-
- Üyelik Tarihi
- 12 Kas 2020
-
- Mesajlar
- 2,474
-
- MFC Puanı
- 29,290
Çernobil Faciası, 26 Nisan 1986 tarihinde Sovyetler Birliği'ne bağlı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktöründe gerçekleşen nükleer kazadır.
Kaza, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'ne göre bugüne kadar meydana gelmiş en büyük nükleer kazalardan biridir. Çernobil felaketi, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğinde en yüksek sınıflandırma oranı olan 7 ile ölçeklendirilmiştir. Bu sınıfta ölçeklendirilen yalnızca iki nükleer felaket bulunmaktadır. Bunlardan birisi Çernobil felaketi, diğeri ise 2011 yılında meydana gelen Fukuşima I Nükleer Santrali kazalarıdır. Felaket maliyeti ve kayıpları açısından tarihin en kötü iki nükleer felaketinden birisidir. Kaza sonrası 600.000'den fazla işçi nükleer faciaya müdahalede bulunmuş ve birçoğu radyasyona maruz kalmıştır.[kaynak belirtilmeli] Tahmini olarak yapılan masraf ise 18 milyar ruble olmuştur. Meydana gelen kaza esnasında ölen kişilerin sayısı 4.000-93.000 kişi civarında olmuştur.
Kaza 26 Nisan 1986 Cumartesi günü 4 numaralı reaktörde yapılan sistem testi esnasında başlamıştır. Çernobil Nükleer Santrali Pripyat kenti, Belarus idari sınırı ile Dinyeper Nehri yakınlarında bulunan bir RBMK reaktörüydü. Test esnasında ani ve beklenmedik bir güç dalgalanması fark edilerek acil durum butonuna basılmıştı fakat güç çıkışı daha fazla büyüyerek son noktaya ulaştığında buhar basıncı bir dizi tepkimeye neden oldu. Tüm bu olaylar nötron moderatör ile hava arasındaki grafitin birleşmesine neden oldu ve nükleer çekirdekte erime oldu. Tutuşma ile çıkan yangın atmosfere yükseldi. Böylece Pripyat başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya yüksek derecede nükleer serpinti bulutu yayıldı. Serpinti bulutu Sovyetler Birliği'nin batısı ile buradan Avrupa'ya ve Karadeniz üzerinden Türkiye'ye sürüklendi. 1986 yılından 2000 yılına kadar Belarus, Rusya ve Ukrayna'da ciddi olarak kirlenmiş bölgelerden toplam 350.400 kişi tahliye edildi. Rusya'nın resmî verilerine göre oluşan radyoaktif serpintiden en çok etkilenen yer %60 ile Belarus oldu. Çernobil kazasının ardından Rusya, Belarus ve Ukrayna sürekli olarak yaptığı dezenfekte işlemleri ile sağlık işlemlerinde yüklü derecede harcama yaptı.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından hazırlanan bir raporda kazanın çevresel sonuçları incelenmiştir.[6] UNSCEAR raporuna göre ise 2008 yılına kadar kazadan yüksek dozda radyasyona maruz kalan 4.000 kişiden 64'ünün radyasyon sonucu öldüğü doğrulanmıştır. Oluşturulan Çernobil Forumunda 200.000 acil müdahalede çalışan işçi, 116.000 kurtarılmış kişi ve kirlenmiş alanlardan tahliye edilen 270.000 kişinin bilgileri derlenmiştir. Akut radyasyon sendromuna bağlı olarak kazadan kısa süre sonra ölen 50 acil müdahale işçisinin ölümleri ile radyasyona bağlı olarak Tiroid kanseri ve radyasyona bağlı kanserden dolayı ölenler birleştirildiğinde, ölenlerin sayısı 3.940 olmuştur. Bunlardan tahmini olarak dokuzu çocuktur ve lösemi nedeniyle ölmüşlerdir.
2006 yılında hakemli bir dergi olan International Journal of Cancer isimli dergide Çernobil Forumu çalışmasının sonuçları farklı bir metodoloji ile takip edilmiş ve kanser nedeniyle öldüğü belirtilen ve kansere yakalanan kişilerde, sağ kalım oranları da dâhil edilerek herhangi bir tartışma ortamı oluşturulmasına imkân vermeyecek şekilde inceleme yapılmıştır. Bu çalışmada kaza nedeniyle tahminen 4.000 kişinin öldüğü açıklanmıştır.
