Irak Cumhurbaşkanı
1933 yılında doğdu. Siyasi kariyerine 1950'lerde KDP'nin öğrenci kanadının kurucusu ve lideri olarak başladı.
KDP lideri Mustafa Barzani ile görüş ayrılığına düşmesi sonrası KDP'den ayrılarak KYB'yi kurdu. Bir yıl sonra da Bağdat hükümetine karşı silahlı mücadeleye girişti.
KDP - KYB rekabeti, bunu takip eden 30 yıl boyunca bölgedeki siyasi hayatın odağını oluşturuyordu.
Kuzey Irak'ın Körfez Savaşı sonrası uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, KDP ile kısa süren bir bahar havası yaşanmasına yol açtı.
Taraflar 1992'de seçime giderek bölgede bir ortak yönetim kurdular. Ancak bu yönetimin başkanının kim olacağını berlilemek üzere yapılan seçimler yeni bir silahlı çatışma dönemini başlattı.
4 Ekim 2002'de ABD arabulucuğuyla sağlanan anlaşmadan bu yana iki parti ortak hareket etmeye gayret gösteriyor.
Talabani, önce Irak Yönetim Konseyi'ne bilahare de Irak Cumhurbaşkanlığına seçildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
[PORTRE - MUZAFFER DELİGÖZ]
Ayrılıkçı liderlikten devlet başkanlığına TALABANİ
Zaman 07.04.2005
KYB lideri Celal Talabaninin devlet başkanı seçilmesiyle Irak ve Arap ülkeleri tarihinde ilk kez bir Iraklı Kürt, devlet başkanlığına seçilmiş oldu. Öylece; 30 yıllık bir mücadelenin sonunda; Talabani, ABD ile yaptığı işbirliğinin neticesi olarak Irak devlet başkanlığı makamına oturmuş olacak.
Dün Irak Meclisinin kararı ile Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani yeni dönemin ilk Cumhurbaşkanı olarak devlet başkanlığı koltuğuna oturmayı başardı. Yeni dünya düzeni açısından söz konusu gelişmenin simgesel bir anlamı olduğu açık. Gelişme üzerine Talabani portresinin çıkarılması artık elzem oldu. Bu portre çalışması Talabaninin yıllardan bu yana verdiği mücadelenin yanı sıra, bir nevi Kuzey Iraktaki Kürt oluşumunun da bir siluetini vermeyi hedeflemektedir.
Iraktaki Kürt hareketleri 2. Dünya Savaşı öncesi 1938 yılları civarında Molla Mustafa Barzani ile başlar. Bir süre sonra verdiği mücadelenin başarısızlığını fark edecek olan Barzani, bu dönemde aşiretinden 3.000 kişiyi de yanına alarak Rusyaya sığınmış ve Ruslarla birlikte Almanlara karşı savaşmıştır. Barzaniye bu dönemde Rus Generali rütbesi verilmiştir.
Savaşın bitmesinden kısa bir süre sonra 1946 yılında İranın Kürtlerle meskun (Mahabat) bölgesinde Rusların da yardımı ile bir Kürt devleti kurulurken, devlet başkanlığına Kadı Ahmet getirildi. Ne var ki bu devletin ömrü ancak 6 ay devam edebilmiş, Rusların yardımını çekmesi üzerine İran bölgeyi işgal etmiş, Kadı Ahmet ve 12 arkadaşı idam edilmiştir. Böylece ilk Kürt hareketi daha doğmadan ölümle karşı karşıya kalmış ve Barzani de 2. kez Rusyaya kaçmak zorunda kalmıştı.
1958 yılına kadar Rusyada kalan Barzani, Irak Devrim Hareketinin çıkardığı af üzerine ülkesine döndü. Abdulkerim Kasım, bu af ile hususen Barzaninin dönmesini istiyordu. İstediği de oldu. Rusyada bulunan Barzani taraftarı Kürtler geri gelerek Bağdatta iskan edilmiş, Barzani de Bağdata yerleştirilmişti. Daha önce Rusyaya gitmeyen Barzani aşiretinin bir kısım mensupları ile yine bir Kürt aşireti olan Zibariler arasında zaman zaman çarpışmalar meydana geliyordu. Barzani, Abdulkerim Kasımdan izin alarak bu anlaşmazlıkları önlemek üzere Kuzey Iraka gitti, oraya yerleşti. Bu sırada yıl 1959u bulmuştu. Iraktaki demokratik hareketler de bu sırada oluşmaya başladı. Celal Talabaninin çıkışı işte bu dönemlere rastlamaktadır.
