OBERON
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Kas 2016
-
- Mesajlar
- 3,156
-
- MFC Puanı
- 41
Brucellosis (Brusella Hastalığı)
Brucellosis (Brusella Hastalığı) İnsan ve hayvanlarda Brusella genusu mikroorganizmaları tarafından oluşturulan enfeksiyöz, genellikle subakut ve kronik seyirli zoonoz bir hastalıktır.
Brusella cinsindeki etkenler, evcil hayvanlarda önemli ekonomik kayıplara neden oldukları gibi, enfekte hayvanların süt ve süt ürünleri, hatta et ile insanlara da bulaştıkları ve hastalığa neden oldukları için halk sağlığı yönünden de önemli bir grubu oluşturmaktadırlar.
Brusella cinsi mikroorganizmalar küçük, hareketsiz, sporsuz, gram (-), kokobasil şeklinde olup, boyları 0.6 - 0.2 mikron, genişlikleri 0.3 - 0.5 mikron arasında değişir. Seçici besiyerlerinde çok iyi, sıvı besiyerlerinde yavaş ürerler. Bazı türleri %5 - 10 CO 2 ' li ortama gereksinim gösterirler.
Brusella cinsi içinde bulunan:
B. melitensis: İnsanlarda Malta humması olarak bilinen hastalığın etkenidir. Başlıca konakçıları, koyun, keçi ve yabani sığırlardır, 3 biyotipi vardır.
B. abortus: İneklerde yavru atmalara neden olur. İnsanlarda Bang hastalığı etkenidir . Serolojik ve biyoşimik reaksiyonlarla birbirinden farklı, 9 biyotipi bulunur .
B. suis: Evcil domuzlarda hastalık yapar, 4 biyotipi vardır.
B. ovis : Koçlarda kısırlık , koyunlarda yavru atmalara neden olur.
B. canis: İlk kez, A.B.D' de tazı köpeğinden izole edilmiş olup, köpeklerde yavru atmalara neden olmaktadır.
ETKENİN DAYANIKLILIĞI
Brusella mikroorganizmaları, güneş ışığı ve dezenfektanlara karşı çok duyarlı olup, birkaç dakikada aktivitelerini kaybederler. Karanlık yerlerde doku ve uterus akıntısı içinde uzun süre canlı kalırlar. Kokuşma sonu kısa sürede ölürler, tüm brusella tipleri, pastörizasyon ısısında 15 - 20 dk. da tahrip olurlar. Etken, yapılan araştırma sonuçlarına göre tereyağında dört ay canlı kalabilmektedir. Enfekte sütten yapılmış beyaz peynir, salamura içinde üç ay sonraya kadar kobayları enfekte edebilir ve beş ay sonra reaksiyon verebilir özelliktedir. Kültür, 0 o C 'nin altında uzun süre canlılığını koruyabilmektedir. Etkenler, % 0.1 'lik sublime de birkaç dakikada, % 2 'lik formol, % 1 'lik lizol içinde 15 dakikada ölürler.
Brusellozis , dünyanın hemen hemen her yerinde evcil ve yabani hayvan türlerinde görülür . Ülkemizde B. abortus ve B. melitensis 'in yaygın halde bulunduğu bildirilmektedir. Hastalığın inkubasyon süresi deneysel infeksiyonlarda, gebe ineklerde 5-10 hafta içinde meydana getirilmiş olmasına rağmen, doğal yolla Per Os oluşan enfeksiyonlarda ise bu sürenin 33-230 gün arasında değiştiği gözlenmiştir.
HASTALIĞIN BULAŞMA KAYNAKLARI
Brusellozis, zoonoz bir hastalık olduğundan her zaman hayvanlar insanlar için bir enfeksiyon kaynağıdır. Meslek hastalığı olarak bilinen brusellozis, veteriner hekimler, hayvan tüccarları, mezbaha işçileri ve az gelişmiş ülkelerde hayvanları ile aynı yerde bulunan insanlar bulaşma ile her an karşı karşıya bulunmaktadır. Bulaşma oranı entansif yetiştiricilik yapılan bölgelerde daha fazladır. Avrupa ve Rusya'dan damızlık sığır ve süt ineği getirilen yerlere bu hastalık girmiş ve bu hayvanlardan da çevreye yayıldığı bilinmektedir. Hastalık etkeni, en çok gebe hayvanların uterus içeriği, fötus ve fötal membranlarda bulunduğundan bunlar hastalık kaynağı olarak önemli yer tutarlar. Bulaşma, başlıca sindirim sistemi, sağlam veya portantreli deri, konjunktiva, çiftleşme ve sağım sırasında memelerin kontaminasyonu yoluyla meydana gelir. Son yıllarda vektörler üzerinde durulmakta, hastalığın naklinde sinek, sivrisinek, tahta kurusu, kene, pire gibi artropodalarla, yabani tavşan, sıçan, fare gibi kemiricilerin de rolü olduğu bildirilmiştir. Serçe, karga gibi kuşlarında portör olabilecekleri, bizon, geyik, dağ keçisi, ceylanlarda da enfeksiyon görüldüğünden hastalığın yayılmasında rol alabilecekleri bildirilmektedir.
