16.Ağustos.1920 09.Mart.1994
Andernach, Almanya Kaliforniya, A.B.D.
Şair, Yazar
Henry Charles Bukowski, 1920 doğumlu Amerikalı şair ve yazar. Binlerce şiir, yüzlerce kısa hikaye, 6 roman yazmıştır ve bu eserleri 50den fazla kitapta toplanmıştır. Eserlerinde Los Angelestaki hayatından çok etkilendiği görülür. Tarzı en çok taklit edilen yazarlardan biridir.
Biyografi
Bukowski, 16 Ağustos 1920 tarihinde Andernach, Almanyada dünyaya geldi. Asıl adı Heinrich Karl Bukowskiydi. Annesi Katharina Fett bir Almandı ve kadın terzisiydi, babası ise Polonya kökenli bir Amerikalıydı, askerdi. İkili Birinci Dünya Savaşı sonunda tanışmıştı. Bukowski 2 yaşındaylen ailesi Los Angelesa taşındı. Yazarın Ham on Rye romanında detaylı biçimde anlattığına göre babası sürekli işsizdi ve Bukowskiyi sürekli döverdi. Los Angeles Lisesinden mezun olduktan sonra Los Angeles Üniversitesine kaydolan Bukowski burada edebiyat, gazetecilik ve sanat dersleri aldı, 2 yıl sonunda okulu bıraktı. Yazar sadece babasına değil, tüm topluma aldığı karşı tavrı bu dönemlerde filizlendirmişti. Çok küçük yaşta alkolle tanıştı.
Okul yıllarında Bukowski eline geçen herşeyi okumaya ve hikayeler yazmaya başlamıştı. Birgün babası hikayelerinden bazılarını buldu ve öfkeden deliye dönmüş bir şekilde tüm eşyalarını ve yazılarını yok etti. Bunun üzerine Bukowski evi terk etti.
24 yaşına geldiğinde, yazarın Aftermath of a Lengthy Rejection Slip adlı kısa hikayesi Story Magazine adlı dergide basıldı. Bu, kariyeri için bir dönüm noktası idi. Bundan 2 yıl sonra 20 Tanks From Kasseldown hikayesi Portfolio III dergisinde yayınlandı. Bukowski, hikayelerinin yavaş gelişen basım sürecinde hayal kırıklığına uğrayarak yaklaşık 10 yıl boyunca yazı yazmadı. Bu 10 yıl boyunca Los Angelesta yaşamaya devam etti ancak bir yandan da Amerikanın dört bir yanını dolaşarak tuhaf işlerde çalıştı. 1950lerin başında Los Angelesta postacı olarak çalışmaya başladı ama bu işi de 2.5 yıl sonra bıraktı. 1955te ülser yüzünden hastaneye kaldırıldı. Ölümden dönmüştü. Hastaneden çıktıktan sonra şiir yazmaya başladı. 1957de yazar ve şair Barbara Fryela evlendi. Frye, Harlequin adında bir şiir dergisi çıkarıyordu. Tanışmalarından önce Frye, Bukowskiye boynunu kısa gösteren ve doğuştan gelen hastalığı yüzüden kimsenin onla evlenmeyeceğinden korktuğunu söyleyen bir mektup yazmıştı. Bukowski de bu mektuba karşılık olarak onunla evlenebileceğini söylemişti. Çift, 1959da boşandı. Bu boşanmanın ardından Bukowski yeniden içki içmeye ve şiir yazmaya başladı. Aynı yıl, ilk şiir kitabı olan Flower, Fist and Bestial Wail piyasaya sürüldü.
