Lise yıllarından bu yana duyduğumuz veya öğrendiğimiz Bursa Nutku'nun aslında olmadığını biliyor muydunuz??
Bursa Nutku olarak bilinen metin ilk olarak 1951 yılında İzmirde yerel bir gazete tarafından çıkarılmıştır. Bunun sonrasında o zaman ki devlet görevlileri Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan'a bu metnin doğru olup olmadığını sormuşlardır. Afet İnan ise bu metnin içeriğinin ve söylemlerinin Atatürk'ün söylemlerine benzediğini bu yüzden olabileceğini söylemiştir. Bu konuşmalardan sonra Bursa Nutku ile ilgili kaynaklar çıkmaya başlamıştır. Ancak ne o dönemde yazılmış kaynaklarda ne de Atatürk'ün yazdığı Nutuk ve diğer eserlerde Bursa Nutku ile ilgili bir şey yer almamaktadır. Yani Bursa Nutku kaynak gösterilip geçerlilik kazanmadığından dolayı sadece söylemlerden ibarettir...

Yani şimdi

“Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.’ diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.’ diyecek.
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’
İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!”

Atatürk'e ait değil miymiş?

elimizde bunu gösteren bi kaynak yok Atatürk kendi bunu söyleseydi NUTUK'a yazardı herhalde. şu anki kaynaklar Afet İnan'ın söylemlerinden yola çıkıp bize ulaşan kaynaklar fakat tarih içinde bunun bir geçerliliği yoktur

Yanii mantıken öle olmasını bekliyor insan.. Neyse hayırlısı

StigmatA valla abi bizim bölümde bile baya tartışıldı bu konu ama net bi kaynak olmadığı için yok sayılıyor