Avukat Celali aşireti desteklemedi
Celal Talabani, Bağdat Hukuk Fakültesini birincilikle bitirmiş, meşhur bir avukattı. Siyasetle yakından ilgilenen, yaptığı çalışmalar sonucunda Demokratik Kürdistan Partisini kuran Talabani zor koşullar altında çeşitli stratejiler izlemiş, başarılı olmanın tüm yollarını denemeye çalışmıştır. Celal Talabani, Talabani aşiretindedir. Bu aşiret bölgede Sünni gelenekten gelen, tasavvufi eğilimleri olan bir aşiret olarak bilinmektedir. Talabaninin sosyalist ve ırkçı görüşleri bu nedenle bu aşiret tarafından hiçbir zaman kabul edilmedi, aşireti Talabaniye umduğu desteği vermekten imtina edecekti. Esasen Talabani bir süre sonra demokratik yolla muvaffakiyet sağlayamayacağını anladığından, Irak devletine karşı kanun dışı eylemlere başlamıştı. Bu eylemlerinde de Talabani aşireti Avukat Celale destek vermedi.
Bu sırada bütün dünyada Molla Barzani Kürtçülük hareketinin lideri olarak tanındığından; Celal Talabani, Molla Mustafa Barzaniye giderek beraber çalışmayı teklif etti.
Talabaninin parti kurması ile birlikte Iraktaki bütün Kürt entelektüeller bu partiye girmişlerdi. Bunun sebebi de 1958e kadar Irakta Kürt-Arap ayrımı yoktu. Hatta Irakın 14 valisinden 6-7si Kürt asıllı idi. Ayrıca, ordu içinde her rütbeye ulaşma imkanları da vardı. En yüksek kumandanlar arasında Kürt ve Türkleri görmek mümkündür. 1958den itibaren devletin Arap ırkçılığını esas alması sonucu devlet dairelerinde görev verilmesi sırasında Arap olup olmadığına bakılmaya başlanıldı. Devlet dairelerinden çıkarılan Kürt münevverleri bu sebeple Talabaninin partisine girmeye başladılar. Bunların Molla Barzaninin liderliğinde birleşmeleri ile hareket kuvvetlendi. Irak siyasi yönetiminin kuvvetleri ile giriştikleri çete savaşlarında güçlerini göstermeye de başladılar. Hükümet güçleri, Kürtçülük hareketine yardım etsin-etmesin birçok köyü yakıp yıktı. Birçok masum insan öldü, ki bu haksız ve zalimane tutum durum, bölgede Kürt hareketini desteklemeyenleri de hareketin içine soktu.
Barzani ile sürekli çatıştı; çünkü...
Irakın bölgedeki Arapları kışkırtmalarına misilleme olarak İranın da etkili bir aktör olarak devreye girmesi Talabaninin başkaldırı hareketinde öne çıkmasını sağlayan etkenlerden biri oldu. Hitabetinin ve ikna kabiliyetinin iyi olması sebebiyle birçok lideri etrafına topladı. Halk arasında efsane şahıs haline geldi. Hatta, Kürt kadınları en güzel elbiselerine Mam Celal-Celal Amca ismini veriyorlardı.
1963te Baas ihtilali olunca Kürtlerle anlaşma yapıldı. Toplantıların tamamında Kürtleri Celal Talabani temsil ediyordu. Yapılan anlaşma sonucu, Irak bir kanun ile Kürt bölgesine kısmi özerklik veriyordu. Bu, ancak bir yıl devam etmiş, Baas Partisi bu kanunu iptal ederek, bölgedeki hakimiyetini sürdürmeyi esas almıştır. Bu sırada, Kürt hareketinin yönlendirilmesi ve amaçları konusunda Molla Barzani ile Celal Talabaninin arası açıldı. Talabani, Kürtlerin Iraktan ayrı müstakil Kürt devleti kurmalarını istiyordu. Tabii bu devletin yapısı sosyalist rejime dayalı olacaktı. Bunu sağlamak için de Irak Komünist Partisi ile işbirliğine gidilmesini istiyordu. Molla Mustafa Barzaninin fikri ise çevredeki bütün devletlerin müstakil Kürt devletinin kurulmasına izin vermeyeceklerini, bu sebeple en iyi yolun Irak Devleti içinde özerk bir Kürt bölgesi olarak kalmak olduğu yolunda idi. Kendisi hafız olan Molla Barzani, komünist ve sosyalist rejim esasını kabul etmiyor; daha önce kendisinin bulunduğu Rusyadan örnekler vererek müstakil Kürt devleti fikrini reddediyordu. Bu fikir ayrılığı sebebiyle Celal Talabani, İrana gitmek zorunda kaldı. Bir süre sonra Talabani, Irak Baasçıları ile anlaşarak Bağdata dönerken, yanındaki Kürt güçleri, Baasçılarla birlikte Molla Barzaniye karşı savaşmaya başlayacak, böylece Kürt hareketi ikiye bölünmüş olacaktır. Bu durumdan istifade etmek için pusuda bekleyen Irak Baas Partisi, Talabaniyi yok etmenin yollarını aramış, birkaç adamı bu yolda suikaste uğramış olmasına rağmen Talabani, bu tuzaklardan kurtulmayı başarmıştır. Söz konusu gelişme Talabaniyi tekrar Molla Barzaninin kucağına itmiş, onunla işbirliğine sevk etmiştir. (1970)
1975ler civarında Kürt hareketinin tekrar canlılık kazandığını görüyoruz. Bu dönemde Saddam yönetimine karşı sağlanan başarılar Baas iktidarını da zora sokacaktır. Ancak Saddamın diğer Arap ülkelerinin de yardımı ile Kürtleri destekleyen İran şahı ile Cezayirde bir araya gelmesi yine sıkıntılı bir süreci başlatacaktı. (1975)
Kürtlere İranın desteğini kesen Saddam kuvvetleri bu dönemde Kürtlere baskılarını artırdı. Molla Mustafa Barzani de etrafı ile birlikte 1981 yılında öldüğü ABDye göç etti. Baas Partisi bir kısım Kürtleri affetti, bir kısmını idam etti. Kürt halkının büyük kısmını da Güney Irakta mecburi iskana tabi tuttu. Kürtlerden kalan yerlere de Arapları yerleştirdi. Böylece bölgede çok az Kürt kaldı.