Brusellozlu ineklerin çoğu aborttan sonra haftalarca, hatta aylarca sütleriyle mikrop çıkarırlar. Etkenin sütle çıkışı periyodik olup, laktasyonun sonuna doğru daha fazla sıklaşır. İneklerde, memeye yerleşmiş olan etken devamlı veya zaman zaman dışarı atılır. Doğumdan hemen sonra yani ağız sütü ile takriben 200.000 / ml etken atılır. Bazı ineklerin 7-9 yıl mikroorganizmayı çıkardıkları saptanmıştır. Abort yapmış keçi ve koyunlar, ilk 1-3 hafta içinde sütleriyle periyodik olarak mikroorganizmayı çıkardıkları, 3 haftadan sonra tespit edilemediği bildirilmektedir. Brusellozdan dolayı yavru atan ineklerde abort tarihinden 30-40 gün sonra etken, uterustan kaybolarak hayvanların memelerine ve uterus yumrularına yerleşir. Infekte analardan doğan buzağılarında efekte oldukları, bunların 7 gün ile 16 hafta arasında dışkılarıyla mikroorganizmayı çıkardıkları saptanmıştır. İnfekte boğaların kan serumları negatif reaksiyon verebilmesine karşın, bu hayvanların spermalarından etken izole edilebildiği gibi seminal plazmada da aglütinasyon testinin pozitif olduğu görülebilir.
İNSANLARA BULAŞMA
İnfekte inek sütlerinin herhangibir pastörizasyon işlemine tabi tutulmadan tüketilmesi, peynir veya tereyağı üretiminde kullanılması önemli infeksiyon kaynaklarıdır. Ülkemizde Güneydoğu bölgelerimizde çiğ köfte yeme alışkanlığı, önemli infeksiyon kaynaklarındandır. Peynir, çökelek halinde bekletildiği zaman Brusellanın yaşam süresi 3 aya kadar çıkar. İnfekte hayvan gübresi kullanılan toprakta yetişen taze sebzelerle de hastalığın bulaşabildiği bildirilmektedir. İnsandan insana bulaşma ya çok seyrek yada hiç görülmemektedir. Yaralı deriden veya ağızdan alınan mikroorganizma önce en yakın lenf yumrularına, oradan kana geçerek kemikiliğine, eklemlere, sinirlere, beyine ve özelliklede cinsel organlara yerleşerek hastalık oluşturmaya başlar. İnsanlarda hastalık belirtilerinin görülmesi halinde hemen bir doktora başvurulması gerekir.
KLİNİK BELİRTİLER
Sığırlarda görülen başlıca klinik bulgular, yavru atma, kısırlık, mastitis ve ateştir. Abortlar, gebeliğin her döneminde olmakla birlikte, genel olarak gebeliğin 6-8' inci aylarında meydana gelir. İnsanlarda üşüme, dalgalı ateş ve terleme, karın ve eklem ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Ateş 40 o C' nin üstünde olup, gebe kadınlarda düşüklere neden olur. Erkeklerde orşitis sonu kısırlık şekillenir. Bazen ciddi komplikasyonlar sonu hastalık ölümle sonuçlanabilir.
HASTALIĞIN KONTROLU
Mikroorganizma pastörizasyon ısısına hassas olduğundan, gıdaların pişirilerek yenmesi, çiğ olarak tüketilen sebze ve meyvaların etkenin duyarlı olduğu dezenfektanlarla yıkanması gerekmektedir. Hastalığın kontrolünde enfekte hayvanların sürüden ayrılmaları, diğer hayvanların enfeksiyona maruz kalmamaları açısından çok önemlidir. En radikal önlemlerden biriside hayvanların aşılanarak hastalığın kontrol altına alınmasıdır.
