• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley

Pamira

Moderatör
İçerik Üreticisi
Üyelik Tarihi
22 May 2019
Konular
2,801
Mesajlar
9,706
MFC Puanı
60,560
Aldous Huxley’nin 1932 yılında yayımlanan Cesur Yeni Dünya (Brave New World) romanı bir karşı-ütopya(distopya)dır. 2500’lü yıllarda hüküm süren baskıcı bir devlet ve mağdur edilen kitleler anlatılır. Huxley’nin gelecek öngörüsünde: bireyselliğin yok edildiği, ailenin, dinin, edebiyatın, sanatın olmadığı bir düzen vardır. Yevgeni Zamyatin’in 1920 tarihli, Biz isimli karşı ütopyasından esinlenmiştir. Adını William Shakespeare’in 1611 tarihli Fırtına adlı eserinden alır:

“ Bu kadar bunca yakışıklı varlık varıp gelmiş buraya
Ne güzel şeymiş meğer insanlık
Böyle dünyalıları olan,
Yaşasın bu yaman, bu cesur yeni dünya .”

Yeni Dünya adlı, kimilerince ütopya olarak da nitelendirilen toplum, montaj hattının mucitlerinden Henry Ford’a atıfla, Fordizm adlı bir düşüncenin eseridir. Bu toplumda seri üretim ve tüketim insanların kendilerine yabancılaşmasına sebep olmuştur. Maddi varlık diğer tüm değerlerden üstün tutulmuş, insanların nesnelerden farkı kalmamıştır. Takvimler milattan önce-sonra değil Ford’dan önce ve sonra biçiminde düzenlenmiştir. FS. 640 yılında(ms. 2540) tüketim odaklı bir toplumun değerlerini yitirmesini ve eski tip duygusal toplulukların vahşi olarak dışlanmasını görürüz.

Huxley’e göre bugünkü batı dünyasının ve ayrıca romandaki yeni dünyanın başarı saydığı gelişmeler insanlığa ait değerleri yok etmektedir. Tüketim kültürü ve yabancılaşma insan uygarlığının sonunu hazırlamaktadır. Bu yüzden karşı ütopyasında günümüzün gittiği yolu betimlemiştir. Bu şekilde giderse Cesur Yeni Dünya gerçek olacaktır. Huxley bunu 600 yıl ileriye yazsa da, daha sonra sürenin tek yüzyıla kadar kısalabileceğini söylemiştir. Tüketim beklediğinden hızlı biçimde çoğalmaktadır.

Eserde insanların şişe içinde vücut dışı döllenmeyle seri bantta üretilmeleri, Fordizmin biyolojik bir uygulamasıdır. Cesur Yeni Dünya’da edebiyat ve sanat yıkılmıştır. Teknoloji ve sürekli mutluluk gayesi ile unutturulmuştur. Toplum subliminal mesajlar, bilinçaltı telkinleri ve soma adı verilen uyuşturucularla düzene uydurulmaktadır. Soma ile hayata ilişkin kaygılar unutulmaktadır.

Cesur Yeni Dünya devletine “özdeşlik ve istikrar” hakimdir. insanın doğumundan olgunlaşmasına kadar tüm gelişim evrelerine müdahale edilir. İnsan dünyaya doğarak gelmez. Kendileri için belirlenmiş olan rolleri yerine getirebilmek için şişe içinde, vücut dışı döllenme yoluyla seri olarak üretilmektedir. Bokanovski adı verilen bu yöntem sayesinde tek yumurtadan doksan altı ikiz üretilir. Yapay insanların, hayatları da yapay olur. Bir makine gibi sosyal rolleri belirlenir ve sınıflarının dışına çıkamazlar.

Katı bir kast düzeninin olduğu dünyada toplum, ‘Delta’, ‘Alfa’, ‘Beta’, ‘Gama’ ve ‘Epsilon’ olmak üzere beş sınıfa ayrılmaktadır. Sınıflar arası geçişin olmadığı bu toplumda herkes kendi görevine şartlanmıştır. Çalışmak çok önemlidir. Az çalışmak mümkünken, daha çoğu için insanlar şartlandırılır. En düşük sınıf olan Epsilonlar gün içinde yaklaşık yedi buçuk saat çalışmaktadırlar. Devletin ürettiği bu insanlara belirlenenden fazla boş zaman bırakmak onları düşünmeye sevk etmek demektir ve düşünmek de toplumda huzursuzluk yaratır.

Herkesin herkese ait olduğu, onarım yerine yenisinin satın alındığı bir düzen vardır. Tamamen mal odaklıdır. İnsan da bir mal olarak tasavvur edilmiştir. Anlık zevk görüşü hakimdir. ‘Bu günün eğlencesini yarına bırakma’ sloganı yaygındır. Gelecek’ ya da ‘geçmiş’ kaygısı olmaksızın şimdide yaşanmaktadır. Herkesin mutlu olduğu bir dünya tasvir edilmektedir. Tabi bu yapay bir mutluluktur. Her şeye devlet karar vermektedir. Mutluluğun tanımını, zamanını belirlemektedir. Mutlu ol denmedikçe mutlu olunamaz. Bu da bizim anladığımız mutluluk sayılmaz.