İran-Irak harbi sırasında Talabani gizlice Iraka döndü. Kürt hareketini geliştirmek istedi. Ancak, bölgede kalan Kürtlerden beklediği yardımı göremedi. Yine de faaliyetlerine devam etti. Bu hareketi tamamen silmek isteyen Saddam, İran saldırıyormuş gibi gösterip Irak uçakları ile Kürt köylerini bombalıyordu.
Ve devlet başkanlığına doğru...
1987 yılında Süleymaniye şehrindeki şeker fabrikasını bombalamak isteyen 2 uçaktan biri düşürülünce Saddamın oyunu anlaşıldı. 1988de Türkiyeye PKK merkezleri diye sivil hedefleri göstererek bombalatmak istedi. Ancak Türkiye, bunun farkına vardı. Bir daha Saddama inanmadı. Bu hadiseler, Talabaniye yardımcı olmayan bölgedeki Kürtleri de harekete yaklaştırdı.
Irakın Kuveyte saldırısı sırasında Talabani ve Kürt hareketi yine ön saflarda görünmeye başladı. Bilhassa İngilterenin desteği ile hareket eden Talabani, Irakın işgalinin ilk günlerinde Irakı içeriden vurabileceklerini iddia ederek siyasi ve maddi büyük yardımlar almayı başarmış, siyasetini ve çizgisini bu strateji üzerinde sürdürmeye devam etmiştir. Müstakil Kürt devleti fikrinden vazgeçerek özerk Kürt bölgesi fikrini kabul ettiğini belirtmeye başlayan Talabaninin bu söylemi etkili olmuştur. Bu yolda ABD ve İngiltere tarafından istenilen çalışmaları yaptı. Şamda ve Pariste Irak muhalefetini topladı. S. Arabistana giderek Suudi yetkililerle görüşmelerde bulundu. Yıllardır sosyalist olmasını istediği Kürtçülük hareketine yeni bir veçhe vermeye çalıştı. Talabani-Barzani mücadelesi de son 30 yıldır Irak Kürtlerinin siyasi hayatında baskın güç oldu. İki lider, Kuzey Irakta söz sahibi olmak için zaman zaman çatıştı. Saddamın Kuveyti işgal etmesiyle başlayan 1991 Körfez Savaşı ve Kuzey Iraktaki Kürtlerin merkeze karşı ayaklanmalarıyla Celal Talabaninin siyasi hayatında yeni bir dönem başladı. Kuzey Irakta Batılı devletlerin müdahalesi ile güvenli bölgelerin kurulmasının ardından Kuzey Irakta 1992 yılında yapılan seçimlerle KYB-KDP ortak yönetimi kuruldu. 1994te iki parti arasındaki görüş ayrılıkları sebebiyle çatışmalar oldu. ABD ve İngilterenin girişimiyle iki parti arasında yapılan görüşmeler sonucunda 1998de Washingtonda barış anlaşması imzalandı... (Hürriyet-06.04.2005)
Irak meclisi Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabaniyi, Irak devlet başkanlığına seçti. Talabaninin yardımcılıklarına ise Sünni Gazi el-Yaver ve Şii Abdül Mehdi getirildi. 275 sandalyeli mecliste milletvekillerinin 227si Talabani ile 2 yardımcısı lehinde oy kullanırken 30 oy, başka rakibi olmayan bu üç adayı protesto etmek amacıyla boş çıktı.
Talabaninin devlet başkanı seçilmesiyle Irak ve Arap ülkeleri tarihinde ilk kez bir Iraklı Kürt, devlet başkanlığına seçilmiş oldu. Böylece; 30 yıllık bir mücadelenin sonunda; Talabani, ABD ile yaptığı işbirliğinin neticesi olarak Irak devlet başkanlığı makamına oturacak. Talabani, çete savaşları ile başlayan bu mücadeledeyi taçlandıran bir noktaya getirdi. Bakalım Irak Devlet Başkanı olarak, kendi kabilesinin desteğini alamayan Talabani, bu kez Irakı ve Iraklıları kuşatabilecek mi?
xx
Talabaninin partisi dağılmanın eşiğinde
Hafta sonunda, Talabaninin lideri olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliğinin politbürosundan beş kilit isim istifa etti.
