• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Bunca Cömertlik Âhireti Gerektirir

x_men

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
16 Şub 2009
Konular
41
Mesajlar
57
MFC Puanı
110
Muhtaç olduğumuz şeyler Cenâb-ı Hakk'ın lütuf seyri içinde gelmese, cihanları versek dahi birini elde edemeyiz.

Harun Reşid'in karşısına çıkan Allah dostu sorar:

- Harun! Şu bir bardak suya muhtaç olduğunda onu elde edebilmek için bütün saltanatını verir miydin?
- Evet,
- Peki, bu suyu içsen de dışarıya çıkaramasan, onu çıkarmak için bütün saltanatını verir miydin?
- Evet.

Bunun üzerine ârif insan şunları söyler:

- İşte ya Hârun! Senin bütün servet ve saltanatın bir bardak sudan ibarettir!...

Şu bir bardak sudan alalım da her an muhtaç olduğumuz havaya kadar, bütün nimetleri, kapımızda hazır buluyoruz.

Her mevsim ayrı ayrı binlerce çeşit meyve Cenâb-ı Hakk'ın lütuf ve ihsanıyla geliyor. Aksini düşünseydik, değil o meyveleri, bütün cihana bedel bir çekirdeği dahi elde edemezdik.

İşte, dünyada, Cenâb-ı Hakk'ın bu denli seha ve cömertliğini görüyoruz.

Zavallı insan, keramet ve mucize arıyor. Halbuki etrafımızdaki bu çeşit hadiselerin hepsi hârikulade olarak meydana geliyor.

Cömertliğe bakın ki, güneş ve ay insana iki mûtî hizmetkâr gibi çalışıyor ve hizmet ediyor. Isısıyla başımızı okşarken, ihtiyacımız olan meyve, sebze ve hububatın olgunlaşmasını da deruhte ediyor. Eğer bütün bu cömertlikler geçici ve fani şu dünya misafirhanesine mahsus olsa ve devam etmese, düşündüğümüz ve her an bize gelmesi muhtemel ölüm sebebiyle, her nimetin ardından bir bardak zehir içiyor gibi ızdırap çekecektik. Zira itlâf ettiğimiz her nimet bize, bir gün bütün nimetlerden mahrum olacağımızı ihtar etmektedir. Bundan da korkuncu ebedî yokluğu hatırlatmaktadır.

Halbuki bu kadar cömert bir Zât, verdiği bunca nimetleri tattırdıktan sonra elimizden almaz. Belki o nimeti devam ettirir ve ebedîleştirir. İşte bu geçici âlemde bu kadar cömertliği cilvelenen Zât'ın, bir de ebedî ve tükenmeyen bir âlemi vardır ki, burada numunesini gördüğümüz cömertlikler orada bizzat ve ebedî olarak devam edecektir. Yoksa onun bunca cömertliği, aksiyle vasıflanır ki, bu da onun Zat-ı ulûhiyetiyle bağdaşamaz ve O, böyle çirkinliklerden münezzeh ve mukaddestir.
 
Üst