"Tahmini olarak Avrupa'da tiroid kanserine yakalanan 1.000 vakâ ve diğer kanserlere yakalanan 4.000 vakaya Çernobil kazasının neden olmuş olabileceği düşünülmektedir ve bu miktarlar kazadan günümüze kadar yaşanan kanser vakalarının %0,01'ini temsil etmektedir. Modellemeler sonucunda 2065 yılına kadar radyasyona maruz kalmış 16.000 kişinin tiroid kanseri, 25.000 kişinin ise diğer kanserlere yakalanması beklenebilir. Diğer şekillerde kansere yakalanma oranları ise bu tarihe kadar birkaç yüz milyon olacaktır."
Union of Concerned Scientists isimli kâr amacı gütmeyen örgüt, doğrusal olmayan eşik modeline göre yapılan değerlendirmelerde sıfıra yakın radyasyon oranının eklenmediğini, bu nedenle daha geniş bir coğrafyanın da sonuçlara dâhil edildiğinde kaza nedeniyle 50.000'den fazla kişinin kansere yakalanacağını ve bunların 25.000'inin öleceğini tahmin ettiklerini açıkladı. Avrupa Yeşiller Partisi ise 2006 yılında yaptırdığı TORCH raporunda kansere yakalanan kişi miktarının 60.000 olacağını ve 30.000'inin kanser nedeniyle öleceğini öngördüğünü belirtti. Greenpeace ise 200.000'den fazla kişinin kaza nedeniyle kansere yakalanacağını açıkladı.
Kaza ile ilgili olarak Sovyetler Birliği hükûmeti, Sovyet nükleer güç endüstrisi ve prosedürleri hakkında ketum olmakla suçlandı.[kaynak belirtilmeli] 1980'lerde başlatılan Glasnost politikasına rağmen, hükûmetin Çernobil faciasını gizli tutmaya çalıştığı ve kaza ile ilgili olarak hızlı kararlar almayarak bu konuda sessiz kaldığı iddia edildi.
Çernobil Nükleer Santrali, daha önce görülmemiş bir mühendislik yöntemiyle 2016 yılında çelik kalkanla örtüldü. 275 metre genişliğinde, 108 metre uzunluğunda ve 36 bin ton ağırlığındaki kalkan, reaktörün üstünü örtecek şekilde inşa edildikten sonra kaydırma işlemiyle 5 günde reaktörün üzerine konumlandırıldı. 100 yıl boyunca radyoaktif sızıntıyı engellemesi beklenen kalkan 1,5 milyar dolara mal oldu.[9][10] Sökme ve temizlik faaliyetleri için, çelik çadırın içine 100 metre uzunluğunda iki köprü sistemi yapılıp, üzerine ray döşendi. Böylece vinç yardımıyla sökülecek reaktör parçalarını vagonlarla dışarı taşımak mümkün oldu. Reaktörün gövde ve parçalarının yanı sıra yaklaşık 150 ton nükleer yakıtın da dışarı çıkarılıp bertaraf edilmesi gerekmektedir.
Çevre Ülkelere Etkileri
Çernobil nükleer reaktöründeki patlama sonucunda çevre ülkelere yayılan radyoaktif parçacıkların büyüklüğü ve etkileri üzerine kazanın üzerinden geçen yıllarda ciddi bilimsel araştırmaların yapılmamış ve radyasyon seviyesini gösteren sayısal değerlerin açıklanmamış olması, patlamanın hemen sonrasında Türkiye üzerindeki etkilerle ilgili yeterli veriye ulaşmayı imkânsızlaştırmıştır.[12][13] Ancak Çernobil kazasının Avrupa üzerindeki etkilerini gösteren harita ve çizelgeler, radyoaktif serpintinin çok geniş bir alanda yayıldığı ve Avrupa'daki pek çok ülkeyi doğrudan etkilediğini gösterdiği gibi; ülkedeki kanser vakalarının artışının nedeninin Çernobil kazası olduğuna ilişkin kuşkular hâlâ devam etmektedir.
