Çoğu kimse Çerkes denilince Çerkes tavuğu, Çerkes halk oyunları, belki bir kısmı da Çerkes Ethem ve Şeyh Şamili anımsayabilir. Ama onların toplumsal özellikleri hakkında yeterli bilgi sahibi değildir.
Çerkesler bize Osmanlıdan kalan bir toplumsal mirastır. Çerkeslerin anavatanı Kafkasyadır. Kafkasya, tarih boyunca hep çeşitli devletlerin egemenlik kavgalarının verildiği bir coğrafi bölgenin adıdır. Batıda Karadeniz, doğuda Hazar Denizi, güneyde Türkiye, İran, Azerbaycan, Kuzeyde ise, Rusya yer alıyor.
Çerkesler 1860larda bitip tükenmeyen Osmanlı-Rus savaşlarında Osmanlıdan yana tavır alırlar. Bu savaşta Osmanlılar yenilince onların tarafını tutan Çerkesler, Kafkasyadan zorunlu göçe başlarlar. Göç, Anadoluya, Balkanlara ve Ürdün yönüne gider. Mısır ve Suriyeyi de kapsar.
Çerkesyada yaşanan bu göç olayı dünyada ender rastlanan bir göçtür. Bugün bile anavatandan daha çok Çerkes anavatan dışında yaşamaktadır. Türkiyede yaşayan Çerkes sayısı bile anavatan Kafkasyadan daha çoktur.
OSMANLI ÇERKES İLİŞKİLERİ
Ürdüne, Suriyeye giden Çerkesler gibi Osmanlıya gelenlerde kısa zamanda Saray ile iyi ilişkiler kurmayı başarmış ve devlet erkinde yeralmışlardır. Yaklaşık 500 yıldır Türkmenlerle didişmeyi kendine meslek edinen Osmanlı yönetimi, Osmanlı-Rus Savaşında kendi safında yer alan Çerkeslere devletin kapılarını açmıştır. Kısa zamanda Çerkesler Osmanlı Sarayının yönetiminde yer almayı başarmışlardır.
Çerkesler ülkenin; Bolu, Adapazarı, Bilecik, Bursa, Balıkesir, Eskişehir, Manisa ve bu saydığım illerin birçok ilçesine olduğu gibi Orta Anadoluda da başka Kayseri-Uzunyayla olmak üzere Adana, Sivas, Tokat, Sinop, Amasya, Çorum, Yozgat, Maraş, Samsun gibi yerleşmelerine yerleştirilmişlerdir.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÇERKESLER
Çerkesler, Türkler ile olan 140 yılın yaklaşık 60 yılını Osmanlı döneminde yaşamışlar 80 yılı aşkın bir zamandır da cumhuriyet döneminde yaşıyorlar. Çerkesler 140 yıldır esas olarak Osmanlı ve cumhuriyet yönetimi ile iyi ilişkiler içinde bulunuyorlar. Bu uyumlu ilişki Kurtuluş Savaşı şartlarında Anzavur Ahmet ve Çerkes Ethem Olayı nedeni ile küçük bir sarsıntı geçirse de fazla uzun sürmedi. Merkezi otorite ile ilişkiler düzeldi.
Bu yaşanan 140 yılda Çerkesler Osmanlı ile kurdukları iyi ilişkileri Cumhuriyet döneminde de devam ettirdiler. Osmanlı ile kurulan iyi ilişkiler sonucu Osmanlıda hem asker hem de sivil bürokraside önemli mevkilere geldiler. 1. Dünya Savaşı ve ardından Kurtuluş Savaşı şartları geldiğinde Mustafa K. ve çevresinde hayli Çerkes kökenli asker-sivil bürokrat devlet yönetiminde yer almıştı.
Bu daha sonrada devam etti. Bunlardan bazılarını saymak gerekirse; Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, General Cemil Cahit Poydemir, Recep Peker, Bekir Sami Kunduk, İbrahim Sureyya Yiğit, Ömer Mümtaz Tanbiy, Hakkı Behiç, Teşkilatı Mahsusanın kurucusu Kuşçubaşı Eşref, Mustafa K. ile Amasya buluşmasını gerçekleştiren Karzeg Salih Paşa, Yusuf İzzet Paşa, Hakkı Münse, Ali Sait Akbaytogan, Deli Halit Paşa, Salih Berzeg Paşa v.s.
Osmanlıdan önemli ayrıcalıklar elde etmiş Çerkesler için Osmanlıya, hilafete, saltanata karşı tavır almak kolay olmamıştır. Anzavur Ahmet Olayı; Padişaha, hilafete, saltanata bağımsızlılığı ya da sadakati gösteren bir davranış olsa gerektir
Çerkesler, bugün bazı kaynakların yazdığına göre bir milyon nüfusu olan Osmanlı ile kurulan iyi ilişkileri Cumhuriyet döneminde de sürdüren merkezi otorite ile uyumlu kendi anavatanından çok ülkemizde yaşamayı tercih etmiş bir toplumdur.
ForumHatti YÖNETİMİ !