Partinin hafta sonunda yaptığı ve Talabaninin yardımcısı Kosrat Rasulun başkanlık ettiği toplantıda, Rasul dahil, beş önemli isim parti ile yollarını ayırdı. Bu isimleri, parti genel Başkan Yardımcısı Kosrat Rasul, politbüro üyeleri Omar Sayid Ali, Jalal Jawhar, Osman Hajı Mahmud ve Mustafa Sayid Qadir.
NEDEN VASİYET MEKTUBU MU?
Talabaninin partisindeki dağılmaya, bizzat Cumhurbaşkanının oğlu Kubat Talabaniye yazdığı bir mektubun yol açtığı öne sürülüyor.
İddialara göre, Talabani geçen yıl kalp spazmı geçirip Ürdüne tedaviye gitmeden hemen önce, ABDde Kuzey Irak Kürt yönetimini temsil eden oğlu Kubata bir mektup gönderdi. Mektupta, kendisine bir şey olması halinde, oğluna Mesut Barzaniye sığınmasını tavsiye eden Talabani, aksi halde kendi partisine mensup kişilerin ailesinin üyelerini öldürebileceklerinden endişe ettiğini yazdı.
Uzun süredir varlığı konuşulan mektubun, gerçek olduğunun ortaya çıkması ve içeriğinin basına geçen hafta sızması üzerine ise, Talabaninin partisinde adeta isyan çıktı.
DAHA ÖNCE DA SALTANAT İSTİFA GETİRMİŞTİ
Talabaninin partisinde daha önce de kendilerini Noşirvan diye adlandıran bir grup topluca istifa etmiş, ancak Talabani partiyi son anda çöküşten kurtarmıştı.
Noşirvan grubunun ayrılmasına ise, Talabaninin tüm aile üyelerini gerek Kuzey Irakta, gerekse Irakın yurtdışındaki kilit görevlerine ataması neden olmuştu. Noşirvan grubu Talabaninin saltanat kurduğunu öne sürerek, partiden ayrılmıştı.
İŞTE TALABANİ SALTANATI
Yaklaşık iki yıl önce Talabaninin partisinden ilk kopuşa neden olan Talabani saltanatının öne çıkan unsurları şöyle;
Celal Talabani- KYB Genel Sekreteri ve Irak Devlet Başkanı
Hero Talabani (Talabaninin eşi)- Kürdsat televizyonunun Khak media grubunun sahibi
Kubat Talabani (Talabaninin oğlu)- Irak Kürdistan bölgesel yönetiminin Washington temsilcisi
Bavel Talabani (Talabaninin oğlu)- KYB özel kuvvetlerinin komutanı, KYB politbüro üyesi
Molla Bahtiyar (Talabaninin dünürü-bavelin kayınpederi)- KYB politbüro üyesi, Kuzey Irak Kürt yönetimindeki tüm derneklerden sorumlu olan demokratik örgütler yapılanması başkanı. Chawder gazetesi ve medya grubunun sahibi.
Shanaz Ibrahim Ahmed (Hero Talabaninin kız kardeşi, Talabaninin baldızı): KYBnin İngiltere temsilcisi
Latif Rashid (Talabaninin bacanağı, Shanaz İbrahim Ahmedin kocası)- Irak federal hükümeti su bakanı
Hama Sabir (Hero Talabaninin kızkardeşinin kocası, Talabaninin diğer bacanağı)- Irakın Çin Büyükelçisi
Leloz İbrahim Ahmed (Hero Talabaninin kızkardeşi, Talabaninin baldızı)- Irakın AB nezdindeki temsilcisi
Asos Rashid (Shanaz İbrahim Ahmedin oğlu-Talabaninin yeğeni)- Irakın Cenevre-BM Büyükelçiliğinde görevli
Bayaz Talabani- (Talabaninin kuzeyi) Kuzey Irak Kürt yönetimi Maliye bakanı
Ali Hama Salih Talabani (Talabaninin yeğeni)- KYB politbüro üyesi.
HABER
Talabani tedavi için Almanya'ya gitti
20 ARALIK 2012
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin tedavisine devam edilmesi için Almanya'ya gittiği bildirildi.Resmi kaynaklar Talabani ve beraberindeki Iraklı ve Alman heyetlerin özel uçakla Almanya'nın başkenti Berlin'e hareket ettiğini belirtti.
Kerkük Valisi Dr. Necmeddin Kerim, Cumhurbaşkanı Talabani'nin dün yapılan kontrollerinde sağlık durumunun iyiye gittiğinden emin olunduktan sonra tedavisine Almanya'da devam edilmesine karar verildiğini söylemişti.
HABER
Celal Talabani kriz geçirdi
18 Aralık 2012
Irak Cumhurbaşkanı Basın Danışmanı Barzan Şeyh Osman, Talabani'nin sağlık durumunun iyi olduğunu belirterek, ''Sayın Cumhurbaşkanı Talabani'nin sağlık durumu her dakika iyiye gidiyor, bilinci yerinde, konuşabiliyor'' dedi.
