• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Büyü Gerçekten Var Mıdır?

Üyelik Tarihi
11 Mar 2015
Konular
1,897
Mesajlar
3,366
MFC Puanı
15,160
Büyü Gerçekten Var Mıdır?

Sihir, yahut büyü... Geçmişte olduğu gibi bugün de insanlarımız çaresini bulamadıkları birçok rahatsızlıklarına sihir, yahut da büyü ismi verip çekiliyorlar... Büyüdür, sihirdir, deyince mesele bitiyor... Artık kime kızmışlarsa, kime hasım hissiyle bakmışlarsa işi onun üzerine yıkıyor, ona olan husumetlerini ilerletiyorlar. O yaptı bunu diyorlar. Ne ile belli sihir olduğu, büyü yapıldığı? Ancak bu konuda evham ve hayâlât işliyor, ucu bucağı gelmez vesveseler alıp yürüyor...

Bu gibi mevzularda yapılacak ilk iş, hemen hüküm vermek; sihirdir, yahut büyüdür, deyip işi evham üzerine hükme bağlamak değildir. Önce bir durum tesbiti şarttır. Sihir, yahut büyü mü?Yâni ruhî, manevî bir hâl mi, yoksa cismî ve maddî bir rahatsızlık mı? Bunu düşünüp tesbit etmeye zaruret vardır, Çoğu zaman maddî ve cismî olan bir rahatsızlığı, ruhî, yani manevî sananlar, baştan hatâ ediyor; ilk tedbirlerde yanılıyorlar, çareyi ters taraftan aramaya başlıyorlar. Böylece zaman kayboluyor, hastalık ilerleyip, tedbir zorlaşıyor. Halbuki bunu iyice tesbit ettikten sonradır ki, isabetli çare aramak mümkün hâle gelir.

Bütün bunlara rağmen: Diyelim ki büyüdür, yahut aynı mânâya gelen sihirdir. Çaresi?.. Bunu tedavinin belli bir çaresi, dondurulmuş bir usulü yoktur. Tıpkı yapılması için de belli bir usul ve bilinen bir şekil olmadığı gibi. Umulmadık yerden Allah şifa ihsan eder, bir de bakarsınız ki beklemediğiniz anda ve tedbirde kurtuluş bahis mevzuu olur... Şurasını hemen ifade etmeliyim ki, büyü ve sihir yapanlar, Allah indinde şirk yapan kâfirden sonra gelen büyük günahkârdırlar. Allah önce kendine şirk koşan kâfiri, hemen arkasından da büyü ve sihir yapmak suretiyle ailenin huzurunu kaçıranları azabına lâyık görüyor...

Bu yüzden sihir yaptığını iddia eden büyücüyü islâm hukuku, cemiyette yaşatmaz, İnsanların arasından alıp hemen hapse koyar. Cüzzamlı gibi, onu insanlardan uzaklaştırır... Şurası unutulmamalıdır ki, geçmişteki gibi bugün sihir, yâni büyü yapma ilmi belli ve kesin bir bilgi hâlinde elde mevcut değildir. Kimse kesin olarak şunu yazar, şunu okur, şu hareketle şu büyüyü yaparım da tutar, diyemez. Çünkü bu mevzudaki ilim tarihte kalmış, günümüze kadar gelmemiştir. Kitaplarımızda yoktur. Olmayan şeyi kim bilir? Ama bildiğini iddia ederek insanları kandırır. Böylece denize düşen yılana sarılır.

Büyü ve Sihir ile Geçimsizlik Ortadan Kaldırılabilir mi?

Meşhur ata sözümüzdür. Denize düşen yılana sarılır, denmiştir. Biz de bazen öyle oluyoruz galiba. Çaresini bulamadığımız, teşhisini koyamadığımız sıkıntılarımızda çareyi büyüde, sihirde görüyor; hemen hükmünü veriyoruz.

– Büyü yaptılar, geçimimizi bozup huzurumuzu yok ettiler. Ya da kısmetimizi kapatıp olan işimizi olmaz hale getirdiler.

– Öyle ise çare nedir?