Brusellozis'de aktif bağışıklığı oluşturan aşılar, canlı Brusella abortus S-19 aşısı ile canlı B. melitensis Rev-1 aşısıdır. B. abortus S-19 aşısı, danalara ve erginlere uygulanan olmak üzere iki ayrı aşı olarak mevcuttur. B. abortus S-19, 4-8 aylık sağlıklı dişi danalara uygulanır, en az 7 yıl koruma sağlar, erginler ve erkeklerde kullanılmaz. Br. abortus S-19 ergin aşısı, 8 aylıktan büyük dişi sığırlara 24 ay ara ile iki kez uygulanır, en az bir yıl koruma sağlar, aşısız ve gençken aşılananlarda da kullanılabilir. Boğalara aşılamanın öerilmemesinin nedeni, testislere yerleşmesidir. Sürüdeki aşısız hayvanlar, infeksiyonda aşılılar için tehlike oluştururlar denilmektedir.
B. melitensis Rev-1 genç aşısı, 3-8 aylık sağlıklı dişi ve erkek kuzu ve oğlaklara uygulanır, tek bir aşılama yaşam boyu süren yeterli bir koruma sağlar, erginlerde uygulanmaz. B. melitensis Rev-1 ergin aşısı, 8 aylıktan büyük sağlıklı dişi koyun ve keçilere 12 ay ara ile 2 kez uygulanır.
PATOLOJİK MATERYALLERİN ALINMASI VE GÖNDERİLMESİ
ABORTE OLMUŞ FÖTUS: Kokuşma olmamış aborte fötus laboratuvara gönderilir.
SPERMA: Boğalardan usulüne uygun olarak ve aseptik koşullarda alınarak steril küçük şişelere konur.
VAJİNAL SVAB: Hayvanlarda yavru atımından sonra 6 haftalık periyod içinde izolasyon şansı yüksektir. Vaginal akıntıları almak için hazırlanan svablar, özel tüpüne konulduktan sonra hemen laboratuvara gönderilir.
SÜT: Şüpheli hayvanların meme başları dezenfekte edildikten sonra her meme bölgesinden, steril vida kapaklı tüplere, ilk iki sağım süt dışarı atıldıktan sonra 15 - 20 ml. miktarında sağılır. Tüplerin ağızları kapatılarak, soğuk koşullarda ve en kısa zamanda laboratuvara gönderilmelidir.
Laboratuvar muayeneleri için alınacak patolojik materyaller aseptik koşullarda, steril kaplara konulduktan sonra hemen gönderilmeli, bekletilecek olanlar buzdolabında saklanmalıdır.
Brucellosis (Brusella Hastalığı) İnsan ve hayvanlarda Brusella genusu mikroorganizmaları tarafından oluşturulan enfeksiyöz, genellikle subakut ve kronik seyirli zoonoz bir hastalıktır.
Brusella cinsindeki etkenler, evcil hayvanlarda önemli ekonomik kayıplara neden oldukları gibi, enfekte hayvanların süt ve süt ürünleri, hatta et ile insanlara da bulaştıkları ve hastalığa neden oldukları için halk sağlığı yönünden de önemli bir grubu oluşturmaktadırlar.
Brusella cinsi mikroorganizmalar küçük, hareketsiz, sporsuz, gram (-), kokobasil şeklinde olup, boyları 0.6 - 0.2 mikron, genişlikleri 0.3 - 0.5 mikron arasında değişir. Seçici besiyerlerinde çok iyi, sıvı besiyerlerinde yavaş ürerler. Bazı türleri %5 - 10 CO 2 ' li ortama gereksinim gösterirler.
Brusella cinsi içinde bulunan:
B. melitensis: İnsanlarda Malta humması olarak bilinen hastalığın etkenidir. Başlıca konakçıları, koyun, keçi ve yabani sığırlardır, 3 biyotipi vardır.
B. abortus: İneklerde yavru atmalara neden olur. İnsanlarda Bang hastalığı etkenidir . Serolojik ve biyoşimik reaksiyonlarla birbirinden farklı, 9 biyotipi bulunur .
B. suis: Evcil domuzlarda hastalık yapar, 4 biyotipi vardır.
B. ovis : Koçlarda kısırlık , koyunlarda yavru atmalara neden olur.
B. canis: İlk kez, A.B.D' de tazı köpeğinden izole edilmiş olup, köpeklerde yavru atmalara neden olmaktadır.
ETKENİN DAYANIKLILIĞI
Brusella mikroorganizmaları, güneş ışığı ve dezenfektanlara karşı çok duyarlı olup, birkaç dakikada aktivitelerini kaybederler. Karanlık yerlerde doku ve uterus akıntısı içinde uzun süre canlı kalırlar. Kokuşma sonu kısa sürede ölürler, tüm brusella tipleri, pastörizasyon ısısında 15 - 20 dk. da tahrip olurlar. Etken, yapılan araştırma sonuçlarına göre tereyağında dört ay canlı kalabilmektedir. Enfekte sütten yapılmış beyaz peynir, salamura içinde üç ay sonraya kadar kobayları enfekte edebilir ve beş ay sonra reaksiyon verebilir özelliktedir. Kültür, 0 o C 'nin altında uzun süre canlılığını koruyabilmektedir. Etkenler, % 0.1 'lik sublime de birkaç dakikada, % 2 'lik formol, % 1 'lik lizol içinde 15 dakikada ölürler.
