Benim gibi zor beğenenler çok kitap okumazlar. Ben bana birşeyler katan şeylerden hoşlanırım, gerçeklerle hiçbir alakası bulunmayan yada birinin boktan hayatını konu aldığı romanların aksine özgür kitaplar ilgimi her zaman çekmiştir. Birilerinin aşk hayatını yada hayal gücüne dayanan kitaplar her zaman bana itici gelmiştir.
Kitap Okuma Şunu belirtmeliyim ki boş boş kitap önerileri yapmaktan her zaman nefret edenlerden biride ben olmuşumdur.Bir de okuduğu kitaptan anladığından ziyade okuduğu kitap sayısıyla entelektüel birikimini ispata girişen, Bak ben modern insanım kitap okuyorum diye geçinip, Kitabı sadece kapağı güzel diye alanlar yahut brezilya dizilerinden farksız konularıyla onlarca kitap barındıran kütüphanesiyle övünen,dolayısıyla okuma aşkını böbürlenerek anlatan tipler vardır ki;bu tiplerden uzak durmanız sizin açınızdan mantıklı olucaktır. Bu ülkede kitap okunmamasının tek sebebi bana kalırsa doğru kitapı seçememektir. Gerçekten iyi kitaplar seçtiğinizde kim olursanız olun ne kadar vaktiniz olursa olsun bir şekilde kitap okumaya başlıyorsunuz. Sadece bana hitap eden sözlerinden ötürü hayran kaldığım Charles Bukowski'nin bütün kitaplarını defalarca okuyan bi okuyucu olarak belirtiyorum ki seni sana seni anlatan, Sana birşeyler katan kitapları oku.
Charles Bukowski - Ekmek Arası
Okuduğum ilk kitap olmakla birlikte bana yol gösteren '' Hayata bir kez daha küfür etmemi sağlayan en büyük eserlerlendir biri. Ölmeden önce yapılıcak şeyleri listeside heryerde rastlaman mümkün ama bende sana diyorum ki ölmeden önce bu kitabı oku ey dost.
Charles bukowski'nin çocukluğuna ve ilkgençliğine dair son derece samimi bir dille yazılmış roman. tüm bukowski kitaplarında olduğu gibi ekmek arası da önemli ölçüde otobiyografik unsurları içinde barındırıyor. bir diğer yandan da okurun kısmen anlayabileceği çarpıtmalar ve alegoriler de kitabın her yerine dağılmış durumda. Ekmek arası, bukowski'nin çocukluğunun ilk başlarında çok kısa bir süre yaşadığı almanya yıllarıyla başlıyor ve amerika yıllarıyla devam ediyor. Bukowski ailesine dair inanılmaz açıklıktaki anlatımlar okuru, geleceğin alkolle barışık yazarının iç dünyasına bir adım daha yaklaştırıyor.Kitap, ilerleyen sayfalarda bukowski'nin çıbanlarla kaplı vücudundan bahsederken, zahmetli bir tedavi sürecini anlatıyor, bu durumun yarattığı anti sosyal bukowski ise gittikçe bir yazara doğru evrilmektedir. kitabın bir diğer ilginç yanı ise bizleri charles bukowski'nin alkolle tanışma zamanlarına götürmesi. kitaptan, bukowski'nin arkadaşının babasının şarap mahzenine gizlice girerek içkiyle tanıştığı bölümü buraya alabiliriz. [NOT]Charles Bukowski - Ekmek Arası
Annemin bir deliği, babamın ise sıvı püskürten bir kamışı vardı. Nasıl oluyor da böyle şeylere sahip olup her şey normalmiş gibi davranabiliyorlardı, Havadan sudan konuşurken arada bu işi yapıp kimseye anlatmıyorlardı. Babamın sıvısından olduğumu düşündükçe kusacak gibi oluyordum..'[/NOT]
Kitap Okuma Şunu belirtmeliyim ki boş boş kitap önerileri yapmaktan her zaman nefret edenlerden biride ben olmuşumdur.Bir de okuduğu kitaptan anladığından ziyade okuduğu kitap sayısıyla entelektüel birikimini ispata girişen, Bak ben modern insanım kitap okuyorum diye geçinip, Kitabı sadece kapağı güzel diye alanlar yahut brezilya dizilerinden farksız konularıyla onlarca kitap barındıran kütüphanesiyle övünen,dolayısıyla okuma aşkını böbürlenerek anlatan tipler vardır ki;bu tiplerden uzak durmanız sizin açınızdan mantıklı olucaktır. Bu ülkede kitap okunmamasının tek sebebi bana kalırsa doğru kitapı seçememektir. Gerçekten iyi kitaplar seçtiğinizde kim olursanız olun ne kadar vaktiniz olursa olsun bir şekilde kitap okumaya başlıyorsunuz. Sadece bana hitap eden sözlerinden ötürü hayran kaldığım Charles Bukowski'nin bütün kitaplarını defalarca okuyan bi okuyucu olarak belirtiyorum ki seni sana seni anlatan, Sana birşeyler katan kitapları oku.
Charles Bukowski - Ekmek Arası
Okuduğum ilk kitap olmakla birlikte bana yol gösteren '' Hayata bir kez daha küfür etmemi sağlayan en büyük eserlerlendir biri. Ölmeden önce yapılıcak şeyleri listeside heryerde rastlaman mümkün ama bende sana diyorum ki ölmeden önce bu kitabı oku ey dost.
Charles bukowski'nin çocukluğuna ve ilkgençliğine dair son derece samimi bir dille yazılmış roman. tüm bukowski kitaplarında olduğu gibi ekmek arası da önemli ölçüde otobiyografik unsurları içinde barındırıyor. bir diğer yandan da okurun kısmen anlayabileceği çarpıtmalar ve alegoriler de kitabın her yerine dağılmış durumda. Ekmek arası, bukowski'nin çocukluğunun ilk başlarında çok kısa bir süre yaşadığı almanya yıllarıyla başlıyor ve amerika yıllarıyla devam ediyor. Bukowski ailesine dair inanılmaz açıklıktaki anlatımlar okuru, geleceğin alkolle barışık yazarının iç dünyasına bir adım daha yaklaştırıyor.Kitap, ilerleyen sayfalarda bukowski'nin çıbanlarla kaplı vücudundan bahsederken, zahmetli bir tedavi sürecini anlatıyor, bu durumun yarattığı anti sosyal bukowski ise gittikçe bir yazara doğru evrilmektedir. kitabın bir diğer ilginç yanı ise bizleri charles bukowski'nin alkolle tanışma zamanlarına götürmesi. kitaptan, bukowski'nin arkadaşının babasının şarap mahzenine gizlice girerek içkiyle tanıştığı bölümü buraya alabiliriz. [NOT]Charles Bukowski - Ekmek Arası
Annemin bir deliği, babamın ise sıvı püskürten bir kamışı vardı. Nasıl oluyor da böyle şeylere sahip olup her şey normalmiş gibi davranabiliyorlardı, Havadan sudan konuşurken arada bu işi yapıp kimseye anlatmıyorlardı. Babamın sıvısından olduğumu düşündükçe kusacak gibi oluyordum..'[/NOT]