PeriKızı
Moderatör
-
- Üyelik Tarihi
- 22 May 2019
-
- Mesajlar
- 8,671
-
- MFC Puanı
- 26,804
TÜRKİYE, kurulduğu andan bugüne değin en zorlu günlerini yaşıyor. Gerçek dost kara günde belli olur. Bu ne menem dostluktur ki en ufak bir zorlama veya menfaat karşısında sırra kadem basıyor.
Türkiye güya NATO ülkesi, orada dost ve müttefikleri var. Ki bunlar öyle sıradan dostluklar ve müttefiklikler değil, ölümüne birliktelikler. Zira birine bir saldırı olduğunda, hepsine birden saldırı addedilip hep birden karşı koymaları gerekir.
Türkiye, NATOdaki sorumluluklarını aksatmadan ve pürüzsüz bir şekilde yerine getiren bir ülke. Diğer bir deyişle, Türkiye NATOya girdiğinden beri ittifakın sıkıntısını çekti ve çekiyor.
Bir NATO üyesi olan Türkiye 35 yıldır terörle savaşıyor. NATO üyesi müttefik ülkelerden hiçbiri Türkiyenin yanında yer almadı. Bilakis Türkiyenin savaş halinde olduğu terör örgütlerinden yana tavır sergilediler.
Görünürde PKKyı terör örgütü ilan ediyorlar lakin bu örgütün militanlarına kucak açıp hem her türlü desteği sağlıyorlar ve hem de bu militanları kendi ülkelerinde barındırıp palazlandırıyorlar.
Hele de NATO ittifakının en büyük ülkesi olan şu ABDye bakın: Türkiyede darbe girişiminde bulunan FETÖ elebaşını Türkiyenin tüm ısrarlarına rağmen vermiyor; vermediği gibi, ABD başkanları gibi koruyup bağrına basıyor ve ikametine müsaade ediyor.
Türkiyede mahkeme kararlarıyla mahkûm olan teröristlere kapılarını açıyor ve Türkiyeye karşı her türlü melanetlerine göz yumuyor ve hatta teşvik ediyor.Türkiyenin kıyasıya savaş halinde olduğu terör örgütlerine (PKK-PYD-YPG) her türlü silah ve mühimmatı hem de parasız verip onları eğitiyor.
Türkiye mecbur kalıp sınır ötesi harekât düzenleyince de tavşana kaç tazıya tut diyor.
Mahut terör örgütleri, ABDnin kendilerine bağışladığı silahları Türkiyenin sınırı boyunca sivil yerleşim yerlerine atarak bebekler dahil her yaştaki masum insanları katlediyorlar.
Türkiye güney sınırında oluşturulmak istenen terör koridoruna asla müsaade edemezdi. Etseydi yalnızca sınır boyunca değil, tüm Türkiyede güvenlikten eser kalmaz ve ülke bölünürdü.
Yalnızca nefsimüdafaa için yapılan bu harekât karşısında dost ve müttefik olduğumuz, NATOda sözde kader birliği yaptığımız ülkelerin tutumlarını gördünüz. Hemen hepsi terör örgütlerinden yana oldular.
Türkiyenin bu meşru hakkını işgal ve Kürt kıyımı olarak değerlendiriyorlar. Halbuki Türkiyede 4 milyona yakın Suriyeli mülteci var ve bunların her birisi Avrupa ülkelerine gitmek için can atıyor. Türkiye, Avrupaya karşı verdiği sözü tutuyor, böylece Avrupa ülkeleri mülteci akınına uğramaktan korunuyor.
Türkiyeyi bu şekilde suçlamaya devam ederlerse, onların ağızlarının payını vermek pahasına Buyurun! Mülteciler sizin olsun demek zorunda kalacağımızı bilmeliler.
Hem maddi ve manevi olarak bunca sıkıntıyı çekeceğiz ve hem de sıkıntılarını aldığımız ülkelere yaranamayacağız.
Oysa aynı Avrupa ülkeleri, mültecileri kendilerine göndermememiz için Türkiyeye yardım vadinde bulundular ve adeta yalvarıp teşekkür ettiler.
Vaatlerini yerine getirmedikleri gibi bir de kalkmış suçluyorlar.