Brusellozis , dünyanın hemen hemen her yerinde evcil ve yabani hayvan türlerinde görülür . Ülkemizde B. abortus ve B. melitensis 'in yaygın halde bulunduğu bildirilmektedir. Hastalığın inkubasyon süresi deneysel infeksiyonlarda, gebe ineklerde 5-10 hafta içinde meydana getirilmiş olmasına rağmen, doğal yolla Per Os oluşan enfeksiyonlarda ise bu sürenin 33-230 gün arasında değiştiği gözlenmiştir.
HASTALIĞIN BULAŞMA KAYNAKLARI
Brusellozis, zoonoz bir hastalık olduğundan her zaman hayvanlar insanlar için bir enfeksiyon kaynağıdır. Meslek hastalığı olarak bilinen brusellozis, veteriner hekimler, hayvan tüccarları, mezbaha işçileri ve az gelişmiş ülkelerde hayvanları ile aynı yerde bulunan insanlar bulaşma ile her an karşı karşıya bulunmaktadır. Bulaşma oranı entansif yetiştiricilik yapılan bölgelerde daha fazladır. Avrupa ve Rusya'dan damızlık sığır ve süt ineği getirilen yerlere bu hastalık girmiş ve bu hayvanlardan da çevreye yayıldığı bilinmektedir. Hastalık etkeni, en çok gebe hayvanların uterus içeriği, fötus ve fötal membranlarda bulunduğundan bunlar hastalık kaynağı olarak önemli yer tutarlar. Bulaşma, başlıca sindirim sistemi, sağlam veya portantreli deri, konjunktiva, çiftleşme ve sağım sırasında memelerin kontaminasyonu yoluyla meydana gelir. Son yıllarda vektörler üzerinde durulmakta, hastalığın naklinde sinek, sivrisinek, tahta kurusu, kene, pire gibi artropodalarla, yabani tavşan, sıçan, fare gibi kemiricilerin de rolü olduğu bildirilmiştir. Serçe, karga gibi kuşlarında portör olabilecekleri, bizon, geyik, dağ keçisi, ceylanlarda da enfeksiyon görüldüğünden hastalığın yayılmasında rol alabilecekleri bildirilmektedir.
Brusellozlu ineklerin çoğu aborttan sonra haftalarca, hatta aylarca sütleriyle mikrop çıkarırlar. Etkenin sütle çıkışı periyodik olup, laktasyonun sonuna doğru daha fazla sıklaşır. İneklerde, memeye yerleşmiş olan etken devamlı veya zaman zaman dışarı atılır. Doğumdan hemen sonra yani ağız sütü ile takriben 200.000 / ml etken atılır. Bazı ineklerin 7-9 yıl mikroorganizmayı çıkardıkları saptanmıştır. Abort yapmış keçi ve koyunlar, ilk 1-3 hafta içinde sütleriyle periyodik olarak mikroorganizmayı çıkardıkları, 3 haftadan sonra tespit edilemediği bildirilmektedir. Brusellozdan dolayı yavru atan ineklerde abort tarihinden 30-40 gün sonra etken, uterustan kaybolarak hayvanların memelerine ve uterus yumrularına yerleşir. Infekte analardan doğan buzağılarında efekte oldukları, bunların 7 gün ile 16 hafta arasında dışkılarıyla mikroorganizmayı çıkardıkları saptanmıştır. İnfekte boğaların kan serumları negatif reaksiyon verebilmesine karşın, bu hayvanların spermalarından etken izole edilebildiği gibi seminal plazmada da aglütinasyon testinin pozitif olduğu görülebilir.