Türk Tabipler Birliği'nin ilk baskısı Nisan 2006'da yapılan "Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser" başlıklı raporunda, Çernobil nükleer reaktör kazası ile Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları arasındaki ilişkinin araştırılması sonuçları kamuoyuna sunulmuştur. Raporda Çernobil'deki patlama sonrasında oluşan radyoaktif bulutların 3 Mayıs 1986 Cumartesi günü Marmara'ya, 4-5 Mayıs günleri Batı Karadeniz'e, 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas'a, 7-9 Mayıs tarihlerinde Trabzon-Hopa'ya ulaştığı, 10 gün sonra da tüm Türkiye'ye radyoaktif parçacıkların yayıldığı belirtilmekte; çalışma sonucunda, Hopa’da kanser görülme sıklığı ile kanser nedeniyle ölümlerin, Türkiye’nin diğer coğrafi alanlarına göre daha fazla görülmesi olasılığının, araştırılmaya değer bir durum olduğunun ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Rapor, elde edilebilen veriler ışığında, bölgede Çernobil nükleer kazası ile gerek kanser olgu sayıları, gerekse kanserden ölümlerle ilgili kanıta dayalı nedensel bir bağlantı kurmanın olanaklı görünmekte olduğunu kabul ederek, bu konuda kesin sonuca varmak için daha ayrıntılı araştırmalar yapılması gerekliliğini vurgulamaktadır.
Turizm
Çernobil reaktör kazasının yaşandığı terkedilmiş bölge, 2011 yılında otoritelerin burayı ziyaret etmenin güvenli olduğunu duyurmasından beri kamuya ve turistik ziyaretlere açıktır. Felaketin kalıntılarına kendi gözleriyle tanık olmak ve görünmeyen tehlikenin cazibesi, dünyanın farklı yerlerinden turistler için bu bölgeyi cezbedici hale getirmektedir. Ukraynalı yetkililer tarafından yedi saat süren gezinin tehlike yaratmadığı ve çektirilecek bir röntgenle aynı seviyede ışına maruz bıraktığı belirtilmektedir. Gezi programı kapsamında reaktör alanı gezdirildikten sonra, birkaç kilometre uzaklıkta, enerji santrali çalışanları ve aileleri için inşa edilen Pripyat kentine gidilmektedir.[ Çernobil felaket bölgesinin turistik amaçların ötesine geçerek eğlence partileri düzenlenen bir yer haline gelmesi ise eleştiri konusu olmuştur.
Kaza, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'ne göre bugüne kadar meydana gelmiş en büyük nükleer kazalardan biridir. Çernobil felaketi, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğinde en yüksek sınıflandırma oranı olan 7 ile ölçeklendirilmiştir. Bu sınıfta ölçeklendirilen yalnızca iki nükleer felaket bulunmaktadır. Bunlardan birisi Çernobil felaketi, diğeri ise 2011 yılında meydana gelen Fukuşima I Nükleer Santrali kazalarıdır. Felaket maliyeti ve kayıpları açısından tarihin en kötü iki nükleer felaketinden birisidir. Kaza sonrası 600.000'den fazla işçi nükleer faciaya müdahalede bulunmuş ve birçoğu radyasyona maruz kalmıştır.[kaynak belirtilmeli] Tahmini olarak yapılan masraf ise 18 milyar ruble olmuştur. Meydana gelen kaza esnasında ölen kişilerin sayısı 4.000-93.000 kişi civarında olmuştur.
