-
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2008
-
- Mesajlar
- 2,499
-
- MFC Puanı
- 0
Gazneli ve Karahanlı geleneklerinin izlerini taşıyan Selçuklu sanatının ilk özgün mimarlık örnekleri medreselerdir. Orta avlulu ve dört eyvanlı şemanın uygulandığı bu medreselerde dershanenin yanı sıra öğrenci ve öğretmenlerin kaldığı hücrelerle yemekhane gibi mekânlar vardı. Aynı mimarlık anlayışından yola çıkarak geliştirilen mescidi cumaların tipik özellikleri dikdörtgen biçimli bir avlu, bu avlunun çevresini saran revaklar ve her kenarın ortasında yer alan eyvanlardı. Once lafa handa, daha sonra Gülpayegün, Gazvin, Zevvare, Ardistan gibi şehirlerde inşa edilen bu tip camilerde ana eyvanla mihrap arasındaki bölümü bir kubbe kaplıyordu.
Selçukluların İslam mimarlığına kazandırdığı bir başka önemli yapı tipi sultanlar, emirler ve büyük devlet adamları için yapılmış anıtsal mezarlardır. Türkistan ve İranda örneklerine rastlanan bu mezarlar, kümbetler ve kubbeli türbeler olmak üzere iki gruba ayrılır. Büyük çadırlara benzeyen ve genellikle tuğladan yapılan kümbetler plan olarak kare, çokgen yahut dairesel biçimliydi. İki katlı olan ve çoğunda bir mihrap bulunan kümbetlerin üzeri kubbeyle veya içten kubbe, dıştan koni ve bazen piramit biçimli külahla örtülüydü. En ilginç Selçuklu kümbetleri arasında Meşheddeki Kümbeti Radkün, Horasandaki Kümbeti Kişmar, Meragadaki kumbeti Kırmız ve Gürgendeki Kümbeti Kabus sayılabilir. Plan olarak kare biçimli olan türbelerde kaidenin üstünde kemerli bir galeri yer alıyordu. Çatı ise yüksek bir kasnağa oturtulmuş bir kubbe biçimindeydi. Selçuklu türbelerinin en güzel örneklerinin başında Mervdeki Sultan Sencer Türbesi, Damganda ki Kırkkızlar Türbesi ve Tuataki Gazali Türbesi gelir.
Selçuklular ana ticaret yolları üzerinde birçok kervansaray kurmuşlardı. Bunların en önemlileri Meşhed-Serahs arasındaki Ribatı Şerif, Damgan-Simnan arasındaki Ribatı Anuşirvan ve Nişabur-Sebzevar arasındaki Ribatı Zafaraniydi.
Selçuklu yapılarının iç ve dış yüzeylerini alçı, mermertozu ve kireç karışımıyla elde edilen bir harçtan yapılma süslemeler kaplardı. Günümüze yalnız kları ulaşmış saraylarda da kullanılan bu süslemelerde çeşitli arabesk motifler, hayvan ve kuş motifleri, ayrıca av ve saray yaşamı sahneleri görülür.
Selçukluların İslam mimarlığına kazandırdığı bir başka önemli yapı tipi sultanlar, emirler ve büyük devlet adamları için yapılmış anıtsal mezarlardır. Türkistan ve İranda örneklerine rastlanan bu mezarlar, kümbetler ve kubbeli türbeler olmak üzere iki gruba ayrılır. Büyük çadırlara benzeyen ve genellikle tuğladan yapılan kümbetler plan olarak kare, çokgen yahut dairesel biçimliydi. İki katlı olan ve çoğunda bir mihrap bulunan kümbetlerin üzeri kubbeyle veya içten kubbe, dıştan koni ve bazen piramit biçimli külahla örtülüydü. En ilginç Selçuklu kümbetleri arasında Meşheddeki Kümbeti Radkün, Horasandaki Kümbeti Kişmar, Meragadaki kumbeti Kırmız ve Gürgendeki Kümbeti Kabus sayılabilir. Plan olarak kare biçimli olan türbelerde kaidenin üstünde kemerli bir galeri yer alıyordu. Çatı ise yüksek bir kasnağa oturtulmuş bir kubbe biçimindeydi. Selçuklu türbelerinin en güzel örneklerinin başında Mervdeki Sultan Sencer Türbesi, Damganda ki Kırkkızlar Türbesi ve Tuataki Gazali Türbesi gelir.
Selçuklular ana ticaret yolları üzerinde birçok kervansaray kurmuşlardı. Bunların en önemlileri Meşhed-Serahs arasındaki Ribatı Şerif, Damgan-Simnan arasındaki Ribatı Anuşirvan ve Nişabur-Sebzevar arasındaki Ribatı Zafaraniydi.
Selçuklu yapılarının iç ve dış yüzeylerini alçı, mermertozu ve kireç karışımıyla elde edilen bir harçtan yapılma süslemeler kaplardı. Günümüze yalnız kları ulaşmış saraylarda da kullanılan bu süslemelerde çeşitli arabesk motifler, hayvan ve kuş motifleri, ayrıca av ve saray yaşamı sahneleri görülür.