İNSANLARA BULAŞMA
İnfekte inek sütlerinin herhangibir pastörizasyon işlemine tabi tutulmadan tüketilmesi, peynir veya tereyağı üretiminde kullanılması önemli infeksiyon kaynaklarıdır. Ülkemizde Güneydoğu bölgelerimizde çiğ köfte yeme alışkanlığı, önemli infeksiyon kaynaklarındandır. Peynir, çökelek halinde bekletildiği zaman Brusellanın yaşam süresi 3 aya kadar çıkar. İnfekte hayvan gübresi kullanılan toprakta yetişen taze sebzelerle de hastalığın bulaşabildiği bildirilmektedir. İnsandan insana bulaşma ya çok seyrek yada hiç görülmemektedir. Yaralı deriden veya ağızdan alınan mikroorganizma önce en yakın lenf yumrularına, oradan kana geçerek kemikiliğine, eklemlere, sinirlere, beyine ve özelliklede cinsel organlara yerleşerek hastalık oluşturmaya başlar. İnsanlarda hastalık belirtilerinin görülmesi halinde hemen bir doktora başvurulması gerekir.
KLİNİK BELİRTİLER
Sığırlarda görülen başlıca klinik bulgular, yavru atma, kısırlık, mastitis ve ateştir. Abortlar, gebeliğin her döneminde olmakla birlikte, genel olarak gebeliğin 6-8' inci aylarında meydana gelir. İnsanlarda üşüme, dalgalı ateş ve terleme, karın ve eklem ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Ateş 40 o C' nin üstünde olup, gebe kadınlarda düşüklere neden olur. Erkeklerde orşitis sonu kısırlık şekillenir. Bazen ciddi komplikasyonlar sonu hastalık ölümle sonuçlanabilir.
HASTALIĞIN KONTROLU
Mikroorganizma pastörizasyon ısısına hassas olduğundan, gıdaların pişirilerek yenmesi, çiğ olarak tüketilen sebze ve meyvaların etkenin duyarlı olduğu dezenfektanlarla yıkanması gerekmektedir. Hastalığın kontrolünde enfekte hayvanların sürüden ayrılmaları, diğer hayvanların enfeksiyona maruz kalmamaları açısından çok önemlidir. En radikal önlemlerden biriside hayvanların aşılanarak hastalığın kontrol altına alınmasıdır.
Brusellozis'de aktif bağışıklığı oluşturan aşılar, canlı Brusella abortus S-19 aşısı ile canlı B. melitensis Rev-1 aşısıdır. B. abortus S-19 aşısı, danalara ve erginlere uygulanan olmak üzere iki ayrı aşı olarak mevcuttur. B. abortus S-19, 4-8 aylık sağlıklı dişi danalara uygulanır, en az 7 yıl koruma sağlar, erginler ve erkeklerde kullanılmaz. Br. abortus S-19 ergin aşısı, 8 aylıktan büyük dişi sığırlara 24 ay ara ile iki kez uygulanır, en az bir yıl koruma sağlar, aşısız ve gençken aşılananlarda da kullanılabilir. Boğalara aşılamanın öerilmemesinin nedeni, testislere yerleşmesidir. Sürüdeki aşısız hayvanlar, infeksiyonda aşılılar için tehlike oluştururlar denilmektedir.
B. melitensis Rev-1 genç aşısı, 3-8 aylık sağlıklı dişi ve erkek kuzu ve oğlaklara uygulanır, tek bir aşılama yaşam boyu süren yeterli bir koruma sağlar, erginlerde uygulanmaz. B. melitensis Rev-1 ergin aşısı, 8 aylıktan büyük sağlıklı dişi koyun ve keçilere 12 ay ara ile 2 kez uygulanır.
PATOLOJİK MATERYALLERİN ALINMASI VE GÖNDERİLMESİ
ABORTE OLMUŞ FÖTUS: Kokuşma olmamış aborte fötus laboratuvara gönderilir.
SPERMA: Boğalardan usulüne uygun olarak ve aseptik koşullarda alınarak steril küçük şişelere konur.
VAJİNAL SVAB: Hayvanlarda yavru atımından sonra 6 haftalık periyod içinde izolasyon şansı yüksektir. Vaginal akıntıları almak için hazırlanan svablar, özel tüpüne konulduktan sonra hemen laboratuvara gönderilir.
SÜT: Şüpheli hayvanların meme başları dezenfekte edildikten sonra her meme bölgesinden, steril vida kapaklı tüplere, ilk iki sağım süt dışarı atıldıktan sonra 15 - 20 ml. miktarında sağılır. Tüplerin ağızları kapatılarak, soğuk koşullarda ve en kısa zamanda laboratuvara gönderilmelidir.
Laboratuvar muayeneleri için alınacak patolojik materyaller aseptik koşullarda, steril kaplara konulduktan sonra hemen gönderilmeli, bekletilecek olanlar buzdolabında saklanmalıdır.