Bu saatten sonra Türkiyenin yapması gereken şey, sınırlarını güvence altına alıp elindeki ve bundan sonraki tüm mültecileri Avrupaya yollamaktır.
Bunların akılları ancak böyle başlarına gelir.
Fuat BOL
Türkiye güya NATO ülkesi, orada dost ve müttefikleri var. Ki bunlar öyle sıradan dostluklar ve müttefiklikler değil, ölümüne birliktelikler. Zira birine bir saldırı olduğunda, hepsine birden saldırı addedilip hep birden karşı koymaları gerekir.
Türkiye, NATOdaki sorumluluklarını aksatmadan ve pürüzsüz bir şekilde yerine getiren bir ülke. Diğer bir deyişle, Türkiye NATOya girdiğinden beri ittifakın sıkıntısını çekti ve çekiyor.
Bir NATO üyesi olan Türkiye 35 yıldır terörle savaşıyor. NATO üyesi müttefik ülkelerden hiçbiri Türkiyenin yanında yer almadı. Bilakis Türkiyenin savaş halinde olduğu terör örgütlerinden yana tavır sergilediler.
Görünürde PKKyı terör örgütü ilan ediyorlar lakin bu örgütün militanlarına kucak açıp hem her türlü desteği sağlıyorlar ve hem de bu militanları kendi ülkelerinde barındırıp palazlandırıyorlar.
Hele de NATO ittifakının en büyük ülkesi olan şu ABDye bakın: Türkiyede darbe girişiminde bulunan FETÖ elebaşını Türkiyenin tüm ısrarlarına rağmen vermiyor; vermediği gibi, ABD başkanları gibi koruyup bağrına basıyor ve ikametine müsaade ediyor.
Türkiyede mahkeme kararlarıyla mahkûm olan teröristlere kapılarını açıyor ve Türkiyeye karşı her türlü melanetlerine göz yumuyor ve hatta teşvik ediyor.Türkiyenin kıyasıya savaş halinde olduğu terör örgütlerine (PKK-PYD-YPG) her türlü silah ve mühimmatı hem de parasız verip onları eğitiyor.
Türkiye mecbur kalıp sınır ötesi harekât düzenleyince de tavşana kaç tazıya tut diyor.
Mahut terör örgütleri, ABDnin kendilerine bağışladığı silahları Türkiyenin sınırı boyunca sivil yerleşim yerlerine atarak bebekler dahil her yaştaki masum insanları katlediyorlar.
Türkiye güney sınırında oluşturulmak istenen terör koridoruna asla müsaade edemezdi. Etseydi yalnızca sınır boyunca değil, tüm Türkiyede güvenlikten eser kalmaz ve ülke bölünürdü.
Yalnızca nefsimüdafaa için yapılan bu harekât karşısında dost ve müttefik olduğumuz, NATOda sözde kader birliği yaptığımız ülkelerin tutumlarını gördünüz. Hemen hepsi terör örgütlerinden yana oldular.
Türkiyenin bu meşru hakkını işgal ve Kürt kıyımı olarak değerlendiriyorlar. Halbuki Türkiyede 4 milyona yakın Suriyeli mülteci var ve bunların her birisi Avrupa ülkelerine gitmek için can atıyor. Türkiye, Avrupaya karşı verdiği sözü tutuyor, böylece Avrupa ülkeleri mülteci akınına uğramaktan korunuyor.
Türkiyeyi bu şekilde suçlamaya devam ederlerse, onların ağızlarının payını vermek pahasına Buyurun! Mülteciler sizin olsun demek zorunda kalacağımızı bilmeliler.
Hem maddi ve manevi olarak bunca sıkıntıyı çekeceğiz ve hem de sıkıntılarını aldığımız ülkelere yaranamayacağız.
Oysa aynı Avrupa ülkeleri, mültecileri kendilerine göndermememiz için Türkiyeye yardım vadinde bulundular ve adeta yalvarıp teşekkür ettiler.
Vaatlerini yerine getirmedikleri gibi bir de kalkmış suçluyorlar.
Bu saatten sonra Türkiyenin yapması gereken şey, sınırlarını güvence altına alıp elindeki ve bundan sonraki tüm mültecileri Avrupaya yollamaktır.
Bunların akılları ancak böyle başlarına gelir.
Fuat BOL