1933 yılında doğdu. Siyasi kariyerine 1950'lerde KDP'nin öğrenci kanadının kurucusu ve lideri olarak başladı.
KDP lideri Mustafa Barzani ile görüş ayrılığına düşmesi sonrası KDP'den ayrılarak KYB'yi kurdu. Bir yıl sonra da Bağdat hükümetine karşı silahlı mücadeleye girişti.
KDP - KYB rekabeti, bunu takip eden 30 yıl boyunca bölgedeki siyasi hayatın odağını oluşturuyordu.
Kuzey Irak'ın Körfez Savaşı sonrası uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, KDP ile kısa süren bir bahar havası yaşanmasına yol açtı.
Taraflar 1992'de seçime giderek bölgede bir ortak yönetim kurdular. Ancak bu yönetimin başkanının kim olacağını berlilemek üzere yapılan seçimler yeni bir silahlı çatışma dönemini başlattı.
4 Ekim 2002'de ABD arabulucuğuyla sağlanan anlaşmadan bu yana iki parti ortak hareket etmeye gayret gösteriyor.
Talabani, önce Irak Yönetim Konseyi'ne bilahare de Irak Cumhurbaşkanlığına seçildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
[PORTRE - MUZAFFER DELİGÖZ]
Ayrılıkçı liderlikten devlet başkanlığına TALABANİ
Zaman 07.04.2005
KYB lideri Celal Talabaninin devlet başkanı seçilmesiyle Irak ve Arap ülkeleri tarihinde ilk kez bir Iraklı Kürt, devlet başkanlığına seçilmiş oldu. Öylece; 30 yıllık bir mücadelenin sonunda; Talabani, ABD ile yaptığı işbirliğinin neticesi olarak Irak devlet başkanlığı makamına oturmuş olacak.
Dün Irak Meclisinin kararı ile Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani yeni dönemin ilk Cumhurbaşkanı olarak devlet başkanlığı koltuğuna oturmayı başardı. Yeni dünya düzeni açısından söz konusu gelişmenin simgesel bir anlamı olduğu açık. Gelişme üzerine Talabani portresinin çıkarılması artık elzem oldu. Bu portre çalışması Talabaninin yıllardan bu yana verdiği mücadelenin yanı sıra, bir nevi Kuzey Iraktaki Kürt oluşumunun da bir siluetini vermeyi hedeflemektedir.
Iraktaki Kürt hareketleri 2. Dünya Savaşı öncesi 1938 yılları civarında Molla Mustafa Barzani ile başlar. Bir süre sonra verdiği mücadelenin başarısızlığını fark edecek olan Barzani, bu dönemde aşiretinden 3.000 kişiyi de yanına alarak Rusyaya sığınmış ve Ruslarla birlikte Almanlara karşı savaşmıştır. Barzaniye bu dönemde Rus Generali rütbesi verilmiştir.
Savaşın bitmesinden kısa bir süre sonra 1946 yılında İranın Kürtlerle meskun (Mahabat) bölgesinde Rusların da yardımı ile bir Kürt devleti kurulurken, devlet başkanlığına Kadı Ahmet getirildi. Ne var ki bu devletin ömrü ancak 6 ay devam edebilmiş, Rusların yardımını çekmesi üzerine İran bölgeyi işgal etmiş, Kadı Ahmet ve 12 arkadaşı idam edilmiştir. Böylece ilk Kürt hareketi daha doğmadan ölümle karşı karşıya kalmış ve Barzani de 2. kez Rusyaya kaçmak zorunda kalmıştı.
1958 yılına kadar Rusyada kalan Barzani, Irak Devrim Hareketinin çıkardığı af üzerine ülkesine döndü. Abdulkerim Kasım, bu af ile hususen Barzaninin dönmesini istiyordu. İstediği de oldu. Rusyada bulunan Barzani taraftarı Kürtler geri gelerek Bağdatta iskan edilmiş, Barzani de Bağdata yerleştirilmişti. Daha önce Rusyaya gitmeyen Barzani aşiretinin bir kısım mensupları ile yine bir Kürt aşireti olan Zibariler arasında zaman zaman çarpışmalar meydana geliyordu. Barzani, Abdulkerim Kasımdan izin alarak bu anlaşmazlıkları önlemek üzere Kuzey Iraka gitti, oraya yerleşti. Bu sırada yıl 1959u bulmuştu. Iraktaki demokratik hareketler de bu sırada oluşmaya başladı. Celal Talabaninin çıkışı işte bu dönemlere rastlamaktadır.