Kaza 26 Nisan 1986 Cumartesi günü 4 numaralı reaktörde yapılan sistem testi esnasında başlamıştır. Çernobil Nükleer Santrali Pripyat kenti, Belarus idari sınırı ile Dinyeper Nehri yakınlarında bulunan bir RBMK reaktörüydü. Test esnasında ani ve beklenmedik bir güç dalgalanması fark edilerek acil durum butonuna basılmıştı fakat güç çıkışı daha fazla büyüyerek son noktaya ulaştığında buhar basıncı bir dizi tepkimeye neden oldu. Tüm bu olaylar nötron moderatör ile hava arasındaki grafitin birleşmesine neden oldu ve nükleer çekirdekte erime oldu. Tutuşma ile çıkan yangın atmosfere yükseldi. Böylece Pripyat başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya yüksek derecede nükleer serpinti bulutu yayıldı. Serpinti bulutu Sovyetler Birliği'nin batısı ile buradan Avrupa'ya ve Karadeniz üzerinden Türkiye'ye sürüklendi. 1986 yılından 2000 yılına kadar Belarus, Rusya ve Ukrayna'da ciddi olarak kirlenmiş bölgelerden toplam 350.400 kişi tahliye edildi. Rusya'nın resmî verilerine göre oluşan radyoaktif serpintiden en çok etkilenen yer %60 ile Belarus oldu. Çernobil kazasının ardından Rusya, Belarus ve Ukrayna sürekli olarak yaptığı dezenfekte işlemleri ile sağlık işlemlerinde yüklü derecede harcama yaptı.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından hazırlanan bir raporda kazanın çevresel sonuçları incelenmiştir.[6] UNSCEAR raporuna göre ise 2008 yılına kadar kazadan yüksek dozda radyasyona maruz kalan 4.000 kişiden 64'ünün radyasyon sonucu öldüğü doğrulanmıştır. Oluşturulan Çernobil Forumunda 200.000 acil müdahalede çalışan işçi, 116.000 kurtarılmış kişi ve kirlenmiş alanlardan tahliye edilen 270.000 kişinin bilgileri derlenmiştir. Akut radyasyon sendromuna bağlı olarak kazadan kısa süre sonra ölen 50 acil müdahale işçisinin ölümleri ile radyasyona bağlı olarak Tiroid kanseri ve radyasyona bağlı kanserden dolayı ölenler birleştirildiğinde, ölenlerin sayısı 3.940 olmuştur. Bunlardan tahmini olarak dokuzu çocuktur ve lösemi nedeniyle ölmüşlerdir.
2006 yılında hakemli bir dergi olan International Journal of Cancer isimli dergide Çernobil Forumu çalışmasının sonuçları farklı bir metodoloji ile takip edilmiş ve kanser nedeniyle öldüğü belirtilen ve kansere yakalanan kişilerde, sağ kalım oranları da dâhil edilerek herhangi bir tartışma ortamı oluşturulmasına imkân vermeyecek şekilde inceleme yapılmıştır. Bu çalışmada kaza nedeniyle tahminen 4.000 kişinin öldüğü açıklanmıştır.
"Tahmini olarak Avrupa'da tiroid kanserine yakalanan 1.000 vakâ ve diğer kanserlere yakalanan 4.000 vakaya Çernobil kazasının neden olmuş olabileceği düşünülmektedir ve bu miktarlar kazadan günümüze kadar yaşanan kanser vakalarının %0,01'ini temsil etmektedir. Modellemeler sonucunda 2065 yılına kadar radyasyona maruz kalmış 16.000 kişinin tiroid kanseri, 25.000 kişinin ise diğer kanserlere yakalanması beklenebilir. Diğer şekillerde kansere yakalanma oranları ise bu tarihe kadar birkaç yüz milyon olacaktır."
Union of Concerned Scientists isimli kâr amacı gütmeyen örgüt, doğrusal olmayan eşik modeline göre yapılan değerlendirmelerde sıfıra yakın radyasyon oranının eklenmediğini, bu nedenle daha geniş bir coğrafyanın da sonuçlara dâhil edildiğinde kaza nedeniyle 50.000'den fazla kişinin kansere yakalanacağını ve bunların 25.000'inin öleceğini tahmin ettiklerini açıkladı. Avrupa Yeşiller Partisi ise 2006 yılında yaptırdığı TORCH raporunda kansere yakalanan kişi miktarının 60.000 olacağını ve 30.000'inin kanser nedeniyle öleceğini öngördüğünü belirtti. Greenpeace ise 200.000'den fazla kişinin kaza nedeniyle kansere yakalanacağını açıkladı.
Kaza ile ilgili olarak Sovyetler Birliği hükûmeti, Sovyet nükleer güç endüstrisi ve prosedürleri hakkında ketum olmakla suçlandı.[kaynak belirtilmeli] 1980'lerde başlatılan Glasnost politikasına rağmen, hükûmetin Çernobil faciasını gizli tutmaya çalıştığı ve kaza ile ilgili olarak hızlı kararlar almayarak bu konuda sessiz kaldığı iddia edildi.
