitli maddeler mideye indikten sonra kusulurken yemek borusunu bir kez daha yakarlar. Bu, istenmeyen bir durumdur. Asitler ve gazyağı gibi maddeler kusma sırasında akciğerlere kaçabilir, ciddi kimyasal zatürre tablosuna yol açabilirler. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da şudur: Bilinci yerinde olmayan çocuk kesinlikle kusturulmaz. Kısaca, kusturup kusturmayacağınızı, gerekliyse nasıl kusturacağınızı doktorunuza sorunuz. Ardından çocuğunuzu hastaneye götürünüz. Kusturma, zehirlenme tedavisinde birinci basamak girişimdir. Bundan sonrası hastanede hekim gözetiminde deneyimli kişilerce gerçekleştirilecektir.
Çocuğunuzun neyle zehirlendiğinden emin değilseniz, evde onun erişebileceği her türlü ilaç ve kimyasal maddeyi yanınızda getiriniz. Eğer acilen evden çıkmanız gerekli olduysa arkanızda bu işi yapacak bir kişi bırakınız.
Çocukları, zehirlenme ve olası sonuçlarından korumak birincil olarak ebeveynlerin sorumluluğudur. İhmal, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu hayati tehlike söz konusu olursa ilgililerin yasal girişimlerde bulunması kaçınılmaz olur.