Avukat Celali aşireti desteklemedi
Celal Talabani, Bağdat Hukuk Fakültesini birincilikle bitirmiş, meşhur bir avukattı. Siyasetle yakından ilgilenen, yaptığı çalışmalar sonucunda Demokratik Kürdistan Partisini kuran Talabani zor koşullar altında çeşitli stratejiler izlemiş, başarılı olmanın tüm yollarını denemeye çalışmıştır. Celal Talabani, Talabani aşiretindedir. Bu aşiret bölgede Sünni gelenekten gelen, tasavvufi eğilimleri olan bir aşiret olarak bilinmektedir. Talabaninin sosyalist ve ırkçı görüşleri bu nedenle bu aşiret tarafından hiçbir zaman kabul edilmedi, aşireti Talabaniye umduğu desteği vermekten imtina edecekti. Esasen Talabani bir süre sonra demokratik yolla muvaffakiyet sağlayamayacağını anladığından, Irak devletine karşı kanun dışı eylemlere başlamıştı. Bu eylemlerinde de Talabani aşireti Avukat Celale destek vermedi.
Bu sırada bütün dünyada Molla Barzani Kürtçülük hareketinin lideri olarak tanındığından; Celal Talabani, Molla Mustafa Barzaniye giderek beraber çalışmayı teklif etti.
Talabaninin parti kurması ile birlikte Iraktaki bütün Kürt entelektüeller bu partiye girmişlerdi. Bunun sebebi de 1958e kadar Irakta Kürt-Arap ayrımı yoktu. Hatta Irakın 14 valisinden 6-7si Kürt asıllı idi. Ayrıca, ordu içinde her rütbeye ulaşma imkanları da vardı. En yüksek kumandanlar arasında Kürt ve Türkleri görmek mümkündür. 1958den itibaren devletin Arap ırkçılığını esas alması sonucu devlet dairelerinde görev verilmesi sırasında Arap olup olmadığına bakılmaya başlanıldı. Devlet dairelerinden çıkarılan Kürt münevverleri bu sebeple Talabaninin partisine girmeye başladılar. Bunların Molla Barzaninin liderliğinde birleşmeleri ile hareket kuvvetlendi. Irak siyasi yönetiminin kuvvetleri ile giriştikleri çete savaşlarında güçlerini göstermeye de başladılar. Hükümet güçleri, Kürtçülük hareketine yardım etsin-etmesin birçok köyü yakıp yıktı. Birçok masum insan öldü, ki bu haksız ve zalimane tutum durum, bölgede Kürt hareketini desteklemeyenleri de hareketin içine soktu.
Barzani ile sürekli çatıştı; çünkü...
Irakın bölgedeki Arapları kışkırtmalarına misilleme olarak İranın da etkili bir aktör olarak devreye girmesi Talabaninin başkaldırı hareketinde öne çıkmasını sağlayan etkenlerden biri oldu. Hitabetinin ve ikna kabiliyetinin iyi olması sebebiyle birçok lideri etrafına topladı. Halk arasında efsane şahıs haline geldi. Hatta, Kürt kadınları en güzel elbiselerine Mam Celal-Celal Amca ismini veriyorlardı.
1963te Baas ihtilali olunca Kürtlerle anlaşma yapıldı. Toplantıların tamamında Kürtleri Celal Talabani temsil ediyordu. Yapılan anlaşma sonucu, Irak bir kanun ile Kürt bölgesine kısmi özerklik veriyordu. Bu, ancak bir yıl devam etmiş, Baas Partisi bu kanunu iptal ederek, bölgedeki hakimiyetini sürdürmeyi esas almıştır. Bu sırada, Kürt hareketinin yönlendirilmesi ve amaçları konusunda Molla Barzani ile Celal Talabaninin arası açıldı. Talabani, Kürtlerin Iraktan ayrı müstakil Kürt devleti kurmalarını istiyordu. Tabii bu devletin yapısı sosyalist rejime dayalı olacaktı. Bunu sağlamak için de Irak Komünist Partisi ile işbirliğine gidilmesini istiyordu. Molla Mustafa Barzaninin fikri ise çevredeki bütün devletlerin müstakil Kürt devletinin kurulmasına izin vermeyeceklerini, bu sebeple en iyi yolun Irak Devleti içinde özerk bir Kürt bölgesi olarak kalmak olduğu yolunda idi. Kendisi hafız olan Molla Barzani, komünist ve sosyalist rejim esasını kabul etmiyor; daha önce kendisinin bulunduğu Rusyadan örnekler vererek müstakil Kürt devleti fikrini reddediyordu. Bu fikir ayrılığı sebebiyle Celal Talabani, İrana gitmek zorunda kaldı. Bir süre sonra Talabani, Irak Baasçıları ile anlaşarak Bağdata dönerken, yanındaki Kürt güçleri, Baasçılarla birlikte Molla Barzaniye karşı savaşmaya başlayacak, böylece Kürt hareketi ikiye bölünmüş olacaktır. Bu durumdan istifade etmek için pusuda bekleyen Irak Baas Partisi, Talabaniyi yok etmenin yollarını aramış, birkaç adamı bu yolda suikaste uğramış olmasına rağmen Talabani, bu tuzaklardan kurtulmayı başarmıştır. Söz konusu gelişme Talabaniyi tekrar Molla Barzaninin kucağına itmiş, onunla işbirliğine sevk etmiştir. (1970)
1975ler civarında Kürt hareketinin tekrar canlılık kazandığını görüyoruz. Bu dönemde Saddam yönetimine karşı sağlanan başarılar Baas iktidarını da zora sokacaktır. Ancak Saddamın diğer Arap ülkelerinin de yardımı ile Kürtleri destekleyen İran şahı ile Cezayirde bir araya gelmesi yine sıkıntılı bir süreci başlatacaktı. (1975)
Kürtlere İranın desteğini kesen Saddam kuvvetleri bu dönemde Kürtlere baskılarını artırdı. Molla Mustafa Barzani de etrafı ile birlikte 1981 yılında öldüğü ABDye göç etti. Baas Partisi bir kısım Kürtleri affetti, bir kısmını idam etti. Kürt halkının büyük kısmını da Güney Irakta mecburi iskana tabi tuttu. Kürtlerden kalan yerlere de Arapları yerleştirdi. Böylece bölgede çok az Kürt kaldı.
