Bir zamanlar cimri bir adam yaşarmış. Bu adam öyle cimriymiş öyle cimriymiş ki, bütün mallarını altınla değiştirmiş. Bir çuval altını olunca da gidip bir ağacın dibine gömmüş.
Gelgelelim aklı hep altınlarındaymış. Altınlarını düşünmekten, bir zaman sonra gözüne uyku girmez olmuş. Yemeden içmeden kesilmiş. Gece gündüz demez, aklına estiği zaman gider, toprağı kazarmış. Sonra da altınlarını bir bir sayarmış.
Rastlantı bu ya oradan geçen biri olanları uzaktan görmüş. Adam bu işin her gün tekrarlandığını anlayınca, durumdan şüphelenmiş.
"Bu adam delinin biri." diye düşünmüş.
Bir zaman sonra bizim cimri yine o ağacın altına gidip, toprağı kazmış. Kazmış ama altınlar yerinde yok! Ne yapacağını şaşırarak, başlamış dövünmeye, çırpınmaya.
Uzun zamandır cimriyi gözleyen adam da sonunda dayanamayarak;
"Ne var? Ne oldu da böyle ağlıyorsun?" diye sormuş.
Cimri cevap vermiş;
- Daha ne olsun? Altınlarım yok olmuş. Hepsi çalınmış!
Olan biteni bilen adam da;
- Altının ha varmış, ha yokmuş. Harcayamadıktan sonra bir taş al, altın yerine onu göm. Senin için hiç fark etmez, demiş.
Gelgelelim aklı hep altınlarındaymış. Altınlarını düşünmekten, bir zaman sonra gözüne uyku girmez olmuş. Yemeden içmeden kesilmiş. Gece gündüz demez, aklına estiği zaman gider, toprağı kazarmış. Sonra da altınlarını bir bir sayarmış.
Rastlantı bu ya oradan geçen biri olanları uzaktan görmüş. Adam bu işin her gün tekrarlandığını anlayınca, durumdan şüphelenmiş.
"Bu adam delinin biri." diye düşünmüş.
Bir zaman sonra bizim cimri yine o ağacın altına gidip, toprağı kazmış. Kazmış ama altınlar yerinde yok! Ne yapacağını şaşırarak, başlamış dövünmeye, çırpınmaya.
Uzun zamandır cimriyi gözleyen adam da sonunda dayanamayarak;
"Ne var? Ne oldu da böyle ağlıyorsun?" diye sormuş.
Cimri cevap vermiş;
- Daha ne olsun? Altınlarım yok olmuş. Hepsi çalınmış!
Olan biteni bilen adam da;
- Altının ha varmış, ha yokmuş. Harcayamadıktan sonra bir taş al, altın yerine onu göm. Senin için hiç fark etmez, demiş.