– Çare; büyücülere, sihircilere, falcılara gitmektir…

Maşaallah büyü bozucular, sihir çözücüler de düzinelerle. Yeter ki sen paradan haber ver… Bana öyle geliyor ki, parayı kesin, ortalıkta ne büyücü kalır ne de sihirci… Aslında ben büyünün, yani sihrin varlığını kabul ediyorum. Ancak bunun tarihte kalan bir ilim dalı olduğunu, nasıl yapılıp nasıl çözüldüğüne dair bir ilmin günümüze kadar gelmediğini düşünüyorum. Bu yüzden de şurada burada büyü yapan yahut da bozan kimselere inanmıyorum. Şundan inanmıyorum:

Büyü yapma yahut da çözme ilmi varsa, kitaplarda olacaktır. Kitaplarda olunca onu sadece meçhul kimseler bilmeyecek, kitap okuyan herkes bu bilgiye sahip olacaktır. Görülen odur ki, kitap okuyanlarda böyle doğru bir büyü yapma ve çözme bilgisi yoktur. Tam aksine, kitap okumayanlarda bu sırlı ilim çoğaltılıyor, müşteriler sıraya giriyor. Kanaatim odur ki, aile içinde insanlar, beyin yahut da hanımın tutumundan şikayetçi olurken olayı büyüye, sihre yormakta yanılıyorlar.

Büyü de sihir de tarafların kendilerindedir. Şayet rahatsızlık unsuru olarak gördükleri hallerini kendi iradeleriyle düzeltmeye yönelseler ortalıkta ne büyüye ihtiyaç kalır, ne sihirbaza. Ama nefsi böyle bir özeleştiriye talip olmuyor. Kendi kusur ve hatalarını düşünmeye de fırsat vermiyor. En kolay yolu gösteriyor.

– Büyü yapmışlar, sihirde bulunmuşlar.

Bundan sonra yatakta muska aramalar, kapıda çaput bulmalar alıp yürüyecek; evhamlar, vesveseler, masum konu komşulardan şüphelenmeler meydan alacaktır. Çık çıkabilirsen işin içinden. Hayır hayır boşuna suçlamayın konu komşunuzu, yakınlarınızı ve dostlarınızı. Büyü falan yok, kendi ihmal ve kusurlarınız var. Yapılan büyüden dolayı hanımı evi terk ettiğini söyleyen bir bey:

– Ne olur büyüyü boz, sihri çöz, bunu ancak sen yaparsın, diye ısrarda bulundu. Ben de:

– Büyü yapılan hanım evi terk ederken bir bahane ileri sürer, bu bahane ile evi terk eder, seninki ne bahane ileri sürdü, onu söyle, dedim. Söylemek istemedi. Israr edince baklayı çıkardı:

– Güya ben akşamları işimden çıkınca hemen eve gelmiyor da meyhaneye uğruyor, iki tek atıyormuşum. Zaten ben de bu itirafı bekliyordum. Hemen çareyi gösterdim.

– Tamam, dedim, işte büyü de, büyü yapan da açıklandı. Büyüyü sen yapıyorsun meyhaneye gitmekle. Büyün de oradaki içkin. Çözmek istiyorsan akşamları işinden doğruca evine gel, meyhaneye uğrama. Göreceksin ki büyü derhal bozulmuş, sihir de hemen çözülmüş.
 
Üyelik Tarihi
20 Nis 2016
Konular
5
Mesajlar
2,401
MFC Puanı
30,820
ya büyü diye bir şey olabilir mi saçmalamayın :D uyuşturucular da büyü o zaman :D
 
Üyelik Tarihi
4 May 2016
Konular
52
Mesajlar
588
MFC Puanı
2,310
ya büyü diye bir şey olabilir mi saçmalamayın :D uyuşturucular da büyü o zaman :D

Yüzyıllardır var olan ve uygulanan bir fiilimi yalanlıyorsun?
kur'an da dahi belirtilmiştir büyünün varlığı. Ve bilmeyen arkadaşlarımız var ise onlarda öğrenmiş olurlar; zamanında bir büyücü tarafından hz. muhammet efendimize büyü yapılmıştır. o zamanlar da efendimiz daralmalar, ağrılar, iç sıkıntıları gibi nedenler yaşamıştır. işte o zaman inşirak suresi inmiştir. bunu ayrıntılı olarak araştırabilirsiniz..
yani siz her kim olursanız olun, büyü yapan kişinin enerjisi sizden yüksek ise büyünün sizde tutmaması neredeyse imsansızdır...
 