İran-Irak harbi sırasında Talabani gizlice Iraka döndü. Kürt hareketini geliştirmek istedi. Ancak, bölgede kalan Kürtlerden beklediği yardımı göremedi. Yine de faaliyetlerine devam etti. Bu hareketi tamamen silmek isteyen Saddam, İran saldırıyormuş gibi gösterip Irak uçakları ile Kürt köylerini bombalıyordu.
Ve devlet başkanlığına doğru...
1987 yılında Süleymaniye şehrindeki şeker fabrikasını bombalamak isteyen 2 uçaktan biri düşürülünce Saddamın oyunu anlaşıldı. 1988de Türkiyeye PKK merkezleri diye sivil hedefleri göstererek bombalatmak istedi. Ancak Türkiye, bunun farkına vardı. Bir daha Saddama inanmadı. Bu hadiseler, Talabaniye yardımcı olmayan bölgedeki Kürtleri de harekete yaklaştırdı.
Irakın Kuveyte saldırısı sırasında Talabani ve Kürt hareketi yine ön saflarda görünmeye başladı. Bilhassa İngilterenin desteği ile hareket eden Talabani, Irakın işgalinin ilk günlerinde Irakı içeriden vurabileceklerini iddia ederek siyasi ve maddi büyük yardımlar almayı başarmış, siyasetini ve çizgisini bu strateji üzerinde sürdürmeye devam etmiştir. Müstakil Kürt devleti fikrinden vazgeçerek özerk Kürt bölgesi fikrini kabul ettiğini belirtmeye başlayan Talabaninin bu söylemi etkili olmuştur. Bu yolda ABD ve İngiltere tarafından istenilen çalışmaları yaptı. Şamda ve Pariste Irak muhalefetini topladı. S. Arabistana giderek Suudi yetkililerle görüşmelerde bulundu. Yıllardır sosyalist olmasını istediği Kürtçülük hareketine yeni bir veçhe vermeye çalıştı. Talabani-Barzani mücadelesi de son 30 yıldır Irak Kürtlerinin siyasi hayatında baskın güç oldu. İki lider, Kuzey Irakta söz sahibi olmak için zaman zaman çatıştı. Saddamın Kuveyti işgal etmesiyle başlayan 1991 Körfez Savaşı ve Kuzey Iraktaki Kürtlerin merkeze karşı ayaklanmalarıyla Celal Talabaninin siyasi hayatında yeni bir dönem başladı. Kuzey Irakta Batılı devletlerin müdahalesi ile güvenli bölgelerin kurulmasının ardından Kuzey Irakta 1992 yılında yapılan seçimlerle KYB-KDP ortak yönetimi kuruldu. 1994te iki parti arasındaki görüş ayrılıkları sebebiyle çatışmalar oldu. ABD ve İngilterenin girişimiyle iki parti arasında yapılan görüşmeler sonucunda 1998de Washingtonda barış anlaşması imzalandı... (Hürriyet-06.04.2005)
Irak meclisi Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabaniyi, Irak devlet başkanlığına seçti. Talabaninin yardımcılıklarına ise Sünni Gazi el-Yaver ve Şii Abdül Mehdi getirildi. 275 sandalyeli mecliste milletvekillerinin 227si Talabani ile 2 yardımcısı lehinde oy kullanırken 30 oy, başka rakibi olmayan bu üç adayı protesto etmek amacıyla boş çıktı.
Talabaninin devlet başkanı seçilmesiyle Irak ve Arap ülkeleri tarihinde ilk kez bir Iraklı Kürt, devlet başkanlığına seçilmiş oldu. Böylece; 30 yıllık bir mücadelenin sonunda; Talabani, ABD ile yaptığı işbirliğinin neticesi olarak Irak devlet başkanlığı makamına oturacak. Talabani, çete savaşları ile başlayan bu mücadeledeyi taçlandıran bir noktaya getirdi. Bakalım Irak Devlet Başkanı olarak, kendi kabilesinin desteğini alamayan Talabani, bu kez Irakı ve Iraklıları kuşatabilecek mi?
xx
Talabaninin partisi dağılmanın eşiğinde
Hafta sonunda, Talabaninin lideri olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliğinin politbürosundan beş kilit isim istifa etti.
