Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ca'fer-i Tayyâr

GirL

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    16 Nis 2013
  • Mesajlar
    1,857
  • MFC Puanı
    5
Peygamber efendimiz
virgs.gif
kalabalık bir ailenin reisiydi. Ailesini geçindirecek bir servete sahip değildi. Bunun için geçinmekte herkesten daha çok sıkıntı çekiyordu.






Yükünü biraz hafifletelim






Peygamber efendimiz
virgs.gif
amcalarının en zengini olan Hz. Abbâs'a bir gün şöyle teklifte bulundular:







- Ey Amcam
virgs.gif
birisini de sen alırsın. Evlâtlarından iki tanesini onun üzerinden almak kâfi gelir.







Hz. Abbâs
virgs.gif
Ebû Tâlib'in yanına vardılar. Ona dediler ki:







- Halkın
virgs.gif
senin çocuklarından bir kısmını yanımıza alıp yükünü hafifletmek istiyoruz.







Ebû Tâlib de onlara dedi ki:






- Oğullarımdan Ukayl ve Tâlib'i bana bırakıp
virgs.gif
istediğinizi alabilirsiniz.







Böylece Peygamber efendimiz Hz. Ali'yi
virgs.gif
Hz. Abbâs da Hz. Ca'fer'i yanına aldı.







Birgün Ebû Tâlib
virgs.gif
oğlu Ca'fer'e:







- Git
virgs.gif
dedi.







Ca'fer gidip
virgs.gif
Ona duâ ederek buyurdu ki:







- Hak teâlâ
virgs.gif
sana iki kanat versin. Cennette onlar ile uçarsın.







Allahü teâlâ bu duâyı kabûl etti. Hz. Ca'fer
virgs.gif
ona iki kanat verdi. Firdevs Cennetinde uçmaktadır. Bunun için Ca'fer-i Tayyâr diye meşhûrdur.







Kureyş müşriklerinin Eshâb-ı kirâma karşı revâ gördükleri zulüm ve işkenceden sonra
virgs.gif
Hz. Ca'fer'in başkanlığında hareket etti. Habeşistan'da çok iyi karşılandılar.







Teslim edilmesini isteyiniz






Mekkeli müşrikler bu durumdan haberdar olunca toplandı. Habeşistan meliki Necâşî'ye iki elçi göndermeye karar verdiler. Son derece kıymetli hediyeler hazırladılar. Necâşî'nin din adamlarına
virgs.gif
devlet erkânına hediyeler ayrıldı. Bu işe Abdullah bin Rebia ile Amr bin Âs vazifelendirildi. Bu iki elçiye Neçâşi'nin huzurlarında neler söyleyeceleri öğretildi. Onlara denildi ki:







- Hükümdar ile konuşmadan evvel onun patriklerine ve kumandanlarının her birine
virgs.gif
hediyesini verdikten sonra Necâşî'nin hediyesini takdim ediniz. Bu işi yaptıktan sonra oradaki Müslümanların size teslim edilmesini isteyiniz. Necâşî'nin Müslümanlar ile konuşmasına imkân bırakmayınız.







Mekkeli müşriklerin elçileri Habeşistan'a geldiler ve devlet erkânının hediyelerini verdikten sonra Mekkeli muhâcirlerin kendilerine teslim edilmesi hususunda yardım etmelerini istediler.






Memleketinize sığınmışlardır






Patrikler bunu kabûl ettiler. Bundan sonra
virgs.gif
Mekkeli elçiler Necâşî'nin hediyelerini takdim ettiler. Melik Necâşî'ye şöyle söylediler:







- Ey Melik! İçimizden birtakım kimseler sizin memleketinize sığınmışlardır. Bu gelenler
virgs.gif
bu dîni tanımazsınız.







Bizi
virgs.gif
bunların hâllerini daha yakından tanır. Onların kendi öz dînlerinde hoş görmediklerini daha iyi bilirler.







Gerek Amr bin Âs ve gerekse Abdullah bin Rebia'nın en çok arzû ettikleri şey
virgs.gif
şöyle demişlerdi:







- Bunlar çok doğru söylediler. Bunların milletleri
virgs.gif
bunlar onları memleketlerine ve milletlerine götürsünler.







Melik Necâşî bu sözlere çok kızdı ve dedi ki:






- Vallahi hayır! Ben bu adamları teslim etmem. Bana iltica eden
virgs.gif
ülkemde kaldıkça onlara iyilik ederim.







Kime inanırlar






Daha önceleri Necâşî semâvi kitapları incelemişti. Muhammed aleyhisselâmın gelme zamanının yakın olduğunu
virgs.gif
kavminin ona yalancı deyip inanmayacaklarını ve Mekke'den çıkaracaklarını biliyordu.