Çernobil Nükleer Santrali, daha önce görülmemiş bir mühendislik yöntemiyle 2016 yılında çelik kalkanla örtüldü. 275 metre genişliğinde, 108 metre uzunluğunda ve 36 bin ton ağırlığındaki kalkan, reaktörün üstünü örtecek şekilde inşa edildikten sonra kaydırma işlemiyle 5 günde reaktörün üzerine konumlandırıldı. 100 yıl boyunca radyoaktif sızıntıyı engellemesi beklenen kalkan 1,5 milyar dolara mal oldu.[9][10] Sökme ve temizlik faaliyetleri için, çelik çadırın içine 100 metre uzunluğunda iki köprü sistemi yapılıp, üzerine ray döşendi. Böylece vinç yardımıyla sökülecek reaktör parçalarını vagonlarla dışarı taşımak mümkün oldu. Reaktörün gövde ve parçalarının yanı sıra yaklaşık 150 ton nükleer yakıtın da dışarı çıkarılıp bertaraf edilmesi gerekmektedir.
Çevre Ülkelere Etkileri
Çernobil nükleer reaktöründeki patlama sonucunda çevre ülkelere yayılan radyoaktif parçacıkların büyüklüğü ve etkileri üzerine kazanın üzerinden geçen yıllarda ciddi bilimsel araştırmaların yapılmamış ve radyasyon seviyesini gösteren sayısal değerlerin açıklanmamış olması, patlamanın hemen sonrasında Türkiye üzerindeki etkilerle ilgili yeterli veriye ulaşmayı imkânsızlaştırmıştır.[12][13] Ancak Çernobil kazasının Avrupa üzerindeki etkilerini gösteren harita ve çizelgeler, radyoaktif serpintinin çok geniş bir alanda yayıldığı ve Avrupa'daki pek çok ülkeyi doğrudan etkilediğini gösterdiği gibi; ülkedeki kanser vakalarının artışının nedeninin Çernobil kazası olduğuna ilişkin kuşkular hâlâ devam etmektedir.
Türk Tabipler Birliği'nin ilk baskısı Nisan 2006'da yapılan "Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser" başlıklı raporunda, Çernobil nükleer reaktör kazası ile Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları arasındaki ilişkinin araştırılması sonuçları kamuoyuna sunulmuştur. Raporda Çernobil'deki patlama sonrasında oluşan radyoaktif bulutların 3 Mayıs 1986 Cumartesi günü Marmara'ya, 4-5 Mayıs günleri Batı Karadeniz'e, 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas'a, 7-9 Mayıs tarihlerinde Trabzon-Hopa'ya ulaştığı, 10 gün sonra da tüm Türkiye'ye radyoaktif parçacıkların yayıldığı belirtilmekte; çalışma sonucunda, Hopa’da kanser görülme sıklığı ile kanser nedeniyle ölümlerin, Türkiye’nin diğer coğrafi alanlarına göre daha fazla görülmesi olasılığının, araştırılmaya değer bir durum olduğunun ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Rapor, elde edilebilen veriler ışığında, bölgede Çernobil nükleer kazası ile gerek kanser olgu sayıları, gerekse kanserden ölümlerle ilgili kanıta dayalı nedensel bir bağlantı kurmanın olanaklı görünmekte olduğunu kabul ederek, bu konuda kesin sonuca varmak için daha ayrıntılı araştırmalar yapılması gerekliliğini vurgulamaktadır.
Turizm
Çernobil reaktör kazasının yaşandığı terkedilmiş bölge, 2011 yılında otoritelerin burayı ziyaret etmenin güvenli olduğunu duyurmasından beri kamuya ve turistik ziyaretlere açıktır. Felaketin kalıntılarına kendi gözleriyle tanık olmak ve görünmeyen tehlikenin cazibesi, dünyanın farklı yerlerinden turistler için bu bölgeyi cezbedici hale getirmektedir. Ukraynalı yetkililer tarafından yedi saat süren gezinin tehlike yaratmadığı ve çektirilecek bir röntgenle aynı seviyede ışına maruz bıraktığı belirtilmektedir. Gezi programı kapsamında reaktör alanı gezdirildikten sonra, birkaç kilometre uzaklıkta, enerji santrali çalışanları ve aileleri için inşa edilen Pripyat kentine gidilmektedir.[ Çernobil felaket bölgesinin turistik amaçların ötesine geçerek eğlence partileri düzenlenen bir yer haline gelmesi ise eleştiri konusu olmuştur.