Partinin hafta sonunda yaptığı ve Talabaninin yardımcısı Kosrat Rasulun başkanlık ettiği toplantıda, Rasul dahil, beş önemli isim parti ile yollarını ayırdı. Bu isimleri, parti genel Başkan Yardımcısı Kosrat Rasul, politbüro üyeleri Omar Sayid Ali, Jalal Jawhar, Osman Hajı Mahmud ve Mustafa Sayid Qadir.
NEDEN VASİYET MEKTUBU MU?
Talabaninin partisindeki dağılmaya, bizzat Cumhurbaşkanının oğlu Kubat Talabaniye yazdığı bir mektubun yol açtığı öne sürülüyor.
İddialara göre, Talabani geçen yıl kalp spazmı geçirip Ürdüne tedaviye gitmeden hemen önce, ABDde Kuzey Irak Kürt yönetimini temsil eden oğlu Kubata bir mektup gönderdi. Mektupta, kendisine bir şey olması halinde, oğluna Mesut Barzaniye sığınmasını tavsiye eden Talabani, aksi halde kendi partisine mensup kişilerin ailesinin üyelerini öldürebileceklerinden endişe ettiğini yazdı.
Uzun süredir varlığı konuşulan mektubun, gerçek olduğunun ortaya çıkması ve içeriğinin basına geçen hafta sızması üzerine ise, Talabaninin partisinde adeta isyan çıktı.
DAHA ÖNCE DA SALTANAT İSTİFA GETİRMİŞTİ
Talabaninin partisinde daha önce de kendilerini Noşirvan diye adlandıran bir grup topluca istifa etmiş, ancak Talabani partiyi son anda çöküşten kurtarmıştı.
Noşirvan grubunun ayrılmasına ise, Talabaninin tüm aile üyelerini gerek Kuzey Irakta, gerekse Irakın yurtdışındaki kilit görevlerine ataması neden olmuştu. Noşirvan grubu Talabaninin saltanat kurduğunu öne sürerek, partiden ayrılmıştı.
İŞTE TALABANİ SALTANATI
Yaklaşık iki yıl önce Talabaninin partisinden ilk kopuşa neden olan Talabani saltanatının öne çıkan unsurları şöyle;
Celal Talabani- KYB Genel Sekreteri ve Irak Devlet Başkanı
Hero Talabani (Talabaninin eşi)- Kürdsat televizyonunun Khak media grubunun sahibi
Kubat Talabani (Talabaninin oğlu)- Irak Kürdistan bölgesel yönetiminin Washington temsilcisi
Bavel Talabani (Talabaninin oğlu)- KYB özel kuvvetlerinin komutanı, KYB politbüro üyesi
Molla Bahtiyar (Talabaninin dünürü-bavelin kayınpederi)- KYB politbüro üyesi, Kuzey Irak Kürt yönetimindeki tüm derneklerden sorumlu olan demokratik örgütler yapılanması başkanı. Chawder gazetesi ve medya grubunun sahibi.
Shanaz Ibrahim Ahmed (Hero Talabaninin kız kardeşi, Talabaninin baldızı): KYBnin İngiltere temsilcisi
Latif Rashid (Talabaninin bacanağı, Shanaz İbrahim Ahmedin kocası)- Irak federal hükümeti su bakanı
Hama Sabir (Hero Talabaninin kızkardeşinin kocası, Talabaninin diğer bacanağı)- Irakın Çin Büyükelçisi
Leloz İbrahim Ahmed (Hero Talabaninin kızkardeşi, Talabaninin baldızı)- Irakın AB nezdindeki temsilcisi
Asos Rashid (Shanaz İbrahim Ahmedin oğlu-Talabaninin yeğeni)- Irakın Cenevre-BM Büyükelçiliğinde görevli
Bayaz Talabani- (Talabaninin kuzeyi) Kuzey Irak Kürt yönetimi Maliye bakanı
Ali Hama Salih Talabani (Talabaninin yeğeni)- KYB politbüro üyesi.
HABER
Talabani tedavi için Almanya'ya gitti
20 ARALIK 2012
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin tedavisine devam edilmesi için Almanya'ya gittiği bildirildi.Resmi kaynaklar Talabani ve beraberindeki Iraklı ve Alman heyetlerin özel uçakla Almanya'nın başkenti Berlin'e hareket ettiğini belirtti.
Kerkük Valisi Dr. Necmeddin Kerim, Cumhurbaşkanı Talabani'nin dün yapılan kontrollerinde sağlık durumunun iyiye gittiğinden emin olunduktan sonra tedavisine Almanya'da devam edilmesine karar verildiğini söylemişti.
HABER
Celal Talabani kriz geçirdi
18 Aralık 2012
Irak Cumhurbaşkanı Basın Danışmanı Barzan Şeyh Osman, Talabani'nin sağlık durumunun iyi olduğunu belirterek, ''Sayın Cumhurbaşkanı Talabani'nin sağlık durumu her dakika iyiye gidiyor, bilinci yerinde, konuşabiliyor'' dedi.