Necâşî
virgs.gif
Mekkeli elçilere sordu:







- İnandıkları kimse kimdir?






- Muhammed'dir.






Necâşî bu ismi işitince
virgs.gif
O'nun Peygamber olduğunu anladı ve belli etmedi. Gelenlere tekrar sordu:







- Onun dîni ve mezhebi nedir ve neye da'vet eder?






- Onun mezhebi yoktur.






- Mezhebi ve dînini bilmediğim bir topluluk ki
virgs.gif
gelip bana sığınmışlardır. Ben onları size nasıl teslim ederim? Meclis kuralım. Onları da getirelim. Sizlerle yüzleştirelim. Hepinizin de durumları belli olsun. Onların da dînini bileyim.







Necâşî
virgs.gif
"Habeş hükümdarının hoşuna gidecek ve mizaçlarına uygun olacak şekilde neler söyleyelim" diye konuştular. Hz. Ca'fer dedi ki:







- Bizim bu husûstaki bildiklerimiz
virgs.gif
deriz. Netice neye varırsa râzıyız.







Hepsi kabûl ettiler. Sadece Hz. Ca'fer'in konuşması için ittifak ettiler.






Büyük bir divan kuruldu






Necâşî de âlimlerini topladı. Büyük bir divan kuruldu. Sonra muhâcirleri getirdiler. Müslümanlar geldiklerinde selâm verdiler ve secde etmediler. Necâşî
virgs.gif
Müslümanlara sordu:







- Neden secde etmediniz?






- Biz Allahü teâlâdan başkasına secde etmeyiz. Peygamber efendimiz bizi
virgs.gif
yalnız Allahü teâlâya mahsûstur" buyurdu.







Necâşî dedi ki:






- Ey huzuruma getirilmiş olan topluluk! Bana söyleyiniz. Ülkeme ne için geldiniz? Hâliniz nedir? Tüccâr değilsiniz
virgs.gif
bir istediğiniz de yok. Sizin şu ortaya çıkmış olan Peygamberinizin hâli nedir?







Hz. Ca'fer şöyle cevap verdi:






- Ey Hükümdar! Ben
virgs.gif
diğerleri sussun!







Mekkeliler adına Amr bin Âs dedi ki:






- Ben konuşayım.






Necâşî bunun üzerine:






- Ey Ca'fer
virgs.gif
önce sen konuş! dedi.







Hz. Ca'fer konuşmaya başladı:






- Benim
virgs.gif
yakalanıp efendilerimize iâde edilecek köleler miyiz?







Necâşî sordu:






- Ey Amr! Onlar köle midirler?






- Hayır! Onlar köle değil
virgs.gif
hürdürler!







Hz. Ca'fer tekrar konuştu:






- Acaba biz haksız yere bir kimsenin kanını mı döktük de
virgs.gif
kanı dökülenlere iâde mi edileceğiz?







Birinin kanını mı döktüler






Necâşî
virgs.gif
Amr'a sordu:







- Bunlar
virgs.gif
haksız yere birinin kanını mı döktüler?







- Hayır
virgs.gif
bir damla bile kan dökmediler.







Bu sefer Hz. Ca'fer
virgs.gif
Necâşî'ye hitaben dedi ki:







- Başkasının mallarından haksız yere aldığımız
virgs.gif
üzerimizde ödemekle mükellef olduğumuz mallar mı vardır?







Necâşî de Amr'a sordu:






- Ey Amr! Eğer
virgs.gif
ben ödeyeceğim! Söyleyin!







- Hayır
virgs.gif
bir kuruş bile yok!







- O hâlde siz bunlardan ne istiyorsunuz?






- Onlar ile biz bir dinde idik. Onlar
virgs.gif
bunları bıraktılar. Muhammed'e ve dînine uydular.







Necâşî
virgs.gif
Hz. Ca'fer'e dedi ki:







- Siz bulunduğunuz dîni bırakıp ne diye başkasına uydunuz? Kavminizin dîninden ayrıldığınıza
virgs.gif
sizin edindiğiniz bu din hakkında bilgi veriniz?







Hz. Ca'fer şöyle cevap verdi:






- Ey hükümdar! Biz câhil bir millet idik. Putlara tapardık. Ölmüş hayvan leşini yer
virgs.gif
komşularımıza kötülük yapardık. Kuvvetli olanlarımız zayıf olanlarımızı ezerdi.







Allahü teâlâ bize
virgs.gif
O'na ibâdete; bizim ve atalarımızın tapınageldiği taşları ve putları bırakmaya da'vet etti.







İftirâdan alıkoydu






Doğru sözlü olmayı
virgs.gif
namuslu kadınlara dil uzatmaktan ve iftira etmekten bizi alıkoydu.







Allahü teâlâya eş
virgs.gif
helâl kıldığını helâl olarak kabûl ettik.







