Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Çaldıran savaşının tezahürü

LeadeR

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    30 Ağu 2014
  • Mesajlar
    319
  • MFC Puanı
    0
Yavuz Sultan Selim, Şahkulu isyanının sorumlularını cezalandırmak ve Osmanlı Devleti için büyük bir tehdit unsuru haline gelen Şah İsmail’e bertaraf etmek için çıktığı İran Seferini beş ay gibi uzun bir sürede tamamlayarak Çaldıran Savaşı’nın yaşandığı Çaldıran Ovasına ulaştı (23 Ağustos 1514).

Yavuz Sultan Selim, uzun süren seferi sırasında Şah İsmail ile mektuplaşmış, bu yazışmalar hem meydan okuma, hem tehdit hem tenkit içermekteydi. Bu yazışmaların en dikkat çeken detayı ise Yavuz Sultan Selim’in İran/Fars topraklarında hüküm süren Şah İsmail’e yazdığı mektuplarda Farsça, İran/Fars Hükümdarı Şah İsmail’in ise Türkçe kullanmış olmasıydı. Zira Fars edebiyatının hâkim olduğu Osmanlı Sarayına kıyasla Fars Topraklarına hükmeden Şah İsmail ve Safevi Devletinde Türklük ve Türk Kültürü ön plandaydı.

Yavuz Sultan Selim, sefere başlarken gönderdiği ilk mektupta Şah İsmail’in “İslamiyet’e aykırı hareketlerini tenkit etmiş, yaptığı mezalimlerden bahsederek katlinin vacip olduğunu ifade ederek kılıcından evvel İslamiyet’i kabul etmesi lazım geldiğini” yazmıştı. Şah ismail ise harbe hazır olduğunu ifade ederek “Er isen meydana gelesin, bizde intizardan kurtuluruz” diyerek cevap vermiştir.

Sefer süresince elçiler aracılığıyla yapılan karşılıklı yazışmalar bir süre kesilip Şah İsmail’in cevabı gecikince Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail’e bir mektup daha göndererek “Davete icabet edip uzun yollar geçerek memleketine geldik. Fakat sen meydanda yoksun. Padişahların hâkimiyetindeki memleket onların nikâhlı karısı gibidir. Yiğit olan ona başkasının elini dokundurmaz. Hâlbuki bunca gündür memleketinde yürüyorum hala senden haber yok. Bundan sonra görünmezsen erkeklik sana haramdır. Miğfer yerine yaşmak, zırh yerine çarşaf giyip serdarlık ve şahlıktan vazgeçesin” diyerek mektupla beraber hırka, şal ve çarşaf göndermiştir.

Bu mektuptan da anlaşılacağı üzere Yavuz Sultan Selim’in ordusu Safevi Topraklarına girmiş ancak Şah İsmail karşılarına çıkmamıştı. Yavuz Sultan Selim seferini devam ettirmekteydi ancak engebeli arazilerde uzun yollar kat eden yorgun ordusu huzursuzlanmaktaydı. Şah İsmail’in karşılarına çıkmayacağını düşünen ordu geri dönülmesi gerektiğini düşünüyordu ancak bunu Padişaha söyleyemiyorlardı. Padişahın itimat ettiği ve sevdiği Karaman Valisi Hemdem Paşa’yı elçi tayin ederek Padişaha meramlarını ilettiler. Ancak Yavuz Sultan Selim, bu duruma hiddetlenerek Hemdem Paşa’yı cezalandırıp görevinden azledildi.
 
Üst Alt