Üyelik Tarihi
7 Tem 2016
Konular
464
Mesajlar
1,582
MFC Puanı
12,110
sence bu bir celişki değil midir? hem peygambere bir sürü üstün vasıflar verip hem büyüden korunamaması? kur'anda peygambere mucize verilmedi mucize olarak kur'an gösterilirken.. ceşitli kaynaklara baktığımızda bir sürü mucizesi var.. bu yoldan cıkarsak bu durumda peygamberin büyüye maruz kalması nasil acıklanabilir ki? evet peygamber kul ve resüldür.. ancak peygambere büyü yapılırken ALLAh olayı seyretti mi? izin mi verdi? kur'an da peygambere yönelik yapılmış bir büyüden bahsedilmez..bahsedilen kaynaklar hep kişilerin yazdığı durumlardır.. biz esas olarak kur'an ı mı alıcaz yoksa başkalarının yazdıklarını mı?
kur'anda büyüden falcılıktan şans oyunlarından uzak durmamız emredilir..geleceği görme yetisinin yalnızca ALLAh a ait olduğundan bahsedilir..biz eğer ALLAH a inanıyorsak bu tarz şeylerin bize etkisi olmayacağını biliriz.. bu tarz boş işler peşinde koşmamayı emreder ALLAh..
 
Üyelik Tarihi
4 May 2016
Konular
52
Mesajlar
588
MFC Puanı
2,310
bu yoldan cıkarsak bu durumda peygamberin büyüye maruz kalması nasil acıklanabilir ki?

Peygamberler günahsızlar öyle değil mi? sıfatlarından bir tanesi bu...
peki neden her peygamberin en az bir tane dahi olsa hatası var ve bu kuran da açıkca söylenmiş?

onaların hatasından ve başına gelen olaylardan haberdar olmak ve kendimize bir pay biçmek için olabilir mi...
 
Üyelik Tarihi
6 Mar 2013
Konular
20
Mesajlar
405
MFC Puanı
1,730
Ya bu büyü neden hep kötülük için yapılıyor ki, iyilik için yapılmıyor anlamıyorum. Çocuğuma ben iyiliği için (şansı hep var olsun) gibi bir büyü yaptırsam iyi olur mu :D
 
Üyelik Tarihi
7 Tem 2016
Konular
464
Mesajlar
1,582
MFC Puanı
12,110
farkettiysen peygamberinde bir kul olduğundan bahsettim..peygamberin büyüye yakalandığına dair bir ayet yoktur.. olsaydı zaten bu anlatılırdı ayette.. sadece ceşitli kaynaklarda var gibi gösterilir.. ayetler inerken bir nedenden ötürü iner durduk yere inmez.. bu yoldan cıkarsak peygamber büyüye yakalanmış olsaydı bu ayetle anlatılırdı.. büyü fal gibi şeylerden uzak durun diye söylenir onlar gercektir diye söylenmez.. cünkü tarih boyunca insanlar geleceği hep merak etmiş bu yüzden büyüye fala şuna buna başvurmuştur.. ALLAh geleceği yalnız ben görürüm der.. sığınılcak biri varsa o benimdir der.. bu ayetlerden yola cıkıpta gercektir şudur budur demeye gerek yok.. yasaklama var.. en basiti kureyşliler puta kurban yapıyordu bu da yasaklanmıştır.. ne yani şimdi kureyşliler puta tapıyordu onları aracı kılıyordu..şimdi bu putlar aracı olarak ALLAH'a mı yalvarıyordu? ayetin bütünlüğüne bakmadan yapılırsa senin dediğin doğrudur..ama ayet bütünlüğüne bakılırsa ne anlatmak istediğine bakılırsa senin dediğin doğru değildir.. büyü fal şans oyunları insan oğlunun vazgecmediği alışkanlıklardır..ALLAH'ta bunu yasaklamıştır..
 
