Çocuğunuzu aşırı hoşgörü ve övgü ile büyütmeyin
Aşırı hoşgörü ve övgü ile büyütülen, her istediği yapılan çocuklarda narsizim yani kendini beğenmişlik hastalığı ortaya çıkıyor.
Aşırı hoşgörü ve övgü ile büyütülen, her istediği yapılan çocuklarda narsizim yani kendini beğenmişlik hastalığı ortaya çıkıyor.
Çocuk yetiştirirken ebeveynlerin farkında olmadan yaptıkları hatalar, çocukları narsistliğe sürüklüyor. Aşırı hoşgörü ve övgüyle büyütülen, her istediği yapılan çocuklarda "narsizm" adı verilen kişilik bozukluğu gelişiyor. Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, çocukların kendi benliklerini keşfederken yanlış bir algıya kapılmamaları için ebeveynlere büyük görevler düştüğünü belirtiyor.
Narsizim nedir
Kendini beğenmişlik hastalığı olan narsizimde kişiler, her şeyi çok iyi bildiklerini düşünür, sürekli takdir edilmeyi bekler, eleştiriden hoşlanmaz ve başkalarının ne hissettiğini önemsemezler. Her başarıyı sahiplenirler, sürekli pohpohlanmayı beklerler. Kişilik bozuklukları içinde en sinsi olanı 'narsist kişilik bozukluğu'dur. Yapılan araştırmalar, narsisizmin yeni nesillerde çok daha yaygın olduğunu ve narsisimin temelinin çocukluk yıllarına dayandığını gösteriyor.
Çocuklarda narsizm gelişmesinde ailenin rolü büyük
'Her istediği olunca çocuğum mutlu olacak' düşüncesi, ebeveynlerin doğru bildiği yanlışlardan biridir. Çocuğa aşırı övgüler yağdıran, onların her istediğini yapan, sınırsız özgürlük tanırken beraberinde sorumluluk vermeyen ebeveynler bu tutumları ile hiçbir şeyden mutlu olamayan, öfkeli, kıskanç bireyler yetiştirerek farkında olmadan onlara en büyük zararı veriyor.
Hayatlarını çocuklarının istediği gibi şekillendiren, onlara hayır diyemeyen ebeveynler farkında olmadan çocuklara 'her zaman ben haklıyım', 'benim isteklerim önceliklidir ve hemen yapılmalıdır' mesajlarını iletiyorlar. Dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden çocuk ise hayatın içine karıştığında da her zaman haklı olduğunu ve tüm diğer insanlardan üstün olduğunu zannediyor. Benmerkezci olarak yetiştirilen bu çocuklar hayatın zorluklarını gördüklerinde hayal kırıklığına uğrayıp mutsuz oluyorlar. Her durumda ve her ilişkide özel olma arayışı içinde oldukları için okula başladıklarında da yaşıtlarıyla eşit muamele görmeyi kabullenemiyorlar.
Ruh sağlıkları için kurallara ihtiyaçları var
Çocuklar anlık düşünürler, dürtü ve isteklerini erteleyemezler. Çoğu zaman davranışlarının neye sebep olacağını düşünemezler. Onlara neyin doğru neyin yanlış olduğunu ve bazı toplumsal kuralları öğretmek ebeveynlerin sorumluluğudur. Tabii ebeveynler bunu yaparlarken kendi davranışlarıyla onlara örnek olduklarını da kesinlikle unutmamalıdırlar.
Toplumla uyumlu sağlıklı çocuklar yetiştirmek için çocukların sınırlarını belirlemek, gerektiği yerde "hayır" demeyi bilmek gerekli. Hayır dediğiniz zaman çocuğunuza sınır koymuş olursunuz. Net sınırlar çocuğunuzu incitmez aksine size güven duymasını sağlar. Elbette hayırlarda tutarlı olmak da çok önemli. Çocuğunuz, başkalarının haklarına saygı duyan, sorumluluk sahibi, ruhsal olarak sağlıklı bireyler olmaları için erken yaşlarda ertelemelere, beklemelere, vazgeçmelere ve kurallara uymaya alışmalı.
Tabii ki bu kurallar konulurken çocukla sıcak ve duygusal bir ilişki geliştirilmelidir. Kural tanımayan, her istediği yapılmış, söz dinlemeyen çocuklar hayatın olumsuz ve zor şartlarını öğrenmeden büyür. Birer yetişkin olduklarında ise evlilik ve aile sorumluluklarını taşımakta zorlanırlar. Ayrıca benmerkezci tutumları nedeni ile sosyal çevre tarafından dışlanabilirler.
Kendini beğenmiş bir nesil yetişiyor
Günümüz dünyası gittikçe bireyselleşiyor ve kendini beğenmiş bir nesil yetişiyor. Bu durumun ortaya çıkmasındaki en önemli neden evde ve ev dışında ortak paylaşımın ve paylaşım alanlarının azalmasıdır. Çocuğunuzun "narsist" olmasını istemiyorsanız onlara 'bireysel' değil, 'kolektif' hareket etmeyi öğretmek gerekiyor.
Evin içinde yeni düzenlemeler yapın
Paydaşlığı artırmak, modern toplumun insanlara dayattığı alışkanlıklara tutsak olmamak için evin içinde yeni düzenlemeler yapılabilir. Akşam yemeklerini beraber yemek, hiç olmazsa haftanın birkaç günü televizyonu tamamen kapatıp ailece sohbet etmek, arkadaş ya da komşu ziyareti yapmak faydalı olacaktır. Çocuk gittiği yerlerde akranları ile vakit geçirerek iletişim kurmayı, dayanışmayı ve kolektif hareket edebilmeyi öğrenecektir. Çocuklar ancak bu ve buna benzer faaliyetlerle benmerkezci duygularını bırakabilirler.