Cesur Yeni Dünyalılar düşünmemek, sorgulamamak, çözüm üretmemek üzere üretilmişlerdir. Sıkıntı ve hüzün oluştuğunda soma adlı uyuşturucudan içmek gerekir. Öfkeyi yatıştıran, insana sabır veren ve dinginlik veren soma mutluluk demektir. Bireyin değil toplumun ön planda tutulduğu Cesur Yeni Dünya’da, kişinin yalnız ve boş kalmaması için çalışılmaktadır. Çünkü kişi yalnız kaldığında ve yapacak bir işi olmadığında düşünür. Düşünme şüpheye yol açar. İstikrarı bozabileceğinden, sistem için bir tehdittir. Bireyler yalnız bırakılmaz. Birbirlerini de tüketmeleri teşvik edilerek, meşgul edilirler.

CESUR YENİ DÜNYA’DA KARAKTERLER

Bernard Marx: Bernard Marx, Cesur Yeni Dünya’da Kuluçkalama ve Şartlandırma Merkezi’nde beta sınıfına ait bir uzmandır. Şişe içinde üretimi yapılırken kanına yanlışlıkla alkol karıştırıldığı için Alfa sınıfına ait olması gerekirken beta sınıfına dâhil edilmiş bir karakterdir. Yaşadığı ortamla ve değer yargılarıyla çatışma içinde olan Bernard, toplum tarafından farklı bulunan, birey olduğunun bilincinde olan ve diğer insanlarla olan bu farkını bildiğinden kendini yalnız, depresif hissetmekte ve kendini anlayacak birini aramaktadır. Lenina isimli karaktere ilgi duymaktadır. Diğer karakterlerden farklı olarak içinde yaşamak zorunda olduğu sistemi sorgulayan Bernard, sistemde herkesin herkese ait olma fikrini benimsememektedir.

Lenina Crowne: Genç, güzel ve çekici bir Alfa olarak üretilmiştir. Ford’un sağladığı olanaklar yüzünden ona şükran duymaktadır. Erkekler nezdinde popüler olması Lenina’nın hoşuna gitmektedir. Bernard ile Lenina ‘Vahşi Ayrı Dünya’ adı verilen bir yere gider. İlkel yaşamın hala sürmekte olduğunu, insanların hala evlendiklerini ve doğal yöntemlerle çocuk doğurabildiklerini ve insan gibi öldüklerini görürler.

Mustapha Mond: Mustapha Mond, Yeni Dünya’nın önde gelen on denetçisinden biri ve otoritenin temsilcidir. Eski bir bilim adamı olan Mond, katıksız bilimle uğraşma alternatifini reddederek yönetici olmuştur. Mond, tarihin silinmesi, duyguların gereksizliği, bilimin sadece öngörülen düzeyde kullanılması gerektiğini düşünen bir karakter olarak, istikrarı bilime tercih etmektedir. Ülkesini modernize eden ve devrim niteliğinde politikalar güden Mustafa Kemal Atatürk ve yenilikçi İngiliz sanayicisi Alfred Mond’dan esinlenilmiştir.

Linda: John’un biyolojik annesidir. Gençliğini Cesur Yeni Dünya’da dölleme bölümünde çalışarak geçiren Linda, hayatını ayrık vahşi bölgedesürdürmektedir. Farklı olduğu için o da yerliler arasında John gibi kabul görmemektedir.

John (Vahşi): Cesur Yeni Dünya düzeninin dışında ‘vahşi ayrı dünya’ olarak adlandırılan bir bölgede yerliler arasında büyümüş, ancak
annesinin modern dünyadan gelen biri olduğu için onlar tarafından kabul görmemiş bir karakter olarak betimlenmiştir. Annesi Linda, Vahşi Ayrı Dünya’da kaldıkları süre boyunca John’a okuma ve yazma öğretmiş ve John annesinin eşyaları arasında bulduğu Shakespeare derlemesinden etkilerek yazarın bütün oyunlarını ezberlemiştir. Bernard’ın onu ve annesini Cesur Yeni Dünya’ya dünyaya getirmesinden sonrabu sistemi tanıyarak günden güne daha büyük bir nefret beslemeye başlamıştır. Annesinin ölümünden delta gibi düşük zekâlı, sadece çalışmaya ve soma almaya şartlanmış kişilere bile bu sistemin yanlışlığını anlatmaya çalışmıştır. Lenina’ya âşık ve onun için her şeyi yapmaya hazır olan ancak Lenina’nın bunu anlayamamasından dolayı büyük bir çaresizlik duyan John’un, bu çaresizliği zamanla nefrete dönüşmüştür.

KARAKTERLERİN SEMBOLİK KARŞILIKLARI
Bernard Marx, George Bernard Shaw ve Karl Marx
Lenina Crowne, Vladimir Lenin
Fanny Crowne, Fanny Kaplan
Polly Trotsky, Lev Troçki
Benito Hoover, Benito Mussolini, Herbert Hoover
Helmholtz Watson, Hermann von Helmholtz, John B. Watson
Darwin Bonaparte, Napoleon Bonaparte, Charles Darwin
Herbert Bakunin, Herbert Spencer, Mikhail Bakunin
Mustapha Mond, Mustafa Kemal Atatürk, Sir Alfred Mond
Primo Mellon, Miguel Primo de Rivera, Andrew Mellon
Sarojini Engels, Friedrich Engels, Sarojini Naidu
Fifi Bradlaugh, Charles Bradlaugh
Joanna Diesel, Rudolf Diesel
Jean-Jacques Habibullah, Jean-Jacques Rousseau, Habibullah Khan
 
Üst