Üyelik Tarihi
4 May 2016
Konular
52
Mesajlar
588
MFC Puanı
2,310
sevgili sensizlikmis söylediklerinin aksini söyleyen olmadı zaten...

Peygamberimizin, zilhicce ayında Hudeybiye’den döndüğü ve muharrem ayına girmiş bulunduğu sırada idi ki Medine’de kalan Yahudilerin elebaşları, Müslüman olduğunu açıkladığı halde, münafıklıktan ayrılmayan Yahudi Lebid b. Asam’ın yanına vardılar. Lebid Zurayk oğullarının müttefiki idi. Kendisi sihirbazdı. Yahudiler onun sihirde ve sihirle adam öldürmekte Yahudilerin en bilgilisi olduğunu biliyorlardı.

Ona: “Ey Ebul’Asam! Sen bizim sihirbazımızsın! Muhammed, bizim erkeklerimizi ve kadınlarımızı büyüledi. Biz, ona karşı bir şey yapamadık. Sen, O’nun bize neler yaptığını dinimize nasıl aykırı davrandığını bizden kimleri öldürdüğünü veya sürgün ettiğini gördün.! Biz bütün bu yaptıklarına karşı onu sihirleyip cezalandırmak üzere seni tutuyor, görevlendiriyoruz.” Dediler ve Peygamberimizi sihirlemesi için de ona üç altın verdiler.

SİHİR HAZIRLIKLARI
Lebid b. Asam; Peygamberimizin tarağı ile başından taranmış saçlarını elde etmeğe girişti. Yahudilerden bir genç, gelir gider Peygamberimizin işini tutardı. Yahudiler, peygamberimizin saç ve sakal tarantısı ile bazı tarak dişlerini elde edinceye kadar bu genin üzerine düştüler.

Yahudi genci, Peygamberimizin saç tarantısı ile tarak dişlerini alıp Yahudilere verdi.

Lebid. B. Asam istediklerini elde edince ona bir takım düğümler düğdü ve üfledi. Bu düğümlenmiş ve üflenmiş saç tarantılarını, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığının içine koydu. Sonra onu götürüp kuyunun içindeki basamak taşının altına yerleştirdi. Bu kuyu Zurayk Oğullarına aitti.

PEYGAMBERİMİZ HASTALANIYOR
Sihir yapılmasının ardından Peygamberimizin sıhhati bozuldu. Başının saçları dökülmeğe başladı. Peygamberimiz, yapmadığı bir işi yapmış, ailesine yaklaşmadığı halde, yaklaşmış gibi sanır oldu. Gözlerinin de feri azaldı. Ashab-ı Kiram Peygamberimizin hastalığını yoklamağa geldiler. Hastalığı günlerce sürdü. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 367)

Peygamberimiz hastalanınca Lebid b. Asam’ın kız kardeşelrinden birisi, Hazreti Aişe (Radıyallahu anha)nın yanına gelmişti. Kadın, Peygamberimizin hastalandığını öğrenince, dönüp bunu kız kardeşlerine ve Lebid’e haber verdi. Onlardan birisi:
“Eğer o gerçekten bir Peygamberse kendisine bu iş Allah tarafından haber verilir. Aksi takdirde, bu sihir kendisine nereden gösterilir? En sonunda aklı başından gider. Böylece de, kavmimiz ve dindaşlarımız umduklarına ermiş olur.” Dedi.

SİHRİN PEYGAMBERİMİZE HABER VERİLMESİ:
Hazreti Aişe, Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den şöyle rivayet ediyor:
Nihayet Resulüllah günün birinde tekrar tekrar dua etti. Sonra da bana: “Ey Aişe! Yapmış olduğum duamı Allah’ın kabul buyurduğunu biliyor musun?
Bana meleklerden iki kişi geldi. Bunlardan birisi başucumda, o birisi de ayak ucumda oturdu. (iki melek arasında konuşma şöyle geçti:)
– Bunun hastalığı nedir?
– Sihirlenmiştir
– Kim sihir yapmış ona?
– Lebid b. Asam!
– Sihir ne ile yapılmıştır?
– Erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı, tarak, saç ve sakal tarantısı ile!
– Nerededir o?
– Zervan kuyusunda, basamak taşının altındadır.
– O’nun şifa bulması ne iledir?
– Kuyu suyunun tamamıyla çekilip içindeki basamak taşının kaldırılması ve altındaki kurumuş erkek urma çiçeği kapçığının çıkarılması suretiyledir! Dedi. Bundan sonra melekler havalanıp gittiler.”