Bu yüzden kavmimiz
virgs.gif
dînimizin arasına girdiler ve bizi dînimizden ayırmak istediler.







Biz de yurdumuzu yuvamızı bırakarak senin ülkene sığındık. Seni başkalarına tercih ettik. Senin himâyene
virgs.gif
haksızlığa uğramıyacağımızı ummaktayız.







Necâşî
virgs.gif
Hz. Ca'fer'e dedi ki:







- Sen
virgs.gif
Allahın bildiklerinden biraz biliyor musun?







- Evet
virgs.gif
biliyorum.







- Ondan bana biraz oku!






Tatlı ve güzel kelâm






Hz. Ca'fer de Meryem sûresinin ilk âyetlerini okumaya başladı. O okudukça Necâşî ağlıyordu. Gözlerinden akan yaşlar sakalını ıslatıyordu. Rahibler de çok ağladılar. Necâşî ve Rahibler dediler ki:






- Ey Ca'fer! Bu tatlı ve güzel kelâmdan biraz daha oku!






Hz. Ca'fer
virgs.gif
kendisini tutamıyarak:







- Vallahi
virgs.gif
dedi.







Necâşî daha sonra Kureyş elçilerine döndü:






- Gidiniz! Vallahi ben ne onları size teslim eder
virgs.gif
ne de onlara bir kötülük düşünürüm.







Bunun üzerine Abdullah bin Ebî Rebia ile Amr bin Âs
virgs.gif
Necâşî'nin huzurundan çıktılar.







Amr bin Âs
virgs.gif
arkadaşı Abdullah'a dedi ki:







- Onların bir kabahatini Necâşî'nin yanında ortaya koyup
virgs.gif
Meryem oğlu İsâ'yı bir kul olarak bildiklerini ihbar edeceğim.







Ertesi günü
virgs.gif
Necâşî'nin yanına varıp:







- Ey Hükümdar! Onlar Meryem oğlu Îsâ hakkında ağır sözler söylüyorlar. Onlara Hz. Îsâ için ne söylediklerini sor
virgs.gif
dedi.







Ne cevap vereceğiz?






Bunun üzerine Necâşî
virgs.gif
tekrar bir araya toplandılar. Birbirlerine sordular:







- Îsâ aleyhisselâm hakkında sorarlarsa ne cevap vereceğiz?






Hz. Ca'fer dedi ki:






- Hz. Îsâ hakkında Allahü teâlânın buyurduğunu
virgs.gif
Peygamber efendimizin bize getirdiğini söyleriz.







Necâşî'nin huzuruna çıkınca
virgs.gif
Necâşî sordu:







- Siz Meryem oğlu Îsâ hakkında ne biliyorsunuz?






Hz. Ca'fer şöyle cevap verdi:






- Biz Hz. Îsâ hakkında
virgs.gif
dünyadan ve erkeklerden vazgeçerek Allaha bağlanmış afîfe bir kız olan Hz. Meryem'den babasız olarak dünyaya geldiğini kabûl ederiz. Allahü teâlâ Hz. Âdem'i topraktan yarattığı gibi Hz. Îsa'yı da babasız yaratmıştır deriz.







Necâşî
virgs.gif
yerden bir saman çöpü aldı ve dedi ki:







- Yemîn ederim ki Meryem oğlu Îsâ da sizin söylediğinizden fazla bir şey değildir. Arada bu çöp kadar bile fark yoktur.






Siz ne derseniz deyin






Necâşî bunu söylediği zaman etrafındaki hükûmet erkânı ve kumandanları
virgs.gif
onlara:







- Yemîn ederim ki
virgs.gif
dedi.







Sonra Müslüman muhacirlere dönerek devam etti:






- Sizi ve yanından geldiğiniz zâtı tebrik ederim! Ben şuna inandım ki; O Allahın Resûlüdür. Zâten biz
virgs.gif
sizlerden birini üzüntüye sokmam.







Necâşî
virgs.gif
Kureyş elçilerinin getirdikleri hediyeler için:







- Benim bunlara ihtiyacım yoktur! Başkalarının gaspettiği bu mülkümü
virgs.gif
diyerek hediyelerini kendilerine geri verdi.







Necâşî İslâmiyeti seçmiş ve Eshâb-ı kirâmı ziyâdesiyle sevindirmişti.






Bir gün
virgs.gif
Hz. Ca'fer'e dedi ki:







- Ben etrafa haberciler gönderdim. Bana müjde haberi getirdiler. Allahü teâlâ
virgs.gif
Ümeyye bin Halef cümlesi helâk olmuşlar ve bir çoğu da esir olmuşlar.







Hz. Cafer sevincini açıklayıp şükrettikten sonra sordu:






- Ey Melik! Böyle eski elbiseler giymenize sebep nedir?