Yazar, bu sıralarda postanedeki eski işine geri döndü ve 10 yılı aşkın bir süre bu işi yaptı. Birlikte yaşadığı ancak hiç evlenmediği Frances Smithten 1964 yılında Mariana Louise Bukowski adlı bir kızı oldu. Tusconda yaşamaya başladı. Burada Jon ve Gypsy Lou Webble tanıştı. Webbler, The Outsider adında bir dergi çıkarıyordu ve Bukowskinin bazı şiirlerini bu dergide yayınladılar. Yazar, Jon ve Gypsy Lounun bir arkadaşı olan Franz Douskey ile bu sırada tanıştı. Dördü, sürekli olarak Webblerin evinde zaman geçiriyorlardı. 1969da, yayıncı John Martinden ayda 100$ maaş karşılığında Black Sparrow Yayıncılıktan (şimdiki ismiyle HarperColins/ECCO) çalışma teklifi alan Bukowski, postanedeki işini bırakıp tüm zamanını yazarlığa ayırma kararı aldı. Bukowski bu kararı için postacı olarak kalmak ya da yazar olup açlıktan sürünmek arasında kaldığını ve ikinci seçeneği tercih ettiğini söylemişti. Postaneden ayrıldıktan sonraki 1 ay içinde, yazar, ilk romanı Post Officei bitirdi. Bukowski fenomeni bu noktada hız kazanmaya başladı. Kendisine karşı olan inancına ve finansal yardımlarına karşılık olarak, Bukowski kitaplarının birçoğunu Black Sparrowdan çıkarttı. 1976da Linda Lee Beighlela tanışan yazar, 2 yıl onunla birlikte yaşadıktan sonra Doğu Hollywooda taşındı. Women ve Hollywood adlı kitaplarında Sara adıyla anılan Beighle ve Bukowski, 1985 yılında evlendi.
Charles Bukowski, 9 Mart 1994te San Pedro, Kaliforniada lösemiden öldü. Pulp adlı romanını ölümünden kısa bir süre önce tamamlamıştı. Ölüm töreni Budist rahipler tarafından yönetildi. Yazarın mezar taşına Denemeyin yazıldı. Eşi Lindaya göre bunun anlamı şu; Eğer tüm zamanınızı deneyerek harcıyorsanız, tek yaptığınız denemek demektir. Bu yüzden denemeyin, sadece yapın.
Eleştirmenler, Bukowskinin yapıtlarının erkeklerin fantazilerinin detaylı bir tasviri olduğunu düşünüyordu çünkü yazar, eserlerinde her zaman sorumsuz, özgür ve serseriydi. Ölümünden sonra da hayatı ve eserleri hakkında birçok eleştiri kitabı basıldı. Alkol problemi olan ve hayattan hoşnutsuz birçok insan için bir rol modeli olsa da, Bukowski akademik çevrelerden hiçbir zaman yeterli ilgiyi göremedi. Ancak Bukowski hakkında onlarca eleştirel kitap yayınlandı.
ECCO Yayınevi, halen yazarın küçük çaplı dergilerde çıkan hikayelerini kitap halinde yayınlamakta. Eşi Linda, yazarın arşivini 2006 yılında Huntington Kütüphanesine bağışladı. Bukowskinin hayatının anlatıldığı ya da kitaplarından uyarlanan belgesel ve filmler ise şöyle: Bukowski (1973), Tales of Ordinary Madness (1981), Mickey Rourke ve Faye Dunawayin rol aldığı 1987 yapımı Barfly (Bukowskinin Hollywood adlı romanında bu filmin çekimleri anlatılmaktadır), Belçika yapımı Crazy Love (1987), Cold Moon (1988), Bono, Tom Waits, Sean Penn gibi Bukowski hayranı ünlülerin yer aldığı Bukowski: Born Into This (2004), Yunanistan yapımı Social Dinner (2004), aynı adlı romanından uyarlanan ve Matt Dillonun oynadığı Factotum (2004) ve Bring Me Your Love (2006).
Bukowskinin bir yazar olarak kullandığı favori öğelerden biri Los Angelestı. Bu şehri ne kadar çok sevdiğini birçok röportajında tekrar tekrar dile getirmiş, ruhen her zaman orada olacağını söylemişti. John Fante, Fyodor Dostoyevsky, Anton Chekhov, Ernest Hemingway, yazarın etkilendiği isimlerdi.
Bukowski, kitaplarında kendisi için Henry Chinaski ismini kullanır. Eserlerinde alkol, uyuşturucu, seks ve sefil hayatlardan bahseder. Bazen olağadışı öğeleri kullanır. Çoğunlukla kendi hayatından kesitler sunar ve bunu her zaman keskin ve süssüz cümleler kullanarak yapar. Geniş bir hayalgücüne ve ufka sahiptir. Başlıca tutkuları at yarışı, kadınlar ve alkoldür. Sean Penn, 1995 yapımı The Crossing Guard adlı filmini yazara ithaf etmiş ve onu çok özlediğini söylemiştir. Jean Genet ve Jean-Paul Sartre, Bukowskiyi Amerikanın en iyi şairi olarak tasvir eder.