SİHRİN KUYUDAN ÇIKARILMASI
Peygamberimiz, Hazreti Ali ile Ammar b. Yasir’i çağırdı. Zervan kuyusuna gitmelerini ve meleklerden işittiği şeyleri yapmalarını onlara emretti. Hazreti Ali ve Amer b. Yasir, hemen Zervan Kuyusuna gittiler. Kuyunun suyu, kınaya boyanmış, kuyu başındaki hurma ağaçlarının başları da şeytan başları gibi idi. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.6, s. 57, Buhari, Müslim)

Kuyunun suyunu çekip boşalttılar, içindeki basamak taşını kaldırdılar. Taşın altında hurma çiçeği kapçığı, Peygamberimizin tarağı, başının saç tarantısı, üzerine iğneler saplanmış bir yay kirişi bulunup çıkarıldı.

DÜĞÜMLER ÇÖZÜZÜLÜNCE PEYGAMBERİMİZİN RAHATLAMASI
Yay kirişi üzerindeki düğümleri çözmeğe güç yetirilemedi. Cebrail gelip Felak ve Nas surelerinin ayetlerini okudukça, düğümler çözülmeye başladı. Her düğüm çözüldükçe, Peygamberimiz, önce elem, sonra da ferahlık duymakta idi.
En son düğüm çözüldüğü zaman, peygamberimiz, bir düz bağından boşanmış, krtulmuş gibi açıldı. Yemeğe içmeye başladı.

KUYU KAPATILDI!
Peygamberimizin emri ile Zervan kuyusu kapatıldı.

Peygamberimiz Lebid. B. Asam’a haber gönderdi. “Allah bana senin yaptığın sihri haber verdi ve yerini de gösterdi. Sen, bunu ne için yaptın?” diye sordu:

Lebid: “Ey Ebu’l Kasım! Altınlara karşı duyduğum sevgi” dedi.

“ya Resulallah onu öldürsen” denildi. Pegamberimiz: “Onun sonunda göreceği ilahi azap daha şiddetlidir” buyurdu.

Peygamberimiz bir daha onun ne yüzünü gördü, ne de adını andı…

FELAK VE NAS SURELERİ
Felak ve Nas sureleri diğer ümmetlere verilmeyen çok büyük iki sure. Muavazateyn dediğimiz, her türlü eşrardan, shiriden, cinden büyüden Rabbimize sığınılan bu iki sureyi sabah akam okuyana nazar, sihir, büyü, cin, vesvese ve bir çok şer Allah’ın korumasıyla isabet edemez…
 
Üyelik Tarihi
4 May 2016
Konular
52
Mesajlar
588
MFC Puanı
2,310
Ya bu büyü neden hep kötülük için yapılıyor ki, iyilik için yapılmıyor anlamıyorum. Çocuğuma ben iyiliği için (şansı hep var olsun) gibi bir büyü yaptırsam iyi olur mu :D

elbetteki iyi niyetle yapılan büyüler var.
kısmet açma, cesaret verme, sanş, başarı, aşık etme vs...

bunlara gerek duyup duymamak size kalmış...:)
 
Üyelik Tarihi
6 Mar 2013
Konular
20
Mesajlar
405
MFC Puanı
1,730


elbetteki iyi niyetle yapılan büyüler var.
kısmet açma, cesaret verme, sanş, başarı, aşık etme vs...

bunlara gerek duyup duymamak size kalmış...:)

:tut

Düşünsene çocuğunun geleceğini mükemmel şekilde yaptığını.
Sanırım hayat bize güzel olur
Bunun günahı da olmaz :D
 