Hangisine sevineyim






Necâşi şöyle cevap verdi:






- İncilde gördüm ki
virgs.gif
Sevgili Peygamberine zafer ihsân eylemiş. Ben de bunu size haber vermek için böyle yaptım.







Hz. Ca'fer ve beraberindeki Müslümanlar
virgs.gif
onu alnından öpüp bağrına bastı ve buyurdu ki:







- Ben Hayber'in fethine mi
virgs.gif
hem de yurduma hicret ettiniz.







Hz. Ca'fer Habeşistan'dan döndükten iki yıl sonra Mûte seferi kararlaştırıldı. İslâm Ordusu kısa zamanda hazırlandı. Resûlullah efendimiz
virgs.gif
mübârek sancağı Hz. Zeyd bin Hârise'ye teslim etti ve buyurdu:







Zeyd bin Hârise'yi
virgs.gif
aralarında uygun birini seçip onu kendilerine kumandan yapsınlar!







Çok kalabalık idiler






Peygamber efendimiz tarafından uğurlanıp yola çıkan mücâhidler yollarına devam ettiler. Şam topraklarından Maan denilen yere varınca biraz dinlendiler. Mücâhidler ilerlerken Meşârif diye anılan köyde düşman askerlerinin yaklaşmakta olduğunu görünce
virgs.gif
savaş düzenine girdiler.







İki taraf arasında çok şiddetli bir savaş başladı. Müslümanların başında bulunan Hz. Zeyd bin Hârise'nin elinde Peygamber efendimizin sancağı bulunuyordu. Rum askerlerinin mızrak darbeleriyle
virgs.gif
kahramanca saldırıp dövüşmekten geri durmadı ve şehîd oldu.







Bundan sonra Hz. Ca'fer hemen sancağı kaptı. Elinde sancak
virgs.gif
atını düşmana doğru sürdü. Düşman askerleri Hz. Ca'fer'in heybetinden korkup aralarında şöyle konuştular:







- Bunun hakkından kim gelecek?






Sancağı yere düşürmedi






Hz. Ca'fer
virgs.gif
pazılarıyla göğsüne kaldırdı.







Nihayet mızrak ve kılınç darbeleriyle şehîd oldu. Şehîd olduğunda
virgs.gif
kılınç ve ok yarası görülmüştü ve hepsi de vücudunun ön kısmında idi. Sonra sancağı Abdullah bin Revâha almış o da şehîd olunca Hâlid bin Velid almıştır.







Rumlarla yapılan bu savaşta kumandanların şehîd olduklarını
virgs.gif
Peygamber efendimize bildirmiş. Hz. Peygamberimiz de mescidde Müslümanlara haber vermişti. Peygamber efendimiz çok üzülmüşlerdi. Eshâb-ı kirâm dediler ki:







- Yâ Resûlullah! Sizi üzüntülü görmek bizi daha çok üzüyor.






Bunun üzerine üzüntülerinin
virgs.gif
karşılıklı tahtlar üzerinde oturduklarının kendisine gösterilmesine kadar devam edeceğini beyân ettiler.







Ca'fer-i Tayyâr'ın hanımı Hz. Esmâ binti Umeys anlatıyor:






"O gün ekmek yapacağım hamuru yoğurduktan sonra
virgs.gif
güzel kokular sürdüm. Resûlullah teşrif etti. Buyurdu ki:







- Ey Esmâ! Ca'fer'in çocukları nerede? Onları bana getir!






Çocukları getirdim. Onları sevdi
virgs.gif
okşadı ve mübârek gözlerinden yaş aktı. Bunun üzerine kendilerine sordum:







- Ey Allahın Resûlü! Niçin ağlıyorsunuz? Yoksa Ca'fer ve arkadaşlarından size bir haber mi geldi?






Peygamber efendimiz buyurdu ki:






- Evet
virgs.gif
onlar bugün şehîd oldular.







Bunu duyunca ağlamaya başladım. Peygamberimiz
virgs.gif
evlerine gittiler."







Bundan sonra Peygamber efendimiz
virgs.gif
kerîmesi Hz. Fâtıma'nın yanına vardı. O da ağlıyordu.







Peygamberimiz Hz. Ca'fer'in âilesi için yemek yapılmasını emretti. Üç gün ev halkına yemek yedirildi ve bu sünnet oldu.






Fakirlerin babası






Peygamber efendimizin üzüntüsü devam ederken
virgs.gif
Hz. Ca'fer'in ailesine;







- Ey iki kanatlı mesûd kimsenin çocukları
virgs.gif
diyerek bu durumu müjdelemişti.







Bunun için
virgs.gif
Tayyâr=Uçan ismiyle tanınmıştır.

 
Üst Alt