- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Çocuğunuzun ''çocuk'' Olduğunu Unutmayın
Aile içerisindeki demokrasi kavramı sadece çocuk merkezli ilerlememelidir. Anne-baba-çocuk üzerinden "aile merkezli" ilerlemelidir.
Çocuk merkezli ailelerde patron çocuktur. Bunun nedeni anne-baba-çocuk rollerinin karışmasından kaynaklanır. Günümüzde birçok ebeveynin yaptığı en büyük hata tam olarak budur. Çocukları kendimiz gibi görüp onları da yetişkin kategorisine koyarak onlarla iletişim kurarız. Onlara kendi doğrularımızı anlatır ve onların bunları anlayarak hemen uyum sağlamalarını bekleriz. Oysa ki bu çok yanlıştır ve onların bakış açıları, anlayışları her şeyleri farklıdır. Bu nedenle de çocuklarımız ile kuracağımız iletişimde farklı yolları denemek büyük önem taşımaktadır. Aslında burada "demokratik aile" kavramı yanlış anlamlandırılmaktadır. Demokratik Aile demek çocuk merkezli aile demek değildir. Rollerin çizildiği,işbirliğinin olduğu aile için demokratik aile kavramı daha uygun bir kavramdır.
Patron çocuk olduğunda, anne-babanın kendisine yetişkin rollerini vermesi nedeniyle yaşıtlarıyla iletişime geçmekte güçlük çeker. Onlara yetişkin gibi davrandığından sosyal uyumda zorlanır. Sınırları olan bir aile de herkes kendi görev ve sorumluluklarını bilir. Daha az kavga, tartışma ve stres yaşanır. Ailede en çok tartışmalar çocuklara sınır konulamadığı için çıkar. Bu tartışmaların sık yaşanması çiftlerin ve tüm ailenin huzurunu kaçırır. Diğer taraftan çocuğuna sınır koyan anne babalar bu tartışmaları yaşamaz. Çünkü çocuklarıyla güç kavgasına girmez, ona seçenekler sunarak sınır koyarlar. Böylece aile daha mutlu ve huzurlu olur. Bu ailede büyüyen çocuk da daha mutlu büyür. Her şeyden önce çocuğunuzun henüz çocuk olduğunu unutmayın. Yetişkin rollerini alan çocuklar ergenlik döneminde çok büyük zorluk yaşarlar. Çünkü duygusal gelişim açısından çocukluğunu yaş dönemine özgü yaşamadığından bir süre sonra isyan etmeye başlarlar. Bu da öfkelerini daha ağır ifade etmelerine neden olur.
Model aldıkları yetişkinlerin davranışlarını anlayacak ve yorumlayacak olgunlukta olmadıkları için yaşlarının çok üstündeki davranışları taklit yoluna gidiyorlar. Yaşının gerektirdiği ruhsal süreçleri vaktinde yaşayamayan çocuk, çocukluğunu yaşamadan bir yetişkin haline geliyor.
Aile içerisindeki demokrasi kavramı sadece çocuk merkezli ilerlememelidir. Anne-baba-çocuk üzerinden "aile merkezli" ilerlemelidir.
Çocuk merkezli ailelerde patron çocuktur. Bunun nedeni anne-baba-çocuk rollerinin karışmasından kaynaklanır. Günümüzde birçok ebeveynin yaptığı en büyük hata tam olarak budur. Çocukları kendimiz gibi görüp onları da yetişkin kategorisine koyarak onlarla iletişim kurarız. Onlara kendi doğrularımızı anlatır ve onların bunları anlayarak hemen uyum sağlamalarını bekleriz. Oysa ki bu çok yanlıştır ve onların bakış açıları, anlayışları her şeyleri farklıdır. Bu nedenle de çocuklarımız ile kuracağımız iletişimde farklı yolları denemek büyük önem taşımaktadır. Aslında burada "demokratik aile" kavramı yanlış anlamlandırılmaktadır. Demokratik Aile demek çocuk merkezli aile demek değildir. Rollerin çizildiği,işbirliğinin olduğu aile için demokratik aile kavramı daha uygun bir kavramdır.
Patron çocuk olduğunda, anne-babanın kendisine yetişkin rollerini vermesi nedeniyle yaşıtlarıyla iletişime geçmekte güçlük çeker. Onlara yetişkin gibi davrandığından sosyal uyumda zorlanır. Sınırları olan bir aile de herkes kendi görev ve sorumluluklarını bilir. Daha az kavga, tartışma ve stres yaşanır. Ailede en çok tartışmalar çocuklara sınır konulamadığı için çıkar. Bu tartışmaların sık yaşanması çiftlerin ve tüm ailenin huzurunu kaçırır. Diğer taraftan çocuğuna sınır koyan anne babalar bu tartışmaları yaşamaz. Çünkü çocuklarıyla güç kavgasına girmez, ona seçenekler sunarak sınır koyarlar. Böylece aile daha mutlu ve huzurlu olur. Bu ailede büyüyen çocuk da daha mutlu büyür. Her şeyden önce çocuğunuzun henüz çocuk olduğunu unutmayın. Yetişkin rollerini alan çocuklar ergenlik döneminde çok büyük zorluk yaşarlar. Çünkü duygusal gelişim açısından çocukluğunu yaş dönemine özgü yaşamadığından bir süre sonra isyan etmeye başlarlar. Bu da öfkelerini daha ağır ifade etmelerine neden olur.
Model aldıkları yetişkinlerin davranışlarını anlayacak ve yorumlayacak olgunlukta olmadıkları için yaşlarının çok üstündeki davranışları taklit yoluna gidiyorlar. Yaşının gerektirdiği ruhsal süreçleri vaktinde yaşayamayan çocuk, çocukluğunu yaşamadan bir yetişkin haline geliyor.