Üyelik Tarihi
7 Tem 2016
Konular
464
Mesajlar
1,582
MFC Puanı
12,110
anlattığınız olaylar rivayettir..
bunlar aksettirilirken rivayet denir..yani kesin olmayan bilgilerdir..
kur'anda peygamberin büyüye yakalandığını anlatan bir ayet yok..
kaldı ki birşeylerden korkuyorsan istediğin sureleri okuyabilirsin..
sureleri kıyaslıyamaz bir mana ve anlam katamazsın..gizemli değildir ayetler..
fatiha suresi okuyunca cinler sana musallat mı olur büyü sana musallat mı olur?
bu tarz yaklaşımlar kur'anı anlamaya yönelik değil kur'anı sırlaştırmaktır..
kur'an bir insanın doğduğundan ölünceye kadar nasıl yaşıyacağını nasil davrancağını nelerin yasak olduğu nelerin helal olduğu aile akraba eş dostlarla yetim öksüze karşı davranışlarını iş hayatında nasil davrancağını anlatır.. geçmiş kavimlerin başına gelenler anlatır..öğüt verir sana..

onun harici muska yazıp orana burana koyarak olmuyor..kur'an suresini suya koyup içmek değildir.. cünkü yasin suresinde ALLAh kur'an ın dirilere rehber olarak indirildiği anlatılır..
kaldı ki kur'an da deyim cok kullanılır.. bu deyimleri olduğu gibi kabulleniyorsa insan o insanın hali yaştır.. örnekleme yapar..
ALLAh ayetlerinde anlattığı bana kulluk edin bana dua edin benden isteyin benim şanımı övün..secde edin bana diyor..
 
Üyelik Tarihi
7 Tem 2016
Konular
464
Mesajlar
1,582
MFC Puanı
12,110
maşallah sureleri yazıyoruz ;) ama ne hikmetse büyüye başvurup kısmet acma yapıyoruz.. o zaman biz dua etmeyelim büyü yapalım:)
 
Üyelik Tarihi
11 Mar 2015
Konular
1,897
Mesajlar
3,366
MFC Puanı
15,160
Çocuğunun iyi olmasını istiyorsan onu dualarla ve sevgiyle büyütmen yeterli ama herkes böyle yapmalı ki dünyada iyilik hakim olsun senin ya da çocuğunla iş bitmiyor ne yazık ki.
 
Üyelik Tarihi
4 May 2016
Konular
52
Mesajlar
588
MFC Puanı
2,310
anlattığınız olaylar rivayettir..
bunlar aksettirilirken rivayet denir..yani kesin olmayan bilgilerdir..
kur'anda peygamberin büyüye yakalandığını anlatan bir ayet yok..
kaldı ki birşeylerden korkuyorsan istediğin sureleri okuyabilirsin..
sureleri kıyaslıyamaz bir mana ve anlam katamazsın..gizemli değildir ayetler..
fatiha suresi okuyunca cinler sana musallat mı olur büyü sana musallat mı olur?
bu tarz yaklaşımlar kur'anı anlamaya yönelik değil kur'anı sırlaştırmaktır..
kur'an bir insanın doğduğundan ölünceye kadar nasıl yaşıyacağını nasil davrancağını nelerin yasak olduğu nelerin helal olduğu aile akraba eş dostlarla yetim öksüze karşı davranışlarını iş hayatında nasil davrancağını anlatır.. geçmiş kavimlerin başına gelenler anlatır..öğüt verir sana..

onun harici muska yazıp orana burana koyarak olmuyor..kur'an suresini suya koyup içmek değildir.. cünkü yasin suresinde ALLAh kur'an ın dirilere rehber olarak indirildiği anlatılır..
kaldı ki kur'an da deyim cok kullanılır.. bu deyimleri olduğu gibi kabulleniyorsa insan o insanın hali yaştır.. örnekleme yapar..
ALLAh ayetlerinde anlattığı bana kulluk edin bana dua edin benden isteyin benim şanımı övün..secde edin bana diyor..

kuranda nasıl namaz kılacağımız da yazmıyor. kılmayalım o halde...
bu kadar kesin ve net konuşmanızın arkasında hangi ilim tecrübeniz yatıyor merak ediyorum doğrusu...
islam hakkında tüm bilgilerin kuran da yazıldığını düşünmeniz de ayrı bir saçmalık bana göre...
 
Üst